Lübnan'da Daru’l Ifta ve Şii Konseyi, Ulusal Mutabakat Tüzüğü’ne bağlılıklarını yineledi

Deryan, 3 Kasım’da Hatip ile bir araya geldi (NNA)
Deryan, 3 Kasım’da Hatip ile bir araya geldi (NNA)
TT

Lübnan'da Daru’l Ifta ve Şii Konseyi, Ulusal Mutabakat Tüzüğü’ne bağlılıklarını yineledi

Deryan, 3 Kasım’da Hatip ile bir araya geldi (NNA)
Deryan, 3 Kasım’da Hatip ile bir araya geldi (NNA)

Lübnan Baş Müftüsü Şeyh Abdullatif Deryan ve Yüksek Şii İslam Konseyi Başkan Yardımcısı Şeyh Ali el-Hatip, yaptıkları ortak bir açıklamada ‘devlete, onun meşru kurumlarına ve Taif’te onaylanan Ulusal Mutabakat Tüzüğü’ne bağlı olduklarını ve hükümlerini harfiyen ve ruhen uygulamaya çalıştıklarını’ belirtti.
Hatip, 3 Kasım’da konseyden bir heyet başkanlığında Daru’l Fetva’ya ziyarette bulunurken, Deryan ile ‘İslami, ulusal, yaşam ve ekonomik koşulların yanı sıra Lübnanlıların tanık olduğu toplumsal ve insani krizleri’ ele aldı.
Toplantının ardından ortak bir bildiri yayınlanan iki yetkili, Müslümanlar arasında birliğin, tüm Lübnanlılar arasında ulusal birliğin, siyasi güçler arasındaki görüş farklılıklarına mezhepçi bir karakter kazandırmaya yönelik her türlü girişimi engellemenin, devlete, onun meşru kurumlarına ve Taif’te onaylanan Ulusal Mutabakat Tüzüğü’ne bağlı kalmaya çalışmanın, hükümlerini harfiyen ve ruhen tam olarak uygulamaya çalışmanın ve herhangi bir anlaşmazlığı çözmek için yalnızca anayasal kurumlara başvurmanın’ gerekliliğine dikkati çekti.
Bildiride, “Lübnan Cumhuriyeti’nin yeni cumhurbaşkanının seçilmesi, başta kötüleşen krizleri ele alan bir hükümetin kurulması olmak üzere anayasal kurumların çalışmalarının düzenliliği açısından önemlidir” denildi.
Müftü Deryan ve Şeyh el-Hatip, mevcut siyasi gerginlik durumuyla ilgili endişelerini dile getirirken, siyasetçileri de ‘ülkenin tanık olduğu krizden çıkmanın tek yolu olarak diyalog dilini benimsemeye’ çağırdı.
Farklı bakış açılarına saygı duyan bir diyalog kültürüne bağlılık çağrısı yapan iki isim, ‘Lübnan’ın başlıca krizlerini sonlandırmak için bu diyaloğa dayanarak’ ve ‘sivil barışı, ulusal birliği ve ülkenin güvenlik ve istikrarını korumak için kural ve gerekliliklere tam bağlılığı temel alarak’ uzlaşı ve ortak çıkarlara ulaşmayı amaçladıklarını vurguladı.



“Hizbullah çağrı cihazları” patlayıcı madde içeriyordu

Hizbullah üyeleri dünkü bombalamalarda öldürülen bir kişinin cenaze merasiminde (AFP)
Hizbullah üyeleri dünkü bombalamalarda öldürülen bir kişinin cenaze merasiminde (AFP)
TT

“Hizbullah çağrı cihazları” patlayıcı madde içeriyordu

Hizbullah üyeleri dünkü bombalamalarda öldürülen bir kişinin cenaze merasiminde (AFP)
Hizbullah üyeleri dünkü bombalamalarda öldürülen bir kişinin cenaze merasiminde (AFP)

Lübnanlı yetkililerin dün (Salı) Hizbullah'a ait çağrı cihazlarının patlamasıyla ilgili yürüttüğü soruşturmadan elde edilen ilk verilerin, cihazların önceden programlandığını ve patlayıcı içerdiğini ortaya koyduğu belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre adının açıklanmaması kaydıyla konuşan kaynak, “Veriler, patlama yönteminin cihazların önceden programlandığını ve cihazın bataryası boyunca yerleştirilmiş patlayıcılar içerdiğini gösteriyor” dedi. Kaynak, soruşturmanın “henüz başlangıç aşamasında” olduğunu belirtti.

Lübnan'da dün meydana gelen ve Hizbullah'ın İsrail'i “tamamen sorumlu” tuttuğu eş zamanlı çağrı cihazı patlamalarında 12 kişi ölmüş, yaklaşık üç bin kişi yaralanmıştı.