Katz, ‘Yaser Arafat kuşatmasına’ benzer bir Mahmud Abbas kuşatması çağrısı yaptı

Şin Bet, seçim gününde Filistin tarafından 100 saldırı gerçekleştirileceği konusunda uyardı.

İsrail buldozerleri dün, Batı Şeria’nın el-Halil bölgesinde Filistinlilere ait bir binayı yıktı. (DPA)
İsrail buldozerleri dün, Batı Şeria’nın el-Halil bölgesinde Filistinlilere ait bir binayı yıktı. (DPA)
TT

Katz, ‘Yaser Arafat kuşatmasına’ benzer bir Mahmud Abbas kuşatması çağrısı yaptı

İsrail buldozerleri dün, Batı Şeria’nın el-Halil bölgesinde Filistinlilere ait bir binayı yıktı. (DPA)
İsrail buldozerleri dün, Batı Şeria’nın el-Halil bölgesinde Filistinlilere ait bir binayı yıktı. (DPA)

Batı Şeria’da artan güvenlik krizi doruk noktasına ulaşırken Şin Bet (İsrail Genel İstihbarat Teşkilatı), seçim gününde gerçekleştirilebilecek silahlı Filistin faaliyetleri konusunda uyardı. Aynı şekilde eski Maliye Bakanı Yisrael Katz da orduya eski Devlet Başkanı Yaser Arafat’ta olduğu gibi Ramallah’taki başkanlık binasında Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a kuşatma uygulama çağrısında bulundu.
Muhalif milletvekili Katz, Binyamin Netanyahu’dan sonra Likud Partisi’nde ikinci adam olarak kabul ediliyor ve emekli olmaya karar verdiğinde Netanyahu’nun halefi olacağı düşünülüyor. Yisrael Katz, 31 Ekim’de ‘Ynet’ sitesine yaptığı açıklamada şu ifadeleri kulandı:
 “Filistin bölgelerinde İsrail askerlerine ve yerleşimcilere yönelik silahlı saldırılar, Ebu Mazen’in (Abbas) bilgisi ve onayı olmadan yapılamaz. Son olayları araştıranlar ve saldırıların faillerinin isimlerini ve bağlantılarını inceleyenler, Filistin yönetimi ve güvenlik güçleri mensuplarının bu faaliyetlere kendi başlarına veya çocukları ve aile üyeleri aracılığıyla dahil olduğunu görecektir. İsrail güvenlik güçleri onlara karşı iyi bir iş çıkartıyor.”
Katz, meseleleri kesin olarak çözmek için siyasi bir karara ihtiyaç olduğunu vurguladığı açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Deneyimlere göre baştaki isimle ilgilenmekten daha etkili bir şey yoktur. Eski Başbakan Ariel Şaron’un ikinci intifada sırasında Yaser Arafat’ı ölümüne kadar kuşattığı gibi halefine de aynı kaderi paylaşacağına dair bir mesaj gönderilmelidir.”
‘Yediot Aharonot’ gazetesi de 31 Ekim’de Filistin silahlı faaliyetlerinin bu yıl rekor seviyeye ulaştığına dair veriler açıkladı. Bu yılın başından bu yana 25 İsrail askeri ve yerleşimci ölürken 2 bin 204 Filistin operasyonu gerçekleştirildi. Karşılaştırma yapıldığında 2015 yılındaki ‘bıçak intifadası’ sırasında İsrailli ölü sayısı 29, operasyon sayısı ise 2 bin 558’di. Daha sonra operasyon sayısı sürekli olarak azalırken 2016 yılında 17 İsrailli öldü ve Filistin tarafından bin 536 saldırı gerçekleştirildi. 2017 yılında ise 16 İsrailli öldü ve Filistin tarafından bin 582 saldırı yapıldı. Ayrıca bir sonraki yıl 16 İsrailli öldürüldü ve bin 430 saldırı düzenlendi.
2019 yılında ise bin 346 saldırı gerçekleştirilirken, 12 İsrailli öldürüldü. Saldırı sayısı 2020’de bin 320 ve ölen İsrailli sayısı da 3 olarak kaydedildi. 2021 yılında ise Filistin tarafından 2 bin 135 saldırı gerçekleştirildi ve 21 İsrailli öldürüldü.
Filistinlilerin saldırıları, bu yıl Beerşeba ve Hadera bölgelerinde, Kudüs yakınlarında bulunan Bney Brak’taki bir operasyonla başladı. Son darbe, Tel Aviv’in merkezinde, Dizengoff Caddesi’nde gerçekleştirilen operasyonla ve ardından diğer bölgelerde gerçekleştirilen saldırılarla geldi.
Ancak operasyonlar daha sonra Batı Şeria’ya, özellikle Cenin’e ve ardından Nablus’a kaydı ve daha sonra tüm bölgelere yayıldı. Bu dönemde Nablus’ta Arin El-Esved grubu ortaya çıktı. Genç Filistinliler partizan bağlantıları Filistin bölünmesini bozdu ve İsrail’e karşı birlk oluştu.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre İsrail güvenlik birimleri, ‘Knesset genel seçimlerinin arifesinde ve gününde’ İsrail hedeflerine karşı saldırı düzenleme olasılığı hakkında rekor sayıda istihbarat uyarısı aldıklarını açıkladı. Resmi yayın kuruluşu Kan 11’in aktardığına göre bu uyarıların sayısı 100’e ulaştı. Bu nedenle İsrail ordusu, Batı Şeria’nın güneyindeki el-Halil bölgesine konuşlandı. Diğer polis kuvvetlerinin konuşlanmasının yanı sıra Kudüs bölgesinden 10 devriye ve ‘Sınır Muhafızları’ polis biriminden ek bir tugay ve ek güç görevlendirmeye karar verdi.
Ajanslar, el-Halil bölgesinin eskisinden daha hassas ve gergin hale geldiğini aktardılar. Aynı şekilde ordunun Kudüs’te olası saldırılara karşı hazırlık yaptığına dikkat çekildi. Hazırlıklar kapsamında seçim günü boyunca Batı Şeria’nın tüm bölgelerine uygulanan kapsamlı kapatma ile bağlantılı olarak, Gazze Şeridi ile olan tüm geçişler de kapatıldı.
İsrail ordusunun Mayıs 2021’de Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırıdan bu yana Filistin topraklarında büyük bir artış yaşanıyor. İsrail güçleri, geçen ağustos ayında Gazze Şeridi’ne yönelik son saldırı sırasında öldürülen 51 Filistinliye ek olarak, bu yıl başından beri 132 Filistinli yaşamını yitirdi. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre öldürülenler arasında 19’u Batı Şeria’da ve 16’sı Gazze Şeridi’nde olmak üzere 35 çocuk da bulunuyor.



Washington, IKBY’ye stratejik yatırım yaparak dengeyi yeniden sağlamak istiyor

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Mayıs 2025'te Washington'da Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani'yi ağırladı. (AP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Mayıs 2025'te Washington'da Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani'yi ağırladı. (AP)
TT

Washington, IKBY’ye stratejik yatırım yaparak dengeyi yeniden sağlamak istiyor

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Mayıs 2025'te Washington'da Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani'yi ağırladı. (AP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Mayıs 2025'te Washington'da Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani'yi ağırladı. (AP)

Küresel enerji sektöründeki dönüşümler devam ederken, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ABD için karmaşık ama stratejik bir yatırım fırsatı oluşturuyor. Bağdat ile Erbil arasında devam eden gerginliklere rağmen, ABD'nin müdahalesi bölgedeki güç dengelerini yeniden şekillendirebilir, ekonomik reformları yönlendirebilir ve istikrarı bozan güçlerle mücadele edebilir. Ancak enerji sektörü uzmanları ve ilgililer, bunun ‘yasal ve güvenlikle ilgili zorlukların hassas bir şekilde yönetilmesine’ bağlı olduğunu belirtiyor.

Bağdat ile Erbil arasındaki durum şu anda ne?

Son haftalarda Bağdat'taki federal hükümet ile IKBY arasındaki gerginlikler arttı. İran'a sadık ve Bağdat'taki iktidar koalisyonu Koordinasyon Çerçevesi’ne yakın gruplar tarafından gerçekleştirildiği yaygın olarak kabul edilen bir dizi insansız hava aracı (İHA) saldırısı, Tavke, Pişhabur, Ayn Sifni, Hor Mala ve Sarsing gibi önemli petrol sahalarını hedef aldı. Bu saldırılar, günlük 200 bin varil üretimde geçici bir duraklamaya neden oldu ve raporlara göre Amerikan şirketlerinin yönettiği varlıklara zarar verdi.

Söz konusu gerilim, operasyonel etkisinin yanı sıra, bu hayati sektörle ilgilenenlere göre ‘IKBY bölgesindeki enerji sektörünün stratejik kırılganlığını’ da ortaya çıkardı.

Bağdat ve Erbil, üretimi ve boru hatları üzerinden nakliyatı aksatan yasal anlaşmazlıklar yaşıyor. Taraflar arasındaki değişken durum, büyük dalgalanmaların yaşandığı bölgede ciddi ekonomik istikrarsızlığa ve büyük gelir kayıplarına neden oldu. Bu durum, anayasal yetki, gelirlerin kontrolü ve egemenlik konusunda derin ve süregelen anlaşmazlıkları ortaya çıkardı.

Bununla birlikte, Bağdat ve Erbil arasında yakın zamanda varılan bir çerçeve anlaşması, bu karmaşıklıkları çözmek için yeni bir yol haritası çiziyor gibi görünüyor.

Bu anlaşmazlığın özünde, IKBY'nin kaynaklarını bağımsız olarak kullanma ve petrol ve gaz sözleşmeleri imzalama hakkına sahip olup olmadığına dair anayasal bir ihtilaf yatıyor.

bghyjukı
Irak'ın Duhok vilayetinde meydana gelen İHA saldırısının ardından bir güvenlik görevlisi petrol sahasının önünden geçiyor. (Reuters)

15 Şubat 2022'de Irak Federal Yüksek Mahkemesi, IKBY hükümeti tarafından çıkarılan 2007 tarihli petrol ve gaz yasasının anayasaya aykırı olduğuna karar verdi. Bu karar, IKBY’nin petrol ihracatını yönetme ve uluslararası şirketlerle sözleşmeler imzalama yetkisini fiilen geçersiz kıldı ve Bağdat'a bu sözleşmeleri iptal etme ve petrol kaynaklarını kontrol etme hakkı verdi. Ancak Bağdat Ticaret Mahkemesi 2025 yılının başlarında bu kararı iptal etti ve uluslararası petrol şirketlerinin sözleşmelerini yeniden tanıdı, böylece bu şirketlerin varlığı ve faaliyetleri yasal ve uygulanabilir hale geldi.

IKBY'nin kaynakları

IKBY’nin rezervleri 45 milyar varilden fazla petrol ve henüz tam olarak kullanılmamış büyük miktarda doğal gaz olarak tahmin ediliyor. 2025 yılında Amerikan şirketleri ile IKBY arasında imzalanan gaz anlaşmaları, projelerin ömrü boyunca toplam 110 milyar dolarlık gelir elde edilebileceğini gösteriyor. Bu projeler, ülkede devam eden elektrik krizini hafifletmek için yeterli gaz arzını sağlamada önemli bir rol oynuyor.

Iraklı ekonomistlerin tahminlerine göre, IKBY ve Irak'ın geri kalanının ihtiyaçları karşılandıktan sonra, gaz fazlası, özellikle Rusya-Ukrayna savaşının devam ettiği bir ortamda, Rus enerji kaynaklarından uzaklaşmaya çalışan Avrupa pazarlarına ihraç edilebilir.

Resmi verilere göre IKBY'deki enerji sektörü, farklı düzeylerde jeopolitik karmaşıklık ve genişleme hazırlığı ile olgunlaşmış sahalar ve yüksek potansiyele sahip umut vaat eden bloklardan oluşan çeşitli bir karışım sunabilir. Petrol ve gaz sahalarının değerlendirilmesi, keşfi ve üretimi devam ederken, araştırmalar bu sahaların mineral bileşimleri ve üretim özellikleri açısından farklılıklar gösterdiğini ortaya koyuyor.

Bazı keşfedilen sahalar yüksek kükürtlü doğal gaz içeriyor ve bu da korozyon, sağlık ve çevre riskleri gibi zorluklar yaratıyor. Uzmanlara göre, diğer sahalar ise daha düşük kükürt oranlarına sahip daha yüksek kaliteli gaz sağlıyor.

Halen erken geliştirme aşamasında olan umut vaat eden sahalardan ikisi, kullanılmamış kaynakların hacmi ve kalitesi açısından güçlü göstergeler sergileyen Topkhana ve Kurdemir sahalarıdır.

sdfrgthy
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) Süleymaniye vilayetindeki Kormor Gaz Sahası (Reuters)

Bu projeler, benzer fırsatlardan yararlanmak isteyen birçok Amerikan şirketinin büyük ilgisini çekiyor. ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, bu petrol ve gaz zengini sahaların hem IKBY hem de Irak için stratejik varlıklar olduğunu ve enerji bağımsızlığını güçlendirmeye katkıda bulunduğunu göz önünde bulundurarak, bu projelere ilgi ve destek gösteriyor.

Amerikan yatırımının etkisi

Uzmanlar, açık bir yasal ortam ve bilinen bir vergi sistemi altında istikrarlı petrol ve gaz üretiminin ekonomik piyasaların ve siyasi yapıların istikrarına yol açtığı konusunda hemfikir. Amerikan sermayesinin rolü, hidrokarbon kaynaklarının sağlanmasıyla sınırlı kalmayıp, boru hatlarının modernizasyonu, elektrik üretimi, dijital izleme sistemleri ve işgücünün becerilerinin geliştirilmesi gibi katlanarak artan etkilerle de devam ediyor.

Ancak jeopolitik boyut, Amerikan stratejik yatırımının Irak'taki İran ve Türkiye etkisini dengelemeye katkıda bulunmasıdır. Bu, Irak'ın bölgesel rolünü belirleyen ana faktör olarak yaygın bir şekilde kabul edilmektedir.

Washington, ekonomik diplomasiyi kullanarak ve ekonomik iş birliğini pekiştirerek bölünmeye açık bir bölgede istikrarı sağlayabilir. Geniş bir uzman kitlesi, ‘Amerikan-Kürt modelinin başarısının, IKBY bölgesi ve Irak'ın tamamında inşaat, lojistik hizmetler ve teknoloji gibi diğer sektörlere daha fazla yatırım yapılmasını teşvik eden bir pilot model oluşturduğunu’ vurguluyor.