Rusya, Ukrayna’dan tahıl ihracat koridorunun askeri amaçlarla kullanılmaması için ‘taahhüt’ istedi

İstanbul Boğazı’ndan geçen ticari gemiler (AFP)
İstanbul Boğazı’ndan geçen ticari gemiler (AFP)
TT

Rusya, Ukrayna’dan tahıl ihracat koridorunun askeri amaçlarla kullanılmaması için ‘taahhüt’ istedi

İstanbul Boğazı’ndan geçen ticari gemiler (AFP)
İstanbul Boğazı’ndan geçen ticari gemiler (AFP)

Rus ordusu, Moskova’nın Tahıl Koridoru Anlaşması’nı askıya almasının ardından, Ukrayna’dan tahıl ihracat koridorunun askeri amaçlarla kullanılmaması için ‘taahhüt’ istendiğini bildirdi.
AFP’nin haberine göre, Bakanlık Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, “Ukrayna bu rotayı askeri amaçlarla kullanmamak için taahhüt vermedikçe, bu bölgenin güvenliğini garanti etmemiz söz konusu olamaz. Koridora giriş yapacak herhangi bir gemi olası hedefimiz sayılacaktır” ifadelerini kullandı.
Bakanlık ayrıca, Temmuz ayında imzalanan anlaşmanın garantörü olan Birleşmiş Milletler’i (BM), tarım ürünlerinin ihracatı için belirlenen koridor ve Ukrayna limanlarının Rusya’ya karşı düşmanca eylemler için kullanılmayacağına dair Ukrayna’dan garantiler alınmasına yardım etmeye çağırdı.
Rusya, 2014 yılında ilhak ettiği Kırım’daki Karadeniz filosuna büyük bir saldırı başlatmakla Ukrayna’yı suçladıktan sonra Tahıl Koridoru Anlaşması’nı süresiz olarak askıya aldı.
Rus ordusu, Moskova’nın İngiliz uzmanların yardımıyla Ukrayna’ya atfettiği saldırının, kısmen tahıl taşımak için kullanılan deniz yolundan gerçekleştirildiğini öne sürdü.
Savunma Bakanlığı’nın açıklamasında ayrıca şu ifadeler kullanıldı;
“29 Ekim’de Ukrayna’nın Kırım’daki Sivastopol deniz üssü çevresinde bulunan savaş ve ticari gemilere yönelik düzenlediği terörist saldırının detayları aydınlanana kadar, Tahıl Koridoru Anlaşması için belirlenen geçiş rotası ulaşıma kapatılmıştır. Rusya bu kararla Tahıl Koridoru anlaşmasından çekilmiş olmuyor, güzergâhın saldırı için kullanılmamasını sağlamış oluyor.”
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price ise gazetecilere verdiği demeçte, “Bu toplu ceza veya toplu şantaj gibi görünüyor” dedi.
Aynı bağlamda, Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile yaptığı telefon görüşmesinde, Ukrayna’nın dünya gıda güvenliğinin garantörü olmaya ve tahıl ihracatını sürdürmeye kararlı olduğunu vurguladı.
Zelenskiy Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüştüm. Ukrayna’nın Tahıl Anlaşması’na bağlılığını teyit ettim. Küresel gıda güvenliğinin garantörü olmaya hazırız” ifadelerini kullandı.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times