Irak’ta Kürtler arasındaki ihtilaf hükümetin tamamlanmasını engelliyor

Irak Başbakanı Muhammed es-Sudanî (Reuters)
Irak Başbakanı Muhammed es-Sudanî (Reuters)
TT

Irak’ta Kürtler arasındaki ihtilaf hükümetin tamamlanmasını engelliyor

Irak Başbakanı Muhammed es-Sudanî (Reuters)
Irak Başbakanı Muhammed es-Sudanî (Reuters)

Irak’ın yeni Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudanî’nin Kürt bileşenine pay vermek için kabinesine yeni bir bakanlık ekleme girişimi Kürdistan bölgesindeki iki ana parti; Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) arasındaki anlaşmazlığı sona erdirme konusunda işe yaramadı. Irak bileşenleri arasında izlenen geleneklere göre, bakanlıklar bir kez sosyal dengeye göre (yönetimle ilgili bakanlıklar), bir kez de seçim ağırlığına göre (diğer bakanlıklar) dağıtılır. Üç ana bileşen (Şiiler, Sünni Araplar ve Kürtler) genellikle bakanlıklarda aslan payına sahip olsalar da Şiiler için 12, Sünni Araplar için 6, Kürtler için 3 ve azınlıklar kotasına göre iki bakanlık ayrılır. Ancak cumhurbaşkanlığı ile ilgili bir yıldır devam eden Kürt partiler arasındaki anlaşmazlığı nedeniyle Sudanî, çevre ve sağlık bakanlıklarını birbirinden ayırarak, çevre bakanlığını bağımsız bir bakanlık haline getirdi.
Devlet bakanlığı olarak hizmet veren bu bakanlığın oluşturulmasıyla mevcut hükümet 23 bakanlığa sahip oldu. Çevre Bakanlığı’nın Kürtlere tahsis edilmesiyle Kürt bileşenin payı üçten dörde yükseldi. İki Kürt partisi arasındaki alışılagelmiş bölünmeye göre, bir partinin Cumhurbaşkanlığını elde etmesi üzerine, üç bakanlıktan ikisi diğer partinin payına düşecektir.
Mesud Barzani liderliğindeki KDP'nin, kazanan partinin Federal Parlamento’dki sandalye çoğunluğuna göre belirlenmesi konusunda ısrar etmesinden sonra iki parti arasında Cumhurbaşkanının pozisyonu konusunda derin anlaşmazlık yaşandı. KDP’nin parlamentoda 31 sandalyesi bulunurken KYB, 18 sandalyeye sahip. Öte yandan KYB, 2005 yılında imzalanan stratejik bir anlaşmaya göre cumhurbaşkanlığının KYB’nin hakkı olduğunu düşünüyor. Anlaşmaya göre Irak Cumhurbaşkanlığı KYB’nin payına düşerken IKBY Devlet Başkanı ve Başbakanlığı KDP’nin payına düşüyor.
 2018 seçimlerinden bu yana iki parti, Cumhurbaşkanlığı pozisyonu için iki adayla: Eski Cumhurbaşkanı Berhem Salih ve ikinci turda Salih'e kaybeden Sudanî hükümetinde yeniden aynı göreve getirilen Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, Federal Parlamento'ya girmek zorunda kaldı. Sonuç olarak, iki ana parti arasındaki ilişki gerginleşti. Bölgede aralarındaki sorunlar, KYB liderinin kardeşi IKBY Başbakan Yardımcısı Kubad Talabani'nin hükümet toplantılarından çekilmesinden sonra bile ağırlaştı.
İki Kürt partisi bölge içindeki anlaşmazlıklarını çözemediği için Cumhurbaşkanlığı pozisyonunda bir yıl boyunca anlaşamadıkları için Bağdat'a çekildiler. KYB Dr. Berhem Salih’in  ikinci dönem için aday gösterilmesinde ısrar etmesi, KDP Lideri Mesud Barzani’nin adayı Reber Ahmed’in uzlaşmacı bir aday gibi görünen mevcut Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid lehine adaylıktan çekilmesinin ardından bile Salih’i kabul etmemesiyle anlaşmazlık daha da derinleşti.
Öte yandan KYB Lideri Bafel Talabani, Barzani ile Hukuk Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki arasında yapılan anlaşmanın ardından Abdullatif Reşid'in cumhurbaşkanlığını kazandığı ana kadar Salih'in adaylığında ısrar eden Talabani, Reşid'in KYB’nin adayı olduğunu açıkladı.
Daha sonra KDP, Sudanî’nin aralarında uzlaşmayı sağlamak amacıyla paylarına düşen bakanlıkların sayısını dörde yükseltmesine rağmen KYB’ye verilen bakanlıkların kendi hakkı olduğu konusunda ısrar ediyor. İki bakanlık belirlenmiş olsa da Dışişleri Bakanı olarak KDP’den Fuad Hüseyin ve Adalet Bakanlığı’na KYB’den Halid Şevani atanmasına rağmen bayındırlık ve çevre bakanlıkları üzerinde tartışmalar devam ediyor.
KDP, her iki bakanlığın kendi payı olduğunu iddia ederken, KYB payına bir değil iki bakanlık düştüğünü düşünüyor. Bu bağlamda KYB Lideri Mahmud Hoşanav, Şarku'l Avsat’a "İki Kürt partisi arasında kalan iki bakanlık konusundaki anlaşmazlık henüz çözülmedi. İki parti ve Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ile müzakereler halen devam ediyor. Ancak göstergeler, sorunun iki tarafın kalan iki bakanlığı paylaşma şekline göre sona ereceğini gösteriyor” şeklinde konuşuyor.



Batı Şeria'nın kuzeyinde devam eden İsrail operasyonunda 25 Filistinli yaralandı

 İşgal altında bulunan Batı Şeria'nın Tubas kenti sokaklarında askeri operasyon düzenleyen İsrail askerleri, 26 Kasım 2025 (AFP)
İşgal altında bulunan Batı Şeria'nın Tubas kenti sokaklarında askeri operasyon düzenleyen İsrail askerleri, 26 Kasım 2025 (AFP)
TT

Batı Şeria'nın kuzeyinde devam eden İsrail operasyonunda 25 Filistinli yaralandı

 İşgal altında bulunan Batı Şeria'nın Tubas kenti sokaklarında askeri operasyon düzenleyen İsrail askerleri, 26 Kasım 2025 (AFP)
İşgal altında bulunan Batı Şeria'nın Tubas kenti sokaklarında askeri operasyon düzenleyen İsrail askerleri, 26 Kasım 2025 (AFP)

Filistin Kızılayı bugün, İsrail güçlerinin iki gecedir devam eden Kuzey Batı Şeria’daki Tubas saldırıları sırasında, ekiplerinin 25 kişiyi darp kaynaklı yaralanmalar nedeniyle tedavi ettiğini açıkladı.

Filistin resmi haber ajansı WAFA’ya konuşan Tubas Kızılayı Müdürü Nidal Avde, yaralananlar arasında İsrail’in gözaltına alıp sorguladıktan sonra serbest bıraktığı ve bu süreçte saldırıya uğrayan vatandaşların da bulunduğunu belirtti.

Ascd
İşgal altında bulunan Batı Şeria'nın Tubas kenti sokaklarında askeri operasyon düzenleyen İsrail askerleri, 26 Kasım 2025 (AFP)

İsrail ordusu, sokağa çıkma yasağı ve vilayetin çoğu bölgesinde yoğun bir şekilde konuşlandırılan güçleriyle Tubas’ta ikinci gün üst üste operasyonlarını sürdürüyor.

Tubas Mahkûmlar Derneği Müdürü Kemal Beni Avde, ‘İşgal güçlerinin Tubas’ın birçok bölgesinde vatandaşların evlerine hâlâ baskınlar düzenlediğini, çok sayıda kişiyi gözaltına alarak sahadaki sorgu merkezlerine götürdüğünü’ bildirdi. Avde, şu ana kadar gözaltına alınanların sayısının 100’ü aştığını ve bunların yarısının Tammun kasabasından olduğunu ifade etti.

sdfrgt
İsrail güçleri işgal altında bulunan Batı Şeria'daki birkaç kasabaya baskın düzenledi. (AFP)

Beni Avde, gözaltına alınanlardan 27’sinin geç saatlerde serbest bırakıldığını, ancak serbest kalan bazı kişilerin evlerine ulaşana kadar elleri kelepçeli tutulduğunu belirtti. Avde, “İşgal güçleri, evlere düzenledikleri baskınlar sırasında vatandaşlara saldırıyor, onları eziyor ve evlerin eşyalarını tahrip ediyor” dedi.

Tubas vilayeti, ikinci gününe giren geniş çaplı bir askeri operasyonla karşı karşıya. Operasyona büyük İsrail birlikleri, ağır iş makineleri ve rastgele ateş açan helikopterler katılıyor.

s
İşgal altında bulunan Batı Şeria'nın Tubas kentinin güneyindeki Tammun kasabasının girişinde kontrol için durdurulan bir ambulans (AFP)

İsrail güçleri, birçok yan yolu kapatmanın yanı sıra, vilayetin ana girişlerini toprak setlerle kapatmaya devam ederken, vilayette yoğun keşif İHA’ları uçuşları görülüyor.

Şarku’l Avsat’ın WAFA’dan aktardığına göre, süregelen saldırı sırasında vatandaşların mülkleri tahrip ediliyor ve yok ediliyor. Ayrıca Tammun kasabasının doğu bölgesinin bazı kısımlarında işgal güçlerinin bölgedeki su hatlarına saldırması nedeniyle su kesintileri yaşanıyor.


Süveyda sahil bölgesine destek verirken, karşı gösteriler Suriye hükümetini destekliyor

Suriye hükümetine destek amacıyla Tartus'ta düzenlenen gösteriden (Suriye devlet televizyonu el-İhbariyye)
Suriye hükümetine destek amacıyla Tartus'ta düzenlenen gösteriden (Suriye devlet televizyonu el-İhbariyye)
TT

Süveyda sahil bölgesine destek verirken, karşı gösteriler Suriye hükümetini destekliyor

Suriye hükümetine destek amacıyla Tartus'ta düzenlenen gösteriden (Suriye devlet televizyonu el-İhbariyye)
Suriye hükümetine destek amacıyla Tartus'ta düzenlenen gösteriden (Suriye devlet televizyonu el-İhbariyye)

Suriye genelinde dün düzenlenen protesto gösterileri ile karşı gösterilerin ardından ülkede belirgin bir kutuplaşma hâkim olmaya devam ediyor. Yetkililer, sosyal medya üzerinden artan kışkırtma kampanyalarının gölgesinde, şiddetli toplumsal çatışmalara sürüklenmemek için azami ölçüde itidal gösteriyor. Bu ortamda açıklama yapan Suriye Enformasyon Bakanı Hamza el-Mustafa, “Acı tecrübemiz bize sözün sorumluluk olduğunu, kışkırtmanın ise yıkımın ateşini beslediğini öğretti” ifadelerini kullandı.

Aynı saatlerde, İdlib kırsalındaki bir silah deposunda meydana gelen patlama sonucu beş kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı. Öte yandan, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) güçleri, Deyrizor kırsalında DEAŞ’a yönelik bir hava indirme operasyonu gerçekleştirdi.

y67uı8
Suriye'nin batısındaki Lazkiye kentinde düzenlenen bir gösteriden (AFP)

Ülkenin çeşitli bölgelerinde (Humus, Hama, Lazkiye ve Tartus) düzenlenen ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ile eski rejim mensuplarından tutukluların serbest bırakılması taleplerinin öne çıktığı protestoların ardından, aynı bölgelerde bu kez hükümete destek veren ve adem-i merkeziyet çağrılarını reddeden karşı gösteriler düzenlendi. Bu karşı gösterilerde, ‘eski rejimin suçlularının hesap vermesi’ talebi de dile getirildi.

Bazı protestolarda mezhepsel tonda kışkırtıcı sloganlar atılırken, Humus ve Lazkiye’nin es-Suleybe mahallesinde düzenlenen gösterilerde ise Suriye halkının birliği vurgulandı; katılımcılar, yeni Suriye yönetimi etrafında kenetlenme ve fitne girişimlerinin önlenmesi çağrısı yaptı. Öte yandan, Süveyda’da Dürzi lider Hikmet el-Hicri’ye destek veren aktivistler, ‘sahil bölgesi ayaklanması’ olarak tanımladıkları hareketle dayanışma için bir eylem gerçekleştirdi. Eylemde, adem-i merkeziyet talebi ve tutukluların serbest bırakılması çağrıları yinelendi; katılımcılar, Şeyh el-Hicri ile protesto çağrısında bulunan Şeyh Gazzal Gazzal’ın fotoğraflarını taşıdı.

Dün Süveyda’da düzenlenen bu eylem, pazartesi günü şehirde araç konvoylarıyla yapılan gösterinin devamı niteliğindeydi. O konvoy gösterisinde de katılımcılar, Şeyh el-Hicri’nin fotoğraflarının yanı sıra İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte çekilmiş görsellerini taşıdı.

gt
Süveyda'dan (Süveyda 24 internet sitesi)

Yazar Mahir Şerafeddin, Şeyh el-Hicri’nin en önde gelen destekçilerinden biri olarak, sahil bölgesindeki halkı ‘bütün güçleriyle Şeyh Gazzal Gazzal’ın etrafında kenetlenmeye’ çağırdı. Şerafeddin, Facebook’taki paylaşımında, sahil bölgesindeki hareketin ‘Şeyh el-Hicri’ye benzer halktan bir lidere ihtiyaç duyduğunu’ belirterek, “Kendi el-Hicri’nizi ortaya çıkarın; dengeleri değiştireceksiniz” dedi.

Kışkırtıcı kanallar…

Lazkiye Emniyet Müdürü Tuğgeneral Abdulaziz Hilal el-Ahmed, başlangıçta protesto görünümüyle ortaya çıkan çağrıların kısa sürede ‘toplumsal bölünme yaratmayı hedefleyen, mezhepsel tonda sistematik bir kışkırtma platformuna’ dönüştüğünü söyledi. Ahmed, yurtdışından yayın yapan ve nefret söylemi ile mezhepsel gerilimleri körüklemekle bilinen bazı medya kanallarının bu çağrıları büyüttüğünü, hatta taleplerin ‘kanlı olaylara karışmış ağır insan hakları ihlalleriyle suçlanan savaş suçlularının serbest bırakılmasına’ kadar genişletildiğini ifade etti.

Ahmed ayrıca, gösteriler sırasında ‘eski rejimin kalıntılarıyla bağlantılı suç hücrelerine mensup grupların’ tespit edildiğini aktardı. Bu grupların kargaşayı körüklediğini, polis, özel görev timleri ve trafik ekiplerine saldırdığını, ayrıca il emniyet müdürlüğüne bağlı bazı resmi araçları tahrip ettiğini belirtti.

rgthy
Lazkiye'deki güvenlik güçleri (Suriye resmi haber ajansı SANA)

Ahmed, Lazkiye kent merkezindeki Ziraat Kavşağı’nda yapılan eylemi korumakla görevli güvenlik güçlerinin, Ziraat mahallesi yönünden doğrudan ateş altına alındığını açıkladı. Ahmed’e göre söz konusu mahallede, ‘eski rejime bağlı askeri kurumlarla ilişkili bazı subaylar’ yaşıyor. Açılan ateş sonucu iki iç güvenlik personeli ile eyleme katılan bazı siviller yaralandı.

Tuğgeneral Ahmed, “Gösteri yapma ve görüş açıklama hakkı tüm Suriyeliler için meşrudur. Ancak iç güvenlik unsurlarına saldıran, yetki sınırlarını aşan, mezhepsel kargaşa yaratmak için kışkırtma faaliyetlerine katılan herkes yasal çerçevede hesap vermek zorundadır” şeklinde konuştu. Hiçbir tarafın ‘cezasız kalmasına izin verilmeyeceğini’ vurguladı.

Süveyda

Salı günü kentteki bir genel güvenlik kontrol noktasına düzenlenen saldırının ardından Süveyda’da yükselen gerilimi değerlendiren Süveyda Emniyet Müdürü Süleyman Abdulbaki, “Hikmet el-Hicri’nin öncülük ettiği bu tırmanış, devletin işleyişini felç eden bir tümör hâline geliyor” dedi.

xsdfr
Süveyda şehri levhasının yakınında bulunan Suriye güvenlik güçleri (Reuters)

Abdulbaki, Suriye devlet televizyonu el-İhbariyye’ye yaptığı açıklamada, Süveyda’daki genel güvenlik birimlerinin ‘çatışmaya sürüklenmemek için azami çaba gösterdiğini, yanıtın yalnızca saldırılara ve ateş açılan noktalara yönelik olduğunu’ söyledi. Sonuçta ‘Suriye kanının bir olduğunu ve Süveydalıların da kendi halkları olduğunu’ belirterek, bir diyalog zemini oluşturmak için çalıştıklarını ifade etti. Abdulbaki, Hikmet el-Hicri’yi ‘çatışmayı körüklemek ve devletle iş birliğini reddetmekle’ suçladı.

Suriye İçişleri Bakanlığı ise daha önce yaptığı açıklamada, Süveyda’nın batı kırsalında bakanlığa bağlı bir güvenlik kontrol noktasının ‘kanun dışı gruplar’ tarafından saldırıya uğradığını ve saldırıda bir güvenlik görevlisinin hayatını kaybettiğini, ikisinin de yaralandığını bildirdi. Açıklamaya göre, İçişleri Bakanlığı birimleri ateşin kaynağına karşılık verdi ve ‘saldırgan gruplar arasında ölü ve yaralılar’ olduğu ifade edildi. Bakanlık, bu tür saldırıların ‘yalnızca Süveyda’daki güvenliği ve sivillerin günlük yaşamını istikrarsızlaştırmayı hedeflediğini’ vurguladı.

Öte yandan Süveyda’daki yerel medya kaynakları, genel güvenlik güçlerinin salı akşamı kentin kuzeyinde birden fazla hatta ‘insansız hava araçları (İHA) ve ağır makineli tüfeklerle ani operasyonlar’ düzenlediğini aktardı. Şarku’l Avsat’ın yerel haber sitesi Süveyda 24’ten aktardığına göre, bu olaylarda bir genç öldü, çok sayıda kişi de yaralandı. Site ayrıca, Süveyda’nın güneybatısındaki Yerd köyü yakınlarında bir kontrol noktasına yönelik silahlı saldırıda, bir güvenlik görevlisinin öldürülmesi ve ikisinin yaralanmasının ardından bölgede ‘yoğun gerilim’ yaşandığını duyurdu.

ty7u
Süveyda vilayetinin Basra el-Harir bölgesindeki Suriye güvenlik güçleri (AP)

Yerel haber sitesi, bölgedeki kaynaklara dayanarak, ‘yerel grupların herhangi bir saldırı düzenlediği iddialarının doğru olmadığını’ belirtti. Kaynaklara göre ateş açılması olayı, ‘kontrol noktasında, arama yapılmadan geçmeye çalışan bir aracın durdurulması sırasında’ meydana geldi.

Aynı kaynaklar, insani yardım hattı üzerinde, Busra eş-Şam’a uzanan güzergâhtaki bu kontrol noktasına takviye birliklerin gönderilmesinin ardından, iki kişinin güvenlik güçlerince gözaltına alındığını bildirdi. Bu gelişmeyi, Süveyda kentinin batı kesiminde yerel Ulusal Muhafız grupları ile genel güvenlik güçleri arasında kısa süreli çatışmalar izledi.

Yıkımın yakıtı

Kahire’de düzenlenen Arap Enformasyon Bakanları Konseyi’nin 55. oturumunda konuşan Suriye Enformasyon Bakanı Hamza el-Mustafa, Suriye’nin ‘çoğulculuğa saygı duyan, diyaloğa inanan özgür ve sorumlu bir medya inşa etmeye çalıştığını’ söyledi. Mustafa, medyanın ‘halkın sesi ve Suriye’nin çeşitli toplumsal bileşenleri arasında köprü’ olması gerektiğini belirterek şu ifadeyi kullandı: “Acı tecrübemiz bize gösterdi ki, söz sorumluluktur; kışkırtma ise yıkımın yakıtıdır.”

İdlib kırsalı

Saha kaynaklarına göre, İdlib’in kuzeybatısındaki Kafr Teharim kasabasında bir silah deposunda patlama meydana geldi. Yerel kaynaklar, patlamanın DMUK uçaklarının hava saldırısından kaynaklanmış olabileceğini öne sürdü. Ancak vilayetin iç güvenlik birimleri, patlamanın yakında çalışan bir tamir ekibinden kaynaklanan arıza nedeniyle gerçekleştiğini açıkladı. Patlamada 5 işçi hayatını kaybetti, 9 kişi yaralandı. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde yoğun duman bulutları görülürken, bölge sakinleri patlamanın ‘geniş bir alanda hissedildiğini ve yakın okullardaki çocuklarda paniğe yol açtığını’ aktardı.

fr
Tamamen yıkılan deponun bulunduğu yere gelen kurtarma ekipleri (Suriye resmi haber ajansı SANA)

Yerel kaynaklar, Deyrizor’da DMUK güçlerinin, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile iş birliği içinde, kentin kuzeydoğu kırsalındaki Marat beldesinin Zelzele mahallesinde bir hava indirme operasyonu gerçekleştirdiğini bildirdi. Operasyon kapsamında iki eve baskın düzenlendi ve DEAŞ örgütüne bağlı olmakla suçlanan iki kişi gözaltına alındı.


Gazze anlaşması: Arabulucuların ikinci aşamaya geçişini engelleyen dört sorun

Cibaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırlar (AFP)
Cibaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırlar (AFP)
TT

Gazze anlaşması: Arabulucuların ikinci aşamaya geçişini engelleyen dört sorun

Cibaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırlar (AFP)
Cibaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırlar (AFP)

Gazze Şeridi’ndeki ateşkesin garantörleri ve arabulucuları, Washington’un yokluğunda Gazze anlaşması ile ilgili bir toplantıya ev sahipliği yapan Kahire’de, ateşkesin sürdürülmesinin önünde bazı ‘zorluklar’ bulunduğunu kabul etti. Toplantıda, ateşkesin ikinci aşamasına geçiş için adımlar ele alınsa da, anlaşmanın beşinci haftasını aşmasına rağmen bu aşamaya yaklaşılabilmiş değil.

Mısır, Katar ve Türkiye’nin katıldığı toplantıda söz konusu zorluklar detaylandırılmasa da, uzmanlar Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamalarda, temel engellerin başında Filistin tarafları arasındaki uzlaşının eksikliği ve Gazze Yönetim Komitesi’nin kurulmamış olması geldiğini belirtiyor. Ayrıca Refah’taki savaşçı krizinin devam etmesi, ABD’nin Ukrayna gündemiyle meşgul olması ve Gazze’deki silahsızlandırma konusunun çözülememesi de süreci zorlaştırıyor. Uzmanlar, arabulucuların bu engelleri aşmak için daha yoğun çaba göstereceğini öngörüyor.

Hamas heyeti, hareketin baş müzakerecisi Halil el-Hayye başkanlığında, pazar günü Kahire’de Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı Hasan Reşad ile bir görüşme yaptı. Görüşmede, iletişim kesilen Refah’taki Hamas savaşçılarının durumu ele alındı.

İsrail ve Filistin medyası, Refah tünellerinde yaklaşık 200 Hamas savaşçısının kuşatılmış durumda olduğunu ve bu alanın, 10 Ekim’den bu yana yürürlükte olan ateşkes kapsamında İsrail güçlerinin yeniden konuşlandığı bir bölge olduğunu bildiriyor.

Filistinli analist Muhtar Gabaşi’ye göre, Hamas savaşçılarının durumu, ikinci aşamanın önündeki asıl engel değil. ABD’nin toplantıya katılmaması ve İsrail’in ikinci aşamaya geçme konusunda isteksizliği süreci zorlaştıran diğer faktörler arasında.

Filistinli siyasi analist Abdulmehdi Mutava ise Filistin tarafları arasında Gazze Yönetim Komitesi konusunda uzlaşı eksikliği, silahsızlandırmanın nasıl yapılacağı sorusuna cevap verilmemesi ve bölgede görev yapacak uluslararası gücün belirlenmemesi gibi sorunlara dikkat çekti.

Kahire el-İhbariyye televizyonu, arabulucular ve garantörlerin toplantısına Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı Hasan Reşad, Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ve Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın’ın katıldığını; toplantıda olası ihlallerin giderilmesi ve ateşkesin sabitlenmesi için önlemler üzerinde durulduğunu aktardı.

zxsdf
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki mülteci kampları, yağışların ardından sular altında kaldı. (AFP)

Kahire el-İhbariyye televizyonu, salı akşamı katılımcıların ABD Başkanı Donald Trump’ın savaş sonrası Gazze yönetimi için hazırlanan 20 maddelik planının ikinci aşamasının uygulanması ve ateşkes ihlallerinin önlenmesi konusundaki ortak çabaları görüştüğünü bildirdi. Amaç, ateşkesi kalıcı hale getirmek olarak açıklandı.

Türk bir yetkiliye göre MİT Başkanı, Kahire’de Mısırlı mevkidaşı ve Katar Dışişleri Bakanı ile bir araya gelerek, Gazze’deki ateşkesin ikinci aşamasına geçişi ve ABD ile koordinasyon içinde tüm engellerin kaldırılmasını ele aldı. Toplantının amacı, ateşkesin sürdürülmesini sağlamak ve yeni ihlallerin önüne geçmekti. Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre bu görüşme, Hamas heyetinin Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı ile gerçekleştirdiği toplantıdan iki gün sonra yapıldı.

Hamas ile yapılan önceki görüşmede, ikinci aşamanın başlıca unsurları olarak Hamas’ın silahsızlandırılması, geçici bir yönetim otoritesinin kurulması ve Gazze’de istikrarı sağlamak için yabancı güçlerden oluşan uluslararası bir gücün konuşlandırılması ele alındı.

Filistinli analist Abdulmehdi Mutava, arabulucular ve garantörler arasındaki toplantıların kritik bir dönemde gerçekleştiğini belirterek, “Eğer arabulucular silahsızlandırma ve uluslararası güçlerin konuşlandırılması konusunda bir formül üzerinde anlaşırsa, işler olumlu yönde değişir; aksi halde birinci aşamada sıkışıp kalırız” dedi.

Muhtar Gabaşi ise ABD’nin sürece müdahil olmaması ve başka gündemlerle meşgul olmasının, ikinci aşamaya geçişi zayıflatacağını vurguladı.