El Kaide örgütü içerisindeki liderlik mücadelesi, örgütsel bir anlaşmazlığı mı ortaya çıkarıyor yoksa terör örgütünün kollarının bağımsızlığını mı güçlendiriyor? Bu soru, özellikle başkent Kabil’de önde gelen terörist Eymen ez-Zevahiri’nin öldürülmesinin ardından El Kaide liderliğinin boşalmasından yaklaşık 3 ay sonra araştırmacıların endişelerini artırıyor. Araştırmacıların birçoğu, yeni liderin hızlı bir şekilde açıklanmasını beklerken, örgüt ise henüz ismini açıklamadı.
Araştırmacılar, yeni bir liderin açıklanmamasının ‘örgütün liderliğine uygun bir alternatif belirlemede zorluklar yaşandığını’ ortaya çıkardığına dikkati çekti. Araştırmacılar ayrıca, bir örgütsel uyuşmazlığın varlığının örgütün yapısına gölge düşürdüğüne ve kollarının bağımsızlık şansını artırdığına dikkati çekti.
Radikal hareketler uzmanı Mısırlı araştırmacı Ahmed Zağlul, “Örgüt, El Kaide kurucusu Usame bin Ladin ve sonrasında değişken düzeyde Zevahiri’de var olan örgütsel ve yasal karizmadan yoksundur” dedi. Zağlul, “Örgüt şu anda bir liderlik krizi yaşıyor. Zevahiri’nin öldürülmesinden bu yana dolaşan isimler, özellikle bu (aday) liderlerden bazıları belirli ülkelerde bulunduğu için, örgütsel bir fikir birliğine sahip değil gibi görünüyor. Bu durum, ülkelerin örgütün kontrolünde olabileceğine dair şüphe uyandırıyor” ifadelerini kullandı.
Şarku’l Avsat’a konuşan Ahmed Zağlul, El-Kaide liderini seçme konusunda bir kriz yaşandığını, iç ve dış baskıların olduğunu, aday isimlerin önceki liderlere kıyasla sınırlı cihatçı bir role sahip olması gerektiğini vurguladı.
Mısırlı araştırmacı Hanna Kandil ise “Zevahiri’nin öldürülmesinin üzerinden üç aydan fazla zaman geçmesine rağmen örgüt, henüz halefine karar vermedi” diyerek, hayatının bu hassas döneminde örgüte liderlik etmeye uygun bir alternatif seçmenin zor olduğunu dile getirdi. Kandil, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Zevahiri’nin alternatifi konusunda yaşanan istikrarsızlığın açık nedenleri var. Bu nedenler, seçimin yapıldığı mekanizma ve örgüte liderlik edecek uygun isimle ilgili” dedi.
Kandil, “2014 yılında Zevahiri’nin halefi olmak için aday gösterilen isimleri tanımlayan bir belge ortaya çıktı. Bu belge, Ebu el-Hayr el-Mısri, Ebu Muhammed el-Mısri, Seyful Adil ve Ebu Basir el-Vahişi’yi içeriyor. Ancak bu belgede bir değişiklik meydana geldi. Seyful Adil dışında bu isimlerden hiçbiri hayatta değil. Ama bu durum, meselenin çözüldüğü anlamına gelmiyor. Çünkü bu isim de İran’da yaşıyor” şeklinde konuştu.
Kandil, “Seyful Adil’in İran ile ilişkisi, bazıları tarafından lider olarak görevlendirilirse El Kaide’nin imajını baltalayacağı şeklinde düşünülüyor” dedi.
Muhammed Salah Zeydan olarak da bilinen Seyful Adil, 1989 yılında Afganistan’a taşındı ve El-Kaide’ye katıldı. Tecrübeleri ışığında örgütün askeri yeteneklerini geliştirmede son derece önemli bir rol oynadı. Örgütün birçok bölgede kollarının kurulması faaliyetlerine katıldı. ABD Federal Soruşturma Bürosu, onu (10 milyon dolarlık ödülle) dünyanın en çok aranan ‘teröristlerinden’ biri olarak nitelendiriyor.
Geçtiğimiz haftalarda, aralarında Ebu Abdurrahman er-Mağribi lakaplı Muhammed Abati’nin de bulunduğu, El Kaide liderliği adaylarının isimleri ortaya çıktı. Abati, Zevahiri’ye yakın bir isim. Kendisi, Zevahiri’nin iletişimini sağlamaktan ve şifreli mesajların dünya genelindeki düzenleyici üslere ve örgüte bağlı ‘Sahab’ medya kuruluşuna iletilmesini denetlemekten sorumluydu. El-Kaide’nin Arap Yarımadası’ndaki kolunun lideri Halid Batarfi de söz konusu isimler arasında. Şubat 2020’de bir ABD saldırısında Kasım er-Rimi’nin öldürülmesinden sonra liderlik ona geçti. Aynı şekilde Yezid Mubarek olarak da bilinen Ebu Ubeyde Yusuf el-Anabi’nin ismi de öne sürüldü. Söz konusu isimlerin yanı sıra Somalili Eş-Şebab Hareketi lideri Ahmed Ömer veya Ebu Ubeyd olarak bilinen Ömer Ahmed Diri de bu isimlerin arasında yer alıyor.
Bu çerçevede Kandil, “Kendisini en değerlisi olarak gören Seyül Adil ile Ocak 2021’den bu yana ABD’nin terör listesinde yer alan Mağrabi arasında El Kaide liderliği konusundaki anlaşmazlık tırmandı. Bu durum, bir bütün olarak örgütün yapısına gölge düşüren bir ‘örgütsel anlaşmazlık’ olduğunu göstermektedir” dedi.
Hanna Kandil, “Sonuç olarak Zevahiri’nin halefi için esas mücadele, büyük bir ivmeye sahip olan Seyful Adil ile Mağribi arasında geçiyor. Batarfi, Anabi veya Diri olsun geri kalanların şansı yok. El-Kaide’nin geleceği ile ilgili bu konunun çözüme kavuşturulması için kullanılacak mekanizma önümüzdeki günlerde ortaya çıkacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
El Kaide’nin bazı kollarının bağımsız olma olasılığına değinen Kandil, “Bu durum, kuşkusuz, ana örgütten uzakta faaliyet gösteren, tamamen bağımsız olma fırsatı yakalayabilen ve kendi çıkarlarına ve yöntemlerine göre çalışan El Kaide kollarının hırslarını güçlendiriyor” ifadelerini kullandı.
Araştırmacı Zağlul ise “El Kaide’nin kolları, Zevahiri’nin günlerinden beri bağımsızlığa tanık oluyor” diyerek, yeni liderin seçilmesi konusunda kollar arasında büyük bir anlaşmazlık olduğuna dikkat çekti. Ahmed Zağlul, “Hukuki açıdan bir lidere sahip olma zorunluluğu nedeniyle örgüt içinde iş bitirici biri olmalıdır. Bu kişi, örgütü geçici olarak yönetiyor olabilir, karakter olarak zayıf olabilir veya fikir birliğine sahip olmayabilir” dedi. Araştırmacı ayrıca, “Yeni liderin adının açıklanması, kolları tarafından örgüt için bir tehdit olabileceği gibi ana örgütün de ortadan kalkacağının habercisi olabilir” şeklinde konuştu.
El Kaide’de liderlik mücadelesi: Örgütsel bir anlaşmazlık mı yoksa terör örgütünün kollarının bağımsızlığını güçlendiren bir durum mu?
El Kaide’de liderlik mücadelesi: Örgütsel bir anlaşmazlık mı yoksa terör örgütünün kollarının bağımsızlığını güçlendiren bir durum mu?
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة