Avn’dan hükümetin istifasını kabule yönelik adım

Lübnan Cumhurbaşkanı Avn, Mikati’ye baskı yapmak için ‘örfleri ihlal etme’ imasında bulundu.

Avn 28 Ekim’de Cumhurbaşkanlığı Sarayı çalışanları ile veda toplantısı yaptı. (Dalati ve Nahra)
Avn 28 Ekim’de Cumhurbaşkanlığı Sarayı çalışanları ile veda toplantısı yaptı. (Dalati ve Nahra)
TT

Avn’dan hükümetin istifasını kabule yönelik adım

Avn 28 Ekim’de Cumhurbaşkanlığı Sarayı çalışanları ile veda toplantısı yaptı. (Dalati ve Nahra)
Avn 28 Ekim’de Cumhurbaşkanlığı Sarayı çalışanları ile veda toplantısı yaptı. (Dalati ve Nahra)

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın geçen perşembe günü yeni hükümet kurulmadan halihazırdaki hükümetin istifasını kabul eden kararnameleri imzalamaya yönelmesi, anayasal süresinin dolmasına günler kala ve yeni bir cumhurbaşkanı seçilememesi durumunda yetkilerini üstlenecek ‘tam yetkili’ bir hükümetin yokluğunda iç siyaseti karıştırdı. Avn’ın bu adımı, iki taraf arasındaki anayasal anlaşmazlık ortasında daha önce hiçbir cumhurbaşkanının almadığı istisnai bir önlem olarak kabul ediliyor. Öncelikle bu durumun, anayasal boşlukta hükümetin toplanmasını ve anayasanın öngördüğü üzere Bakanlar Kurulu’nun toplu olarak cumhurbaşkanının yetkilerini devralmasını engelleyeceği düşünülüyor. Bazı taraflar, hükümetin anayasa uyarınca istifa ettiğini ve istifasını kabul veya reddedilmek üzere sunmadığını belirtiyor.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Avn ve Başbakan Necib Mikati arasında hükümetin kurulması konusundaki anlaşmazlıklar, geçen haziran ayından bu yana hız kazandı. Bu durum yeni bir hükümetin kurulmasını da engelledi. Öyle ki son yasama seçimlerinin ardından istifa eden hükümetin, cumhurbaşkanlığı boşluğunda yürütme erki işlevlerini üstlenip üstlenemeyeceği konusunda anayasa tartışması sürüyor. Özgür Yurtsever Hareket, geçici hükümetin ‘seçilmiş parlamentonun güvenini kazanmadığını’ ancak önceki parlamentonun güvenini kazandığını ve bu nedenle anayasal tüzükten yoksun olacağını belirtiyor.
Avn, 28 Ekim’de Mikati’nin bir iradeye ve ekibe sahip olmadığını yineledi. “Başbakan Mikati, Özgür Yurtsever Hareket’in talebi dışında tüm partilerin, akımların ve meclis bloklarının taleplerini karşılıyor” diyen Avn, Yurtsever Hareket veya Güçlü Lübnan Bloğu’nun vesayeti altına girmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Başka bir hükümet kurulmadan hükümetin istifasını kabul eden kararnameleri imzalama niyetinin hukuka aykırılığı hakkında da şunları söyledi:
“Bunu gerektiren bir anayasa metni yok. Mesele örf ve âdetlerle ilgili. Örf ve âdet çiğnenebilir.”
Avn’ın geçici hükümetin istifa kararnamesini imzalamaya yönelmesine yanıt olarak eski Bakan ve eski Baro Başkanı Raşid Derbas da şu açıklamada bulundu:
“Hükümet, istifasını kabul edilmesi veya reddedilmesi için sunmadı. Aksine istifa kaçınılmazdı ve kanun gereğiydi. Kararname, yeni bir hükümet kurma kararnamesi ile örtüşmedikçe yürürlüğe girmeyecektir. Cumhurbaşkanı bu durumu (hükümetin istifasını) oluşturmaz, aksine ilan eder.”
Karardaki herhangi bir kusurdan dolaylı olarak Cumhurbaşkanı Avn’ı sorumlu tutan Derbas sözleirnin devamında “Kim bir boşluk hali yaratırsa o devleti kasten efendisiz bırakmış demektir. Kamu yararının boşluğa terk edilmediğinin bilinmesi gerekir” ifadesini kullandı.
Ülke 1 Kasım itibariyle  cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık makamlarında boşluk ile karşı karşıya kalacak. Ancak hükümetin yokluğu, anayasal güçleri olan geçici hükümeti kısıtlamıyor. Eski Bakan Derbas, mevcut hükümetin gücünün ülkenin zayıflığında yattığını vurguladığı açıklamasında şunları söyledi:
“Anayasa kapsamlıdır ve içinde çözümler vardır. Cumhurbaşkanlığının boşalması halinde Bakanlar Kurulu’na cumhurbaşkanının görevlerini üstlenme hakkı vermiştir.”
Derbas, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada geçici hükümetin, yalnızca cumhurbaşkanının yetki alanına giren belirli yetkiler dışında, cumhurbaşkanını değiştirmeye yönelik anayasal yetkiye sahip olduğunu vurguladı:
“Anayasaya uygun olsa ve parlamentonun güvenini kazansa bile hükümetin yapamayacağı, cumhurbaşkanı ile sınırlı temel meseleler vardır. Bu görevlerden en önemlileri meclisin feshedilmesi, yeni bir hükümet kurmak için meclis istişarelerinin yapılması, büyükelçilerin onaylanması ve madalya verilmesinin mümkün olmamasıdır. Anayasaya uymayan herhangi bir hükümet, parlamentoya hitap etme ve ona mesaj gönderme hakkına sahiptir. Başbakanın yetkilerini Cumhurbaşkanlığı Sarayı koltuğundan kullanma hakkına değil.”
Avn’ın Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan ayrılmasından saatler önce dengeleri bozmak ve iktidardaki Hıristiyan ortağı zayıflatmak konusu yeniden gündeme geldi. Avn, yaptığı son açıklamada Mikati hükümetinin cumhurbaşkanının tüm yetkilerini üstlenmektaciz olduğunu belirterek “Prensip olarak, dar bir çerçeve dışında rolünü yerine getiremez” dedi. Ancak Bakan Derbas, “Hükümetin görevini dar sınırlar içinde icra etmesinden bahsetmek anayasada yer almıyor. Çünkü darlık ve genişlik, örneğin olağanüstü hâl ilan etmek ve diğerleri de dahil olmak üzere ihtiyaca, amaca ve acil konulara bağlıdır” ifadelerini kullandı. Başbakan Necib Mikati’nin ‘yeni bir hükümetin kurulmasını engellemekten ve ülkeyi bir başkanlık boşluğuna sokmaktan sorumlu olmadığını’ vurgulayan Raşid Derbas, “Hristiyanların bir kısmı neden Cumhurbaşkanı’nın makamında ağlıyor? Cumhurbaşkanlığı seçimlerini bozan ve beyaz kağıtla seçilen kim? Bu insanlar, yeni bir cumhurbaşkanının niteliklerini görmüyorlar. Bu yüzden beyaz kâğıt aracılığıyla yokluğu seçiyorlar” şeklinde konuştu.
Anayasa uzmanı Dr. Adil Yammine, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
“Anayasanın 62’inci maddesi, cumhurbaşkanlığı makamının boşalması halinde cumhurbaşkanının yetkilerini hükümete değil, topluca Bakanlar Kurulu’na devretmiştir. Hükümet ile kabine arasında büyük bir fark vardır. Anayasanın 53’üncü maddesinin 12’inci fıkrası, cumhurbaşkanına emanet edilen Bakanlar Kurulu’nu, başbakanla mutabık kalarak olağanüstü toplantıya çağırır. Bu durum, cumhurbaşkanı olmadan Bakanlar Kurulu’nun olağanüstü toplantılarının yapılmasının mümkün olmadığı anlamına geliyor.”
Lübnan, 1988 yılından bu yana dördüncü cumhurbaşkanlığı boşluğuna tanık oluyor. Cumhurbaşkanı Mişel Avn’a yakın bir isim olan Yammine konuya dair şu açıklamada bulundu:
“Yeni hükümet kurulmadan cumhurbaşkanının görev süresi sona ererse mevcut hükümet, cumhurbaşkanının yetkilerine el uzatmadan dar sınırlar içinde iş yapmakla yetinmelidir. Yani başbakan hükümet sarayında, bakanlar da bakanlıklarındaki varlıkları aracılığıyla görevini yerine getirir. Karar veya kararnameler cumhurbaşkanı tarafından imzalanmaz.” Şu an karşı karşıya olduğumuz sorunlar, hükümetini kurmakla görevlendirilen başbakana uzun aylarca kalmaması için bir süre sınırlaması getirilmesi de dahil olmak üzere bu temel boşlukların giderilmesi gereken anayasal boşlukları ifade ediyor.”



İsrail'in gizli çalışmalar yürüten Birim 504’ü işte bunu yapıyor

Birim 504, 30 Haziran 1948 tarihinde İsrail ordusu istihbarat teşkilatı bünyesinde kuruldu (İsrail ordusu resmi internet sitesi)
Birim 504, 30 Haziran 1948 tarihinde İsrail ordusu istihbarat teşkilatı bünyesinde kuruldu (İsrail ordusu resmi internet sitesi)
TT

İsrail'in gizli çalışmalar yürüten Birim 504’ü işte bunu yapıyor

Birim 504, 30 Haziran 1948 tarihinde İsrail ordusu istihbarat teşkilatı bünyesinde kuruldu (İsrail ordusu resmi internet sitesi)
Birim 504, 30 Haziran 1948 tarihinde İsrail ordusu istihbarat teşkilatı bünyesinde kuruldu (İsrail ordusu resmi internet sitesi)

Emel Şehade

İsrail, Aksa Tufanı Operasyonu’nun ilk gününden itibaren askeri ve istihbarat araçlarını kullanarak faaliyetlerini, özellikle istihbarat alanında, yoğunlaştırdı. Bilindiği üzere 7 Ekim 2023 tarihindeki olaylar, Gazze Şeridi’nin güneyine doğru en güvenli sınırların ihlal edilmesini engelleyemeyen büyük bir istihbarat başarısızlığıyla sonuçlanmış ve ardından henüz sona ermeyen bir savaş patlak vermişti.

Bu yılın başlarından bu yana, bir yandan Lübnan ile ateşkes anlaşmasına varılması ve diğer yandan Suriye’de Beşşar Esed rejiminin çöküşüyle İsrail'in kuzeyinde bulunan bu iki bölge, İsrail istihbarat teşkilatlarının hedefine girdi. Bu istihbarat teşkilatları, İsrail'in düşman olarak gördüğü ve halkının güvenliği ile sınırları için tehlike arz eden örgütlerin liderlerini ortadan kaldırmak ve bu örgütlerin kapasitelerini zayıflatmak ve yok etmek gibi hedeflerini gerçekleştirmek için çalışıyorlar.

Savaşın patlak vermesinden bu yana 21 aydan fazla bir süredir, bazıları açık, bazıları gizli olan birimler, belirli operasyonların, özellikle de İsrail'in gerçekleştirdiği suikastların yürütülmesini sağlamak için bilgi toplama, rapor hazırlama ve örgütlerin hareketlerini izleme çalışmaları yürütüyor. Bu birimlerin başında faaliyet gösterdiği yıllar boyunca ‘Birim 154’, ‘İstihbarat 10’, ‘Sessizlik Birimi’ ve ‘İnsan İstihbarat Grubu’ gibi çeşitli isimlerle anılan ‘İnsan ve İstihbarat Soruşturma Birimi - Birim 504’ (HUMINT 504) geliyor. Askeri istihbarat bölümünün seçkin birimi olarak kabul edilen bu birimin görevleri arasında İsrail dışında İsrail adına çalışacak gizli ajanlar bulunması ve çalıştırılması da bulunuyor.

Birim 504, son iki ayda, İsrail'in son derece başarılı bulduğu birçok operasyona imza attı. Bunların sonuncusu pazartesi gecesi Suriye'de gerçekleşti. İsrail ordusu, İran'a bağlı olduğunu ve İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Kudüs Tugayı tarafından yönlendirildiğini iddia ettiği bir hücreyi çökertti.

Ayrıntılı araştırmada, Birim 504'ün bir süredir Suriye'nin güneyindeki çeşitli bölgelerde faaliyet gösterdiği ortaya çıktı. İsrail ordusu, bir yandan İsrail sınırlarını tehdit eden düşman örgütlerin bu bölgede faaliyet göstermesine izin vermeyeceğini, diğer yandan azınlıkları, özellikle de Dürzileri korumak için bu kararı aldığını açıkladı.

ghyjuıko
Birim 504, 300 Filistinlinin tutuklanmasında görev alırken sorguları sırasında tüneller, depolar ve askeri çalışma yöntemleri hakkında bilgi edindi (İsrail ordusu resmi internet sitesi)

Birim 504, görevleri kapsamında, hem güney Suriye'de saha araştırmacılarını görevlendirerek hem de ajanlarını çalıştırarak bu hücre hakkında bilgi ve ayrıntılar topladı. Uygulanan prosedüre göre birim çeşitli kaynaklardan bilgi toplar ve bu bilgileri Suriye, Lübnan veya diğer ülkelerde operasyonlar yürütecek askeri ekipler veya tugaylara yardımcı olmak için orduya aktarır.

Pazartesi Gecesi Operasyonu’nda, 210. Tümen komutasındaki Aleksandroni Tugayı, Birim 504 tarafından iki ayı aşkın bir süre boyunca toplanan bilgilere dayanarak harekete geçti.

Bu operasyon, diğer birimler gibi bilinmeyen istihbarat biriminin arkasında duran onlarca operasyondan biriydi. İsrail ordusu, bu birimin en doğru bilgileri sağladığını ve ajanların operasyonun başarısında büyük rol oynadığını belirtti.

Haganah’ın kökleri

Suriye'nin güneyindeki hücrenin çökertilmesi, bir haftadan kısa bir süre içinde gerçekleştirilen ve Birim 504’ün istihbarat raporlarına dayanan ikinci operasyondu. Birim 504, İsrail'e tehdit oluşturdukları gerekçesiyle aranan kişiler hakkında kesin bilgiler sağladı. İsrail ordusu, Birim 504’ün de katkıda bulunduğu ve farklı örgütlerin en fazla sayıda üyesine ulaşılmasının amaçlandığı bu operasyonlar sonucunda tutuklanan Suriyelilerin sayısını açıklamadı.

Birim 504, Lübnan ve Suriye'deki operasyonların yoğunlaşmasının ardından son aylarda İsrail manşetlerine taşındı. Bu süreçte İsrail, önemli askeri görevlerle görevlendirilmiş kişilerin yanı sıra İsrail ordusuna karşı savaşan hücrelerin de öldürüldüğünü duyurdu.

Birim 504, 30 Haziran 1948'de ordu istihbaratı bünyesinde kuruldu. Bir yıldan kısa bir süre sonra doğrudan askeri istihbarat bölümüne bağlı hale geldi ve ‘İstihbarat 10’ adını aldı. Çok önemli istihbarat bilgileri toplamayı başardı.

Şarku’l Avsat’ın Indpedent Arabia’dan akatardığı habere göre Birim 504, İsrail’in kurulmasından önce faaliyet gösteren paramiliter grup Haganah’ın (İbranice'de ‘savunma’ anlamına gelir) kökleri olarak kabul ediliyor. Haganah, İsrail'in kurulmasını engellemeye çalışan Filistinliler ve isyancılarla savaşmak için Yahudi gençleri silah altına alan bir örgüttü.

frgfr
İsrail ordusu, baskılar sonucu bu yılın başlarında bu birimde görev yapmak üzere kadın askerleri de kabul etmeye başladı (İsrail ordusu resmi internet sitesi)

Birim 504, diğer İsrail istihbarat kurumlarıyla koordineli olarak çalışır ve İsraillilerin “birimin saha araştırmacıları” olarak adlandırdıkları kişilerin faaliyetlerinin yanı sıra, çevre ülkelerde ve Batı Şeria'da ajanlar edinip, onları yönetiyor.

İsrail ordusuna göre birim gizli ajanları işe alıyor ve kendi elemanları ile buluşarak onlara bilgi edinme konusunda eğitim veriyor.  Ordunun verdiği bilgiye göre bu birimdeki subay ile ajan arasındaki ilişki, yıllarca süren güvene dayanıyor. İsrailli birçok subay, bu ilişkinin ordunun saha operasyonlarını destekleyen benzeri görülmemiş istihbarat başarılarına katkıda bulunduğunu vurguladı.

Bu birime katılmak için başvuran onlarca asker, birimlerinin seçiminin son derece özenli ve dikkatli bir şekilde yapıldığını vurgulayan ordu tarafından reddediliyor. Bu birime girenler, önce Golani Elit Tugayı'nda bir ön eğitimden geçiyor. Ardından bu eğitimler arasında ordunun terörle mücadele ve İsrail içinde ve dışında gizli operasyonlar olarak adlandırdığı faaliyetler de bulunuyor.

İstihbarat çalışmaları ve saha araştırmalarının yanı sıra, birim üyeleri sahadaki her istihbarat operasyonunun ilk aşamasını oluşturur. Öncelikle, operasyon için gerekli bilgileri toplamada en başarılı ajanlar aranır, ardından subaylar onlara eşlik ederek, ordunun operasyonu başlatmasından sonuna kadar konumun belirlenmesini ve iletişim araçlarının koordinasyonunu sağlarlar.

Bu yılın başlarında, askerlerin aylarca süren savaşın yarattığı baskıya maruz kalması nedeniyle, İsrail tarihinde daha önce görülmemiş bir durum yaşandı. İsrail ordusu, ilk kez bu birimde görev yapmak isteyen kadın askerleri kabul etti. Kadın askerler, subaylarla birlikte askeri istihbarat bölümündeki savaş birimleri ve araştırma bölümlerine, iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet’e ve hava ve deniz kuvvetlerinin istihbarat ekiplerine istihbarat sağlamada görev alıyor.

İzinsiz girişler ve belge toplama

Öte yandan Birim 504’ün saha çalışmalarının yanı sıra bir grup müfettiş, savaş sırasında esir alınan Filistinli, Lübnanlı ve Suriyelilerle ilgili soruşturmalarını yoğunlaştırarak, hedeflerine ulaşmak için hayati bir kaynak oluşturdu.

Bu birimin, İsrail dışındaki son derece hassas yerlerde gizli baskınlar ve belge toplama operasyonlarına da katkıda bulunduğu ve bunun ayrıntılarının askeri istihbaratın çok gizli dosyalarında saklandığı açıklandı.

İsrail ordusunun iddiasına göre 7 Ekim 2023'te Aksa Tufanı Operasyonu’yla savaşın patlak vermesinden bu yana Birim 504’ün en önemli operasyonlarını şöyle sıralayabiliriz:

- Hamas, Hizbullah ve Suriye'deki savaşçıların tutuklanması ve sorgulanması.

- Operasyon alanında yapılan doğrudan soruşturmalar, 300 Filistinlinin tutuklanmasındaki katkısı. Tutuklanan Filistinliler soruşturma sırasında tüneller, depolar ve çalışma yöntemleri hakkında bilgi verdiler.

- On yılı aşkın bir süre sonra Gazze'deki ajan ağının etkinleştirilmesine katkıda bulunmanın yanı sıra ajan edinme ve istihbarat çabalarının genişletilmesi.

Son olarak Birim 504’ün yöneticileri son dönemde tuğgeneral yardımcılığına terfi edilerek ödüllendirildi.