Fas ve Cezayir arasındaki sınır akrabaların bağlarını koparıyor

Beyn el-Curf bölgesindeki aileler, iki ülke arasında seyahat etmenin zorluğunu yaşıyor.

Sınır bölgesi, Faslı ve Cezayirli ailelerin buluşma noktasına dönüştü. (AFP)
Sınır bölgesi, Faslı ve Cezayirli ailelerin buluşma noktasına dönüştü. (AFP)
TT

Fas ve Cezayir arasındaki sınır akrabaların bağlarını koparıyor

Sınır bölgesi, Faslı ve Cezayirli ailelerin buluşma noktasına dönüştü. (AFP)
Sınır bölgesi, Faslı ve Cezayirli ailelerin buluşma noktasına dönüştü. (AFP)

Cezayir'de, ‘Arapların yeniden birleşmesi’ umuduyla düzenlenen zirvenin birçok Araba kucak açtığı bir dönemde, aralarında evlilik ve akrabalık bağı bulunan Faslı ve Cezayirli aileler iki komşu ülke arasındaki kapalı kara sınırlarını açmaya çalışıyor.
Fas ve Cezayir arasındaki sınır, 1994 yılında Marakeş'teki Atlas Asni Oteli’nin bombalanmasının ardından, Kral Hasan'ın Cezayirlilere ülkeye giriş için vize uygulaması sonrasında kapatılmıştı. Bu gerilim, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin kesilmesiyle daha da artmıştı.

Beyn el-Curf
Fas ve Cezayir arasındaki kara sınırı halen kapalı olmasına rağmen Fas'ın doğusundaki Saidiyye şehrinde yaşayan Muhammed Budra, bir gün kapatılan sınırların yeniden açılmasını umuyor.
Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan akatardığına göre Budra, Cezayir'de ikamet eden bir aile ile evlilik dolayısıyla akraba olduğunu, ancak kara sınırlarının kapalı olması nedeniyle acil durumlarda Kazablanka'dan Cezayir'e hava yoluyla seyahat etmek zorunda kaldığını ifade etti.
Budra'nın aktardıklarına göre iki aile, Beyn el-Curf bölgesinde uzaktan buluşuyor. Telefonla konuşup birbirlerini görüyorlar ve el sallıyorlar. İki ülke vatandaşları, ailelerin doğrudan buluşmasını engelleyen iki yaka arasındaki hendek ve dikenli teller sebebiyle el ve jestlerle selamlaşmanın yanı sıra bağırarak iletişim kurmaya çalışıyorlar.
Her iki taraftaki vatandaşlar çoğu zaman sınırın ‘uzaktan’ görüşmeye imkan veren tek noktasında duruyor ve hoş geldiniz diye bağırıp, sevdiklerinin hal hatırlarını soruyor. Curf sınırındaki bazı sahneler, aralarında birkaç metre mesafe olmasına rağmen aynı aileden kişilerin görüşememesi nedeniyle bir ‘drama’ dönüşüyor.

İlişkilerin kopmasının sonuçları
Özel bir şirkette çalışan ez-Zervali, akrabalık bağları olan ailelerin, özellikle Fas’ın doğu bölgesi ile Cezayir’in batı bölgesi sakinlerinin sınırların sürekli olarak kapatılmasından en çok zarar görenler olduğunu vurguladı.
Zervali duruma dair şunları söyledi:
“Akrabaları Cezayir'de ikamet eden Faslı aileler, Fas'ta akrabaları veya hısımları olan Cezayirlilerle aynı durumu yaşıyorlar. Bu yüzden Fas'a gidenler Kazablanka'ya, Cezayir'e gidenler de Oran'a gitmek zorunda kalıyor. Cezayir'e gitmek hava yoluyla mümkün olabiliyor. Burdaki sorun, zorunlu olan bu yolculuklarda gidiş ve dönüş biletlerinin yüksek olması nedeniyle büyük maddi külfetin bulunması ve geniş vakte mal olmasıdır. Çünkü Mağrip’te Kazablanka, Cezayir’de Oran aktarma noktaları mevcut. Buralardaki iniş ve binişler vakit kaybına neden oluyor.”
Zervali, Cezayir'de ikamet eden ablası öldükten sonra bu konuda kötü bir deneyim yaşadığını, bu yüzden ölen ablasının ve ailesinin bulundupu yere ulaşmak için hava yoluyla yüzlerce kilometre yol katettiğini belirterek “İki ülke arasında en azından istisnai ve acil durumlarda kara sınırları açılmalı” dedi.

Bağların yeniden kurulması
Mağrip Çalışma Örgütü Başkanı İdris Lakreni, “İki komşu ülke arasında kapalı olan sınırların açılması, ilişkilerin yeniden inşası ve sıcak ilişkilerin kurulması, bölgedeki halkın paylaştığı bir özlemdir” açıklamasında bulundu.
Lakreni sözlerine şu şekilde devam etti:
“Cezayir tarafında ilişkilerin kesilmesinin ardından kara sınırlarının kapatılması ısrarı, özellikle bir grup medyanın anlaşmazlıkları derinleştirmeye ve bunları siyasileştirmeye başlamasıyla birlikte taleplere karşılık verilmedi. Geçtiğimiz yıllarda yabancı işgaline karşı iki halkı birleştiren bağı görmezden gelen ve ortak bir tarihi ve kültürel yakınlığı bulunan halklar arasında düşmanlığı ve nefreti besleyen söylemlerde önemli bir artış görmeye başladık. İki komşu ülke arasındaki bu kültürel ve tarihi ortaklığı tehlikeli siyasi labirentlere sokarak, anlaşmazlıkları sürdüren çatışmalarda ısrar edilmesinden üzüntü duyuyorum”.

Sınır sakinlerinin çilesi
Lakreni, bu sıkıntılı durumdan en çok sınırda yaşayanların etkilendiğini, çünkü sınırların kapanması ve ilişkilerin kesilmesinin sonuçlarının kendileri için ağır olduğunu belirtti. İki ülke arasındaki iletişimin kopmasının tarım, ticaret ve ekonomi alanlarında da olumsuz sonuçlar doğurduğunu kaydetti.
Lakreni açıklamalarını şu sözlerler noktaladı:
“Bu ailelerin sınırların açılması ve her şeyi eskisi gibi olması arzusu meşrudur. Bu sorun ancak sosyal bağları dikkate alan hassas bir yönetim anlayışıyla çözülür. Bu aileler, daha iyi bir yarın beklentisi içindeler. Vatandaşların talep ve çıkarlarını gözeten, farklılıkları bir araya getirip kimseyi dışlamayan ve herkesi aynı çatı altında toplayabilen bir akla ve dayanışma kültürüne ihtiyacımız var.



Hamas: Trump yönetimini İsrail'i aklamaktan ve Gazze Şeridi'ne karşı savaşını sürdürmesi için siyasi ve askeri destek sağlamaktan vazgeçmeye çağırıyoruz

Hamas üyeleri, 22 Şubat 2025 tarihinde Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta gerçekleşen esir teslim töreni sırasında (Reuters)
Hamas üyeleri, 22 Şubat 2025 tarihinde Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta gerçekleşen esir teslim töreni sırasında (Reuters)
TT

Hamas: Trump yönetimini İsrail'i aklamaktan ve Gazze Şeridi'ne karşı savaşını sürdürmesi için siyasi ve askeri destek sağlamaktan vazgeçmeye çağırıyoruz

Hamas üyeleri, 22 Şubat 2025 tarihinde Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta gerçekleşen esir teslim töreni sırasında (Reuters)
Hamas üyeleri, 22 Şubat 2025 tarihinde Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta gerçekleşen esir teslim töreni sırasında (Reuters)

Hamas liderlerinden İzzet er-Rişk, ABD yönetimine ‘İsrail'i aklamayı ve ona siyasi ve askeri destek sağlamayı bırakması’ çağrısında bulundu.

Er-Rişk bugün Telegram'da yayınladığı açıklamalarda, ABD'yi ‘İsrail'e, Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirecek ve esir takası anlaşmasını sağlayacak bir anlaşmaya varmak amacıyla ciddi şekilde çaba sarf etmesi için baskı yapmaya’ çağırdığını belirtti.

Er-Rişk, ABD Başkanı Donald Trump'ın ve ondan önce ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un açıklamalarına şaşırdığını belirtti. Bu açıklamaların, arabulucuların hareketin tutumuna ilişkin değerlendirmeleriyle çeliştiğini ve müzakere sürecinin gidişatıyla uyumlu olmadığını söyledi.

ABD Başkanı Donald Trump, Hamas'ı Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşması istememekle suçlarken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu 21 aydır savaşın sürdüğü kuşatma altındaki bölgede tutulan esirlerin geri getirilmesi için ‘alternatif seçeneklerden’ bahsetti. Netanyahu, Doha'daki müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından, esirlerin geri getirilmesi ve ‘Hamas'ın terörist yönetiminin sona erdirilmesi’ için ‘alternatif seçenekleri değerlendirdiğini’ açıkladı. Hamas ise Witkoff'u ‘son müzakere turunun gerçekleştiği bağlamı ihlal etmekle’ suçladı ve Witkoff'un bu tutumunun ‘İsrail'in tutumuna hizmet ettiğini’ ifade etti.

Trump, İskoçya'ya gitmeden önce Beyaz Saray'da gazetecilere yaptığı açıklamada, “Hamas gerçekten bir anlaşma yapmak istemiyordu. Bence ölmek istiyorlar. Bu çok tehlikeli bir durum. Şu anda son esirlere ulaştık ve onlar son esirlerin geri alınmasından sonra ne olacağını biliyorlar. İşte bu nedenle, herhangi bir anlaşma yapmak istemiyorlardı” ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı.İsrail'in kontrolündeki Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'nin güneyine insani yardım malzemesi taşıyan kamyonların girişinin ardından, Han Yunus sokaklarında un torbaları taşıyarak yürüyen Filistinliler (DPA)

Witkoff, perşembe günü Washington'un Katar, ABD ve Mısır'ın arabuluculuğunda iki hafta süren Doha görüşmelerinden müzakerecilerini çektiğini açıklayarak, ‘Hamas'ın iyi niyetle hareket etmediğini’ iddia etti.

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail hava saldırılarında 11 Filistinlinin hayatını kaybettiğini açıkladı.Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal bugün yaptığı açıklamada, sağlık görevlilerinin ‘şafak vakti İsrail'in Gazze'nin batısında bulunan Rimal mahallesindeki bir apartmanı hedef alan hava saldırısında yaşamını yitiren 4 kişiyi ve yaralıları hastaneye taşıdığını’ söyledi. Kurbanlar ve yaralılar Gazze'nin batısındaki Şifa Hastanesi'ne kaldırıldı.

Basal'a göre Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta, şehrin doğusundaki Beni Suheyla kasabası yakınlarında düzenlenen hava saldırısında 20'li yaşlarındaki iki genç hayatını kaybetti. Ayrıca, Gazze'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir eve isabet eden top mermisi sonucu bir kişi yaşamını yitirdi, üç kişi de yaralandı.

Basal, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Vadi Gazze Köprüsü yakınlarında işgal güçlerinin ateşiyle bir kişinin hayatını kaybettiğini, yardım bekleyen birkaç kişinin de yaralandığını açıkladı.

İsrail, Gazze Şeridi'nde bugüne kadar 59 bin 676 Filistinliyi öldüren yıkıcı bir savaş yürütüyor. Birleşmiş Milletler’in (BM) güvenilir kabul ettiği Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre bu kişilerin çoğu sivil.