Türkiye’den Mısır ile normalleşmeyi hızlandırmak için yeni girişim: İhvan üyesi gazetecilerin çalışmaları durduruldu

Mısır’da yapılacak COP27 İklim Konferansı sırasında protesto gösterilerini kışkırtmaya, kaos yaymaya ve istikrarı sarsmaya dahil oldukları gerekçesiyle İhvan üyesi gazetecilerin çalışmaları durduruldu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi (AFP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi (AFP)
TT

Türkiye’den Mısır ile normalleşmeyi hızlandırmak için yeni girişim: İhvan üyesi gazetecilerin çalışmaları durduruldu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi (AFP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi (AFP)

Kahire, Libya ile ilgili uygulamalarına devam etmesi ve politikalarını değiştirmemesi nedeniyle Ankara ile bozulan ilişkilerin iyileştirilmesine yönelik istikşafi görüşmelerin askıya alındığını duyurdu. Öte yandan Türk yetkililer, iki taraf arasındaki müzakerelerin çok yavaş ilerlemesine rağmen gözlemcilerin Mısır ile ilişkilerin normalleşmesi konusunda ne kadar ciddi olduklarının bir göstergesi olarak değerlendirilen bir adım attılar.
Türkiye'deki Müslüman Kardeşler’e (İhvan-ı Müslimin) yakın sayfaların ve hesapların yanı sıra İhvan’a bağlı kanallarda çalışan gazeteciler, Türk yetkililerin Müslüman Kardeşler üyesi 34 kişiyi gözaltına aldıklarını aktardılar. Bu kişiler, 6-18 Kasım tarihlerinde Mısır’ın Şarm El-Şeyh bölgesinde yapılması planlanan COP27 İklim Konferansı sırasında istikrarı bozmak ve kaosu yaymak amacıyla 11 Kasım'da Mısır'da gösteri düzenlenmesi çağrılarına destek vermişlerdi.
Söz konusu sayfalar ve hesaplarda yazılanlara göre Mısır'da protestoları, şiddet eylemlerini, sabotajları koordine etmek ve kaos yaratmak amacıyla Telegram uygulaması üzerinden ‘Sarh’ adlı yeni bir kanal açmaya hazırlanan bu kişiler, kamu güvenliğini ciddi bir şekilde tehlikeye sokacağı değerlendirilen yabancılar hakkında G-87 tahdit kodu ile Türkiye'den sınır dışı edilenler listelerine alındı. Bu kişilerin aynı zamanda, Müslüman Kardeşler’in geçtiğimiz haftalarda sadece eş-Şark ve el-Vatan kanallarının kaldığı Türkiye'deki kısıtlamaları telafi etmek için Türkiye dışında kurmaya başladığı ve aralarında ‘Şuub'(Al-Shoob) adlı kanalın da yer aldığı diğer televizyon kanallarıyla bağlantı kurmaya da hazırlandıkları belirtildi. ‘Mekameleen’ adlı televizyon kanalı ise Londra'ya taşındı. Eş-Şark ve Mekameleen kanallarında çalışan bazı sunucuların da söz konusu çalışmalarına devam etmeleri engellendi.
Müslüman Kardeşler medyasının resmi Twitter hesabından, Eş-Şark eski Genel Yayın Yönetmeni Hüsam el-Gamri’nin  (cumayı cumartesiye bağlayan gece), Türk güvenlik güçleri tarafından evinde gözaltına alındığı duyurulmuştu. Gamri’nin sınır dışı edildiğine dair haberler olduğu belirtilirken, Gamri’nin nereye gideceği ise açıklanmadı.
Gamri, son zamanlarda bir yandan 11 Kasım’da Mısır’da protesto gösterilerinin başlaması, diğer yandan Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin iktidarına karşı şiddetli protesto gösterileri düzenlenmesi için provokatif çağrılarda bulunuyordu. Gamri, son olarak provokatif çağrılarını ulaştırmak amacıyla El-Ahly ile Zamalek futbol takımları arasında cuma akşamı Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) el-Ayn şehrinde oynanan Mısır Süper Kupası maçının ardından, halkın maçı izlemek için Kahire ve ülke genelindeki kafelerde toplanmalarından yararlandı. Ancak İhvan ile bağlantılı bazı sayfalar Gamri’nin gözaltına alınmasının nedeninin bu olmadığını, 8 yılı aşkın bir süredir yaşadığı Türkiye'de yasal ikamet koşullarını ihlal etmesinden kaynaklandığını öne sürdüler.
Öte yandan İstanbul'da İhvan üyelerinin gözaltına alınmlarıyla ilgili gelişmeleri takip eden kaynaklar, Gamri’nin sınır dışı edileceği iddialarını reddettiler.
Gamri, gözaltına alınmasından önce, Mısır’da, Mühendislik Fakültesi'nde son sınıf öğrencisi olan en büyük oğlu Yusuf’un, 11 Kasım'da yapılması planlanan protestolar için yapılan çağrılarda aktif olması nedeniyle Ulusal Güvenlik tarafından gözaltına alındığı açıklamıştı.
Eş-Şark kanalı, Ghamri'nin sunduğu ‘Vizyon’ programını daha önce Türk yetkililerin talebi üzerine askıya almış ve Mısırlı liderlere karşı kışkırtma ve saldırıyı durdurma talimatına uymadığı için kanalın İstanbul'dan yaptığı yayınlar engellenmişti. Buna karşın kanal, sosyal medya hesaplarından talimatlara uymadan yayın yapmaya devam etti.
Ankara Kahire ile yakınlaşması çerçevesinde, Merhum Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi iktidarının devrilmesinden sonra İstanbul’un 2013 yılından bu yana ev sahipliği yaptığı İhvan'ın kanallarından ve medya platformlarından gelen yoğun saldırıyı durdurmaya çalıştı. Aralarında Mutaz Matar, Muhammed Nasır, Hamza Zuba ve eski oyuncu Hişam Abdullah'ın da bulunduğu çok sayıda medya profesyonelinin programları askıya alındı. Müslüman Kardeşler kanallarını talimatların ihlal edilmemesi konusunda uyaran Türk yetkililer, Mekameleen kanalının yayınını durdurmaya karar verdi. Kanal İstanbul'dan Londra'ya taşındı. Ancak Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre Kahire, bu adımın yeterli olduğunu ve taleplerini tam olarak karşıladığını düşünmüyor. Ankara, Mısır mahkemeleri tarafından terör eylemlerine karışmakla yargılanan ve haklarında verilen kararlardan kaçan Müslüman Kardeşler liderleri ve üyelerini uluslararası hukuk ilkeleri çerçevesinde teslim etmeyi ve bölge ülkelerinin işlerine karışmayı durdurmayı halen reddediyor.
Müslüman Kardeşler üyeleri ve İstanbul'da bulunan İhvan yanlısı bazı aktivistler, Türkiye ve Mısır arasındaki ilişkilerin aralıksız düşmanlık ya da daim dostluk ile karakterize edilmediğinden, yurtdışındaki Mısır muhalefetinin ve kanallarının artık feda edildiği göz önüne alındığında Gamri'nin gözaltına alınmasının Türkiye'nin Mısır'a yönelik politikasındaki son değişikliğe bağladılar. Bunun yanında Müslüman Kardeşler içindeki bölünmeyi, hiçbir projesinin olmayışını ve İstanbul'da cephelere bölünmüşlüğüne yansıyan örgüt saflarındaki rekabeti kınadılar. Ayrıca İhvan’ın birden fazla cepheye (Mahmud Hüseyin liderliğindeki İstanbul Cephesi, Değişim Hareketi ve geleneksel liderlerle çatışan diğer genç gruplar ve İbrahim Münir liderliğindeki Londra Cephesi) bölünmesiyle iç çatışmaların Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı muhalefete olan güvenini etkileyen kanallar, sayfalar ve açıklamalar aracılığıyla gün yüzüne çıkmasını eleştirdiler.
Mısır ile Türkiye arasındaki görüşmeler şu anda istihbarat servisleri düzeyinde devam ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz ay,  ‘Mısır ile görüşmelerin daha üst bir seviyeye çıkarılmasını umduğunu’ ifade etti.
Libya'da kara, deniz ve hava üslerinin yanı sıra binlerce asker bulunduran ve ülkeye paralı askerler getiren Türkiye, geçtiğimiz salı günü, Abdulhamid Dibeybe’nin başbakanı olduğu Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) ile iki anlaşma imzaladı. Bunlardan biri, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eski Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz es-Serrac arasında 27 Kasım 2019 tarihinde İstanbul'da Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakatı Muhtırası çerçevesindeki ek protokolleri içeriyor. Üç hafta önce de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Libyalı mevkidaşı Necle el-Menguş arasında Trablus'ta, 2019 yılında İstanbul’da imzalanan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası’nın uygulanması çerçevesinde Akdeniz'de ve Libya kıyılarında hidrokarbon (petrol ve doğal gaz) kaynaklarının ortak keşif çalışmaları yapılmasına yönelik bir mutabakat zaptı imzalandı. Türkiye’den Cumhurbaşkanlığının yanı sıra Dışişleri, Savunma, Enerji ve Doğal Kaynaklar bakanlıkları yetkililerinin yer aldığı üst düzey bir heyetin 3 Ekim'de Trablus'a gerçekleştirdiği ziyaret sırasında imzalanan mutabakat zaptı, Libya Temsilciler Meclisi (TM), TM’nin desteklediği İstikrar Hükümeti ve DYK’nın bazı üyelerinin tepkisini çekti. Mısır, Yunanistan, Avrupa Birliği (AB) ve ABD’den de itirazlar geldi. Çünkü imzaya taraf olan Dibeybe hükümetinin görev süresi, Libya Siyasi Diyalog Forumu'nun (LSDF) yayınladığı yol haritasına göre 24 Aralık 2021 tarihinde sona erdi ve bu yüzden herhangi bir mutabakat zaptı ya da anlaşma imzalama yetkisi yok.



Türkiye'de yasa dışı faaliyetin ciddi sonuçları olacağı İsrail istihbarat birimlerine bildirildi

Fotoğraf (Reuters_Arşiv)
Fotoğraf (Reuters_Arşiv)
TT

Türkiye'de yasa dışı faaliyetin ciddi sonuçları olacağı İsrail istihbarat birimlerine bildirildi

Fotoğraf (Reuters_Arşiv)
Fotoğraf (Reuters_Arşiv)

Amerikan Wall Street Journal gazetesi, İsrail'in, Filistin dışında yaşayan Hamas üyelerine yönelik suikast planları yaptığını yazdı.

Haberde, İsrail istihbarat birimlerinin Lübnan, Türkiye ve Katar'da Hamas üyelerini hedef alacağı iddia edildi.

İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar, İsrail devlet televizyonu KAN'da yayımlanan bir kayıtta, "Katar, Türkiye ve Lübnan dahil olmak üzere dünyanın her yerinde Hamas liderlerini, yıllar sürse bile öldürmeye kararlı olduklarını" belirtmişti.

Muhataplara gerekli uyarılar yapıldı

Türk istihbarat kaynakları, İsrail'in, Türkiye dahil Filistin dışında yaşayan Hamas üyelerini hedef alacağına dair uluslararası basında yer alan haberlere ve İsrailli yetkililerin bu yöndeki açıklamalarına istinaden muhataplara gerekli uyarıların yapıldığını ve aksi yöndeki bir tutumun ciddi sonuçları olacağını bildirdi.

Anadolu Ajansına konuşan yetkililer, muhtelif istihbarat servislerinin daha önce de Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yasa dışı faaliyetler gerçekleştirmeye çalıştığını anımsatarak, hiçbir servisin bu tür operasyonlarına müsaade edilmeyeceğini vurguladı.


Dilan ve Engin Polat soruşturmasına dahil edilen kişilerle ilgili 12 şirkete kayyum kararı

AA
AA
TT

Dilan ve Engin Polat soruşturmasına dahil edilen kişilerle ilgili 12 şirkete kayyum kararı

AA
AA

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen, 24 şüpheliden 16'sının tutuklandığı soruşturma devam ediyor.

Bu kapsamda Eylül Öztürk Özkan, Feyzanur Başar, İleyda Topal, İlke Elagöz, Kadir Yiğit, Merve Nur Korkut, Muhammed Oğuz Başar, Murat Yiğit, Tolunay Topal, Yasemin Yiğit, Tuğba Demir, Yavuz Selim Korkut'un mal varlığı değerlerine el konuldu.

Soruşturması ayrı dosyada devam eden sosyal medya fenomeni Özlem Altınok Öz ve eşi Tayyar Taylan Öz'ün de mal varlığı değerlerine el konulduğu öğrenildi.

Soruşturma kapsamında dosyaya son eklenen kişilerle ilgili 12 şirket hakkında kayyum ataması kararı verildi.

Olay

İstanbul merkezli 6 ilde 1 Kasım'da düzenlenen operasyon ile devamındaki operasyonlarda Dilan Polat ve eşi Engin Polat'ın da aralarında bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Soruşturma kapsamında daha önce şirketlerinde yapılan aramalarda dijital materyal ve defterlere el konulan Polat çiftinin de yer aldığı şüphelilerle ilgili Mali Suçları Araştırma Kurulunca (MASAK) ön inceleme raporu hazırlanmış, raporda tasfiye halindeki 3 firmadan aile bireylerine ait şirketlere sözde ticaret karşılığında sahte fatura kesilmesi yöntemiyle 200 milyon lira para girişi olduğu belirlenmişti.

Paranın yine aile bireylerine ait şirketler arasında transfer edildiği, son aşamada ise Engin Polat'ın sahibi olduğu Milda Gayrimenkul isimli firmada toplanarak gayrimenkul ve çok sayıda araç alındığının tespitinin ardından İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelilerin kimliklerini belirlemiş, İstanbul merkezli Ankara, Yalova, Ordu, Kırklareli ve Manisa'da 43 adrese eş zamanlı operasyon düzenlemişti.

Soruşturma kapsamında çalışmalarını sürdüren ekipler, Dilan ve Engin Polat'a ait bir medikal şirketin Ankara'da başka bir firmaya isim hakkını verdiğini, bu firmanın hesabındaki 1 milyon 800 bin liranın da ortakların kişisel hesaplarına aktarılmaya çalışıldığını tespit etmişti.

Dilan Polat, Engin Polat ve Sıla Doğu'nun da aralarında bulunduğu şüphelilerden 16'sı tutuklanmıştı.

Hakimlik 27 şirkete kayyum atanmasına hükmetmişti.

Soruşturma kapsamında Anadolu 2. Sulh Ceza Hakimliği, sosyal medya fenomenleri Eylül Öztürk Özkan, Feyzanur Başar, İleyda Topal, İlke Ela Göz, Kadir Yiğit, Mervenur Korkut, Muhammet Oğuz Başar, Murat Yiğit, Nurgül Yiğit, Tolunay Topal, Tuğba Demirhan, Yavuz Selim Korkut, Habip Özsefil, Huri Özsefil ve Özge Duman'a yurt dışına çıkış yasağı getirmişti.


Türkiye ile Katar arasında ortak bildiri ve 12 anlaşma imzalandı

AA
AA
TT

Türkiye ile Katar arasında ortak bildiri ve 12 anlaşma imzalandı

AA
AA

Lusail Sarayı'ndaki baş başa görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Al Sani, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite 9. Toplantısı'na başkanlık etti.

Toplantının ardından Erdoğan ve Al Sani'nin huzurunda, iki ülke arasındaki anlaşmaların imza törenine geçildi.

"Türkiye Cumhuriyeti ve Katar Devleti Arasında Yüksek Stratejik Komite Dokuzuncu Toplantısına İlişkin Ortak Bildiri" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani tarafından imzalandı.

"Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile Katar Dışişleri Bakanlığı Arasında Karşılıklı Çıkar Sağlayan Konular Hakkında Siyasi İstişareler Kurulmasına Dair Mutabakat Zaptı"na Dışişleri Bakanı Fidan ve Katar Dışişleri Bakanı Al Sani imza attı.

"Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Katar Kültür Bakanlığı Arasında Kültürel Alanda İşbirliği Mutabakat Zaptı'nın Uygulanmasına Yönelik Üçüncü Yürütme Programı 2024-2025" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Katar Kültür Bakanı Abdurrahman bin Hamed Al Sani tarafından imzalandı.

"Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Katar Devleti Çalışma Bakanlığı Arasında Çalışma Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı"nı Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Katar Çalışma Bakanı Ali Bin Semih Al Marri imzaladı.

"Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü ile Katar Devleti Hayır İşleri Düzenleme Kurumu arasında İnsani Yardım ve Hayır İşleri alanında İşbirliği Hususunda Mutabakat Zaptı" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Katar Sosyal Kalkınma ve Aile Bakanı Meryem binti Ali bin Nasır el-Misned tarafından imza altına alındı.

"Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı ile Katar Devleti'ndeki Lusail Üniversitesi Arasında Türkiye Türkçesi Öğretim Merkezleri Kurulmasına İlişkin İşbirliği Protokolü"nü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Lusail Üniversitesi Rektörü Ali Bin Fetais Al Mari imzaladı.

"Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında Askeri Çerçeve Anlaşması"na Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Katar Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Halid bin Muhammed Al Atiyye imza attı.

"Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Katar Devleti Hamad Bin Khalifa Üniversitesi Arasında Bilimsel İşbirliği için Mutabakat Zaptı" ile "Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Katar Devleti Hamad Bin Khalifa Üniversitesi Arasında Stratejik İşbirliği Anlaşması" Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Katar Vakfı Hamad bin Khalifa Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Şeyha Hind bint Hamad Al Sani tarafından imzalandı.

"Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Katar Devleti İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı arasında Bilgi ve İletişim Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı"na Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Katar İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Muhammed bin Ali Al Mannai imza attı.

"Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Katar Devleti Maliye Bakanlığı Arasında Ortak İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı"nı Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Katar Maliye Bakanı Ali bin Ahmed Al Kuwari imzaladı.

"Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile Katar Ticaret ve Sanayi Odası Arasında Yatırımın Teşviki Alanında İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı" Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu ile Katar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şeyh Halife bin Casim Al Sani tarafından imza altına alındı.

"Türkiye İhracatçılar Meclisi ile Katar Ticaret ve Sanayi Odası Arasında Mutabakat Zaptı"nı ise Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe ve Katar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şeyh Halife bin Casim Al Sani imzaladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar'da onuruna verilen yemeğe katıldı

Öte yandan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani tarafından onuruna verilen resmi akşam yemeğine iştirak etti.

Lusail Sarayı'ndaki yemek basına kapalı gerçekleştirildi.


Marmara Denizi'nde 5,1 büyüklüğünde deprem

(AA)
(AA)
TT

Marmara Denizi'nde 5,1 büyüklüğünde deprem

(AA)
(AA)

Marmara Denizi Gemlik Körfezi'nde 5,1 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) sitesinde yer alan bilgiye göre, saat 10.42'de Marmara Denizi'nde 5,1 büyüklüğünde deprem kaydedildi.

Bursa'nın Mudanya ilçesinin 4,73 kilometre açığındaki sarsıntının, deniz yüzeyinin yaklaşık 8,98 kilometre derinliğinde oluştuğu belirlendi.

Öte yandan aynı yerde saat 10.45'te 4,5 büyüklüğünde bir deprem daha kaydedildi.

Bursa Valisi Mahmut Demirtaş, AA muhabirine, deprem nedeniyle ilgili ekipleri sahada tarama faaliyetleri için hızlıca görevlendirdiklerini belirterek "Şu ana kadar Mudanya ve Gemlik de dahil olmak üzere bize gelen herhangi bir olumsuzluk yok. İhbar da söz konusu değil. Ekiplerimiz sahada." bilgisini verdi.

İstanbul Valisi Gül'den merkez üssü Marmara Denizi olan depreme ilişkin açıklama

İstanbul Valisi Davut Gül, merkez üssü Marmara Denizi Gemlik Körfezi olan 5,1 büyüklüğündeki depremle ilgili kendilerine ulaşan herhangi bir ihbarın olmadığını bildirdi.

Vali Gül, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Deprem ilimizde de hissedildi. Çok şükür şimdilik bize ulaşan bir ihbar yok. Tarama çalışmaları devam ediyor. Geçmiş olsun, Rabbim milletimizi her türlü kaza beladan muhafaza etsin." ifadelerini kullandı.

Valilikten yapılan açıklamada da "Bursa’nın Mudanya İlçesi’nde saat 10.42’de meydana gelen 5.1 büyüklüğündeki depremde ilk belirlemelere göre, İstanbul ilimizde herhangi bir can ya da mal kaybı olmamıştır. Konuyla ilgili AFAD ve ilgili birimlerimizin saha tarama çalışmaları devam etmektedir." ifadelerine yer verildi.


Türkiye-Suudi Arabistan İş Konseyi Ortak Yuvarlak Masa Toplantısı

(AA)
(AA)
TT

Türkiye-Suudi Arabistan İş Konseyi Ortak Yuvarlak Masa Toplantısı

(AA)
(AA)

Bakan Bolat, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından İstanbul'da bir otelde düzenlenen Türkiye-Suudi Arabistan İş Konseyi Ortak Yuvarlak Masa Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, tarihi ve kültürel bağlara sahip olunan Suudi Arabistan ile ekonomik ve ticari ilişkilerimiz devlet başkanlarımızın gösterdiği istikamette her geçen gün güçlenerek geliştiğini söyledi.

İki ülke arasındaki ilişkilerin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ​​​​​​Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman'la 17-18 Temmuz tarihlerinde, Cidde'de gerçekleştirdikleri zirve toplantılarından sonra her seviyede olağanüstü hızla geliştiğine dikkati çeken Bolat, ticaretin önündeki sorunların da bir bir ortadan kaldırıldığını dile getirdi.

"Orta vadede 10 milyar dolar, uzun vadede de 30 milyar dolarlık karşılıklı ticaret hedefleniyor"

Suudi Arabistan'ı, EXPO 2030 organizasyonunu 180 ülkeden 119'unun kabul oyuyla kazanarak elde ettikleri başarıdan ötürü tebrik eden Bakan Bolat, Türkiye'nin bu oylamada Suudi Arabistan'a çok güçlü destek verdiğini ve EXPO 2030 organizasyonuna Türkiye'nin şanına yakışır bir pavilyonla katılacağını bildirdi.

Bakan Bolat, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2022 yılında yüzde 41 artışla 6,5 milyar dolara ulaştığını belirterek, "Karşılıklı ticaretimiz bu yılın 11 ayında, 6,2 milyar dolara yaklaşmıştır. İnşallah geçen yılın rakamını rahatlıkla aşacağız. Burada altını çizmek istediğim husus, dünyada büyük bir talep daralması ve durgunluk ve ticaret gerilemesi bulunmakta. Başta enerji olmak üzere emtia fiyatları, gıda fiyatlarında ciddi bir düşüş var. Dolayısıyla bizim Suudi Arabistan'la ticaretimiz esasında miktar bazında çok daha yüksek bir artış kaydetmiştir. İnşallah orta vadede 10 milyar dolar, uzun vadede de 30 milyar dolarlık karşılıklı ticaret, iki ülkenin stratejik hedefleridir." diye konuştu.

"STA sürecini başlatmak adına mayıs ayında verimli istikşafi görüşmeler yapıldı"

Türk ihracatçılarının başta konfeksiyon, tekstil, makine, gıda, savunma sanayi ürünleri olmak üzere Suudi Arabistan'ın güvenilir ortakları konumunda olduğunu vurgulayan Bolat, şöyle devam etti:

Suudi Arabistan da başta petrol ürünleri, kimyasallar ve demir çelikte ülkemiz için önemli bir tedarikçidir. İki ülke de Avrupa, Asya ve Afrika kıtasının kesiştiği kavşakta çok stratejik bir konumda bulunmaktadırlar. Güçlü altyapıları, dünyaya entegre açık ekonomileri ve girişimci ruhuna sahip iş dünyası ile Türkiye ve Suudi Arabistan'ın ticaret ve yatırım iş birliğinde çok güçlü potansiyelleri bulunmaktadır. Bunu hayata geçirme noktasında en önemli araçlardan biri de Türkiye ile Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri arasında bir serbest ticaret anlaşması yapılmasıdır. Nitekim Körfez İşbirliği Konseyi, Türkiye ile STA sürecini başlatmak adına mayıs ayında Türkiye'yle verimli istikşafi görüşmeler yapmıştır. Ümidimiz en kısa sürede resmi müzakerelere başlayarak iş dünyamızın hizmetine bu serbest ticaret anlaşmasını sunmaktır.

Türkiye'nin Suudi Arabistan ile ilişkilerinin önemli bir boyutunun da müteahhitlik sektörü olduğuna dikkati çeken Bolat, şunları söyledi:

Türk müteahhitlik sektörü 1972 yılında Libya, Irak ve Suudi Arabistan'la başladığı uluslararası projeler ve taahhütler yolculuğunda bugüne kadar 133 ülkede 11 bin 950 projeyi, 480 milyar dolarlık bir ihale bedeliyle başarıyla tamamlamışlardır. Dünyadaki en büyük müteahhitler ligi listesinde, 42 firma ile Türk müteahhitleri, Çin'in ardından dünyada ikinci sırada gelmektedirler ve müteahhitlerimiz Suudi Arabistan'ın kalkınmasında, altyapı ve üstyapı projelerinde bugüne kadar 28 milyar dolar değerinde 400 projeyi başarıyla üstlenmişlerdir.

Bakan Bolat, ekonomik ilişkilerde önemli bir diğer konunun da karşılıklı yatırımlar olduğunu belirtti.

Suudi Arabistan'ın bugüne kadar Türkiye'de 2 milyar dolar değerinde özel sektör yatırımı gerçekleştirdiğini dile getiren Bolat, "Bu noktada her iki ülke arasında çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaşması ve yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması anlaşması imzalanmış ve yürürlüktedir. Dolayısıyla yatırımlar için güçlü bir yasal altyapı bulunmaktadır. Türkiye olarak da Suud yatırımlarının teşvik noktasında her türlü uygun ortamı sağlamaktayız. Nitekim bugüne kadar tam 1400 Suud'lu firma, Türkiye'de kurularak yatırım fırsatlarından yararlanmaktadırlar. Ümit ediyoruz ki bu karşılıklı yatırımlar daha da hızlanacaktır." ifadelerini kullandı.

"Ticarette gümrükler ve teknik konular noktasında hemen hemen hiçbir engel kalmamıştır"

Toplantı öncesinde, Suudi Standartları, Metroloji ve Kalite Örgütü Başkanı Sayın Dr. Saad Al-Qasabi ve heyetiyle çok verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirten Bakan Bolat, şunları kaydetti:

Bu görüşmede iki ülke arasındaki sorunları bitirme noktasında önemli bir mesafe sağladık. Gerek Türk Standartları Enstitüsünün Suudi Arabistan'da tanınması gerekse beyaz kanatlı ürünler ve balıkçılık ürünlerinde Türk şirketlerinin standartlarının tanınması noktasında, inşallah heyetlerimiz çok kısa bir sürede kalan engelleri ortadan kaldıracaklar. Böylece geçen temmuz ayında Cumhurbaşkanı'mızın Suudi Arabistan ziyaretinden bu yana iki ülke arasındaki ticarette gümrükler ve teknik konular noktasında hemen hemen hiçbir engel kalmamıştır. Ayrıca Suudi Arabistan, 17 Ekim tarihinden itibaren Türkiye'den Suudi Arabistan'a gidecek vatandaşlarımız için e-vize uygulamasını başlatmıştır, Türkiye'yi bu listeye dahil etmiştir. Böylece iş insanlarımızın seyahati noktasında büyük bir kolaylık sağlanmış oldu. Bu vesileyle değerli başkan nezdinde Suud'lu dostlarımıza çok teşekkür ediyoruz.

Ticaret Bakanı Bolat, bugünkü yuvarlak masa toplantısının iki ülkenin iş insanları arasında önemli fırsatların değerlendirilmesi için büyük bir vesile olacağını ifade ederek,"İş konseylerimiz Türk Suud İş Konseyi'nin iki tarafının değerli katkılarıyla hazırlanan bildiri, ve bildiride sektör bazlı projelere yer verilmesi her iki ülkedeki yatırım imkanlarının yeniden değerlendirilmesi, üçüncü ülkelerde ortak yatırım yapma konuları ve 2024 yılı için hazırlanan eylem planını büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz. Ve bu eylem planının gerçekleştirilmesi için her türlü desteği vereceğiz." şeklinde sözlerini tamamladı.

Toplantı, konuşmaların ardından basına kapalı devam etti.


Türkiye ile Suudi Arabistan tarım alanında işbirliği yapacak

(@ibrahimyumakli)
(@ibrahimyumakli)
TT

Türkiye ile Suudi Arabistan tarım alanında işbirliği yapacak

(@ibrahimyumakli)
(@ibrahimyumakli)

Yumaklı, sosyal medya hesabından konuya ilişkin yaptığı paylaşımda, "Görüşmemiz sonunda imzaladığımız Tarım Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı'nın hayırlara vesile olmasını diliyorum." ifadesini kullandı.

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, söz konusu mutabakat zaptına, tarım sektörünün iklim değişikliğine uyumunun sağlanması, tarım alanında özellikle iklim değişikliği ile ilgili teknolojiler geliştirmek ve tanıtmak, hasat sonrası teknikler ve tarımsal ürün işleme, hayvancılık ve bitkisel üretim, bitki, tohum ve veterinerlik sertifikaları dahil edildi.

Mutabakat ayrıca, sağlık ve hayvan sağlığı konuları, tarımsal ürünlerin sürdürülebilir arzının sağlanması, biyoteknoloji, organik tarım, balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği ve tarımda kalite politikasının geliştirilmesi, tarımda su yönetimi, özellikle tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan su kirliliğinin izlenmesi ve tarım sektöründe suyun verimli kullanılması konularında işbirliğini içeriyor.

Anılan alanlarda işbirliğini artırmak ve geliştirmek için gerekli prosedürler ve tedbirler hakkında danışmak üzere çalışma grubu oluşturulması ve bu grubun, ihtiyaç duyulduğunda, dönüşümlü olarak her iki ülkede de toplantılar yapması öngörülüyor.


Türkiye, Somali'ye silah ambargosunun kaldırılmasını memnuniyetle karşıladı

(AA)
(AA)
TT

Türkiye, Somali'ye silah ambargosunun kaldırılmasını memnuniyetle karşıladı

(AA)
(AA)

Bakanlık, BMGK'nin Somali'ye yönelik silah ambargosunun kaldırılması kararına ilişkin yazılı açıklama yaptı.

BMGK'nin dün gerçekleştirilen oturumunda alınan ve Somali'ye yönelik 1992'den bu yana yürürlükte olan silah ambargosunu kaldıran kararın memnuniyetle karşılandığı aktarılan açıklamada şunlar kaydedildi:

Bu tarihi kararın, Somali'de huzur ve refah ile geleceğe dair güçlü umutların yeşereceği bir dönemin başlangıcı olmasını diliyoruz. Türkiye, her zaman olduğu gibi Somali halkının yanında olmaya ve bu yeni dönemde de Somali'ye destek vermeye devam edecektir.

15 üyeli BMGK'de, dün, Somali'ye yönelik silah ambargosunun kaldırılmasına ilişkin karar tasarısı oylanmış, tasarı oybirliğiyle kabul edilmişti.


142 Türk vatandaşı ve aile yakını Gazze'den Mısır'a geçti

(AA)
(AA)
TT

142 Türk vatandaşı ve aile yakını Gazze'den Mısır'a geçti

(AA)
(AA)

Keçeli, yaptığı yazılı açıklamada, "Gazze'den vatandaşlarımızın tahliyesi, dün itibarıyla tekrar başladı. 142 vatandaşımız ve aile yakını dün gece Gazze'den Mısır'a geçiş yaptılar." ifadesini kullandı.

Açıklamada, söz konusu grubun, bugün Türkiye'ye gelmesinin öngörüldüğü belirtildi.


Dışişleri Sözcüsü Keçeli'den İsrail Dışişleri Bakanı Cohen'in sosyal medya paylaşımına tepki

(AA)
(AA)
TT

Dışişleri Sözcüsü Keçeli'den İsrail Dışişleri Bakanı Cohen'in sosyal medya paylaşımına tepki

(AA)
(AA)

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Cohen'in sosyal medya platformundaki paylaşımına ilişkin yazılı yanıt verdi.

Sözcü Keçeli, İsrail-Filistin sorununun geçmişinde de görüldüğü üzere, İsrail'in Filistinlilere baskı uygulamayı ve onların temel özgürlüklerini yok etmeyi sürdürdükçe, kolektif ve bireysel haklarını savunan Filistinli sayısının daha da artacağını ve İsrail'in daha fazla direnişle karşılaşacağını vurguladı.

Mevcut sorunun temelinde İsrail'in hukuku, insan haklarını ve evrensel ilkeleri tamamen hiçe sayan işgalci tutumunun, yayılmacı zihniyeti ve baskıcı eylemlerinin yattığını belirten Keçeli, "İşgalci bir gücün, sivil nüfusa yönelik hunharca saldırıları hiçbir şekilde meşru müdafaa olarak kabul edilemez." ifadesini kullandı.


Interpol tarafından aranan organize suç örgütü yöneticisi İstanbul'da yakalandı

(AA)
(AA)
TT

Interpol tarafından aranan organize suç örgütü yöneticisi İstanbul'da yakalandı

(AA)
(AA)

Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce, organize suç örgütü üyesi olduğu ve dolandırıcılık suçundan Interpol tarafından hakkında mavi bülten çıkarılan Shamil Amirov'un İstanbul Sarıyer'de yaşadığının tespit edildiğini belirtti.

Kafes-15 operasyonuyla yakalanan Amirov'un Rusya'da faaliyet gösteren "Thieves in Law" organize suç örgütü yöneticilerinden olduğunu kaydeden Yerlikaya, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

Uluslararası ve ulusal organize suç odaklarıyla, zehir tacirleriyle mücadelemiz artarak devam edecek. Nefeslerini keseceğiz. Operasyonu düzenleyen kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Ülkemizi uluslararası ve ulusal organize suç örgütlerinden temizlemeye kararlıyız. Bir bir yakalayıp adalete teslim edeceğiz.