Türkiye, Suriye’nin güneyindeki çözüm modelini kuzeyde de uygulamayı mı planlıyor?

Afrin’deki bir Türk tankı. (AFP)
Afrin’deki bir Türk tankı. (AFP)
TT

Türkiye, Suriye’nin güneyindeki çözüm modelini kuzeyde de uygulamayı mı planlıyor?

Afrin’deki bir Türk tankı. (AFP)
Afrin’deki bir Türk tankı. (AFP)

Türkiye’nin ‘Heyetu Tahriru’ş Şam’ın (HTŞ), Suriye Millî Ordusu’na bağlı gruplar arasındaki çatışmaya müdahalesi ve Türk kuvvetlerinin ve gruplarının kontrolü altındaki Afrin şehri üzerindeki kontrolü’ konusundaki sessizliği, birçok soru işaretine neden oldu. Bu çerçevede Suriye’nin kuzeyinde kontrol ettiği alanlardaki duruma ilişkin Türkiye’nin yeni yaklaşımı hakkında iddialar ortaya atıldı.
Son günlerde Türkiye hükümetine yakın çevrelerden gelen bilgiler, Ankara’nın kendisine bağlı grupların davranışlarından memnun olmadığı şeklinde. Ayrıca iddialara göre Türkiye, gruplar arasındaki mevcut çatışmaları ortadan kaldırmak için Suriye Millî Ordusu’nun yapısını değiştirmeye ve Fırat’ın batısında ve doğusunda bulunduğu bölgeleri kontrol eden tek bir güçlü komutanlık oluşturmaya yöneldi.
Aynı şekilde Türkiye’nin Suriye’nin güneyindeki çözüme benzer bir durumu kuzeyinde de ortaya koymaya başladığına dair açıklamalar yapılıyor. Türkiye’nin amacının, Suriyeli mültecilerin geri dönüşünü sağlamak ve toplumsal açıdan sıkıntılı bir konu haline gelen bu meseleye dair bir sıçrama yapmak olduğu öne sürülüyor. Bunların yanı sıra Suriyeli mülteciler meselesi, cumhurbaşkanlığı ve yasama seçimlerine yaklaşık yedi ay kala Türkiye içinde de tartışmalara neden oluyor.
Türkiye’deki güvenlik kaynakları, son gelişmelerden, ayrıca gruplar arasındaki çatışmaların tırmanmasından ve HTŞ’nin Halep’in kuzeyindeki Afrin’den neredeyse tamamen geri çekilmesinden sonra, 41 gruptan oluşan Suriye Millî Ordusu gruplarını merkezi bir komuta ve tek bir ordu altında birleştirme planına ilişkin iddialarda bulundular.
HTŞ, Afrin ve girdiği diğer bölgelerden geri çekildi. Örgüt, Azez’in kapılarına kadar ulaşmıştı. Daha sonra HTŞ ile Milli Ordu’daki Üçüncü Tugay arasında bir anlaşma için müdahalede bulunan Türkiye’nin baskısı altında geri çekildi.
Kaynaklar ve Türk askeri stratejik analistler, Ankara’nın Suriye’nin kuzeyindeki güçlerinin ve muhalif grupların kontrolü altındaki alanlardan kolayca vazgeçemeyeceğini vurguladı. Aynı şekilde son gelişmelerin, ‘kendi grupları arasındaki tekrarlı çatışmalar ve kendi kontrol alanlarında meydana gelen güvenlik olaylarının ardından’ Suriye Milli Ordusu’nun yeniden yapılanması için gerekçe olarak kullanabileceği belirtildi.
Kaynaklara göre Ankara, güçlerinin kontrolündeki Afrin, Cerablus, El-Bab, Azez ve Tel Abyad bölgelerinde gruplar arasında sık sık sivil kayıplara yol açan çatışmalara olumsuz bakıyor. Ayrıca grupları tek bir komuta altında birleştirmek için birçok girişimde bulunuldu ama bu girişimler sonuç vermedi. Bu çerçevede yeni planın, silahlı grupların sivil bölgelerden çekilmesini ve merkezi bir komuta altında düzenli bir ordunun kurulmasını içermesi mümkün. Özellikle de bu bölgelerin insanları devam eden çatışmalardan bıktığı için bu durum, aynı zamanda grupların müdahalesi olmaksızın yerel yönetimlerin ve konseylerin çalışmalarını kolaylaştıracak.
Diğer taraftan basında çıkan haberler, ‘istikrarı sağlamak ve iade etmeyi düşündüğü Suriyeli mültecilerin kabulü için ortamı hazırlamak amacıyla’ Türkiye’nin Suriye’nin güneyindeki çözüm modelini ülkenin kuzeyindeki bölgelerde de uygulamayı düşündüğü yönünde. 
Diğer yandan Türk istihbaratı, Dera’daki Askeri Güvenlik Şubesi’ne bağlı ve Suriye ordusunun maaşlarından muaf tutulan 8. Tugay Komutanı Ahmed el-Avde’yi ülkeye davet etti. Avde, daha önce uzun yıllar boyunca 5. Kolordu sancağı altında faaliyet göstermişti.
Yayınlanan haberlerde, Avde’nin Türkiye’ye sürpriz bir ziyarette bulunduğu ve İstanbul’da olduğu görüldü. Kaynakların Suriye muhalefetinden edindiği bilgilere göre Türkiye, Ahmed el-Avde’yi ‘Suriye’nin güneyindeki çözüm konusunda değerlendirmelerini dinlemek’ üzere davet etti.
Şarku'l Avsat'ın ulaştığı bilgilere göre Avde’nin İstanbul ziyareti konusunda spekülasyonlar hız kazandı. Öyle ki ziyaret öncesinde Suriye meselesinden sorumlu pozisyonlar da dahil olmak üzere Dışişleri Bakanlığı’nda değişiklikler yapıldı. Bu çerçevede Suriye’nin kuzeyindeki güvenlik meselesinden sorumlu Erdem Ozan, Türkiye’nin Ürdün Büyükelçisi olarak atandı.



İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı sektördeki faaliyetlerini sonlandırdığını duyurdu

Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)
Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)
TT

İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı sektördeki faaliyetlerini sonlandırdığını duyurdu

Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)
Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)

ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’ndeki yardım dağıtım operasyonlarını sonlandırdığını duyurdu.

Kuruluş, altı hafta önce Washington’un arabuluculuğunda yürürlüğe giren ateşkesin ardından dağıtım merkezlerini kapatmıştı. Vakıf, yayımladığı son açıklamada görevini “kalıcı olarak” durdurduğunu ve misyonunu tamamladığını belirtti.

Vakıf Direktörü John Acrey, yaptığı yazılı açıklamada, “Gazze halkına yardımların ulaştırılmasında daha iyi bir yöntem olduğunu kanıtlama görevimizi başarıyla yerine getirdik” dedi.

Kısa süre faaliyet gösteren vakfın operasyonları büyük ölçüde gizlilik içinde yürütülmüştü. ABD ve İsrail destekli alternatif bir yapı olarak BM’ye bağlı UNRWA’nın yerine kurulmuş, ancak finansman kaynakları ya da yardım noktalarını yöneten silahlı yüklenicilerin kimlikleri kamuoyuyla hiç paylaşılmamıştı. Vakıf, amacının yardımların Hamas’a aktarılmasını engellemek olduğunu savunuyordu.

Ancak Filistinliler, yardım çalışanları ve sağlık yetkilileri, bu sistemin yardım almak isteyen sivilleri, İsrail askerlerinin bulunduğu kontrol noktalarından geçmek zorunda bırakarak hayatlarını riske attığını belirtiyordu.

Kurumun görevlerini, Gazze’deki ateşkesi denetlemekle sorumlu İsrail’deki ABD merkezli Sivil-Askerî Koordinasyon Merkezine devredeceğini açıklayan Acrey, “Vakıf haftalardır Koordinasyon Merkezi ve uluslararası kuruluşlarla bir sonraki adımlar konusunda temas hâlinde. Açıkça görülüyor ki bizim uyguladığımız modeli benimseyip genişletecekler” dedi.

Gazze İnsani Yardım Vakfı Mayıs ayı sonunda, İsrail’in üç ay boyunca gıda girişini durdurmasının ardından Gazze’de kıtlık eşiğine gelinmesi üzerine faaliyete başlamıştı. İsrail, BM’nin gıda dağıtım sisteminin yerine geçmesi hedeflenen bu özel kuruluşu, Hamas’ın büyük miktarda yardıma el koyduğu iddiasıyla savunmuştu; ancak BM bu iddiaları reddetmişti.

BM, söz konusu vakfın kurulmasına karşı çıkarak sistemin İsrail’e gıda dağıtımı üzerinde tam kontrol sağlayabileceğini ve Filistinlilerin yerinden edilmesine yol açabileceğini belirtmişti. Savaş süresince BM ve insani yardım kuruluşları, yüzlerce merkez üzerinden Gazze’ye gıda, ilaç, yakıt ve diğer ihtiyaçların ulaştırılmasına öncülük etmişti.

Vakıf, açıklamasında Gazze’de 3 milyonun üzerinde gıda paketi dağıttığını, bunun 187 milyon öğüne denk geldiğini duyurdu.


Hamas, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının devam etmesi üzerine ‘etnik temizlik’ uygulamasını kınadı

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
TT

Hamas, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının devam etmesi üzerine ‘etnik temizlik’ uygulamasını kınadı

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)

Hamas Sözcüsü bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'nin doğu bölgelerinde ve orta kesiminde ‘etnik temizlik’ yaptığını söyledi.

Sözcü Hazım Kasım, “İşgal güçleri, sarı hattın dışındaki sivilleri hedef alıyor. Bu sabahtan itibaren dört vatandaş öldürüldü, yıkım operasyonları yoğunlaştı ve doğu bölgelerinden vatandaşlar yerlerinden edildi” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre, bu sabah İsrail'in Gazze ve Han Yunus şehirlerini hedef alan bombardımanında dört Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.

dcgtrhy
Gazze şehrinde İsrail ateşiyle öldürülen Filistinli genç Ahmed el-Hevari'nin cenazesine katılan Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Bu sabah üç kişinin cenazesi hastanelere getirildi; ikisi Han Yunus’un doğusundaki Beni Suheyle kasabasında İsrail’e ait bir insansız hava aracı (İHA) tarafından, bir diğeri ise Gazze kentinin doğusundaki et-Tuffah mahallesinde İsrail tankının açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti” dedi.

Han Yunus’taki Nasır Hastanesi, iki ölü ve biri ağır olmak üzere üç yaralıyı kabul ettiğini duyurdu. Gazze kentindeki Şifa Hastanesi’nin Müdürü Dr. Muhammed Ebu Selmiye de et-Tuffah mahallesinde sivillere yönelik tank ateşi nedeniyle bir ölü ve çok sayıda yaralının hastaneye ulaştığını doğruladı.

Gazze'deki bir güvenlik kaynağı AFP'ye, ‘işgal uçaklarının bu sabah Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ve Refah'ın güneydoğusundaki bölgelere birkaç hava saldırısı düzenlediğini’ söyledi. Kaynak, İsrail ordusunun ‘ez-Zeytun, Şucaiyye ve et-Tuffah (Gazze şehrinin doğusu) mahallelerinde ve Han Yunus ile Refah'ta savaş sırasında hasar gören onlarca binayı ve evi yıkmaya devam ettiğini’ belirtti.

İsrail güçleri, Refah şehrinin büyük bir kısmını ve Han Yunus'un doğu bölgelerini kontrol altında tutuyor. İsrail, 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından Gazze Şeridi'ne savaş açtı. O günden bu yana, Birleşmiş Milletler'in (BM) güvenilir bulduğu Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşında en az 69 bin 756 kişi hayatını kaybetti.


Mısır Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy verme işlemi başladı

Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
TT

Mısır Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy verme işlemi başladı

Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)

Mısırlılar bugün, 2025 Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy kullanmaya başladı.

İki gün sürecek seçimler, 73 seçim bölgesi ve 5 bin 287 alt komiteden oluşan 13 vilayette gerçekleştiriliyor. Şarku’l Avsat’ın Kahire el-İhbariyye televizyonundan aktardığına göre, bu aşamada bin 316 aday bireysel sistem altında yarışıyor ve Kahire ile Kuzey, Orta ve Güney Delta ve Doğu Delta'nın iki seçim bölgesinde bir liste yer alıyor.

Mısır Ulusal Seçim Komisyonu, vatandaşlara seçimlere katılım çağrısında bulunarak, sürecin bütünlüğünü sağlama ve seçmenlerin iradesini tam şeffaflık içinde sandığa yansıtma konusundaki kararlılığını vurguladı.

Seçimlerin ikinci aşamasına dahil olan vilayetler, Ulusal Seçim Komisyonu’nun verilerine göre Kahire, Kalubiyye, Dakahliye, Garbiye, Menufiye, Kafr eş-Şeyh, Şarkiye, Dimyat, Port Said, İsmailiye, Süveyş, Güney Sina ve Kuzey Sina’dan oluşuyor.

gju
Parlamento seçimlerinin ilk turunda oy verme merkezlerinin önünde bekleyen Mısırlı kadınlar (Gençlik Partisi Koordinasyon Komitesi)

Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşaması, ilk turda 19 seçim bölgesindeki sonuçların ‘önemli ihlaller’ gerekçesiyle iptal edilmesinin ardından geliyor. Bu ihlaller arasında sandıkların önünde yapılan usulsüz propaganda ile adaylara oy sayım tutanaklarının nüshalarının verilmemesi gibi durumlar yer aldı. Gözlemciler bu adımı ‘emsalsiz’ olarak nitelendirdi.

Bu seçim bölgelerindeki sonuçların iptal edilmesi, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin ‘azami şeffaflık’ sağlanması için yaptığı doğrudan çağrının ardından gerçekleşti.