Avengers: Endgame'in silinen sahnesi Thanos hakkında korkutucu bir teoriyi kanıtlıyorhttps://turkish.aawsat.com/home/article/3974261/avengers-endgamein-silinen-sahnesi-thanos-hakk%C4%B1nda-korkutucu-bir-teoriyi
Avengers: Endgame'in silinen sahnesi Thanos hakkında korkutucu bir teoriyi kanıtlıyor
(Walt Disney Studios)
Avengers: Endgame'in silinen bir sahnesi, kötü karakter Thanos (Josh Brolin) hakkındaki popüler bir teorinin başından beri doğru olduğunu kanıtlayabilir.
Dijital yayın platformu Disney+'ta izleyebileceğiniz video, filmde Hulk'la (Mark Ruffalo) Ancient One (Tilda Swinton) arasında geçen konuşmanın farklı bir versiyonu.
Videoda Swinton'ın canlandırdığı karakter, Hulk'a Sonsuzluk Taşları'ndan birini çıkarmanın yeni bir zaman çizgisi yarattığını söylerken görülebiliyor. Bununla beraber Ancient One, filmde yer verilmemiş bir şeyi ortaya çıkararak devam ediyor: Kendi ölümünden sonra gerçekleşen olayları görmek için Zaman Taşı'nı çoktan kullandığını.
Tam da burada Ancient One, bombayı bırakarak Thanos'un bütün varoluşun yarısını ortadan kaldıran tahripkar parmak şıklatmasının aslında tek bir kişiyi bile öldürmediğini söylüyor.
The Independent'ta yer alan habere göre Ancient One, Thanos'un insanları öldürmek yerine onların var olmamasını buyurduğunu, bunun da nihayetinde dirilmelerine olanak sağladığını açıklıyor.
Bu açıklama bir yandan Scarlett Johansson'ın herkesi geri getirmeye çalışırken ölen karakteri Kara Dul'un neden hayata döndürülemediğini ikna edici şekilde açıklığa kavuştururken, kahramanlara ileride sorun çıkarabilecek bir şeyi de ortaya çıkarıyor: Thanos'un hâlâ hayatta olduğunu.
Avengers: Endgame, Tony Stark'ın parmaklarını şıklatıp Thanos ve ordusunu, aynı Thanos'un Yenilmezler'in yarısına yaptığı gibi ortadan kaldırmasıyla bitmişti.
Eğer Thanos'un yok olmasını buyurduğu herkes Marvel Sinematik Evreni'ne (MSE) geri dönebiliyorsa Thanos da pekala dönebilir.
Stüdyonun senaristlerinin karakteri tam olarak nasıl geri getireceği bir muamma ama belki de gelecek planları için Mad Titan'ın hizmetlerinden yararlanmak isteyen başka bir kötü karakter olur.
Her halükarda Marvel patronlarının isterlerse Thanos'u geri getirebileceklerini bilmeleri muhtemelen güzel bir şey.
Avengers: Endgame, Disney Plus'ta izlenebilir. Öte yandan Avengers: Sonsuzluk Savaşı'nda (Avengers: Infinity War) yer alan bir "hata" da ortaya çıkarılarak MSE'nin bugüne kadarki "en büyük" hatası olarak adlandırılmıştı.
Hepimize "görmeyi" öğreten fikir işçisi: John Berger'ın 4 eserihttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/5105811-hepimize-g%C3%B6rmeyi-%C3%B6%C4%9Freten-fikir-i%C5%9F%C3%A7isi-john-berger%C4%B1n-4-eseri
Hayatı boyunca birçok çalışma kaleme alan John Berger'ın, Spinoza'nın "hayali çizimleri" hakkındaki Bento'nun Eskiz Defteri ve Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı eserlerini de öneririz (AFP)
Hepimize "görmeyi" öğreten fikir işçisi: John Berger'ın 4 eseri
Hayatı boyunca birçok çalışma kaleme alan John Berger'ın, Spinoza'nın "hayali çizimleri" hakkındaki Bento'nun Eskiz Defteri ve Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı eserlerini de öneririz (AFP)
Minerva'nın Baykuşu bu hafta, yazar John Berger'ın kitaplarını takip ederek insan ve sanat arasındaki çok katmanlı ilişkilerin incelendiği bir yolculuğa çıkacak.
1926 doğumlu Britanyalı ressam, şair ve sanat eleştirmeni Berger, yapıtlarıyla bir neslin estetik anlayışını ve sanat eserlerini yorumlama biçimini kökten değiştirdi.
Resim öğretmenliği yaptığı 1950'lerde Birleşik Krallık'ın köklü dergilerinden New Statesman'da 10 yıla yakın sanat eleştirisi yazıları kaleme aldı. Bir yandan da roman ve şiirler yayımladı.
Sol düşüncede sanatın alımlanışına çok önemli katkılar yapan Berger'ın Uykuya Yatmak kitabı, Metis etiketiyle bu ay okurlarla buluştu. Biz de kalıpları kıran yaklaşımlarıyla herkesi etkileyen yazarın 4 eserini ele aldık.
Uykuya Yatmak
Berger'ın kızı Katya Berger'la kaleme aldığı Uykuya Yatmak, İtalya'daki Mantua şehrinde yer alan San Giorgio Kalesi’ndeki "Gelin Odası"nın (Camera degli Sposi) duvar resimleri üzerine bir meditasyon.
Uykuya yatmak için tasarlanmış bu özel odadaki tablolar, baba kız arasında ölüm, yaşam, hatıralar ve unutuş gibi çeşitli konular üzerine harika bir sohbet başlatıyor.
İtalyan gravürcü Andrea Mantegna'nın elinden çıkan eserlerden detaylara yer verilen Uykuya Yatmak, tamamı renkli bir resim kitabı.
Bergerlar, Rönesans ressamı Mantegna'nın, resimde bir perspektif tekniği olan rakursiye en iyi örnek olarak gösterilen Ölü İsa tablosunu da inceliyor.
Okurlara ikilinin mektuplaşmalarının yer aldığı Tiziano: Su Perisi ile Çoban'ı da öneririz. Tiziano'nun 1990'larda Venedik'te açılan bir sergisinden yola çıkan kitap, Berger ve kızı arasında sanat ve hayat üzerine bir sohbete dönüşüyor.
Berger'ın 1972'de BBC'de yayımladığı ve sonra da aynı yıl kitaplaştırdığı Görme Biçimleri, onun dünya çapında tanınmasını sağladı.
Batı sanat kanonunu geleneksel bir çerçevede tanıtan Britanyalı sanat tarihçisi Kenneth Clark'ın Medeniyet (Civilization) adlı belgeseline bir yanıt olarak hazırlanan Görme Biçimleri, bu hedefin çok daha ötesine geçerek estetik alanında çığır açıcı bir işe dönüştü.
Berger'ın BBC belgeseli, sanat eleştirmenliğinin kurumsal kapalılığına karşı çıkarak, görme edimini daha demokratik bir zemine taşıdı (@aletheia__/Twitter)
Sanat eserlerini sınırları önceden belirlenmiş parametrelerle okumayı reddeden Berger, yapıtları incelikli bir söylem analizinden geçirerek onlarda gizli duran ideolojik örüntüleri açığa çıkarıyor. Eserlerle ilişkinin imkanları, tarihsel ve toplumsal olanla bağlantımızı da belirliyor:
Bir doğa resmi 'gördüğümüzde' kendimizi onun içine koyarız. Geçmişte yapılmış sanata 'bakıyorsak' o zaman kendimizi tarihin içine koymuş oluruz. Bu sanatı görmemiz engellendiğinde aslında bizim olan tarihten yoksun bırakılmış oluruz.
Berger'ın klasiğine dönüşen çalışma, Batı sanatındaki nü eserleri ele alırken vurguladığı "eril bakış" yaklaşımıyla, feminist kuramla da dirsek teması kuruyor. Görme Biçimleri, yağlıboya tablolardan reklamlara kadar görselliği ve imgeleri anlamak için gelecek kuşaklara yenilikçi bir yol açtı.
Kitapta Berger'ın yanı sıra BBC belgeselinde çalışan Sven Blomberg, Chris Fox, Michael Dibb, Richard Hollis'in de imzası var. Bu büyük eser, bu ay Metis Yayınları'nda 30. baskısını yaptı.
1972'de yayımlanan G., Berger'a Birleşik Krallık'ın prestijli Booker Ödülü'nü getirdi.
Berger, ödül kabul konuşmasında sponsor Booker-McConnell firmasının Karayipler’deki işçileri sömürmesini eleştirerek dikkatleri üzerine çekti. Ayrıca ödül parasının yarısını da siyahların ve azınlıkların hakkı için mücadele veren Britanya Kara Panterleri'ne bağışladı.
I. Dünya Savaşı öncesinde geçen romanda, Don Juan tarzı hareketli bir hayat süren başkahraman G.'nin hikayesini takip ediyoruz. Gerek cinsel ilişkiler gerekse aşkın zihinsel ve duygusal boyutları hakkındaki incelikli anlatımıyla G., sadece uçarı bir kahramanın kaçamaklarını konu edinmiyor.
Ressam ve sanat eleştirmeni kimliğiyle tanınan Berger, aynı zamanda başarılı bir edebiyatçıydı (AFP)
Britanya İmparatorluğu'yla Boer halkları arasındaki Boer Savaşı ve 1898'de Milanolu işçilerin ayaklanması gibi olayların arka planda yer aldığı roman, şahsi ve tarihsel deneyimlerin iç içe geçmişliğini de vurguluyor.
Berger'ın kaleme aldığı kurmaca eserler arasında "Onların Emeklerine" üçlemesini de öneririz. Domuz Toprak, Bir Zamanlar Europa'da, Leylak ve Bayrak romanlarından oluşan üçleme, modern toplumda köylülüğün dönüşümü üzerine çarpıcı bir yaklaşım sunuyor.
Berger'ın 1971'le 2001 arasında kaleme aldığı 7 denemeyi bir araya getiren Hayvanlara Niçin Bakarız?, bunlara ek olarak bir şiir ve çizimi de okurlarla buluşturuyor.
Homeros'tan günümüze insanlarla hayvanlar arasındaki ilişkiyi inceleyen Berger, bu bağın kapitalizmle birlikte nasıl ortadan kalktığını gösteriyor. Hayvanat bahçelerinin işlevi sorgulanırken, dünyada var olma deneyimimizin geçirdiği şiddetli dönüşüm de gözler önüne seriliyor.
Berger'ın insanlarla hayvanlar arasındaki ilişkinin dönüşümünü incelediği çalışması, kuvvetli bir modern toplum eleştirisi sunuyor (@LAReviewofBooks/Twitter)
Doğa ve insan ilişkisine dair basmakalıp düşüncelerle kestirme yollara kaçmayan bu denemeler, insanın sanatla kazandığı estetik deneyimin her şeye rağmen bir umudu koruduğunu da hatırlatıyor.
"Hayvanat bahçesi ancak hayal kırıklığı yaratabilir" diyen Berger, merkeze tabii ki yine bir "görme" meselesini yerleştiriyor:
Hayvanat bahçelerinin kamusal amacı ziyaretçilere hayvanlara bakma olanağı sağlamaktır. Oysa hayvanat bahçesine gelen hiçbir yabancı bir hayvanla göz göze gelemez. Olsa olsa hayvanın bakışı şöyle bir parlar, sonra ona bakandan uzaklaşır. Hayvanlar başka yana bakarlar. Görmeden uzaklara bakarlar. Dış dünyayı mekanik olarak tararlar. Karşılaşmalara karşı bağışıklık kazanmışlardır, çünkü hiçbir şeyin artık onların dikkatini çekecek kadar merkezi bir önemi kalmamıştır.
Berger yola ressam olarak başladı ama 2017'de aramızdan ayrıldığında sanat eserlerinden çok romanları, şiirleri ve denemeleriyle ardında bugün herkese ilham kaynağı olmayı sürdüren bir külliyat bıraktı.
1990'larda verdiği bir söyleşide Berger, yazma serüveninin başlangıcını sade ama vurucu şekilde özetlemişti:
Dünya daha insancıl bir yer olsaydı, hiç yazmazdım. Yalnızca çizerdim.
"Görmek her şeyden önce gelir" diyen Berger, genç sanatçı ve yazarlara mücadelenin erdemlerini öğretirken, imajların asla masum olmadığını da gösterdi. Hâlâ ondan öğrenecek çok şeyimiz var.