Rusya, İngiltere’nin Kırım’daki Rus filosuna yapılan saldırıya karıştığına dair kanıtlara sahip

Rusya’nın İngiltere Büyükelçisi Andrey Kelin (Reuters)
Rusya’nın İngiltere Büyükelçisi Andrey Kelin (Reuters)
TT

Rusya, İngiltere’nin Kırım’daki Rus filosuna yapılan saldırıya karıştığına dair kanıtlara sahip

Rusya’nın İngiltere Büyükelçisi Andrey Kelin (Reuters)
Rusya’nın İngiltere Büyükelçisi Andrey Kelin (Reuters)

Rusya’nın İngiltere Büyükelçisi Andrey Kelin, geçtiğimiz hafta Kırım’daki Sivastopol şehrinde Rus savaş gemilerine yönelik saldırıda İngiltere’nin rol oynadığını söyleyerek, bu ülkenin Ukrayna savaşına ‘çok derinden’ müdahale ettiği konusunda uyardı.
Kelin Sky News’e verdiği röportajda, İngiltere özel kuvvetlerinin, Ukrayna’nın Kırım’da Rusya’nın Karadeniz filosuna yönelik silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile düzenlediği saldırıya karıştığına dair kanıtlar olduğunu söyledi.
Bunları İngiltere Büyükelçisi’ne teslim ettiğini belirten Kelin, çok yakında kamuoyuna da açıklanacağını ekledi.
Rusya’nın iddialarına ilişkin kanıt sunması istendiğinde ise Kelin şunları söyledi:
“İngiliz uzmanların Karadeniz’deki Rus altyapısına ve Rus filosuna yönelik şiddet eylemlerinin eğitimine, hazırlanmasına ve uygulanmasına katılımını çok iyi biliyoruz.”
Gerilimi artırdığı için bu durumun tehlikeli olduğunu vurgulayan Kelin, konuya ilişkin sözlerini şöyle noktaladı:
“Bu bizi geri dönüşü olmayan bir yola götürebilir. Geri dönüş her zaman mümkündür. Ama yine de gerilimi tırmandırmaktan kaçınmalıyız. Aslında bu, İngiltere’nin çatışmaya derinden karıştığına dair bir uyarıdır. Bu, durumun giderek daha tehlikeli hale geldiği anlamına geliyor.”
İngiltere hükümeti ise iddiaların asılsız olduğunu ve Rusya’nın dikkatleri Ukrayna’daki askeri başarısızlıklardan uzaklaştırmak istediğini ifade etti.
Hükümet sözcüsü açıklamasında, “Son günlerde Rusya, dikkatleri Ukrayna’yı yasadışı işgali, savaş alanındaki kayıpları, uluslararası hukuku hiçe sayarak sivil nüfusu ve enerji altyapısını vurması ve masumların can kayıplarına neden olmasından başka yöne çevirmek amacıyla İngiltere’ye karşı bir dizi iddiada bulundu” dedi.
Sözcü, “İngiltere’nin kamuoyu önünde Ukrayna’yı desteklemesi bir sır olmadığı için, devam eden bu iddialar hakkında bir yorum yapmayı planlamıyoruz. Bu, Rusya’nın 2014’te Kırım’ı yasadışı olarak ilhak etmesinden bu yana devam ediyor” diye ekledi.



Pakistan-Hindistan ateşkesinin perde arkasında neler yaşandı?

Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)
Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)
TT

Pakistan-Hindistan ateşkesinin perde arkasında neler yaşandı?

Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)
Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)

İhtilaflı Keşmir bölgesindeki saldırının ardından Hindistan ve Pakistan arasındaki gerginlik, topyekun savaşa dönüşmeden durduruldu. 

Nükleer silahlara sahip iki ülke, 10 Mayıs'ta ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan etmişti.

Guardian, tüm dünyayı korkutan çatışmaların durdurulması için yürütülen ateşkes sürecinin perde arkasını yazdı. 

Kimliklerinin açıklanmaması şartıyla gazeteye konuşan Pakistanlı iki istihbarat yetkilisi, ABD Dışişleri Başkanı Marco Rubio’nun, Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı Asim Munir’le 10 Mayıs sabahı telefonla görüştüğünü söylüyor. 

Yetkililer, ABD arabuluculuğundaki ateşkes görüşmelerinin yaklaşık 8 saat sürdüğünü belirtiyor. 

Analizde, Trump’ın ilk başta devreye girmediği, Başkan Yardımcısı JD Vance’in de çatışmalarla ilgili “Bizim sorunumuz değil” dediği hatırlatılıyor. Ancak iki nükleer güç arasındaki gerginliğin topyekun savaşa dönüşme ihtimalinin Washington’ı korkuttuğu, Trump’ın da sonunda harekete geçmeye karar verdiği yazılıyor. 

ABD Başkanı’nın, 9 Mayıs’ta Rubio’ya Pakistan tarafıyla, Vance’e de Hindistan lideri Narendra Modi’yle görüşme talimatı verdiği aktarılıyor. 

Rubio’nun yalnızca Munir’le değil, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ve İstihbarat Genel Müdürü General Asım Malik’le de irtibata geçtiği ifade ediliyor.

Pakistanlı yetkililer, Washington’ın devreye girmesinden memnun olduklarını belirtiyor: 

ABD'nin müdahalesini memnuniyetle karşıladık. Savaş istemiyoruz ama bize dayatılırsa, o zaman yaptığımız gibi saldırganlıkla karşılık vermekten başka seçeneğimiz kalmıyor.

Haberde, ABD’nin yanı sıra Suudi Arabistan, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin taraflarla iletişime geçtiği, Birleşik Krallık’ın da diplomatik arka kanallar aracılığıyla baskı uyguladığı belirtiliyor.

İslamabad yönetimi, ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlandığını kamuoyuyla paylaşmasına rağmen Yeni Delhi, Washington’ın süreçteki rolüne dair bir açıklama yapmadı. Modi, ateşkesle ilgili konuşmasında teklifin Pakistan’dan geldiğini savunmuştu.

BBC’nin analizinde Hindistan’ın, Keşmir meselesinde üçüncü tarafların müdahalesine izin vermek istemediğine ve konunun bir tabu olarak görüldüğüne dikkat çekiyor. Dolayısıyla Trump’ın devreye girmesinin Modi yönetimini zor bir pozisyona soktuğuna işaret ediliyor. Yeni Delhi’nin bir yandan Washington’ın arabuluculuğunu istemediği, diğer yandan da Trump yönetimiyle iyi ilişkileri korumayı hedeflediği belirtiliyor.

Hindistan-Pakistan çatışmaları

Hindistan'ın idaresindeki Cammu Keşmir'in Pahalgam bölgesinde 22 Nisan'da düzenlenen saldırıda 26 turist öldürülmüş, olayı Pakistan'da yasaklı Leşker-i Tayyibe (LET) örgütünün uzantısı olan Direniş Cephesi (TRF) üstlenmişti. Keşmir Direnişi diye de bilinen radikal İslamcı örgütten yapılan açıklamada, bölgedeki "demografik değişime" karşı çıkıldığı belirtilmişti.

Bunun ardından Yeni Delhi yönetimi, saldırıyı düzenleyenlerin Pakistan'dan geldiği suçlamasında bulunmuş, İslamabad ise iddiaları reddetmişti.

Sonrasında Hindistan ordusunun 6 Mayıs'ta Pakistan'a ve İslamabad yönetimi kontrolündeki Azad Keşmir bölgesine düzenlediği füze saldırılarıyla gerginlik daha da büyümüştü.

Independent Türkçe, Guardian, BBC