ABD Başkanı Biden: 'İran'ı özgürleştireceğiz'

ABD Başkanı Joe Biden (AFP)
ABD Başkanı Joe Biden (AFP)
TT

ABD Başkanı Biden: 'İran'ı özgürleştireceğiz'

ABD Başkanı Joe Biden (AFP)
ABD Başkanı Joe Biden (AFP)

ABD Başkanı Joe Biden, İran'da genç bir kadının polis nezaretinde hayatını kaybetmesinin ardından başlayan ve yaklaşık 50 gündür devam eden protestolara ilişkin, "İran'ı özgürleştireceğiz" ifadesini kullandı.
ABD Başkanı Biden, 8 Kasım'daki Kongre ara seçimleri öncesi Kaliforniya'da düzenlenen Demokrat Parti etkinliğinde yaptığı konuşmada, İran'daki gösterilerine değindi.
Konuşması sırasında destekçilerinin cep telefonlarını kaldırarak "Özgür İran" mesajı göstermesi üzerine Biden, "Endişelenmeyin, İran'ı özgürleştireceğiz. Onlar çok yakında kendilerini özgürleştirecek." dedi.
Biden konuya ilişkin daha fazla açıklama yapmadı.

İran'daki gösteriler
Tahran'da 13 Eylül'de "ahlak polisi" olarak bilinen İrşad devriyeleri tarafından gözaltına alındıktan sonra komaya girerek hastaneye kaldırılan 22 yaşındaki Mahsa Emini'nin 16 Eylül'de yaşamını yitirmesi İran'da ülke yönetimine karşı protestolara yol açmıştı.
Olaylarda resmi kaynaklardan sivillerin ve güvenlik güçlerinin öldüğüne dair açıklamalar yapılsa da ölü sayısı hakkında net bilgi verilmedi.
Norveç merkezli İran İnsan Hakları Örgütü ise gösterilerde 253 kişinin öldüğünü duyurmuştu. İran medyasına yansıyan haberlerde ise gösteriler sırasında şu ana kadar 30'dan fazla güvenlik görevlisinin yaşamını yitirdiği belirtiliyor.

İran ABD ve İsrail'i suçluyor
İran yönetimi, yaklaşık 50 gündür devam eden olayları, "ülkeyi parçalamayı hedefleyen ABD ve İsrail gibi güçlerin komplosu" olarak değerlendiriyor.
ABD, Mahsa Emini gösterilerinde polisin eylemcilere yönelik müdahalesine ilişkin bazı İranlı güvenlik yetkililerine yaptırım kararları almıştı.
Washington yönetimi, ayrıca yakın zamanda İran'a, "Ukrayna'da kullanması için Rusya'ya silahlı insansız hava araçları ve teknik yardım sağladığı" gerekçesiyle yaptırım uygulamıştı.
İran da ABD'nin yaptırımlarına karşılık 1 Kasım'da "ülkedeki şiddeti kışkırtmak ve iç işlerine müdahale" gerekçesiyle üst düzey sivil ve askeri yetkililerin de aralarında bulunduğu Amerikalı 10 kişi ve 4 kuruluşa yaptırım kararı almıştı.



Çin'le Güney Kore arasında ABD krizi

(Jason Lee/Reuters)
(Jason Lee/Reuters)
TT

Çin'le Güney Kore arasında ABD krizi

(Jason Lee/Reuters)
(Jason Lee/Reuters)

Çin'in Güney Kore Büyükelçisi'nin, Seul'ün ABD'yle gittikçe daha fazla yakınlaşarak "yanlış ata oynadığı" uyarısında bulunduğu son açıklamalarını Güney Kore hoş karşılamadı.

Şing Hayming bu açıklamaları Güney Kore'nin ana muhalefet partisi lideri Lee Jae-myung'la perşembe günü yaptığı ve Seul'ü Pekin'den "ayrışmaya" son vermeye çağırdığı toplantıda dile getirdi.

Çin-ABD rekabetinin sürdüğü bir ortamda yapılan bu açıklamalar, Güney Kore Dışişleri Bakanlığı'nın cuma günü resmi davetiye göndermesine yol açtı.

Şing, ABD baskısı gibi "dış faktörlerin müdahalesi" yüzünden Çin hakkında "yanlış bir yargıya" varmaması için Güney Kore'yi uyardı.

Perşembe günü geç saatlerde Şing şöyle dedi:

Sizi temin ederim, Çin'in yenileceğine bahse girenler kesinlikle pişman olacak.

Dahası Şing, Çin'in güç kullanarak alabileceğini iddia ettiği kendi kendini yöneten Tayvan adası gibi meselerlerde Pekin'in temel çıkarlarına saygı göstermediğini ve ABD'nin etkisinde kaldığını söylediği Seul'ü, ikili ilişkilerde "zorluklar" yaratmakla suçladı.

Büyükelçilik'in yayımladığı açıklamaya göre Şing, "Çin-Güney Kore ilişkileri birçok zorlukla karşı karşıya. Açıkçası, bunun suçlusu Çin değil" dedi.

Güney Kore tarafının verdiği söze sadık kalacağını ve Tayvan meselesi gibi Çin'in temel kaygılarına açıkça saygı göstereceğini umuyoruz.

Diplomat Güney Kore'yi Çin'le ekonomik ve diplomatik ilişkilerini yeniden tesis etmeye de çağırdı.

Şing, Güney Kore'nin ticaret açıklarının Çin'den "ayrışma" çabaları nedeniyle kötüleştiğini söyledi. Şing, Çin'in ikili ilişkilere olan güveninin yeniden tesis edilmesi halinde Güney Kore'nin Çin'in ekonomik büyümesinin "nimetlerinden faydalanabileceğini" belirtti.

Büyükelçi, "İki ülke, sanayi ve tedarik zincirlerinin yakından bağlı olduğu ayrılmaz bir ekonomik yapı inşa etti" dedi.

Güney Kore Dışişleri Bakanlığı ise cuma günü misilleme olarak ülkenin Dışişleri Bakanı Birinci Yardımcısı Çang Ho-jin'in Şing'i, "kışkırtıcı" olduğunu belirttiği sözlerinden dolayı huzuruna çağırarak "derin üzüntülerini" dile getirdiğini açıkladı.

Çang, Seul'ün politikasını "doğru olmayan içerikler ve kabul edilemez ifadelerle" alenen eleştirmenin Güney Kore'nin iç siyasetine müdahale olarak değerlendirilebileceğini söyledi.

Bakanlıktan yapılan açıklamada şöyle belirtildi: 

Bakan Yardımcısı Çang, Büyükelçi Şing'i... tüm sonuçlardan kendisinin sorumlu olacağına dair açıkça uyardı.

Güney Kore'nin muhalefet partisi, Devlet Başkanı Yoon Suk-yeol ve yönetimini, Güney Kore'nin en büyük ticaret ortağı Çin'le ilişkileri pahasına ABD ittifakına yönelik orantısız diplomasi diye adlandırdığı bir tutum almakla eleştiriyor.

 

Independent Türkçe


Blinken: Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz stratejik ve Ortadoğu'dan ayrılmayacağız.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, geçtiğimiz perşembe günü Riyad'da gazetecilerin sorularını yanıtladı. (AP)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, geçtiğimiz perşembe günü Riyad'da gazetecilerin sorularını yanıtladı. (AP)
TT

Blinken: Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz stratejik ve Ortadoğu'dan ayrılmayacağız.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, geçtiğimiz perşembe günü Riyad'da gazetecilerin sorularını yanıtladı. (AP)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, geçtiğimiz perşembe günü Riyad'da gazetecilerin sorularını yanıtladı. (AP)

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Suudi Arabistan ile ilişkileri ‘stratejik’ olarak nitelendirerek ‘ortaklığı’ vurguladı. “Washington’un Ortadoğu'dan ayrılmayacağını” ifade eden Blinken, Çin'in himayesinde gerçekleştirilen Suudi Arabistan-İran anlaşmasının, tansiyonun düşmesine yol açması halinde “olumlu bir adım” olduğunu söyledi.

Blinken bu sözleri, geçtiğimiz salı günü başlayan ve perşembe gününe kadar devam eden Suudi Arabistan ziyaretinin oturum aralarında eş-Şark kanalına verdiği röportajda dile getirdi.

ABD Dışişleri Bakanı röportajda, ABD ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin “sağlam temeller üzerine kurulu olduğu” değerlendirmesinde bulundu. ABD ile Suudi Arabistan’ın “iki halkın ortak çıkarlarını desteklemek için birlikte çalıştığına ve bu açıdan Suudi Arabistan ile ilişkinin stratejik olduğuna” dikkat çeken Blinken, “Sadece iki halk değil, aynı zamanda tüm dünyadaki insanları ilgilendiren bir dizi zorlukla başa çıkmak için iki ülkenin üzerinde çalıştığı gerçek fırsatlar var. Sağlık güvenliğinden iklim güvenliğine, enerji güvenliğinden gıda güvenliğine ve temiz enerjiye geçişe kadar gelişen teknolojiler üzerinde birlikte çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan-İran anlaşmasını memnuniyetle karşılıyoruz

Yemen'deki çatışma da dahil olmak üzere birçok konuda Washington ile Riyad arasındaki iş birliğine atıfta bulunan Blinken, “Suudi Arabistan'ın olumlu ve hayati bir rol oynadığı Yemen'deki çatışmayı sona erdirmek ve son olarak da Sudan'daki şiddeti bitirmek için çalışıyoruz. Yaptığımız ortaklık gibi birlikte yaptığımız çalışmalara bakarsak, ilişkimizin ortak çıkarlarımıza dayalı olarak olumlu bir yolda ilerlediğini ve bu alanların önemine rağmen  askeri alan, enerji ve terörle mücadele alanlarındaki iş birliğinden daha geniş bir alanda gerçekleştiğini görürüz” dedi.

Blinken, Pekin'in himayesinde Riyad ile Tahran arasında imzalanan son anlaşmayı memnuniyetle karşılayarak şunları söyledi: “Gerginliği azaltabilecek ve en az bir sorunu gündemden kaldırabilecek her türlü çabayı destekliyoruz ve bu durumda Yemen'de barışın desteklenmesine katkıda bulunmanın ‘olumlu bir adım’ olduğunu düşünüyoruz. Ülkeler, kim olursa olsunlar, gerilimi azaltma hedeflerini desteklemede olumlu bir etki yaratabilecek bir rol oynarsa, bunun iyi bir girişim olduğunu düşünüyoruz. Elbette Suudiler ve İranlılar bu noktaya gelmeden önce en az iki yıldır birbirleriyle konuşuyorlardı. O yüzden şimdi ne olacağını göreceğiz.”

ABD’nin genel olarak İran'ın nükleer silah sahibi olmamasını sağlamanın en iyi yolunun diplomasi olduğuna inanmaya devam ettiğini de sözlerine ekleyen ABD Dışişleri Bakanı, “Bu yüzden en iyi yol olan diplomasiye açığız. Ancak aynı zamanda İran'ın tehlikeli ve istikrarsızlaştırıcı eylemlerine karşı koymaya da kararlıyız. İran nükleer anlaşmaya geri dönmek için gerekli olanı ya yapamıyor ya da yapmak istemiyor. Dolayısıyla anlaşma bizim odak noktamız değil. Başkan Joe Biden, İran'ın nükleer silaha sahip olmamasını sağlamak için tüm seçeneklerin masada olduğunu defalarca, açık ve tutarlı bir şekilde tekrarladı” dedi.

Blinken, “Bölgede gördüğümüz, daha fazla entegrasyon. Bunu kısmen İsrail ile komşuları arasında ve Arap ülkeleri ile bölge dışındaki Müslüman çoğunluğa sahip ülkeler arasındaki normalleşme sürecinde gördük. Bu, olumlu bir gelişme ve bazı anlaşmaları derinleştirmeye ve söz konusu çabaları genişletmeye yardımcı olmaya kararlı olduğumuz bir şey” dedi.

Sudan meselesinde ortak çabalar

ABD Dışişleri Bakanı, Sudan'da çatışan iki taraf (ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri) arasında şiddeti sona erdirmek ve ateşkes sağlamak için Suudi Arabistan ile ortak çabalara övgüde bulundu. Blinken, “Suudi Arabistan ile yakın çalışmamız sayesinde sınırlı bir ateşkesi uygulamada bir miktar başarı elde ettik. Bu ateşkes yeterli değildi, ancak insani yardım getirmemize ve iki milyon kişiye ulaşmamıza imkân verdi. Eğer ki taraflar ateşkese hazır değilse, durumla başa çıkmak için diğer seçenekleri değerlendirmemiz gerekecek. Sivil bir hükümete geçişi desteklemek için olumlu bir yolda ilerliyoruz ve bu çabalar, diplomatik çabalarımız da dahil olmak üzere büyük ilerleme kaydetti. Ancak trajik bir şekilde iki general (Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan ve Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Muhammed Hamdan Daklu), savaşa devam etmeye ve tüm ülkeye korkunç şiddet getirmeye karar verdi” değerlendirmesinde bulundu.

Washington'un Suriye politikasına ilişkin olarak ise Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in yaptıklarının, ülkesine ve halkına çektirdiklerinin bir “trajedi” olduğunu belirten Blinken, şunları söyledi: “Katliamları, Suriye halkının katledilmesini ve onlara yönelik suiistimalleri durdurmak için daha fazlasını yapamadığımız için üzgünüm. Bu konu, hakkında güçlü hislerim olan bir mesele. Suriye halkının haklarını ve özlemlerini yansıtan gerçek bir siyasi geçiş olması için Suriye ile ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarını (2024) uygulamak istiyoruz. Hapishanelere ve gözaltı merkezlerine erişim istiyoruz. Onbinlerin, hatta yüzbinlerin başına gelenlerin hesabını sormak ve elbette Suriye'nin Captagon ticaretini sona erdirmek için sorumlu adımlar attığını görmek istiyoruz.”

Blinken, ABD'nin artan Rus ve Çin etkisiyle Ortadoğu'dan ayrılma niyetinde olup olmadığı konusundaki sorulara karşılık olarak şu cevabı verdi: “Son üç gündür burada bulunmamın elbette Ortadoğu’dan ayrılmayacağımızı gösterdiğini düşünüyorum. Kalıcı olarak buradayız. Başkan Biden geçen yıl buradaydı. Temmuz ayında Suudi Arabistan'ı ziyaret etti ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyeleri ve diğer ülkelerle görüştü. Bölgedeki ortaklarla sürekli çalışıyoruz. Neredeyse tüm anlaşmalarımda duyduğum şey, ABD'nin 1 numaralı olarak tercih edilen ortak olmaya devam ettiğidir.”


Yüz binlerce Amerikalı yurt dışında emekli oluyor

Yurt dışında emekli olan Amerikalıların kesin sayısı bilinmiyor ancak 2021'de yarım milyona yakın olacak (BXhair.com)
Yurt dışında emekli olan Amerikalıların kesin sayısı bilinmiyor ancak 2021'de yarım milyona yakın olacak (BXhair.com)
TT

Yüz binlerce Amerikalı yurt dışında emekli oluyor

Yurt dışında emekli olan Amerikalıların kesin sayısı bilinmiyor ancak 2021'de yarım milyona yakın olacak (BXhair.com)
Yurt dışında emekli olan Amerikalıların kesin sayısı bilinmiyor ancak 2021'de yarım milyona yakın olacak (BXhair.com)

The Wall Street Journal, birçok Amerikalı'nın ülkeleri dışında emekli olmayı hayal ettiğini ve birçoğunun buna hazırlanmak için çantalarını toplamaya başladığını doğrulayan bir araştırmayı duyurdu.

Gazete, Amerikalıların, para, yaşam ve muamelelerle ilgili zorluklarla karşılaştıklarına dikkat çekti.

Ayrıca Amerikalıların söz konusu çabalarının, macera amaçlı, sıfırdan başlama ya da sadece daha düşük masraflarla yaşama isteğiyle alakalı olduğunu belirtti.

Gazetenin haberinde, yurtdışında emekli olan Amerikalıların kesin sayısının bilinmediği vurgulandı. Ama sosyal güvenlik çeklerini bozdurdukları yerler bununla ilgili bir ipucu veriyor.

Sosyal Güvenlik İdaresi'ne göre, 2008'deki 307 bin kişi bu işlemi yaparken, 2021'in sonunda ABD dışında yaklaşık 450 bin kişi bunu yaptı. İdare, iki sayının yaklaşık yarısının ABD vatandaşlarına ait olduğunu doğruladı.

Farklı ülkelerdeki sağlık hizmetlerinin kalitesi ve yaşamanın maliyeti gibi konularda bilgi veren "Living and Investing Abroad (Yurtdışında yaşama ve yatırım)" kurucusu Kathleen Peddicord, yurt dışında emekli olma fikrinin Amerikalılar arasında giderek daha fazla kabul gördüğünü aktardı.

Peddicord, yurt dışında yaşayan Amerikalı emeklilere ait pek çok sosyal güvenlik çekinin ABD banka hesaplarına yatırıldığını, bunun da bu konudaki resmi verilerin gerçek sayının hesaplanmasında yetersiz kaldığını belirtti.

Ayrıca, son zamanlarda güçlü olan doların pek çok Amerikalı emekli için birçok ülkede yaşamanın maliyetini karşılanabilir hale getiriyor.

Birçok ülke, gelir miktarını kanıtlayan bir beyan aldıktan sonra emekliler için özel vizeler tahsis ediyor. Ancak birçok emekli, çocuklarını ve torunlarını geride bırakma korkusuyla yurt dışında yaşamayı tercih etmiyor.

The Wall Street Journal, 70 bin ila 1,8 milyon dolar arasında değişen birikimle Fransa, Portekiz, İspanya ve Kosta Rika'ya taşınan altı Amerikalı emekliyle röportaj yaptı ve sonuç olarak attıkları adımın çok büyük bir servet gerektirmediğini kanıtladı.

Gazete, bu kişilerin harcamaları, yaşam tarzları, yeni bir hayat kurmanın getirdiği zorluklar, onları mutlu eden ve endişelendiren hususlarla ilgili görüşlerini aktardı.

Örneğin gazete, Amerikalı Rick Jones ve Eileen Bryson'ın Paris'te yılda 135 bin dolar harcadıklarını aktardı.

50'li yaşlarının sonlarında emekli olduktan sonra orada yaşamayı karşılayabileceklerini düşündükleri için 2006 yılında Buenos Aires'te emekli olmaya çalışmışlardı.

Washington'daki dairelerini 900 bin dolara sattılar ve Arjantin başkentinde büyük bir ev satın aldılar. Ancak orada yaşamanın yeniliği can sıkıntısına dönüştü ve biri yazar, diğeri deniz kuvvetlerinde eski bir asker olan ve çocukları bulunmayan iki emekli, ki yıl sonra Norfolk, Virginia'daki evlerini satıp Paris'e taşınmadan önce 2016'da ABD’ye taşındılar.

Kurdukları sosyal bağlar ve geliştirdikleri hobiler, pandemi koşullarına dayanmalarına yardımcı olurken, onlara Fransa’daki işlemler konusunda rehberlik etmelerine katkıda bulunan Yurtdışında Yaşayan Amerikalılar Derneği'ne katıldılar.

Öte yandan, 61 yaşındaki Suzanne Wojcic, yılda 13 bin dolar harcadığı Kosta Rika, Samara'da yaşıyor. Pasifik Okyanusu'na bakan sahil kasabasını ziyaret ettikten ve oradaki hayatı sevdikten sonra boşanmadan önce kocasıyla ara sıra orada yaşıyorlardı.

2015 yılında boşandıktan sonra kaldığı Southampton, New York'tan Samara'ya yerleşmek için ayrıldı. Kasabada arazi satın almak ve üzerine küçük bir otel inşa etmek için 400 bin dolarlık birikiminin 235 bin dolarını kullandı. Wojcic, burada yaşıyor, müşterileri karşılıyor ve hazırladığı kahvaltıyı müşterilerine sunuyordu.

Kısa süre sonra Atlanta'da yaşayan bir lise arkadaşıyla yeniden bağlantı kurdu ve ikisi 2019'da evlendi. Bu sırada pandemi nedeniyle genel kapanma kuralları uygulandı ve Wojcic bir süreliğine otel kapılarını kapatmak zorunda kaldı.

2020'de ikinci kocasının ölümünden sonra oteli sattı ve 2021'de ölen hasta annesine bakmak için kısa bir süreliğine geri döndü. Sonra yeniden kalan birikimlerinin faiziyle ve otelin satışından elde ettiği gelirle yaşadığı Samara'ya döndü.

Ayrıca Wojcic ABD Sosyal Güvenlik İdaresi’nden ayda bin 421 dolar alıyor ve bu da masraflarını karşılamaya yetiyor.

Yerel sağlık sigortası için ayda 90 dolar ödüyor, ancak özellikle de ödemeler internet yerine hala Kosta Rika parasıyla nakit olarak yapıldığından bürokrasiden şikayet ediyor.

60 yaşındaki Matthew Kue ise The Wall Street Journal'ın haberine göre 13 yıldır yılda 57 bin dolar harcadığı Barselona'da yaşıyor. İspanya'dan uzaktan hukuk danışmanı olarak çalışan, gayrimenkule yatırım yapan ve geçen yıl kendi firmasını kuran eski bir şirket avukatı.

Şirketi, Barselona'da ev satın almak ve yenilemek isteyenlere rehberlik etme konusunda uzman. Kue haftada 20 saat çalışıyor ama bazı haftalar çalışmadan geçiyor ve bundan hoşlanıyor. Tamamen emekli olmamayı planladığını söylüyor.

Kue, hiç evlenmedi veya çocuğu olmadı ve doğu Washington eyaletinde büyüdü. Seksen yaşındaki annesi, kardeşleri ve arkadaşlarından uzakta olduğundan şikayet ederek, onları görmek üzere seyahat etmek için yılda 20 bin dolar ayırıyor.

Seattle'da emekli olsaydı, 1,8 milyon dolarlık birikiminin şimdiye kadar dayanamayacağını söyleyerek, "İspanya'da stresim çok daha düşük, yaşam maliyeti daha düşük ve yaşam kalitesi genel olarak daha yüksek" diyor.

Lizbon'da yaşayan ve yılda 31 bin 200 dolar harcayan 58 yaşındaki Halise Vinson ve 67 yaşındaki Ricardo Crowley, ABD'de yaşamanın pahalı olması nedeniyle buraya altı yıl önce taşındıklarını söyledi.

25 bin dolar borçları ve 50 bin dolar birikimleri vardı ve 20 yıldır evli olan ikili savurgan harcamalar yaptıklarını söylediler. Harcamalarını yeniden planladıktan sonra borçlarını ödediler ve birikimlerini 300 bin dolara çıkardılar.

Altı yetişkin çocuğu Denver'daki evlerini terk ettikten sonra, orada bir ay yaşadıktan ve yurtdışında yaşayan Amerikalı emeklilere danıştıktan sonra Lizbon'u seçerek oradan ayrılmaya karar verdiler.

Çift, Lizbon'daki harcamalarının ABD'deki harcamalarının yarısı kadar olduğunu söylüyorlar.

 

Independent Türkçe, The Wall Street Journal


ABD yaptırımları etkili bir silah mı?

Sudan’da çatışmalar devam ederken, Hartum’un güneyinde saldırılar sonucu enkaza dönen bir ev inceleniyor (AFP)
Sudan’da çatışmalar devam ederken, Hartum’un güneyinde saldırılar sonucu enkaza dönen bir ev inceleniyor (AFP)
TT

ABD yaptırımları etkili bir silah mı?

Sudan’da çatışmalar devam ederken, Hartum’un güneyinde saldırılar sonucu enkaza dönen bir ev inceleniyor (AFP)
Sudan’da çatışmalar devam ederken, Hartum’un güneyinde saldırılar sonucu enkaza dönen bir ev inceleniyor (AFP)

ABD’nin Cumhuriyetçi veya Demokrat yönetimleri, yaptırım sistemini bireylerin eylemleri veya devletlerin politikalarını değiştirmek için bir baskı stratejisi olarak kullanıyor.

Ancak bazıları bu yaptırımların etkili bir silah olduğuna inanırken, bir diğer kesim de bunların hedefine ulaşmadığını düşünüyor.

ABD Hazine Bakanlığı, 2021 yılı sonuna kadar 9 bin 421 kişi ve kuruluşa yaptırım uyguladı. 2022’de ise, bakanlık yaptırım listelerine 2 bin 549 yeni kişi ve kuruluş eklendi.

Bu yaptırımların çoğu, Ukrayna işgalinin bir sonucu olarak Rusya ile ilgili.

Bununla birlikte, diğer yaptırımlar listelerinde Çin ve Suriye rejiminin yanı sıra Meksika ve Sudan’daki uyuşturucu kaçakçıları da yer aldı.

Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 1970 ile 1997 arasındaki tek taraflı ABD yaptırımları, yalnızca yüzde 13 oranında hedeflerine ulaştı ve bunlar ABD ekonomisine yılda 15 ila 19 milyon dolar arasında bir maliyet getirdi.


Eski ABD Başkan Yardımcısı Pence, ABD'nin çok sıkıntı içinde olduğunu savundu

AA
AA
TT

Eski ABD Başkan Yardımcısı Pence, ABD'nin çok sıkıntı içinde olduğunu savundu

AA
AA

Pence, 2024 seçim çalışmalarının ilk gününde Iowa'da CNN tarafından düzenlenen açık oturuma katıldı.

Des Moines Grand View Üniversitesi'nden canlı yayınlanan oturumda Pence, ekonomiden dış politikaya seçmenlerin sorularını cevapladı.

Pence, iktidardaki demokratların ülkeyi iyi yönetemediğini savunarak, "Başkanlık için adaylığımı koydum çünkü ülke bir çok sıkıntının içinde." diye konuştu.

Gerçek değişimi geri getirme ve Amerika'yı sağduyu yoluna koyma deneyimine sahip olduğunu savunan Pence, "Muhafazakar ilkelerin ileriye adım atma sorumluluğuna her zamankinden daha fazla sahip olduğumuzu düşünüyorum." dedi.

"ABD'nin Ukrayna'ya yardımları sürmeli"

Pence, ABD'de enflasyonun Biden yönetiminin 2 trilyonluk harcama paketinden sonra başladığını öne sürerken, dış politika konusunda da Ukrayna'da devam eden savaşa ve Çin ile ABD'nin rekabetine değindi.

ABD'nin Ukrayna'ya yönelik yardımları desteklediğini belirten Pence, "Bazı tartışmalarda Ukrayna'daki savaş bir toprak anlaşmazlığı gibi adlandırılıyor. Öyle değil, bu nedensiz bir Rus işgaliydi ve ABD’nin Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve işgali püskürtmek için yardım sağlamaya devam etmesi gerektiğine inanıyorum." dedi.

Pence, Çin konusunda da eğer başkan seçilirse, özellikle Çin'in provokasyonlarına yanıt verecek bir ordu inşa etmesi için Kongre'yi harekete geçireceğini söyledi.

"Şimdi her zamankinden daha fazla, Çin'e ve dünyadaki herhangi bir güce kararlı bir mesaj göndermek ve zamana uygun bir ordu kurmak için Kongre'nin ve Amerikan halkının desteğini toplayacak bir başkana ihtiyacımız var." diyen Pence, bu başkanın Amerika çıkarlarını ve müttefiklerini savunacak bir yeteneğe sahip olması gerektiğini belirtti.

"Eski bir başkanı yargılamak dünyaya korkunç bir mesaj gönderir"

Pençe, bir katılımcının eski başkan Donald Trump hakkında devam eden soruşturmalar ilgili ne düşündüğü sorusuna da 3Hiç kimse hukukun üstünde değildir. Ancak eski bir başkanı yargılamak dünyaya korkunç bir mesaj gönderir ve ülke için de bölücü olur.3 şeklinde cevap verdi.

Trump'ın Florida'daki malikanesinde bulunan gizli belgelerle ilgili "bu dokümanlar ciddi olay" diyen Pence, ancak Adalet Bakanlığının, soruşturmayı ülkeyi daha fazla ayrıştıracak bir yargılamaya dönüşmeden sonuçlandırması gerektiğine inandığını söyledi.

Pence, Başkan Joe Biden'ı da ofisinde bulunan benzeri gizli belgeler için yetkilileri uyarma süresi konusunda da eleştirdi.

2024 Başkanlık seçimlerine adaylığını duyurmuştu

64 Yaşındaki eski başkan yardımcısı Pence, dün Cumhuriyetçi Parti adına başkanlık yarışına katıldığını paylaştığı tanıtım videosuyla resmen ilan etmişti.

Başkanlık yarışını "bir savaşa" benzeten Pence, Demokrat Başkan Joe Biden ve yönetimini eleştirerek, "Kenarda kalmak kolay olurdu ama ben böyle yetiştirilmedim. Bu yüzden bugün, Tanrı'nın ve ailemin önünde ABD başkanlığına aday olduğumu duyuruyorum." demişti.

Pence, konuşmasında isim vermeden Trump'a karşı rekabet edeceğini de ima ederek, "Farklı zamanlar farklı liderlik gerektirir." ifadesini kullanmıştı.

Başkan adayı Pence, 6 Ocak 2021'deki Kongre baskınıyla birlikte Trump'la yollarını ayırmıştı.

Cumhuriyetçi Partiden 2024 başkanlık seçimleri için Trump ve Pence dışında, dün yarışa katılan eski New Jersey Valisi Chris Christie, Florida Valisi Ron DeSantis, eski Güney Carolina Valisi Nikki Haley, eski Arkansas Valisi Asa Hutchinson ve Güney Karolina Senatörü Tim Scott da adaylık yarışını başlatmış bulunuyor.


ABD Hava Kuvvetleri'nden emekli istihbarat subayı: "Devletin elinde uzaylıların yaptığı bir araç var"

AP
AP
TT

ABD Hava Kuvvetleri'nden emekli istihbarat subayı: "Devletin elinde uzaylıların yaptığı bir araç var"

AP
AP

ABD Hava Kuvvetleri'nden emekli bir askerin iddiaları gündeme bomba gibi düştü. Emekli asker  ABD yönetiminin UFO'ların varlığını kanıtlayabilecek materyaller ele geçirdiğini, bunların arasında "insan kaynaklı olmayan" sağlam durumda bir aracın da yer aldığını fakat bunu kamuoyundan gizlediklerini söyledi.

Ulusal Jeouzamsal İstihbarat Ajansı ve Ulusal Keşif Ofisi'nin eski bir üyesi olan emekli David Charles Grusch, araçlar hakkında çeşitli haber kuruluşlarıyla konuşarak bu bilgiyi ortaya çıkardı.

NewsNation'a konuşan Grusch, "Bunlar, insan kaynaklı olmayan teknik araçları (isterseniz buna uzay aracı deyin), iniş yapmış ya da düşmüş insan kaynaklı olmayan yabancı araçları topluyorlar" dedi.

The Debrief'e göre Grusch, Ulusal Jeouzamsal İstihbarat Ajansı'nın tanımlanamayan hava olayları (UAP) analizi için çok gizli/hassas bölümlere ayrılmış bilgi yetkisine sahip kıdemli teknik danışmanı olarak görev yaptı.

Ayrıca Ulusal Keşif Ofisi'nde kıdemli istihbarat subayı olarak da hizmet verdi. İstihbarat subayı olarak toplam 14 yıllık deneyimine sahip.

Ancak Grusch, UAP'de görev yaptığı süre boyunca araçların fiziksel kanıtlarını içeren bir materyal kurtarma programına erişiminin reddedildiğini söylüyor.

NewsNation'a konuşan Grusch, "Bunun tamamen delilik olduğunu düşündüm ve ilk başta kandırıldığımı, bunun bir oyun olduğunu sandım" dedi.

İnsanlar bana güvenmeye başladı. Bana yaklaşmaya başladılar. Birçoğunu neredeyse tüm kariyerim boyunca tanıdığım, bir programın içinde olduğunu söyleyen çok sayıda kıdemli, eski istihbarat subayı bana geldi.

The Debrief'e yaptığı açıklamada Grusch, ABD Kongresi'ne UFO'larla ilgili pek çok rapor hazırladığını fakat geçen yıl materyal kurtarma programı hakkında sayfalarca gizli bilgi ve veri sağlamaya karar verdiğini söyledi.

The Indenpendent'ın haberine göre, Grusch, Kongre'nin materyal kurtarma programını düzgünce denetlemesinin engellendiğini iddia ediyor.

The Debrief'e verilen belgenin gizli olmayan bir versiyonunda, "Kongre'nin UAP programını meşru şekilde denetlemesini bilerek ve kasten engellemek için" UAP'yle ilgili bilgilerin Kongre'den saklandığı veya gizlendiğine dair Grusch'ın doğrudan bilgi sahibi olduğu belirtiliyor.

Bu dava dilekçesine göre Temmuz 2021'de saklanan bilgiler hakkında ABD Savunma Bakanlığı Başmüfettişi'ne gizli bilgiler veren Grusch, kimliğinin açık edildiğine inanıyor.

Halihazırda Grusch, gizli bilgileri ifşa ettiği için misillemeyle karşılaştığını iddia ederek ifşacı olarak korunmak için şikayette bulunuyor.

Grusch'a göre ABD İstihbarat Topluluğu Başmüfettişi, Temmuz 2022'de kendisinin dilekçesini "inandırıcı" ve "acil" buldu ve Ulusal İstihbarat Direktörü'ne, ABD Senatosu Seçilmiş İstihbarat Komitesi'ne ve Temsilciler Meclisi Daimi Seçilmiş İstihbarat Komitesi'ne belgenin bir özeti verildi.

Grusch, bu ifşanın "ontolojik bir şok" ve "dünya uluslarının önceliklerini yeniden değerlendirmeleri yönünde geneli birleştiren bir mesele" olmasını umduğunu söyledi.


ABD'li eski vali Chris Crhistie de 2024 seçimleri için başkan adayları arasında

AA
AA
TT

ABD'li eski vali Chris Crhistie de 2024 seçimleri için başkan adayları arasında

AA
AA

ABD basınında yer alan bilgilere göre, New Jersey'de 2010-2018 arası Vali olarak görev yapan politikacı Christie'nin, ABD Federal Seçim Komisyonu'na Cumhuriyetçi Parti'den başkan adaylığı için resmi başvuru yaptığı belirtildi.

60 yaşındaki Christie'nin adaylığı, New Hampshire valisi Chris Sununu ve eski Başkan Yardımcısı Mike Pence'in adaylık açıklamasından kısa süre sonra geldi.

Christie'yi 2024'te ABD Başkanı olarak görmek isteyen bir grup, geçen hafta bir kampanya başlatmıştı.

Cumhuriyetçi Christie ilk defa, 2016'da Cumhuriyetçi partiden başkan adayı olmuş, fakat ön seçimlerde eski ABD Başkanı Donald Trump'ın çok gerisinde kalmıştı.

Başkan adaylığını açıklayan adaylar arasında, eski Güney Carolina Valisi Nikki Haley, eski Arkansas Valisi Asa Hutchinson ve Güney Karolina Senatörü Tim Scott da yer alıyor.


ABD'nin Virginia eyaletinde silahlı saldırı: 7 yaralı

Mezuniyet töreni sırasında Richmond'da silahlı saldırı mahallindeki arabalar (AP)
Mezuniyet töreni sırasında Richmond'da silahlı saldırı mahallindeki arabalar (AP)
TT

ABD'nin Virginia eyaletinde silahlı saldırı: 7 yaralı

Mezuniyet töreni sırasında Richmond'da silahlı saldırı mahallindeki arabalar (AP)
Mezuniyet töreni sırasında Richmond'da silahlı saldırı mahallindeki arabalar (AP)

ABD'nin Virginia eyaletinin Richmond kentinde bir lise mezuniyet töreninden sonra etrafa ateş açılması sonucu 3’ü ağır 7 kişi yaralandı.

CNN, güvenlik yetkilisi Rick Edwards'tan alıntı yaparak iki kişinin gözaltına alındığını aktardı.

Yetkililer, saldırının sebebini açıklamazken şüphelilerin adalet önüne çıkaracaklarını bildirdi.


Blinken ilişkileri geliştirmek için Suudi Arabistan’da

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken dün akşam Cidde’ye vardığı sırada (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken dün akşam Cidde’ye vardığı sırada (AFP)
TT

Blinken ilişkileri geliştirmek için Suudi Arabistan’da

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken dün akşam Cidde’ye vardığı sırada (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken dün akşam Cidde’ye vardığı sırada (AFP)

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmeyi amaçlayan bir ziyaret için dün Cidde’ye geldi. Blinken ziyareti sırasında ‘Suudi Arabistan ve bölgedeki ABD’li ortaklarla toplantılar’ yapacak.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller, ‘Sudan’daki savaşı durdurma ve sorunsuz bir şekilde insani yardım erişimini sağlama çabaları kapsamında, ABD’nin Suudi Arabistan ile çalışmaya devam edeceğini’ söyledi.

Ziyaretten önce ABD Dışişleri Bakanlığı, Washington’ın Suudi Arabistan ile güvenlik ortaklığını güçlendirme kararlılığını vurgulamış ve bölgesel istikrarı sağlamak için Suudi Arabistan ile yapılan iş birliğinin ‘ikili ilişkilerin en önemli direklerinden biri olmaya devam ettiğini’ kaydetmişti.

Öte yandan ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu’nun en kıdemli Cumhuriyetçi üyesi Jim Risch, Başkan Joe Biden yönetimine, Washington’ın ekonomik ve güvenlik açısından ‘önemli bir ortağı’ olması sebebiyle Suudi Arabistan ile ilişkileri güçlendirmesi çağrısında bulundu.

Risch, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Suudi Arabistan Krallığı, 80 yıldır ortak güvenlik ve ekonomik çıkarları desteklemede önemli bir ortak olmuştur” ifadelerini kullanarak, ‘Biden yönetiminin Krallık ile iş birliğini güçlendirmekte geç kaldığına’ dikkat çekti.

Bu, Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın 7 Mayıs’ta Suudi Arabistan’ı ziyaret etmesinden sonra üst düzey bir ABD yetkilisinin yakın zamanda Suudi Arabistan’a yaptığı ikinci ziyaret olarak gerçekleşiyor.


FBI'ın baskın yaptığı Trump'ın malikanesinde kamera kayıtlarının tutulduğu odayı su bastığı ortaya çıktı

Trump başkanlık dönemi boyunca Mar-a-Lago konutundan "Kışlık Beyaz Saray" olarak bahsediyordu (AP)
Trump başkanlık dönemi boyunca Mar-a-Lago konutundan "Kışlık Beyaz Saray" olarak bahsediyordu (AP)
TT

FBI'ın baskın yaptığı Trump'ın malikanesinde kamera kayıtlarının tutulduğu odayı su bastığı ortaya çıktı

Trump başkanlık dönemi boyunca Mar-a-Lago konutundan "Kışlık Beyaz Saray" olarak bahsediyordu (AP)
Trump başkanlık dönemi boyunca Mar-a-Lago konutundan "Kışlık Beyaz Saray" olarak bahsediyordu (AP)

Geçen ekimde eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Florida'daki malikanesi Mar-a-Lago'da bilgisayar sunucularının bulunduğu odayı su basmasıyla ilgili delil karartma şüpheleri ortaya çıktı.

Konuyla ilgili CNN'e konuşan bir kaynak, konutta çalışan bir kişinin malikanenin havuzunu boşalttığını ve ardından güvenlik kamerası görüntülerinin de tutulduğu bilgisayar odasını su bastığını söyledi.

Trump'ın Florida'daki konutu geçen yaz FBI tarafından basılmış ve konutta 300'e yakın devlet sırrı niteliğinde gizli belge bulunmuştu.

Savcılık belgelerin konuta nasıl taşındığını araştırırken, güvenlik kamerası görüntülerinin tutulduğu odayı su bastığı anlaşıldı.

Olayda odada bulunan bilgisayar sistemleri zarar görmese de, konuyu şüpheli bulan federal savcılığın bilgisayar odasında yaşanan su baskınıyla ilgili bir kişiyi sorguladığı belirtildi.

CNN, su baskınının kasıtlı olarak mı yoksa hata sonucu mu gerçekleştiğinin bilinmediğini aktardı.

Geçen ağustostaki FBI baskınından önce yetkililerin Mar-a-Lago'nun güvenlik kamerası görüntülerine erişim talep ettikleri belirtilirken, savcılığın beklenenden daha fazla gizli belge bulunması üzerine daha fazla görüntü arayışına girdiği ifade edildi.

76 yaşındaki eski ABD Başkanı Donald Trump hakkında yürüttüğü gizli belge soruşturmasının son aşamada olduğu biliniyor. Soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Savcı Jack Smith, aynı zamanda Trump ve çalışanlarının soruşturmayı engelleyecek adımlar atıp atmadığını da araştırıyor.

CNN'e göre yasal süreci engelleme soruşturmasının odağında ise Trump, Trump'ın yakın çalışanı Walt Nauta ve geçen yılki baskından önce gizli belge kutularını konut dışına taşıması için Nauta'ya yardım eden bir bakım işçisi bulunuyor. 

İşçinin aynı zamanda yüzme havuzunu boşaltarak bilgisayar odasını su basmasına neden olan kişi olduğu belirtiliyor.