Bahreyn Diyalog Forumu’nda nefretle yüzleşme vurgusu

Uluslararası Bahreyn Diyalog Forumu, Mamana’da düzenlendi.  (BNA)
Uluslararası Bahreyn Diyalog Forumu, Mamana’da düzenlendi. (BNA)
TT

Bahreyn Diyalog Forumu’nda nefretle yüzleşme vurgusu

Uluslararası Bahreyn Diyalog Forumu, Mamana’da düzenlendi.  (BNA)
Uluslararası Bahreyn Diyalog Forumu, Mamana’da düzenlendi. (BNA)

Manama’dan başlayan Uluslararası Bahreyn Diyalog Forumu'nda nefretle yüzleşme ihtiyacı vurgulanırken gerçek barışı silah zoruyla değil sevgi, kardeşlik ve birlikte yaşama ile sağlanacağı belirtildi. Ayrıca iyilik, barış ve birlikte yaşamak için dayanışma ve iş birliği çağrısında bulunuldu.
Bahreyn Kralı Hamad bin Isa Al Halife himayesinde düzenlenen Uluslararası Bahreyn Diyalog Forumu'na Ezher Şeyhi Ahmet et Tayyip ve Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis’in yanı sıra dünyanın dört bir yanında dinlerin ve kültürlerin sembol isimleri ve temsilcileri katılım sağladı.
Ezher Şeyhi başkanlığındaki Müslüman İhtiyar Heyeti Konseyi, Bahreyn'deki İslami İşler Yüksek Konseyi ve Kral Hamad Barış İçinde Bir Arada Yaşama Küresel Merkezi tarafından düzenlenen Uluslararası Bahreyn Diyalog Forumu, Bahreyn'in dinlerin ve mezheplerin liderleri ile düşünce, kültür ve medya sembolleri arasında diyalog köprüleri kurma konusundaki keskinliği ve stratejik yönü çerçevesinde düzenleniyor. Forum sırasında, ‘barışı ve bir arada yaşamayı teşvik etmek ve pekiştirmek, dinler arası diyalog, bir arada yaşamayı ve insan kardeşliğini sağlamak ve din alimlerinin iklim değişikliği ve küresel gıda krizi gibi çağın zorluklarını ele almadaki rolü’ konularının tartışılması bekleniyor.
Forum, Bahreyn Kralı'nın özel temsilcisi Şeyh Muhammed bin Mübarek Al Halife'nin huzurunda faaliyetlerine başladı. Bahreyn İslami İşler Yüksek Konseyi Başkanı Şeyh Abdurrahman bin Muhammed Al Halife konuşmasında, ülkesinin kalkınma ve medeniyet inşasının en önemli kollarından biri olan eşsiz bir çeşitliliğe sahip olduğunu belirtti. Birçok din, mezhep ve ırk mensuplarının kendi topraklarında barış içinde yaşadığını, her birey veya grubun ibadetlerini özgür ve güvenli bir şekilde yerine getirdiğini vurguladı. Toplumlarda bir arada yaşamanın iki temel unsuruna olduğuna işaret eden Bahreyn İslami İşler Yüksek Konseyi Başkanı, bunlardan ilkinin din ve mezhep özelliklerine saygı, diğerinin de din özgürlüğü olduğuna dikkat çekti. İyilik, bir arada yaşama ve barış değerlerini desteklemek adına el ele verme, iş birliği yapma, fitne, kışkırtma ve nefreti savunanların üzerine gitme çağrısında bulundu.

 Forumun açılışını Bahreyn Kralı'nın Özel Temsilcisi Şeyh Muhammed bin Mübarek Al Halife yaptı. (BNA)
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Hoşgörü ve Birlikte Yaşam Bakanı Şeyh Nahyan bin Mübarak Al Nahyan konuşmasında, Müslüman İhtiyar Heyeti Konseyi’nin rolüne övgüde bulunarak, konseyin vizyon ve misyonuyla hoşgörü ve saygı değerlerinin pekiştirilmesini vurgulayarak insanlar arasında iş birliği ve ortak eylem köprülerinin kurulmasına katkı sağladığını söyledi. BAE’li Bakan, merkezi Abu Dabi’de bulunan Müslüman İhtiyar Heyeti Konseyi’nin çalışma ve girişimleriyle, insani kardeşliğin ve buna bağlı hoşgörülü davranışın bireyin ve toplumun hayatındaki somut sonuçlarının olduğunu tüm gücüyle ilan ettiğini bildirdi. Bunun ise Allah’a iman, barış, adalet, özgürlük, iyi bir yaşam, toplumsal refah ve istikrar arayışına dayanan gerçek İslami öğretilerin bir teyidi olduğunu vurguladı. Bahreyn Diyalog Forumu’nun dinlerin manevi doğasının ve insani değerlerin, insanların yaşamlarında yasal, ahlaki, etik, davranışsal ve ekonomik değişiklikler meydana getirmek için bir temel olması gerektiğine dikkat çektiğini belirten bakan, forumun herkesin yararına diyalog ve ortam eylem sağladığına atıfta bulundu.

BAE Hoşgörü ve Birlikte Yaşam Bakanı Şeyh Nahyan bin Mübarek Al Nahyan. (BNA)
İstanbul Ortodoks Patrikhanesi Ekümenik Patriği ve İstanbul Başpiskoposu 1. Bartholomeos da gerçek barışın silah zoruyla değil, sevgiyle, kardeşlikle ve bir arada yaşamanın yanı sıra başkalarının yaralarını dindirmek ve iyileştirmekle olduğunu belirterek dinler arası diyaloga muhalefetin genellikle korkudan, cehaletten ve dini çeşitliliğe karşı hoşgörüsüzlükten kaynaklandığına işaret etti. 1. Bartholomeos,  diyalogun halklar ve kültürler arasında barış içinde bir arada yaşamayı ve işbirliğini teşvik ederek karşılıklı anlayış kurduğunu ve anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözdüğünü vurguladı.
Diğer yandan Tataristan Cumhurbaşkanı Rüstem Minnihanov, dinler arası diyalogun, özellikle dünyanın dinler arası ilişkiler konusunda çelişkili faktörlerle dolu karmaşık bir tablonun yayılmasına tanık olduğu zor bir dönemden geçtiği bu zamanda çok önemli olduğuna dikkat çekti. Bahreyn Diyalog Forumu’nun bir arada yaşama ve hoşgörü deneyimini ele almak adına harika bir fırsat olduğunu aktardı.

 Konferansın ana oturumundan (BNA)
Birleşmiş Milletler Medeniyetler İttifakı (UNAOC) Yüksek Temsilcisi Miguel Angel Moratinos, din özgürlüğü de dahil olmak üzere desteklenmesi gereken temel insan haklarına bağlılığın devletlerin, kuruluşların ve uluslararası toplumdaki tüm aktörlerin sorumluluğu olduğunu ve bunların bir arada yaşama, kapsayıcılık ve çeşitlilik değerlerine verdikleri önemin kanıtı olduğuna değinerek herkesin şiddeti reddetmesi gerektiğine inanmasına vurgu yaptı.
11 Eylül 2001 olaylarından sonra dünyanın nefret ve hoşgörüsüzlükle yüzleşmek için diyalog ve ötekini kabul etme değerlerini acilen ilan etme ihtiyacına işaret eden Moratinos bugün tüm insanlığın karşı karşıya olduğu ardışık zorluklar ışığında, diyalog ve birlikte yaşama değerlerini teşvik etmek için bu tür girişimlere oldukça htiyaç duyulduğunu kaydetti. Moratinos, güvenlik önlemleri, çatışmaları durdurmak ve krizlerle yüzleşmenin  tek başına yeterli değil olmadığını ancak her yerde barış ve insan haklarına saygı kültürünü teşvik etmek adına diyalogun ortak bir alan sağlayabileceğini söyledi.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha da medeniyetler, kültürler ve dinler arası diyalog yoluyla uluslararası barış ve güvenliğe katkıda bulunmanın, çeşitli konularda kardeşlik ilişkilerini ve yapıcı işbirliğini güçlendirmenin gerekliliğini vurgulayarak birçok inisiyatif ve çalıştay başlatmanın yanı sıra insan dayanışması ve bir arada yaşama değerlerine değindi. Taha, din mensupları arasında birçok girişim ve çalıştay başlatmanın barış ilkelerinin en iyi şekilde uygulanması, insanların karşılaştığı zorluklar, kültürel iletişim ve kültürel alışverişi teşvik etmek adına önemli olduğunu dile getirerek, çatışmaların oluşmasını önlemek amacıyla bu tarz çalışmaların yoğunlaştırılması gerektiğini vurguladı.

Forum faaliyetlerinden (Ezher Şeyhliği)
İİT Genel Sekreteri, bir arada yaşamanın doğuda, batıda, uluslararası ve bölgesel olmak üzere taahhütler gerektirdiğine dikkat çekerek belirsizlik, hayal kırıklığı, gelecek kaygısı ve dar maddi çıkarların yansıdığı siyasi olayların yanı sıra artan silahlara ve biriktirilen askeri mühimmatlara işaret etti. Taha, insanların sağlıklı bir şekilde bir arada yaşamasını sağlamak için dinlerin takipçileri arasındaki diyalogun yalnızca diplomasi ve hoşgörü ile sağlanmayacağını dostluk, barış ve ahlaki ve manevi değer uygulamaların paylaşımı ile de sağlanabileceğini kaydetti.



Doha Zirvesi: İsrail'e karşı ortak adımların görüşüleceği bakanlar toplantısı

Katar’ın başkenti Doha'daki Sheraton Oteli olağanüstü zirveye ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, otelin önünde İslam ülkelerinin bayrakları dalgalanıyor. (Reuters)
Katar’ın başkenti Doha'daki Sheraton Oteli olağanüstü zirveye ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, otelin önünde İslam ülkelerinin bayrakları dalgalanıyor. (Reuters)
TT

Doha Zirvesi: İsrail'e karşı ortak adımların görüşüleceği bakanlar toplantısı

Katar’ın başkenti Doha'daki Sheraton Oteli olağanüstü zirveye ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, otelin önünde İslam ülkelerinin bayrakları dalgalanıyor. (Reuters)
Katar’ın başkenti Doha'daki Sheraton Oteli olağanüstü zirveye ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, otelin önünde İslam ülkelerinin bayrakları dalgalanıyor. (Reuters)

Arap ve İslam ülkelerinin dışişleri bakanları bugün Katar'ın başkenti Doha'da bir araya gelerek İsrail'in Doha'ya yönelik saldırısı hakkında bir karar taslağını görüştü. Karar, yarın Katar'ın ev sahipliğinde düzenlenecek olağanüstü Arap Birliği – İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) zirvesinde liderlere sunulacak.

Bu gelişme, zirveye katılan ülkelerin dışişleri bakanları arasında, resmi toplantılar başlamadan önce bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili tutumları koordine etmek için iletişimin devam ettiği bir dönemde gerçekleşti.

Geçtiğimiz salı günü Katar'ın başkentinde Hamas liderlerini hedef alan İsrail saldırıları, hareketin beş üyesinin ve Katar güvenlik güçlerinden bir üyenin ölümüne yol açtı.

Zirvenin taslak sonuç bildirgesinin tartışılması

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan dün Doha'ya geldi. Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari, olağanüstü zirvede ‘bugün yapılacak dışişleri bakanları hazırlık toplantısında sunulan, İsrail'in Katar devletine yönelik saldırısı hakkında bir taslak bildirgenin tartışılacağını’ doğruladı.

Katar Haber Ajansı'na (QNA) yaptığı açıklamada el-Ensari, zirvenin toplanmasının, ‘İsrail'in bir dizi Hamas liderinin konutlarını hedef alan alçakça saldırısı karşısında İslam dünyasının Katar ile dayanışma içinde olduğunu yansıttığını’ vurguladı.

Dışişleri bakanlarının gündeminde Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani'nin konuşması ve Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt'ın benzer bir konuşması yer alıyor. Dışişleri bakanları, önerilerini, resmi olarak kabul edilmesi için olağanüstü Arap Birliği – İİT zirvesine sunacak.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanlığı Devlet Bakanı Halife bin Şahin el-Merar, Bangladeş Geçici Hükümeti Dışişleri Bakanlığı Danışmanı Muhammed Tevhid Huseyin, Brunei Darussalam Cumhuriyeti Dışişleri İkinci Bakanı Dato Erron Behin Yusuf, Kazakistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Alibek Bakayev, İİT Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha ve Gambiya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Mohamed Jallow olağanüstü Arap Birliği – İİT zirvesine katılmak üzere Katar’ın başkenti Doha’ya geldi.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, İİT dışişleri bakanları toplantısına katılmak üzere bugün Tahran'dan Doha'ya gitti. İran Devrim Muhafızları Ordusu'na yakın (DMO) Tesnim haber ajansı, Arakçi'nin İİT dışişleri bakanları olağanüstü toplantısına katılmak üzere bu sabah Katar'ın başkentine gittiğini bildirdi. Söz konusu toplantı, yarın yapılacak olağanüstü Arap Birliği – İİT zirvesi hazırlıkları kapsamında, İsrail'in Katar'a yönelik ‘askeri saldırganlığını’ görüşmek üzere Katar'ın talebi üzerine düzenlendi. Tesnim, İran'ın olağanüstü Arap Birliği – İİT zirvesinde İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan tarafından temsil edileceğini bildirdi.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ise İsrail'in ‘kardeş ülke Katar'a yönelik acımasız saldırısının uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve Arap, bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrarı tehdit eden tehlikeli bir adım olduğunu’ söyledi.

Katar'ın yarın ev sahipliği yapacağı olağanüstü Arap Birliği – İİT zirvesi öncesinde QNA'ya verdiği özel röportajda Abbas, “Doha Zirvesi'ne katılmanın mesajı ve amacı açık; Katar'ın güvenliği, Arap ve İslam ülkelerinin güvenliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Hepimiz bu saldırılar karşısında birleşmiş durumdayız” ifadelerini kullandı.

Abbas, İsrail'in Arap ve İslam ülkelerinin güvenliğine yönelik saldırısının yansımalarıyla ilgili olarak, bunun ‘Arap ve İslam ülkelerinin güvenliğini zayıflatmaya ve bölgenin istikrarını bozmaya yönelik tehlikeli bir gösterge olduğunu’ belirtti. Abbas, ‘kolektif güvenliği korumak için Arap ve İslam dünyasının ortak bir tepki vermesi gerektiğini’ vurguladı.

Abbas ayrıca, İsrail'in Katar, Filistin ve diğer Arap ülkelerine karşı sürdürdüğü ihlallerden sorumlu tutulması gerektiğini bildirdi.

QNA’nın bugün yayınladığı röportajda Abbas, insani yardımın ulaştırılmasının hızlandırılması, işgal güçlerinin Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi, Batı Şeria ve Kudüs'teki yerleşim faaliyetlerinin ve yerleşimci terörünün durdurulması, ele geçirilen Filistin fonlarının iadesi ve uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi uyarınca, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin tüm topraklarının işgalinin sona erdirilmesi ve yeniden inşanın ilerletilmesi gerektiğini vurguladı.

Filistin Devlet Başkanı ayrıca, Filistin davasını destekleme konusunda Katar'ın kararlı rolünü övdü ve bu durumun, hakikat ve adaleti savunan halkların ve devletlerin, saldırganların planlarını bozabileceğini kanıtladığını belirtti.

Diğer yandan Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, “Zirvenin toplanması, Katar'ın yalnız olmadığı ve Arap ve İslam ülkelerinin onun yanında olduğu mesajını veriyor” dedi.

Ebu Gayt, Şarku'l Avsat'a yaptığı özel açıklamada, “İsrail saldırıları, ne yazık ki, uluslararası toplumun iki yıldır Gazze Şeridi'ndeki soykırım suçuna sessiz kalmasından ve işgalci liderlerin istedikleri her şeyi yapıp paçayı sıyırabilecekleri hissine kapılmalarından kaynaklanıyor. Bu talihsiz durumun sona erdirilmesi gerekiyor. Zira böyle devam ederse uluslararası hukukun çöküşünün bedelini hepimiz ödeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

sdfr
Kahire'deki Arap Birliği Genel Merkezi (Şarku'l Avsat)

Geçtiğimiz perşembe günü Katar, İsrail Hava Kuvvetleri’nin salı günü Hamas liderlerinin konutlarına düzenlediği ve Körfez, Arap ve uluslararası ülkeler ve kuruluşlar tarafından kınanan saldırıyı görüşmek üzere acil bir Arap Birliği – İİT zirvesi düzenleneceğini duyurdu.

Zirvede, durumun yansımaları ve bölgenin daha fazla çatışmaya sürüklenmesini önlemek için atılması gereken adımlar tartışılacak. İran, Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın zirveye katılacağını doğrularken, Irak da Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin katılacağını doğruladı. Türkiye Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yarın Doha'yı ziyaret edeceğini açıkladı.


Körfez İşbirliği Konseyi Uluslararası Dörtlü'nün Sudan’daki çatışmaya ilişkin bildirisini memnuniyetle karşıladı

KİK Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi (Şarku’l Avsat)
KİK Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi (Şarku’l Avsat)
TT

Körfez İşbirliği Konseyi Uluslararası Dörtlü'nün Sudan’daki çatışmaya ilişkin bildirisini memnuniyetle karşıladı

KİK Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi (Şarku’l Avsat)
KİK Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi (Şarku’l Avsat)

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) tarafından dün yapılan açıklamada, Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve ABD’nin oluşturduğu Uluslararası Dörtlü'nün Sudan'daki çatışmaya ilişkin yapılan toplantıda yayınlanan ortak bildiriden duyulan memnuniyet dile getirildi.

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi, Sudan'ın egemenliğine, birliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesinin yanı sıra acil ateşkese varılması, Sudan'ın tüm bölgelerine insani yardımın engelsiz ve güvenli bir şekilde ulaştırılması, uluslararası insani hukuk uyarınca sivillerin ve sivil altyapının korunması ve Sudan halkının güvenlik ve istikrar arzularını yansıtan, geniş bir meşruiyete sahip sivil bir hükümetin kurulmasına yol açacak kapsayıcı ve şeffaf bir siyasi sürece geçişin gerekliliğini vurgulayan bildiride yer alan ilkelere övgüde bulundu.

Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve ABD’nin Sudan'daki çatışmaya ilişkin yorulmak bilmeyen çabalarını takdir eden Budeyvi, KİK üyesi ülkelerin kalıcı barış için fırsatları teşvik etmeye yönelik Arap dünyası ve uluslararası toplumun çabalarını desteklediğini ve kalıcı barış fırsatlarını teşvik etmek, kardeş Sudan halkının acılarını hafifletmek ve Sudan devlet kurumlarının korunmasını ve istikrarını sağlamak için çeşitli ortaklarla iş birliği yapmaya hazır olduğunu vurguladı.

Washington'ın daveti üzerine bakanlar arasında yapılan yoğun istişarelerin ardından yayınlanan ortak bildiride, Suudi Arabistan, Mısır, BAE ve ABD dışişleri bakanları, Sudan'daki çatışmayı sona erdirme konusundaki ortak taahhütlerini teyit ederken süregelen savaşın ‘dünyanın en kötü insani krizine’ yol açtığını ve bölgesel barış ve güvenliğe doğrudan bir tehdit oluşturduğunu vurguladılar.

Bildiride, krize askeri bir çözümün faydasız ve mevcut durumun olduğu gibi devam etmesinin kabul edilemez acılara neden olduğu ve bölgenin güvenliğini daha fazla riskle karşı karşıya bıraktığı vurgulandı.

Sudan'ın geleceğinin, savaşan tarafların kontrolünden uzak, kapsamlı ve şeffaf bir geçiş süreciyle ‘halkı tarafından belirleneceği’ belirtilen bildiride, Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) ile bağlantıları belgelenmiş aşırılık yanlısı grupların herhangi bir müdahalesinin reddedildiği vurgulanırken söz konusu grupların nüfuzunun ‘istikrarı bozucu’ olduğu ifade edildi.


Katar Başbakanı, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı ile askeri iş birliğinin artırılmasını görüştü

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Charles Cooper'ı kabul etti (Katar Dışişleri Bakanlığı)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Charles Cooper'ı kabul etti (Katar Dışişleri Bakanlığı)
TT

Katar Başbakanı, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı ile askeri iş birliğinin artırılmasını görüştü

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Charles Cooper'ı kabul etti (Katar Dışişleri Bakanlığı)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Charles Cooper'ı kabul etti (Katar Dışişleri Bakanlığı)

Katar Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Başbakan ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdulrahman el Sani'nin, ülkeyi ziyaret eden ABD Merkez Komutanlığı Komutanı Charles Cooper ile askeri iş birliğini güçlendirmenin yollarını görüştüğünü duyurdu.

Bakanlık yaptığı açıklamada, “Toplantı sırasında, Katar Devleti ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki yakın stratejik ilişkiler ve bu ilişkileri destekleme ve güçlendirme yolları, özellikle askeri ve savunma iş birliği alanlarında ve karşılıklı ilgi alanına giren bir dizi konu ele alındı” denildi.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, dün yaptığı açıklamada, Doha'nın birçok açıdan bizim için "faydalı" olduğunu belirterek, Katar'daki Hamas liderlerine yönelik saldırının sonuçlarını İsrail'de görüşeceğini ifade etti.

 Rubio ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail'in Katar'a yönelik saldırısından memnun olmadığını belirtti.