Sınır Tanımayan Doktorlar: El-Hol, içinde kalanların çoğunu çocukların oluşturduğu açık bir hapishane

El-Hol Kampı’ndan ayrılanlar, okullara uyum sağlamada ve öğrenmede zorluk çekiyorlar

Haseke’de yer alan el-Hol Kampı’nda çadırlarından çıkan çocuklar, Mayıs 2021 (AP)
Haseke’de yer alan el-Hol Kampı’nda çadırlarından çıkan çocuklar, Mayıs 2021 (AP)
TT

Sınır Tanımayan Doktorlar: El-Hol, içinde kalanların çoğunu çocukların oluşturduğu açık bir hapishane

Haseke’de yer alan el-Hol Kampı’nda çadırlarından çıkan çocuklar, Mayıs 2021 (AP)
Haseke’de yer alan el-Hol Kampı’nda çadırlarından çıkan çocuklar, Mayıs 2021 (AP)

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), dün, Suriye’nin kuzeydoğusundaki el-Hol Mülteci Kampı’nda hizmet ve sağlık alanlarındaki yetersizliğin ve şiddetin artması nedeniyle çocukların ‘trajik’ bir hayat sürmeye devam etmelerine karşı uyardı.
MSF, ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon’u ve Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin idaresindeki kampta kalanların vatandaşı oldukları ülkeleri, kampın kapatılması için yeterli ilerleme kaydedilemezken alternatif çözümler bulmaya çağırdı.
MSF, ‘İki Ateş Arasında’ başlıklı raporunda, yüzde 64'ü çocuk olan kamp sakinlerinin çektikleri sıkıntıları belgeledi. Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre MSF’nin Suriye'deki operasyonlarından sorumlu Martine Flokstra, konuya ilişkin açıklamasında, “İhtiyaçları olan tıbbi yardımı zamanında alamadıkları için ölen çocukların yanı sıra 11 yaşına geldikleri için annelerinden koparılan erkek çocukları gibi birçok trajik hikaye gördük ve duyduk” dedi.
El-Hol Mülteci Kampı, her biri kendilerine ayrılan bölümlerde yaşayan yaklaşık 60 ülkeden 11 bin yabancı uyruklu kişi ve yaklaşık yarısı Iraklı olmak üzere 50 binden fazla kişiye ev sahipliği yapıyor. Kamp sakinleri, özellikle yabancılar bölümünde yaşayanlar, hareket özgürlüğüne sahip değiller.
Flokstra, sözlerini şöyle sürdürdü:
“El-Hol Mülteci Kampı gerçekte açık bir hapishanedir. Bu hapishanedekilerin çoğunu da orada doğmuş ve çocukluklarından ve eğitim alma hakkından mahrum bırakılmış çocuklardır. Kısıtlı tıbbi hizmet alan bu çocuklar, şiddete ve sömürüye açık bir yaşam sürmeye mahkum edildiler.”
Raporda, beş yaşındaki bir çocuğun saatlerce hastaneye götürülmeyi bekledikten sonra hastaneye giderken tek başına öldüğü belirtildi. Kamptaki ölenlerin yüzde 35’ini çocukların oluşturduğuna dikkati çeken MSF’ye göre 2021 yılında kampta 79 çocuk öldü. Bu çocukların bazıları, kampta çıkan çatışmalar ve şiddet olayları sırasında öldürüldü.
Kampta, güvenlik güçlerine ve insani yardım çalışanlarına yönelik saldırılar ve cinayetler başta olmak üzere çeşitli suç olayları yaşanıyor. Birleşmiş Milletler’e (BM) göre 2021 yılının Ocak ayı ile 2022 yılının Haziran ayı arasında kampta 100'den fazla cinayet işlendi. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin tüm çağrılarına rağmen birçok ülke, kamptaki vatandaşlarını geri çağırmadı.  Özbekistan gibi bazı ülkeler vatandaşlarını kabul ederken özellikle Avrupa ülkeleri, sınırlı sayıda kadın ve çocuğu geri almakla yetinmeye devam ediyor.
Flokstra, Uluslararası Koalisyon üyesi ülkelerin yanı sıra vatandaşları Suriye'nin kuzeydoğusundaki el-Hol ve diğer kamplarda tutulanların vatandaşlarını yüzüstü bıraktığını söyledi. Gözle görülür hiçbir çözüm getirilmediğini vurgulayan Flokstra, durumun daha da kötüleşeceği ve şiddetin olmadığı bir çocukluk geçirmeleri umudunun dahi olmadığı, sömürüye karşı savunmasız yeni bir nesil daha yetişebileceği konusunda uyardı.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) tarafından konuya ilişkin hazırlanan bir rapora göre 2018 ve 2021 yılları arasında Rakka, Menbiç, Deyrizor ve Haseke’nin yanı sıra Suriye’nin diğer bazı illerinden (Humus, Hama, Lazkiye ve Şam) bin aile Rakkalı aşiretlerin şeyhlerinin ve ileri gelenlerinin himayesinde el-Hol Mülteci Kampı’ndan ayrıldı. Sadece Rakkalı aileler memleketlerine geri dönebildiler. Hayırseverlerin girişimleri ve yardım kuruluşlarının faaliyetleri açısından en güvenli ve en şanslı olanlar onlardı.
Tamamı Rakka ve Tabka'dan olmak üzere ailelerin kütüklerine kayıtlı çocuk sayısı 3 bin 400 iken, Suriye’nin diğer bölgelerinden 4 bin 149'u okula gitmeyen yaklaşık 5 bin çocuğun gelişinin kayıt altına alınmasıyla bu sayı arttı.
Kuruluşlar, 2022 yılının başlarından beri bu ailelerin, yani ‘çocukların ve kadınların’ içinde bulundukları koşulları benimsemeleri ve uyum sağlamaları için çalıştı. Bunun için bazı ihtiyaçları karşılanırken anaokulları ve örnek okullar aracılığıyla rehabilitasyon ve uyum için kurslara gönderildiler. Kadınlar için okuma yazma kursları ve mesleki kurslar açıldı, iş olanakları sağlandı.
Üyesi G.E. Hanım, şunları söyledi:
“70 çocuğu okula, yaşlarına ve zekâ seviyelerine göre üçüncü ve dördüncü sınıflardan başlattık. Müzik de dahil olmak üzere bazı derslere itiraz edildi. Yavaş yavaş çocukların olumsuz düşüncelerini değiştirdik. El-Hol Mülteci Kampı’ndan Rakka’ya gelen ailelerin kız ve erkek 4 bin 159'dan fazla çocuğu halen okula gitmiyor. Bunun en öne çıkan nedenleri zorbalık, ırkçılık ve toplum tarafından aşağılanma. Ayrıca, uluslararası toplum ve insani yardım kuruluşları, sivil oldukları doğrulanana kadar kamptan ayrılamayan kadınlara ve DEAŞ’ın bölgeyi kontrol ettiği dönemde herhangi bir suça ya da ihlale karışmayan aile fertlerine karşı sorumluluklarını üstlenmekten kaçındılar.”



Sudan'ın kuzeyinde altın madeninde çökme: 11 ölü

Sudan'ın altın üretiminin büyük kısmı geleneksel madencilikten sağlanıyor (Reuters)
Sudan'ın altın üretiminin büyük kısmı geleneksel madencilikten sağlanıyor (Reuters)
TT

Sudan'ın kuzeyinde altın madeninde çökme: 11 ölü

Sudan'ın altın üretiminin büyük kısmı geleneksel madencilikten sağlanıyor (Reuters)
Sudan'ın altın üretiminin büyük kısmı geleneksel madencilikten sağlanıyor (Reuters)

Sudan'ın kuzeydoğusunda geleneksel altın madenlerinden birinin kısmen çökmesi sonucu 11 kişi öldü, 7 kişi yaralandı. Resmi açıklama, dün Sudan Maden Kaynakları Limited Şirketi tarafından yapıldı.

2023 yılında Sudan ordusu ile “Hızlı Destek Kuvvetleri” (HDK) arasında savaşın patlak vermesinden bu yana, resmi kaynaklar ve uzmanlara göre, her iki taraf da altın gelirlerine giderek daha fazla bağımlı hale geldi.

Madencilik sektörünün çoğu Sudan'ın çeşitli bölgelerinde yaygın olarak görülmekte, sektöründeki kaynakların tahminlerine göre savaş öncesinde bu sektörde en az 2 milyon kişi çalışıyordu.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığı habere göre iki yılı aşkın süredir ülkeyi kasıp kavuran savaş nedeniyle milyonlarca insan birçok bölgede açlığın eşiğine gelmiş durumda. Bu nedenle geleneksel madencilik, zorlu yaşam koşullarında yaşayan çok sayıda insan için cazip bir alan.

Şirket, yaptığı açıklamada, madenin faaliyetlerini daha önce durdurduğunu ve “hayati tehlike arz ettiği için maden içinde faaliyetlerin sürdürülmemesi konusunda uyarıda bulunduğunu” belirterek, “faaliyetlerinin durdurulduğu yerlerde çalışılmaması konusunda uyarısını” yineledi.

Açıklamada, çöküntünün Sudan'ın kuzeydoğusundaki Huveyd çöl bölgesindeki Karş el-Fil madeninde meydana geldiği belirtildi, ancak kazanın zamanı belirtilmedi.

Sudan, Afrika kıtasının en büyük altın üreticilerinden biridir. Hükümetin şubat ayında yaptığı açıklamaya göre, 2024 yılında altın üretimi 41,8 tondan 64 tona çıkarak rekor kırdı.

Sudan'ın savaşın ekonomisini ve altyapısını tahrip ettiği ülkesinin hazinesine geçen yıl 1,57 milyar dolar gelir sağlayan altın ihracatı, Sudan Maden Kaynakları Şirketi'ne göre üretimin yaklaşık yarısı, kara sınırlarından kaçak olarak ülke dışına çıkarılmaktadır.