Husi hapishanelerinde işkence gören Yemenli yaşamını yitirdi

Husilerin hapishaneye attığı ve takipçileri tarafından ‘beklenen Mehdi’ olduğunu iddia edilen el-Hasan el-Tuhami adlı Yemenli. (Twitter)
Husilerin hapishaneye attığı ve takipçileri tarafından ‘beklenen Mehdi’ olduğunu iddia edilen el-Hasan el-Tuhami adlı Yemenli. (Twitter)
TT

Husi hapishanelerinde işkence gören Yemenli yaşamını yitirdi

Husilerin hapishaneye attığı ve takipçileri tarafından ‘beklenen Mehdi’ olduğunu iddia edilen el-Hasan el-Tuhami adlı Yemenli. (Twitter)
Husilerin hapishaneye attığı ve takipçileri tarafından ‘beklenen Mehdi’ olduğunu iddia edilen el-Hasan el-Tuhami adlı Yemenli. (Twitter)

Yemen’in başkenti Sanaa’daki Husi milisleri yaklaşık bir ay süren gözaltı ve işkencenin ardından yaşamını yitiren Halid Abdullah Züheyr’i hücresinden hastaneye naklederek ailesinden cenazeyi teslim almasını istedi. ‘Beklenen Mehdi’ olduğuna inandıkları liderinin serbest bırakılmasına yönelik talepleri nedeniyle Züheyr ile birlikte tutuklananlar ise milis istihbaratı tarafından gözaltında tutulmaya devam ediyor.
60’lı yaşlarında ölen Züheyr’i tanıyan kaynaklar, kurbanın bu ayın başlarında Sanaa’dan Saada’ya giden yol üzerindeki Azrakin bölgesinde bulunan Husi güvenlik kontrol noktalarından birinde, yanındakiler ile birlikte tutuklandığını belirttiler. Söz konusu kişiler o sırada, takipçileri tarafından ‘beklenen Mehdi’ olduğu iddia edilen el-Hasan el-Tuhami için af dilemek üzere Saada’daki Dahyan bölgesinde milis lideri Abdülmelik el-Husi’nin bulunduğu noktaya doğru yola çıkmışlardı.
Kaynaklara göre bu grup, Husi Güvenlik ve İstihbarat Birimi’ne nakledildi ve herhangi bir suçlama olmaksızın hapsedildi. Züheyr, tansiyon, şeker ve kalp gibi kronik hastalıklarına sahipti. Gözaltı süresi boyunca sorguya ve işkenceye maruz kaldı. Ayrıca ailesi veya avukatı ile görüşmesi engellendi. Salı akşamı ailes milis makamlarından bir telefon aldı. Kendilerine cenazeyi almak üzere Cumhuriyet Hastanesi’ne gitmeleri gerektiği bildirildi.
Husi milisleri, kendilerine ‘Ensar el-Mehdi’ adını veren onlarca el-Tuhami destekçisini, liderlerinin serbest bırakılmasını talep etmek üzere Saada’ya ulaşmalarının ardından tutuklamıştı. Söz konusu kişiler, taleplerine dikkat çekmek için Saada’nın merkezinde oturma eylemi yapmak için çadırlar kurmaya başlamışlardı. Ancak milislerin istihbarat unsurları onları liderlerinin yanına hapse attı. Aynı zamanda Sanaa ve Hudeyde’de konuyla ilgili tutuklamalar gerekleştirdi.
Milislerin istihbarat hapishanelerinde uygulanan işkence ile ilgili olarak adli kaynaklar, bir yıl önce sahte üniversite diplomaları ve iş kartlarına kullanmakla suçlanarak istihbarat cezaevlerine yerleştirilen 10 kişinin birkaç gün önce, Terör ve Devlet Güvenliği Mahkemesi’ne işkence gördüklerine dair şikayette bulunduklarını bildirdi.
Kaynaklar, sanıkların ‘işkencenin tüm dehşetine ve insanlık onuruna yönelik rezil davranışlara maruz kaldığını’ aktardı. Ayrıca aileleri ve akrabaları ile iletişimlerinin engellendiği, işkence sonrasında kameralar önünde itirafa zorlandıkları ve bu kayıtların delil olarak mahkemeye sunulduğu kaydedildi.
Kaynaklar, sanıkların hapishanelerde ve Husi istihbaratı merkezlerinde maruz kaldıkları psikolojik ve fiziksel işkenceyi güvenlik birimlerine ve hakimlere bildirdiğini belirtti. Kaynaklar, bu hapishanelerin tutuklularla dolu olduğunu, çoğunun basit davalar kapsamında uzun süreler hapishanede kaldıklarını ve işkence gördüklerini bildirdi.
Kaynaklara göre sanıklar, hakime başvurarak tutuklulara yönelik zulme son verilmesini talep etti. İşkence olaylarının bildirilmesi, gönüllü avukatların onlar adına savunma yapmak istemesini sağladı.
Darbeden önce milis üyelerini meşruiyete karşı savunan Yemenli bir avukat, Saada’ya bağlı el-Talh ilçesindeki el-Anad Emniyet Müdürlüğü’ndeki güvenlik görevlilerinin, masum insanları tutukladığını ve şantaj amacıyla araçlarına el koyduğunu bildirdi.
Avukat, karakol binasının arkasındaki arazide gizli gözaltı odaları olduğunu ve her odada bazıları çok uzun süre tutuklu kalan 15’e yakın kişinin bulunduğunu söyledi. Ayrıca polis güçleri sorumlularını ‘esrar bağımlısı olan’ bir grup insan olarak nitelendirdi. Milis liderlerinin soruşturulması için bir komisyon kurulması çağrısında bulunan avukat söylediği her şeyi kanıtlamaya hazır olduğunu vurguladı.



İran'da İsrail adına casusluk yapmaktan suçlu bulunan kişi idam edildi

İran'da bir hapishane avlusundaki darağacı (ISNA)
İran'da bir hapishane avlusundaki darağacı (ISNA)
TT

İran'da İsrail adına casusluk yapmaktan suçlu bulunan kişi idam edildi

İran'da bir hapishane avlusundaki darağacı (ISNA)
İran'da bir hapishane avlusundaki darağacı (ISNA)

İran, İsrail adına casusluk yapmak ve geçtiğimiz haziran ayında iki ülke arasında çıkan savaşta öldürülen nükleer bilim adamı hakkında İsrail'e bilgi sağlamakla suçlanan bir kişiyi idam etti.

Yargı makamına bağlı Mizan Online internet sitesi, “Roozbeh Vadi isimli şahıs, yargı işlemlerinin tamamlanmasının ve Yüksek Mahkeme tarafından verilen cezanın onanmasının ardından idam edildi” diye bildirdi. İran ile İsrail arasında 12 gün süren savaşa atıfta bulunan site, Vadi'nin, ‘son Siyonist saldırı sırasında öldürülen bir nükleer bilim adamı hakkında’ bilgi sızdırmaktan suçlu bulunduğunu belirtti.

Mizan Online internet sitesine göre, idam cezası asılarak infaz edildi, ancak tutuklanma tarihi veya cezası hakkında daha fazla bilgi verilmedi.

Şarku’l Avsat’ın Mizan Online’dan aktardığına göre Vadi, İran'ın ‘önemli ve hassas’ bir kurumunda çalışıyordu ve bu da ona ‘gizli bilgilere’ erişim imkânı sağladı. Vadi, İsrail dış istihbarat servisi Mossad tarafından internet üzerinden işe alındıktan sonra söz konusu bilgileri aktardı.

d7ı8o9
İsrail'in Tahran'daki İran Radyo ve Televizyon Kurumu binasına düzenlediği saldırının ardından yükselen dumanlar, 16 Haziran (Reuters)

İsrail, 13 Haziran'dan itibaren İran'a, özellikle askeri üsleri ve nükleer tesisleri hedef alan benzeri görülmemiş bir saldırı başlattı. Tahran, savaş sırasında İsrail'e füzeler ve insansız hava araçları (İHA) ile karşılık verdi.

Askeri ve sivil hedefleri vuran İsrail saldırıları, askeri komutanlar, nükleer bilim adamları ve yüzlerce kişinin ölümüne yol açtı.

İran medyasına göre, savaş sırasında en az on nükleer bilim adamı öldürüldü. Tahran, İsrail ile iş birliği yaptıkları gerekçesiyle tutuklananları sorumlu tutacağını açıkladı.

Tahran, son haftalarda İsrail ile iş birliği yapmakla suçlanan bir dizi kişiyi tutukladığını ve haklarında kesin hüküm verilenlere idam cezasını uyguladığını duyurdu.

Mizan Online internet sitesine göre İranlı yetkililer ayrıca, DEAŞ'a katıldığı ve ‘İran içinde terörist saldırılar planladığı’ gerekçesiyle bir kişiyi idam etti.