Durgunluk ve yavaşlama... Mısır-Türkiye normalleşme süreci neden sekteye uğradı?

Ankara, bozulmanın kendinden kaynaklanmadığını söylüyor ve Kahire ‘değişim’ görmüyor.

Mısır ile Türkiye arasında geçtiğimiz yıl Kahire'de yapılan keşif görüşmelerinin ilk turu (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır ile Türkiye arasında geçtiğimiz yıl Kahire'de yapılan keşif görüşmelerinin ilk turu (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Durgunluk ve yavaşlama... Mısır-Türkiye normalleşme süreci neden sekteye uğradı?

Mısır ile Türkiye arasında geçtiğimiz yıl Kahire'de yapılan keşif görüşmelerinin ilk turu (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır ile Türkiye arasında geçtiğimiz yıl Kahire'de yapılan keşif görüşmelerinin ilk turu (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Her iki taraftaki yetkililerin ifadelerine göre, Mısır ile Türkiye arasındaki ‘ilişkileri normalleştirme’ dosyası bir kez daha başlangıç ​​noktasına döndü. Ankara, ‘bozulmanın kendisinden kaynaklanmadığını’ söylerken, Kahire'deki yetkililer, Ankara'nın politikalarında Mısır'ın endişelerini dikkate alan ‘bir değişiklik görmediklerini’ ifade etti.
Mısırlı ve Türk diplomatlar, geçtiğimiz yıl, iki taraf arasındaki ‘ilişkileri normalleştirme’ olasılığını araştırmak için Kahire ve Ankara'da iki tur görüşme gerçekleştirdiler. Ancak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu geçtiğimiz Çarşamba günü yaptığı açıklamada “Süreç yavaş ilerliyor, bizden yani Türkiye'den kaynaklanmıyor” şeklinde konuştu.
Çavuşoğlu’nun açıklaması, Mısırlı mevkidaşı Samih Şukri’nin, ülkesi ile Türkiye arasındaki keşif oturumlarının Ankara’daki uygulamalar çerçevesinde değişiklik yapılmaması nedeniyle ‘durdurulduğunu’ açıklamasına cevap olarak geldi.
Türk hükümeti, geçtiğimiz ay, Türk hükümeti ve Libya'da Abdulhamid Dibeybe liderliğindeki hükümet (Mısır, süresinin dolduğunu söylüyor) Libya kıyılarında gaz ve petrol aramak için bir anlaşma imzaladı. Bu, Mısır ve Yunanistan tarafından resmen reddedildi. Libya Parlamentosu'nun Dibeybe hükümetinden güvenini geri çekmesi nedeniyle ‘uluslararası ilkelere aykırı’ olarak değerlendirildi.
Çavuşoğlu, açıklamalarında ayrıca ‘Mısır ile normalleşme sürecinin iki yönlü olduğunu’ söyledi. Ülkesinin diğer ülkelerle ilişkileri normalleştirmede izlediği yolu göstererek Mısır'ın bu yolda ‘adım atması’ gerektiğini ifade etti.
Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkiler, 2013 yılında Mısır'daki Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) örgütünün yönetimine son verilmesi konusunda Türkiye'nin tutumu ve Mısırlı yetkililerin ‘terör örgütü’ ilan ettiği gruba Ankara'nın verdiği destek nedeniyle gerilmiş ve karşılıklı olarak büyükelçiler geri çekilmişti. Ancak iki ülkenin büyükelçilikleri kapılarını tamamen kapatmadı. Geçmiş yıllarda faaliyetler daha düşük bir temsil düzeyi olan Maslahatgüzarlık düzeyinde devam etti.
Türkiye, keşif görüşmeleri yolunda ilerlerken, İstanbul'dan yayın yapan Müslüman Kardeşler’i destekleyen bazı kanalları kısıtlayarak, bazı ana programlarının devam etmesini engelledi. Kahire bunu ‘olumlu’ olarak değerlendirdi.
Mısır Dışişleri Bakanı, açıklamalarında Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasını ‘yabancı güçlerin hala Libya'dan ayrılmamasına’ bağladı.
Eski Mısır Dışişleri Bakanı Mohamed el-Urabi, "Mısır'ın ulusal güvenlik konusundaki konumunun belirleyicileri açıktır ve bundan sapılamaz. Dolayısıyla Kahire'nin güvenliğiyle bağdaşmayan her Türk hamlesi, herhangi bir tarafla ilişkilerin seyrine yansıyacaktır” dedi.
Urabi, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, "Türk diplomasisi, Mısır'ın çıkarlarını dikkate alan ve güvenliğini etkilemeyen yürütme politikalarına yansımadan, iletişim kurma ve sorunları çözme arzusunu teşvik eden parlak formülasyonlar benimsiyor” dedi. Ayrıca Libya, Suriye ve Irak dosyalarının Kahire ve Ankara arasındaki merkezi çekişme noktaları olduğuna dikkat çekti. Mısır’ın, bu ülkelerdeki olumsuz Türk varlığının Arap ve Mısır ulusal güvenliğini tehdit ettiğine inandığını ve bu tehditlere göz yummayacağını vurguladı.



Netanyahu'nun ofisi: Gazze'den aldığımız kalıntılar Tayland uyruklu Rinthalak'a ait

Kızılhaç araçları İsrailli subay Hadar Goldin'in naaşını Deyr el-Belah'ta taşıyor (Arşiv- Reuters)
Kızılhaç araçları İsrailli subay Hadar Goldin'in naaşını Deyr el-Belah'ta taşıyor (Arşiv- Reuters)
TT

Netanyahu'nun ofisi: Gazze'den aldığımız kalıntılar Tayland uyruklu Rinthalak'a ait

Kızılhaç araçları İsrailli subay Hadar Goldin'in naaşını Deyr el-Belah'ta taşıyor (Arşiv- Reuters)
Kızılhaç araçları İsrailli subay Hadar Goldin'in naaşını Deyr el-Belah'ta taşıyor (Arşiv- Reuters)

İsrail Başbakanlık Ofisi, İsrail'in Filistin İslami Direniş Hareketi'nden (Hamas) teslim aldığı kalıntıların Tayland vatandaşı Sudthisak Rinthalak'a ait olduğunun tespit edildiğini duyurdu.

Böylece Gazze Şeridi'nde geriye sadece İsrailli Ran Gavili'nin cesedi kaldı. Hamas, ABD Başkanı Donald Trump'ın savaşı sona erdirme planının ilk aşamasını oluşturan ateşkes anlaşmasının bir parçası olarak Gazze'de tutulan tüm rehineleri, canlı ve ölü olarak teslim etmeyi kabul etti.


Irak: Kor Mor gaz sahasına iki İHA ile saldırı düzenlendi, failler tespit edildi

Kor Mor doğalgaz sahasına düzenlenen saldırı, Kuzey Irak'taki elektrik şebekesini felç etti (Reuters)
Kor Mor doğalgaz sahasına düzenlenen saldırı, Kuzey Irak'taki elektrik şebekesini felç etti (Reuters)
TT

Irak: Kor Mor gaz sahasına iki İHA ile saldırı düzenlendi, failler tespit edildi

Kor Mor doğalgaz sahasına düzenlenen saldırı, Kuzey Irak'taki elektrik şebekesini felç etti (Reuters)
Kor Mor doğalgaz sahasına düzenlenen saldırı, Kuzey Irak'taki elektrik şebekesini felç etti (Reuters)

Irak Silahlı Kuvvetleri dün yaptığı açıklamada, geçen hafta Kürdistan Bölgesi'ndeki en büyük petrol sahalarından biri olan Kor Mor gaz sahasına düzenlenen saldırının iki İHA ile gerçekleştirildiğini, bunlardan birinin sahayı vurduğunu, diğerinin ise saha dışında düştüğünü bildirdi.

Irak Silahlı Kuvvetleri, saldırıyı gerçekleştirenlerin kimliğini doğrulayarak, bunları kanun dışı unsurlar olarak tanımladı.


İsrail'in Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısında 5 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı

Filistinli çocuklar Han Yunus'ta ateşin başında ısınıyor (Reuters)
Filistinli çocuklar Han Yunus'ta ateşin başında ısınıyor (Reuters)
TT

İsrail'in Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısında 5 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı

Filistinli çocuklar Han Yunus'ta ateşin başında ısınıyor (Reuters)
Filistinli çocuklar Han Yunus'ta ateşin başında ısınıyor (Reuters)

Filistin haber ajansı WAFA'nın haberine göre, İsrail'in dün akşam Gazze'nin güney ve doğusuna düzenlediği hava ve topçu saldırılarında en az 5 Filistinli öldü, çok sayıda kişi de yaralandı.

Ajans, İsrail uçaklarının Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'un el-Mevasi bölgesinde yerinden edilmiş kişilerin barındığı çadırlara bir dizi hava saldırısı düzenlediğini ve ikisi çocuk beş Filistinlinin hayatını kaybettiğini, onlarca kişinin de yaralandığını bildirdi.

El-Mevasi'ye düzenlenen hava saldırıları, içinde yerinden edilmiş kişilerin bulunduğu birkaç çadırın yakılmasına ve bölgeye sığınan ailelerin acılarının daha da artmasına neden oldu.

Kuveyt Özel Sahra Hastanesi'ndeki sağlık kaynakları, ambulans ekiplerinin el-Mevasi'deki yerinden edilmiş kişiler için kurulan "El-Necat" kampında bombalama alanından beş ceset çıkardığını, cesetlerin kömürleşmiş halde ulaştığını bildirdi.

Han Yunus kentinin batı kesiminde de eş zamanlı baskınlar düzenlendi. İsrail araçları kentin doğusunda yoğun hava saldırıları düzenlerken, savaş uçakları da kentin üzerinde yoğun uçuş gerçekleştirdi.

Gazze Şehri'nde, İsrail insansız hava araçları (İHA) şehrin doğusundaki Şucaiye kavşağı yakınlarında ateş açarak bölge sakinleri ve yerinden edilmiş kişiler arasında paniğe yol açtı. Dün sabah Gazze Şehri'nin Zeytun semtinde İsrail ateşiyle 2 Filistinli hayatını kaybetti.

Şarku’l Avsat’ın sağlık kaynaklarından elde ettiği bilgiye göre, İsrail'in 7 Ekim 2023'te başlattığı saldırılarda Gazze Şeridi'ndeki ölü sayısı, çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşmak üzere 70 bin 117 kişiye yükseldi.

Sağlık kaynakları, yaralı sayısının yaklaşık 171 bine ulaştığını, çok sayıda kişinin hâlâ enkaz altında olduğunu, ambulans ve kurtarma ekiplerinin ise bu kişilere ulaşamadığını belirtti.

Gazze Şeridi'ndeki hastanelere son 48 saatte 5 ölü, 13 yaralı ulaştığını kaydeden kaynaklar, 11 Ekim'de varılan ateşkes anlaşmasından bu yana toplam ölü sayısının 360'a, yaralı sayısının ise 922 kişiye ulaştığını kaydetti.