İsrail'de liderlik dönemi sona erdiği düşünülen Netanyahu başbakanlığa güçlü şekilde dönüyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsrail'de liderlik dönemi sona erdiği düşünülen Netanyahu başbakanlığa güçlü şekilde dönüyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsrail'in en uzun süre görevde kalan başbakanı unvanına sahip Binyamin Netanyahu, son olarak yaklaşık 1,5 yıl önce ayrıldığı başbakanlığa bu kez daha güçlü şekilde dönmeye hazırlanıyor.
İsrailliler 4 yıldan kısa sürede genel seçimler için 5 kez sandığa gitti. Bıçaksırtı sonuçlar ülkeye istikrar getirmedi.
İsrail siyasetinde adı her zaman ön planda olan Netanyahu, 21 Mart 2021'deki seçimlerin ardından hükümeti kurmayı başaramayınca 12 yıl aralıksız sürdürdüğü başbakanlığı bırakmak zorunda kalmıştı.
Başbakanlığı sırasında hakkındaki çeşitli davalar nedeniyle zor günler geçiren Netanyahu'nun liderlik döneminin sona erdiği yönünde pek çok yorum yapılırken 1 Kasım seçimleri ona yeniden başbakanlık yolunu açtı.
Netanyahu'nun başını çektiği sağ blok, 120 sandalyeli İsrail Meclisine 64 milletvekili göndererek açık bir zafer kazandı.

Gençliği ve siyasette ilk yılları
Binyamin Netanyahu 21 Ekim 1949'da Tel Aviv'de doğdu. Aile daha sonra Kudüs'ün güneyindeki Tel Buyut Mahallesi'ne yerleşti.
Netanyahu ailesi 1963'te ABD'ye taşındı. Liseyi ABD'de bitiren, ardından 1967'de İsrail'e dönerek orduya katılan Binyamin Netanyahu, aynı yıl İsrail ile Mısır arasındaki savaşa katıldı. Netanyahu, 1973'teki Arap-İsrail Savaşı'nda da yer aldı.
Askerlik hizmetinden sonra ABD'ye dönen Netanyahu, 1974'te mimarlık alanında lisans, 1976'da Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde işletme alanında yüksek lisans eğitimini tamamladı.
ABD'de 1976-1978 yıllarında Boston Consulting Group için danışman olarak çalışan Netanyahu, İsrail'e dönüşünden sonra 1978'den 1980'e kadar Terörizm Araştırmaları Enstitüsünün direktörlüğünü üstlendi.
Netanyahu, 1982'den 1984'e kadar Washington'daki diplomatik misyon başkan yardımcısı olarak çalıştı, ardından 1984-1988 yıllarında İsrail'in Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi oldu.
Netanyahu, 1988'de Likud Partisine katıldı ve ilk kez İsrail Meclisine girdi. Ardından Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak atandı.
1993'te parti başkanlığına seçilen Netanyahu, Mayıs 1996'da rakibi Şimon Peres'i yenerek ilk kez başbakan seçildi. O dönem 47 yaşındaki Netanyahu, İsrail tarihinin en genç başbakanı oldu.

İktidarda en uzun kalan siyasetçi
Netanyahu ve merhum Filistin lideri Yasir Arafat, Ekim 1998'de dönemin ABD Başkanı Bill Clinton'ın himayesinde sekiz günlük müzakerelerin ardından Washington'da Wye Nehri Memorandumu'nu imzaladı.
Anlaşma, İsrail'in Batı Şeria'nın bazı bölgelerinden çekilmesini, terörle mücadele için güvenlik önlemlerinin alınmasını, Filistin Yönetimi ile İsrail arasındaki ekonomik ilişkilerin pekiştirilmesini ve nihai statü müzakerelerinin yeniden başlatılmasını öngörüyordu.
Binyamin Netanyahu, 1999'da İşçi Partisi lideri Ehud Barak ile yarıştığı seçimleri kaybetti ve Likud liderliğinden istifa ederek siyaseti geçici olarak bıraktığını açıkladı.
Netanyahu, siyasete 2003-2005 yıllarında Ariel Şaron'un hükümetinde Maliye Bakanı olarak geri döndü. Şaron'un "Kadima" adlı yeni bir partinin kurulduğunu açıklamasının ardından tekrar Likud'un başına seçildi ve 2009'a kadar muhalefetin liderliğini yaptı.
Likud lideri Netanyahu, 31 Mart 2009'dan 13 Haziran 2021'e kadar aralıksız 12 yıl başbakanlık görevini yürüterek İsrail tarihinin en uzun süre görevde kalan başbakanı oldu.

Gazze'ye saldırılar ve normalleşme anlaşmaları
Netanyahu'nun 12 yıllık iktidarı döneminde İsrail ordusu, 2012'de "Savunma Sütunu" ve 2014'te "Koruyucu Hat" adını verdiği harekatların yanı sıra son saldırılar dahil olmak üzere Gazze Şeridi'nde çeşitli askeri operasyonlar yaptı.
İsrail ordusunun Mayıs 2021'deki Surların Muhafızı adını verdiği 11 gün süren saldırılarında 66'sı çocuk, 39'u kadın olmak üzere 254 Filistinli hayatını kaybetti, 2 bine yakın kişi yaralandı.
Netanyahu iktidarında İsrail uçakları, Tel Aviv'in "İran'ın sınırları yakınında konuşlanmasını önleme" çabalarının bir parçası olarak Suriye'deki İran hedeflerine de bir dizi saldırı düzenledi.
İsrail, Netanyahu'nun liderliğinde 2020'de Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Sudan ve Fas ile normalleşme anlaşmaları imzaladı.



Trump, Gazze’ye havadan yardım operasyonu başlatacak mı?

İsrail'in kısıtlamaları nedeniyle Gazze'ye sadece havadan yardım yapılabiliyor (Reuters)
İsrail'in kısıtlamaları nedeniyle Gazze'ye sadece havadan yardım yapılabiliyor (Reuters)
TT

Trump, Gazze’ye havadan yardım operasyonu başlatacak mı?

İsrail'in kısıtlamaları nedeniyle Gazze'ye sadece havadan yardım yapılabiliyor (Reuters)
İsrail'in kısıtlamaları nedeniyle Gazze'ye sadece havadan yardım yapılabiliyor (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Gazze'ye havadan yardım seçeneğine sıcak bakmıyor. 

Trump'ın selefi Joe Biden döneminde ABD, Gazze'ye toplamda yaklaşık 1,2 tonluk havadan yardım yapmıştı. Ancak Reuters'ın aktardığına göre Trump yönetimi bu seçeneği kullanmayı düşünmüyor. 

Adının paylaşılmaması şartıyla konuşan yetkililer, havadan yardımla Gazze'deki yaklaşık 2 milyon Filistinlinin ihtiyaçlarının karşılanmasının gerçekçi olmadığını savunuyor. Ayrıca uçaklardan bırakılan paraşütlü ağır kolilerin can kaybına yol açabileceği de belirtiliyor.

Kaynaklardan biri, "Trump yönetimi bu seçeneği ciddi bir alternatif olarak görüp değerlendirmeye almadı" diyor. 

Ayrıca havadan yardımla ilgili bazı simülasyonların yapıldığı fakat bunun ihtiyaçları karşılayabilmesinin "gerçekçi olmadığının" tespit edildiği aktarılıyor. 

Aylardır Gazze'ye karadan yardım akışını kesen İsrail yönetimi, temmuzda havadan yardım faaliyetlerine izin vermişti. 

Bunun ardından ABD'nin müttefikleri Birleşik Krallık, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün, Gazze'ye askeri uçaklarla havadan yardım göndermişti. 

Diğer yandan ABD, Gazze'de yardım dağıtan Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) çalışmalarına destek veriyor. Ancak ABD-İsrail ortaklığında faaliyet gösteren GHF'nin erzak dağıtım sistemi Gazze'deki kaosu artırıyor. 

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor. GHF'nin faaliyete geçtiği mayıstan bu yana en az 1300 Filistinli erzak almaya çalışırken öldürüldü. 

Tel Aviv yönetimi Gazze'de kıtlık olmadığını öne sürerken, Trump'ın "Gazze'de gerçek bir açlık var" demesi de gündem olmuştu. 

İsrail'in saldırıları ve ablukası nedeniyle kıtlık yaşanan Gazze Şeridi'nde son 24 saatte ikisi çocuk 5 Filistinli daha yaşamını yitirdi. Böylelikle açlıktan hayatını kaybedenlerin sayısı 103'ü çocuk 227'ye çıktı. 

Independent Türkçe, Reuters, Times of Israel