Stradivarius kemanının ses kalitesinin sırrı kimyasal kanıtlarla bulundu

Yüksek çözünürlüklü görüntüleme teknolojisi, bu kemanlarda ahşap ve boya arasında bir protein tabakasının olduğunu ortaya çıkardı (Araştırma ekibi)
Yüksek çözünürlüklü görüntüleme teknolojisi, bu kemanlarda ahşap ve boya arasında bir protein tabakasının olduğunu ortaya çıkardı (Araştırma ekibi)
TT

Stradivarius kemanının ses kalitesinin sırrı kimyasal kanıtlarla bulundu

Yüksek çözünürlüklü görüntüleme teknolojisi, bu kemanlarda ahşap ve boya arasında bir protein tabakasının olduğunu ortaya çıkardı (Araştırma ekibi)
Yüksek çözünürlüklü görüntüleme teknolojisi, bu kemanlarda ahşap ve boya arasında bir protein tabakasının olduğunu ortaya çıkardı (Araştırma ekibi)

İtalya'daki Pavia Üniversitesi'nden bir araştırma ekibi, İtalya'da bulunan antik Strdivarius kemanlarının, modern enstrümanlara kıyasla benzersiz bir netlik düzeyine sahip zarif ses üretmesinin sırrını ortaya çıkardı.
Şarkul Avsat’ın Journal of Analytical Chemistry'de dün yayınlanan çalışmadan aktardığı bilgilere göre araştırmacılar, araştırmacılar, İtalyan müzik aleti yapımcısı Antonio Stradivari'nin (1644-1737 AD) yaratıcılığını ortaya çıkarmak için analitik kimyayı kullandılar. Araştırma sonucunda Stradivari’nin, imalatı sırasında kemanın ahşabı ile cilalamak için kullanılan vernik arasına bir protein tabakası yerleştirdiğini ortaya çıkardılar. Bu, modern enstrümanların erişemeyeceği netlikte zarif bir ses sağlıyor.
Önceki çalışmalar, Stradivari tarafından yapılan bazı telli çalgıların, parlak bir vernik altına gizlenmiş bir kaplamaya sahip olduğunu göstermişti. Bu boyanın amacı, ahşabın rezonansını ve aletin çalınmasıyla çıkan sesi etkileyen ahşabı doldurmak ve pürüzsüz hale getirmekti. Bu boyanın bileşenlerini bilmek, modern çağda antik aletlerin kopyalanması için bir anahtar olabilir.
Bu nedenle, araştırmacılar Lisa Vaccari ve Marco Malagodi ve Pavia Üniversitesi'nden meslektaşları, iki değerli keman olan, 1718 San Lorenzo ve 1690 Toscano’nun ahşap ve vernik arasındaki katmanlarının bileşimini belirleyen tekniği bulmak için çalımlara yaptılar.
Daha önce tarihi kemanlarda denenmiş bir teknik olan synchrotron kızılötesi spektroskopisini kullanan araştırma ekibi, her iki numunenin de bir ara katmana sahip olduğunu fark etti. Ancak bu yöntem, tabakanın bileşimi ile bitişik ahşap arasında ayrım yapamadı, bu nedenle numuneleri analiz etmek için taramalı yakın kızılötesi saçılma mikroskobuna (IR s-SNOM) yöneldiler.
IR s-SNOM cihazı, onlarca nanometre genişliğindeki görüntüleri toplayan ve kimyasal bileşimi hakkında bilgi toplamak için kaplamadan ve ahşaptan yayılan kızılötesi ışığı ölçen bir mikroskop içeriyor.
Yeni yöntemin sonuçları, her iki alet için ahşap ve vernik arasındaki tabakanın, nano boyutlu noktalar halinde bir araya gelen protein bazlı bileşikler içerdiğini gösterdi.
Söz konusu yöntem, kemanın yüzeyinde bulunan malzeme türlerinin ayrıntılı bir 3D görüntüsünü elde etmeyi sağladığından, araştırmacılar bunun müzik aletlerini geçmişte olduğu kadar verimli bir şekilde üretmek için kullanılabileceğini söylüyorlar. Ayrıca bu yöntem karmaşık, çok katmanlı kültürel miras örneklerindeki bileşikleri tanımlamak için gelecekteki çalışmalarda da kullanılabilir.
 



150 yıldır görülmeyen freskleri bir elektrikçi gün yüzüne çıkardı

Pompei Salonu'nun üstünden uzun süredir görülmeyen freskler çıktı (AFP)
Pompei Salonu'nun üstünden uzun süredir görülmeyen freskler çıktı (AFP)
TT

150 yıldır görülmeyen freskleri bir elektrikçi gün yüzüne çıkardı

Pompei Salonu'nun üstünden uzun süredir görülmeyen freskler çıktı (AFP)
Pompei Salonu'nun üstünden uzun süredir görülmeyen freskler çıktı (AFP)

İtalya'nın başkenti Roma'da elektrikçilik yapan Davide Renzoni geçen sene rutin kontrol için çağrıldığı bir müzenin en üst katına çıktığında tavanın üstünde daha eski bir çatı buldu. 

16. yüzyılın başlarında inşa edilen Villa Farnesina'daki unutulmuş freskler böylece keşfedildi.

Bu bina, Rafael'in Eros ve Psihe freskleriyle biliniyor. Ancak yeni bulunan fresklerin klasik barok döneminin son ustalarından Carlo Maratta tarafından yapıldığı tahmin ediliyor.

1713'te ölen İtalyan ressamın, 17. yüzyılın sonlarında Eros ve Psihe'nin restorasyonu sırasında öğrencileri Girolamo Troppa ve Francois Simonot'yla birlikte bu freskleri yaptığı bildiriliyor. 

Renzoni, neredeyse 200 yıl boyunca unutulan bu eserleri bulmasıyla ilgili "İlk hissim şaşıp kalmak oldu" diyor. 

Elektrikçinin çatıya çıkardığı Villa Farnesina'nın küratörü Virginia Lapenta da benzer bir şaşkınlık yaşamış. 

Lapenta'nın dikkatini, binaya adını veren Farnese ailesinin arması çekmiş.

gthyujı
Alanın darlığından dolayı freskler halkın ziyaretine açılamadı (AFP)

Banker Agostino Chigi için 1506-1510'da inşa edilen binanın, 1579'da Farnese ailesinin eline geçtiği biliniyor. 

Papalar ve prenslere hizmet veren banker, binaya Rafael gibi meşhur sanatçıların fresko yapmasını sağlamış.

1735'te Elisabetta Farnese binayı İki Sicilya Kraliyeti'nden Kral IV. Carlo'ya bırakmış. 

Villa Farnesina'nın 1861'de İspanyol soylu Salvador Bermúdez de Castro'ya 99 yıllığına kiralanmasından sonra yapılan değişikliklerle birlikte Maratta'nın freskleri de göz önünden kaybolmuş.

1927'de Benito Mussolini ve partisinin kontrolündeki devlet, binayı İspanyol dükün mirasçılarından alıp İtalya Kraliyet Akademisi'nin kullanımına sunmuş. 

Dünyanın en saygın akademik kurumlarından biri olan Accademia dei Lincei (Vaşaklar Akademisi) 1944'ten beri Villa Farnesina'ya sahip. 

Independent Türkçe, New York Times, Euronews