SOHR, ‘el-Hol devleti’ krizine acil çözüm çağrısında bulundu

El Hol kampının girişlerinden birinde Suriye Demokratik Güçleri üyeleri (EPA)
El Hol kampının girişlerinden birinde Suriye Demokratik Güçleri üyeleri (EPA)
TT

SOHR, ‘el-Hol devleti’ krizine acil çözüm çağrısında bulundu

El Hol kampının girişlerinden birinde Suriye Demokratik Güçleri üyeleri (EPA)
El Hol kampının girişlerinden birinde Suriye Demokratik Güçleri üyeleri (EPA)

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), uluslararası topluma, terör örgütü DEAŞ üyelerinin ailelerini barındıran el-Hol kampındaki krize acil bir çözüm bulunması ve çocukların rehabilitasyonu için ciddi bir mekanizma oluşturma çağrısını yineledi.
Gözlemevi Salı günü internet sitesinde bir rapor yayınladı. Raporda, Haseke'nin güneydoğusunda bulunan el-Hol kampında art arda yaşanan olayların DEAŞ örgütünün başlattığı kaosun bir mirası olduğunu belirtildi. Gözlemevi, mülteciler ve yerinden edilmiş insanların bulunduğu el-Hol kampının örgüt üyelerinin ve ailelerinin bir devletçiliği haline geldiğini aktardı.
‘Saatli bomba’ olarak nitelendirilen kampın içinde kaos ve kanunsuzluk yaygın. Gözlemevi, 17 Ekim’de kampı denetleyen askeri güçlerin önlemlerini artırmasının ardından, bu tarihten itibaren hiçbir cinayet kaydedilmediğini duyurdu.
Bu bağlamda Özerk Yönetim ile Bağdat hükümeti arasında koordineyle 18 Ekim tarihinde el Hol kampındaki 659 kişiden oluşan 161 DEAŞ üyesi aile Irak'a gitti.
Geçtiğimiz ay birçok yabancı çocuk ve kadın kendi ülkelerinin hükümetlerine teslim edildi. 20 Ekim'de Dış İlişkiler Departmanı, El Hol kampında bulunan Rus vatandaşlığına sahip DEAŞ ailelerinden 38 çocuğu Rusya Çocuk Hakları Komiseri'ne teslim etti.
Söz konusu kişilerin iadesi, Haseke'nin kuzeyindeki Kamışlı kentindeki Öz Yönetim Dış İlişkiler Dairesi genel merkezinde gerçekleşti. Söz konusu gelişme Kuzey ve Doğu Suriye Dış İlişkiler Departmanı ve Rusya arasındaki ortak koordinasyon çerçevesinde gerçekleşti. Aynı ayın 26'sında Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ne bağlı Dış İlişkiler Departmanı, Kanada vatandaşlığına sahip DEAŞ ailelerinden iki çocuk ve iki kadını Kanadalı bir heyete teslim etti.
Gözlemevi, 2022'nin başından bu yana el-Hol kampında 28 cinayeti belgeledi. Son cinayetlerde ise 2'si kadın 8 Iraklı ve 8'i kadın 12 Suriyeli 30 kişi öldürüldü.



Husiler, Kızıldeniz'i kasıp kavuruyor: Tamamen yalnızsınız

Husiler, Magic Seas'in batırılma görüntülerini de paylaşmıştı (Reuters)
Husiler, Magic Seas'in batırılma görüntülerini de paylaşmıştı (Reuters)
TT

Husiler, Kızıldeniz'i kasıp kavuruyor: Tamamen yalnızsınız

Husiler, Magic Seas'in batırılma görüntülerini de paylaşmıştı (Reuters)
Husiler, Magic Seas'in batırılma görüntülerini de paylaşmıştı (Reuters)

İran destekli Husilerin, Kızıldeniz'deki iki ticari gemiyi batırmasının yankıları sürüyor. 

Husilerin askeri sözcüsü Yahya Seri, 7 Temmuz'da yaptığı açıklamada Magic Seas isimli gemiyi, iki insansız deniz aracının yanı sıra üç drone ve 5 balistik füzeyle vurduklarını duyurmuştu. 

Sözcü, 9 Temmuz’daki açıklamasında da Eternity C adlı geminin vurulduğunu söylemişti. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde, Liberya bandıralı iki geminin de Yunan şirketlerine ait olduğu belirtiliyor.

Haberde yardım çağrısı yapılmasına rağmen ABD ya da müttefiklerinin bölgedeki hiçbir gemisinin olaya müdahale etmediği aktarılıyor.

Pazar günü düzenlenen saldırıda Magic Seas mürettebatının gemiyi terk ettiği belirtiliyor. 

Ancak pazartesi gecesi düzenlenen ikinci saldırıda Eternity C mürettebatının Husilerle çatışmaya girdiği, bazı kişilerin Şii örgüt tarafından rehin alındığı aktarılıyor. En az üç kişinin gemide ölü bulunduğu, 15 kişinin kayıp olduğu, 10 kişininse kurtarıldığı yazılıyor. 

Britanyalı denizcilik teknolojisi firması VanguardTech’ten Ellie Shafik, "Bu, Husilerin 48 saat içinde yarattığı en ciddi hasar" diyor. 

Eski Birleşik Krallık Donanması Subayı Christopher Long da Husi militanlarının kontrolündeki bölgelerde askeri varlığın çok zayıf olduğunu, bunun da ticari gemileri savunmasız bıraktığını söylüyor. Long, "Oradaysanız, tamamen yalnızsınız" ifadelerini kullanıyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın talimatıyla Husilere ait hedeflere 15 Mart’ta saldırı başlatılmıştı. 6 Mayıs’ta örgütle ateşkes yapıldığı ve operasyonun sonlandırıldığı duyurulmuştu. 

WSJ’nin aktardığına göre ABD, Husiler Amerikan gemilerine saldırmadıkça ateşkesi geçerli sayıyor. Pentagon’un bölgedeki askeri duruşunu değiştirmediği aktarılıyor. 

Diğer yandan Husilerin saldırıları, Gazze’de yeni bir ateşkes anlaşması için görüşmelerin yoğunlaştığı bir dönemde meydana geldi. 

Katar’ın başkenti Doha’da süren müzakerelerde Tel Aviv yönetimi ve Hamas arasındaki anlaşmazlıkların büyük ölçüde çözüldüğü fakat İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah ve Han Yunus kentlerini ayıran Morag Koridoru'nda işgali sürdürme ısrarının henüz aşılamadığı kaydedilmişti.

Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Hamas’ın 7 Ekim 2023’teki Aksa Tufanı operasyonuna destek olarak başlatmıştı.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, AP