NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu'ndan yeni Yaratılış Sütunları fotoğrafı

Görüntüler, 6 bin 500 ışık yılı uzaklıktaki Yılan Takımyıldızı'ndan geliyor

Uzmanlara göre görüntü, yıldız oluşum sürecinin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak (NASA)
Uzmanlara göre görüntü, yıldız oluşum sürecinin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak (NASA)
TT

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu'ndan yeni Yaratılış Sütunları fotoğrafı

Uzmanlara göre görüntü, yıldız oluşum sürecinin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak (NASA)
Uzmanlara göre görüntü, yıldız oluşum sürecinin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak (NASA)

James Webb Uzay Teleskobu, Yaratılış Sütunları'nı bir kez daha görüntüledi. Bu sefer en gelişmiş teleskobun Orta Kızılötesi (Enstrüman Mid-Infrared Instrument/MIRI) adlı kamerasıyla çekilen görsel, NASA tarafından dün paylaşıldı.
Kartal Nebulası'ndaki yoğun hidrojen ve toz bulutu, Dünya'dan yaklaşık 6 bin 500 ışık yılı uzaklıktaki Yılan Takımyıldızı'nda yer alıyor. Sütunlar, etraftaki dev yıldızların yoğun morötesi ışıklarıyla şekilleniyor.

Sütunlardan yansıyan ışığın buraya ulaşması 6 bin 500 yıl sürüyor. Dolayısıyla Dünya'dan bakıldığında sütunların 6 bin 500 yıl önceki hali görülüyor.
MIRI'nin görselinde, sütunlardaki yıldızların çoğu gizli. Bunun sebebi, sütunlardaki pek çok yıldızın orta kızılötesi ışıkta algılanacak kadar tozla çevrili olmaması.
Yani MIRI, tozlu "pelerinini" henüz çıkarmamış genç yıldızları gösteriyor. Bunlar, sütunların kenarlarındaki kızıl noktalar. Mavi noktalarsa daha yaşlı yıldız anlamına geliyor.
James Webb sütunları geçen hafta Yakın Kızılötesi Kamera'yla (Near Infrared Camera/NIRCam) yakalamıştı.

6 bin 500 yıl önceki hali görülen sütunlar muhtemelen şu an dağılmış durumda (NASA)

Bu görüntü, mavi renkteki binlerce genç yıldızı ortaya koymuştu.

Teleskobun kızılötesi gözleri evrenin derinliklerine bakıyor
25 Aralık 2021'de ESA'nın Ariane 5 adlı kargo roketiyle fırlatılan teleskobun kaydettiği görüntüler, yıldızların ve galaksilerin evriminin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak.
Gözlem aracının kızılötesi kameraları, bir zaman makinesi görevi görüyor.
Güçlü teleskopları kullanarak çok uzaktaki gök cisimlerini inceleyen bilim insanları, ilgili gök cisminden gelen ışığın Dünya'ya ulaşma süresi uzadığı için "zamanda geriye bakma" imkanı yakalıyor.
James Webb Uzay Teleskobu ise 13,5 milyar yıl öncesini, yani evrenin yeni oluştuğu zamanı gözlemleyebilecek kadar güçlü bir cihaz.
Evrendeki en eski galaksiler, Büyük Patlama'ya o kadar yakın bir dönemde oluştu ki bunların ışığı Dünya yörüngesine ulaştığında son derece soluk oluyor.
Bu ışık evrende ilerlerken genişleyip dağılarak spektrumun kızılötesi ucuna doğru kayıyor. Gözlemlenebilmesi içinse son derece güçlü bir teleskop gerekiyor. 
Hubble Uzay Teleskobu şimdiye dek geçmişe dair birçok gizemi aydınlatmayı başardı. Ancak gücü bu türden gözlemlere yetmiyordu. Ayrıca Hubble çoğunlukla ultraviyole ve görünür ışıkta gözlem yapmıştı. 
Öte yandan James Webb Uzay Teleskobu, rahatça kızılötesi gözlem yapabiliyor.
Independent Türkçe, CNN International, ESA



İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
TT

İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Çin'in güneybatısında keşfedilen 300 bin yıllık nadir ahşap aletler, bölgedeki ilk insanların büyük ölçüde kök ve yumrular gibi yeraltı bitkileriyle beslendiğini gösteriyor.

Hakemli dergi Science'da perşembe günü yayımlanan bulgular, Doğu Asya'daki erken insan atalarının gelişmiş bilişsel becerilerine, yaşantılarına, beslenme biçimlerine ve çevrelerine ışık tutuyor.

Yunnan eyaletinin Jiangchuan bölgesinde yer alan göl kıyısındaki Gantangqing arkeolojik kazı alanında, oksijenden yoksun kil tortularda ahşap aletlerin korunması sayesinde bu nadir buluntu elde edildi.

Araştırmacılar tortularda yaklaşık bin organik kalıntı da buldu.

Ortaya çıkarılan kalıntıları gelişmiş teknikler kullanarak tarihlendiren bilim insanları, aletlerin 250 bin ila 350 bin yıllık olduğunu tespit etti.

Bilim insanları, çeşitli biçim ve işlevlere sahip "son derece nadir" ahşap aletlerin yaklaşık 300 bin yıllık katmanlardan çıkarıldığını söylüyor.

Bugüne kadar bu döneme ait, biri Avrupa'da diğeri Afrika'da olmak üzere ahşap alet içeren sadece iki keşif yapılmıştı.
 

Görsel kaldırıldı.

Gantangqing'deki ahşap aletler (Liu ve ekip arkadaşları/Science)


Yeni keşfedilen çubuklardan ikisi, İtalya'nın Poggetti Vecchi bölgesinde bulunan 171 bin yıllık aletlere benzerlik gösteriyor.

Kanca biçimli benzersiz 4 aletin daha ortaya çıkarıldığını belirten bilim insanları, bunların muhtemelen kökleri kesmek için kullanıldığını söylüyor.

Ayrıca araştırmacıların ahşap aletlerin üzerinde kasıtlı cilalama ve kazıma izleri, kenarlarındaysa toprak kalıntıları saptaması, bunların kök ve yumrular gibi yeraltı bitkilerini kazmak için kullanıldığına işaret ediyor.

Bilim insanları, "Ahşap aletler arasında kazma çubukları ve küçük, eksiksiz, elle tutulan sivri uçlu aletler var" diye yazıyor.

Bilim insanları bu bulgulara dayanarak insanların Doğu Asya'daki atalarının muhtemelen bitki temelli bir beslenme biçimi izlediğinden şüphelenirken, bölgede çam fıstığı, fındık, kivi meyvesi ve su yumrularına dair kanıtlar tespit edildi.

Buna karşılık Avrupa ve Afrika'da saptanan ahşap aletler av aletleri, mızraklar ve mızrak uçlarıydı.

Çalışmanın ortak yazarı arkeolog Bo Li şöyle diyor:

Bu keşif, erken insan adaptasyonuna ilişkin önceki varsayımlara meydan okuyor. Çağdaş Avrupa yerleşimleri (Almanya'daki Schöningen gibi) büyük memelileri avlamaya odaklanırken, Gantangqing subtropik bölgelerde bitki temelli, eşsiz bir hayatta kalma stratejisini ortaya koyuyor.

Dr. Li, "Ahşap aletlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı da arkeolojik kayıtlardaki önemli bir boşluğu dolduruyor, çünkü 100 bin yıldan daha eski ahşap aletler Afrika ve Batı Avrasya dışında son derece nadir görülüyor" ifadelerini kullanıyor.

Keşif, ahşap aletleri kullanan erken insanların dünya genelinde çok daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.

Ayrıca farklı ortamlarda yaşayan tarih öncesi kültürlerin yerel olarak işlerine yarayacak aletler geliştirdiğine de işaret ediyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/news