Irak’taki Şii gruplardan gizemli Ehli Kehf Tugayları hakkında ne biliyoruz?

Şii milis gruplarının üyeleri (Arşiv)
Şii milis gruplarının üyeleri (Arşiv)
TT

Irak’taki Şii gruplardan gizemli Ehli Kehf Tugayları hakkında ne biliyoruz?

Şii milis gruplarının üyeleri (Arşiv)
Şii milis gruplarının üyeleri (Arşiv)

Irak’ta Ashabu’l Kehf Tugayları veya Ehli Kehf Tugayları olarak bilinen silahlı milisi grubu, güçlü Şii gruplarından birini temsil etmesine rağmen, ilk ortaya çıktığı 2019 yılından bu yana her zaman gizemli bir grup olarak kabul edildi.
Analizlerin çoğu, bu grubun ülkede ‘direniş’ sloganını yükselten tüm silahlı partileri oluşturan gündemi uygulayan bir ‘milis grup’ olduğunu gösteriyor.
Ehli Kehf Tugayları, Mart 2020’den bu yana patlayıcı cihazlarla konvoylara yönelik şiddetli saldırılar ve 17 Kasım 2020’de ABD Büyükelçiliği’ni hedef alan en az bir füze saldırısının sorumluluğunu üstlendi.
Söz konusu milis grubu, Irak’ın başkenti Bağdat’ta dün gece Stephen Troell adlı ABD vatandaşının öldürülmesindeki sorumluluğu da üstlendi.
Milis grubu bugün yaptığı açıklamada, “Ocak 2020’de Bağdat Havaalanı yakınında ABD’nin saldırısında Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis’in öldürülmesine misilleme olarak ABD vatandaşı Stephen Troell’in öldürüldü” ifadelerini kullandı.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre, Silahlı gruplar, Süleymani ve Mühendis’in öldürülmesinden bu yana saldırılarını genel olarak yoğunlaştırdı, ancak saldırıların çoğu Irak’tan çekilme amacıyla ekipmanlarını taşıyan ABD güçlerinin lojistik destek konvoylarına odaklanıyor.
Yaklaşık iki yıl önce, bu grubun faaliyeti konusunda siyasi bir açıklama ortaya çıktı.
Açıklamada, bu milis grubun Asaib Ehlil Hak ve Kataib Hizbullah gibi Şii grupların vekalet saldırıları gerçekleştirmesine yardımcı olduğu, bu olayların ABD’liler ve Irak’taki yerel muhalifler üzerinde siyasi baskı kartları olarak kullanıldığı ifade edildi.
Bu yakın bağlantı, Ehli Kehf Tugayları’nın, Asaib Ehlil Hak üyelerinden birinin serbest bırakılması için düzenlenen bir kampanyaya katıldığı 25 Ocak 2020’de ortaya çıktı.
Ehli Kehf Tugayları, o dönemde Kays el-Khazali liderliğindeki Asaib Ehlil Hak örgütünün istemesi halinde sokağa çıkmaya hazır olduğunu da ifade etti.
Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü, , Ehli Kehf Tugayları’nın faaliyetini teşvik eden yayınlar ve hesapların analizine göre mevcut kanıtların, bu grubun Asaib Ehlil Hak ile bağlantılı olduğunu gösterdiğini bildirdi.
Enstitü’nün konuya ilişkin açıklamasında, “Ayrıca, Ehli Kehf Tugayları tarafından üstlenilen saldırılar, Kays el-Khazali liderliğindeki Asaib Ehlil Hak örgütünün kontrolü altındaki bölgelerin yakınında gerçekleştiriliyor” denildi.
Haşdi Şabi güçleri, yabancı diplomatik misyonları ve uluslararası koalisyon güçlerini hedef alan saldırılarda sorumluluğu olmadığını ilan ederken, çeşitli kaynaklar bu tutumun silahlı gruplar arasındaki keskin farklılıklardan kaynaklandığını iddia etti.
Ehli Kehf Tugayları, Twitter ve Telegram aracılığıyla ‘ihanete uğradığını ve geri kalan grupların sorumluluğu kabul etmeyen tutumundan dolayı derinden hayal kırıklığı yaşadığını’ vurguladı.
Bu nedenle, Ehli Kehf Tugayları tarafından gerçekleştirilen saldırılar Eylül 2020’den sonra bir miktar azaldı.



Dürzi lideri Şeyh Yusuf Carbu Şarku’l Avsat'a konuştu: El-Hicri ile yeni Suveyda anlaşması üzerinde mutabakata varıldı

Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu
Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu
TT

Dürzi lideri Şeyh Yusuf Carbu Şarku’l Avsat'a konuştu: El-Hicri ile yeni Suveyda anlaşması üzerinde mutabakata varıldı

Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu
Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu

Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, güneydeki Suveyda vilayetinde varılan yeni ateşkes anlaşmasının Dürzi cemaatinin ruhani liderlerinden Şeyh Hikmet el-Hicri ile iletişim kurulduktan ve onun onayı alındıktan sonra ilan edildiğini doğruladı. Şeyh Yusuf Carbu, yeni anlaşma hakkında kendisiyle iletişime geçilmediğini ve anlaşmanın şartları hakkında hiçbir bilgisi olmadığını belirtti.

Şeyh Yusuf Carbu birkaç gün önce Suriye hükümetiyle Suveyda'da ateşkes için varılan anlaşmanın bir parçasıydı, ancak Şeyh Hikmet el-Hicri söz konusu anlaşmayı reddetti ve bu da vilayette Arap aşiretlerle Dürzi militanlar arasında yeni bir patlamaya yol açtı.

Şeyh Yusuf Carbu bugün Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Dün bir anlaşmaya varıldı ve bugün neredeyse bir ateşkes var… Aslında bu konuda benimle temasa geçilmedi. Ateşkes anlaşması, Şeyh Hikmet el-Hicri ile temasa geçilmesi ve onayının alınmasının ardından ilan edildi.”

Dürzi cemaatinin ruhani liderlerinden Şeyh Hikmet el-Hicri, 20 Şubat'ta Suveyda'da cemaatinin üyeleriyle bir araya geldi. (Reuters)Dürzi cemaatinin ruhani liderlerinden Şeyh Hikmet el-Hicri, 20 Şubat'ta Suveyda'da cemaatinin üyeleriyle bir araya geldi. (Reuters)

Şeyh Yusuf Carbu sözlerine şöyle devam etti: “Anlaşmanın şartları hakkında hiçbir şey bilmiyorduk. Bu konuda bize hiçbir şey ulaşmadı. Şu anda bir ateşkes var, ancak küçük ihlaller de var.”

Şeyh Yusuf Carbu, anlaşmaya varmak için yapılan müzakerelere kendisinin dahil edilmemesini şu ifadelerle yorumladı: “Biz ateşkes ve kan dökülmemesini hedefliyorduk, gerisi sonra gelecek. Önemli olan içinde bulunduğumuz trajediden kurtulmak.”

Şeyh Yusuf Carbu, “Suriye'deki Dürzi Cemaati Meclisi’nin üç şeyhinden biri olan Şeyh Hamud el-Hanavi ile temas kuruldu mu?” sorusuna şu cevabı verdi: “Bugün kendisiyle temas kurmadım ve anlaşmadan haberdar edilip edilmediğini bilmiyorum. Şeyh Hikmet el-Hicri ile anlaşmaya varıldı. Çünkü o, daha önce yapılan tüm anlaşmaları reddetmişti. Son anlaşmayı kabul etti ve girişim başlatıldı. İnşallah iyi şeyler olacak.”