Almanya Başbakanı Scholz'dan İran'a sert tepki: Siz nasıl bir hükümetsiniz ki kendi vatandaşlarınıza ateş ediyorsunuz?

Almanya Başbakanı Olaf Scholz (DPA)
Almanya Başbakanı Olaf Scholz (DPA)
TT

Almanya Başbakanı Scholz'dan İran'a sert tepki: Siz nasıl bir hükümetsiniz ki kendi vatandaşlarınıza ateş ediyorsunuz?

Almanya Başbakanı Olaf Scholz (DPA)
Almanya Başbakanı Olaf Scholz (DPA)

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın Almanya'yı tehdit etmesine sert tepki gösterdi.
Scholz, haftalık videolu mesajında yaptığı açıklamada, "İran Dışişleri Bakanı'nın Almanya'yı tutum ve eylemlerimizden dolayı sonuçlarıyla tehdit ettiğini duydum. Tahran'daki yönetime sadece şunu söyleyebilirim: Siz nasıl bir hükümetsiniz ki kendi vatandaşlarınıza ateş ediyorsunuz? Bu şekilde hareket eden herkes bizim direnişimizi bekleyebilir." ifadelerini kullandı.
Göstericilere ve Almanya'daki İran kökenli vatandaşlara da seslenen Scholz, "Talep ettiğiniz her şeyin arkasındayız, insan hakları ve kadın hakları için. İran halkının yanındayız." dedi.
Alman Başbakan, İran'da Mahsa Emini'nin ölümünün ardından yaklaşık iki aydır insanların Emini ve diğerleri için sokaklara döküldüğüne dikkati çekti.
Meselenin kıyafet yönetmeliği olmadığını dile getiren Scholz, "Herkes İran'da daha fazla özgürlük ve adalet için sokaklarda mücadele ediyor." şeklinde konuştu.
Scholz, bunun ne kadar büyük bir cesaret gerektirdiğini hayal bile edemeyeceklerini kaydederek, Almanya'da yüz binlerce İran kökenlinin İran'daki aile üyeleri için endişe duyduğunu ve her gün kendisine ulaşan görüntüler karşısında şoke olduğunu belirtti.

"Şiddete derhal son verilmesini talep ediyoruz"
Birleşmiş Milletlerde (BM) İran'daki gelişmeler hakkında yaptığı konuşmaya atıfta bulunan Scholz, şunları söyledi:
"İran, Birleşmiş Milletler üyesidir. İran insan haklarını destekleme ve koruma taahhüdünde bulunmuştur. İnsan hakları ihlal edildiğinde bunu görmeli ve harekete geçmeliyiz. Biz de bunu yapıyoruz. Tahran, Senendec, İsfahan ve Şiraz'da sokaklarda ve mahkeme salonlarında neler olduğunu görüyoruz. Özgürlük ve adalet için verilen mücadeleyi görüyoruz. Şiddete derhal son verilmesini talep ediyoruz. Siyasi tutukluların, hapisteki gazetecilerin serbest bırakılmasını talep ediyoruz."

"Gelecek hafta bu yaptırımlara yenileri eklenecek"
Avrupa Birliğinin (AB) İran'a karşı halihazırda çeşitli yaptırım paketlerini kabul ettiğini hatırlatan Scholz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu yaptırımlarda özellikle de kendi halklarına karşı uygulanan şiddetten sorumlu olanlara odaklanılmaktadır. Gelecek hafta bu yaptırımlara yenileri eklenecek. Devrim Muhafızları ve siyasi liderlik üzerindeki baskıyı daha da arttırmak istiyoruz. Faillerin sorumlu tutulabilmesi için delillerin toplanmasını destekliyoruz. BM İnsan Hakları Konseyinde özel bir oturum düzenlenmesini istiyoruz."

İran'ın Almanya'yı tehdit etmesi
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, AB'nin Tahran'a yeni yaptırım paketi hazırlığında olduğunu açıklayan Almanya'ya "orantılı ve kesin" cevap vereceklerini belirtmişti.
Abdullahiyan, Twitter hesabından, "Eski bağları baltalamak uzun vadeli sonuçlar doğurur. Almanya ortak zorlukları çözmeyi veya (İran ile) karşı karşıya gelmeyi seçebilir. Cevabımız orantılı ve kesin olacaktır." ifadelerini kullanmıştı.



Merakla beklenen görüşme... Trump, yarın Beyaz Saray'da Zohran Mamdani'yi kabul edecek

ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)
TT

Merakla beklenen görüşme... Trump, yarın Beyaz Saray'da Zohran Mamdani'yi kabul edecek

ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün akşam yaptığı açıklamada, New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani ile uzun süredir beklenen görüşmenin, aylarca süren gergin ilişkilerin ardından yarın Washington’da gerçekleşeceğini duyurdu.

Trump, “Komünist New York Belediye Başkanı Zohran Mamdani bir görüşme talep etti. Görüşmenin Beyaz Saray’da, 21 Kasım Cuma günü yapılması konusunda anlaştık. Daha fazla detayı ilerleyen günlerde paylaşacağız” dedi.

Mamdani ise ABD kanalı MS NOW’a verdiği röportajda, ekibinin Beyaz Saray ile iletişime geçtiğini belirterek, “New York sakinlerine verdiğim söz gereği, bu şehirde yaşayan 8,5 milyon kişi için faydalı olduğu sürece herkesle görüşmeye hazırım. İnsanlar burada yaşam maliyetlerini karşılamak için mücadele ediyor… Başkan ile sadece dürüstçe konuşmak istiyorum; New York sakinlerini gerçekten savunmanın ne anlama geldiğini anlatmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani’nin Sözcüsü, yeni belediye başkanının başkanla görüşmesinin ‘olağan’ olduğunu belirterek, Mamdani’nin görüşmede ‘kamu güvenliği, ekonomik güvenlik ve yaşam maliyetleri konularını’ ele almayı planladığını söyledi.

Trump aylardır Mamdani'yi eleştirerek onu ‘komünist’ olarak nitelendirdi ve seçilmesi halinde memleketinin mahvolacağını öngördü. Ayrıca, Uganda'da doğan ve 2018'de ABD vatandaşlığı alan Mamdani'yi sınır dışı etmekle ve şehirden federal fonları çekmekle tehdit etti.

Kasım seçimlerinde Cumhuriyetçilerin Georgia, New Jersey, Pensilvanya ve Virginia’da ağır yenilgi almasının ardından, Trump yaşam maliyetleri konusuna daha fazla vurgu yapmaya başladı. Bu konu, Demokratların kampanyalarının merkezi bir unsuru olmuş, Mamdani’nin kampanyasında da öne çıkmıştı. Trump, cuma günü sosyal medyada yayımladığı bir paylaşımda, Cumhuriyetçi Parti’yi ‘yaşam maliyetleri partisi’ olarak nitelendirdi.

Bu gelişmeler, Başkan Trump ve Cumhuriyetçi Partili müttefiklerinin ekonominin şu anda ‘hiç olmadığı kadar güçlü’ olduğunu savunduğu bir dönemde yaşanıyor.

Öte yandan New York’un seçilmiş belediye başkanı Zohran Mamdani, bu ayın başında yaptığı zafer konuşmasında, kısa bir süre önce Queens’i temsil eden nispeten az tanınan bir eyalet milletvekiliyken, ülkenin en büyük şehrinin seçilmiş belediye başkanı konumuna gelen 34 yaşındaki bir siyasetçi olarak, New York’un ‘ülkeye başkanı nasıl yenebileceğini göstermek istediğini’ söyledi.


Dünya Sağlık Örgütü'nün bütçesini karşılayabilmesi için 1 milyar dolara ihtiyacı var

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
TT

Dünya Sağlık Örgütü'nün bütçesini karşılayabilmesi için 1 milyar dolara ihtiyacı var

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), ABD'nin bu yılki çekilme kararını telafi etmekte zorlanıyor. Örgüt, 2026-2027 bütçesini karşılamak için 1 milyar dolara ihtiyaç duyduğunu duyurdu.

BM'ye en büyük bağışçı olan ABD Başkanı Donald Trump, Ocak 2025'te Beyaz Saray'a döndükten sonra fonlamayı durdurma kararı aldı. Sonuç olarak, WHO daha önce onaylanan bütçesini 5,3 milyar dolardan 4,2 milyar dolara düşürmek zorunda kaldı.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus dün üye ülkelere yaptığı açıklamada, "Bu, Dünya Sağlık Örgütü tarihindeki en zorlu yıllardan biriydi. Kaynakları önceliklendirme ve yeniden yönlendirme gibi zorlu ama gerekli bir süreçten geçtik. Bu da iş gücümüzde önemli bir azalmaya yol açtı" dedi.

Ghebreyesus ayrıca, "Bu sürecin sonuna yaklaşıyoruz" diye ekledi.

Kuruluşun 2026-2027 bütçesinin yüzde 75'ini sağladığını, ancak hâlâ 1 milyar dolarlık bir açıkla karşı karşıya olduğunu ve "kaynak seferberliği açısından eskisinden çok daha kötü bir durumda" olduğunu belirtti.

Üye devletler, mayıs ayında zorunlu katkıları yüzde 20 artırma konusunda anlaştılar. Ancak kuruluş, hâlâ üye devletlerin ve diğer bağışçıların gönüllü katkılarına büyük ölçüde bağımlı.

Uluslararası yardımların azalmasıyla karşı karşıya kalan binlerce sağlık tesisi, insani desteğe en çok ihtiyaç duyan bölgelerde hizmetlerini azaltmak veya faaliyetlerini zorunlu olarak askıya aldı. Sonuç olarak, kuruluş en çok ihtiyaç duyanlara öncelik vermek zorunda kaldı.

Tedros, maliyet azaltma önlemlerinin benimsenmesinin, kuruluşun ortadan kaldırmak zorunda kaldığı iş sayısını beklenen 2 bin 900'den bin 282'ye düşürmesine neden olduğunu belirtti. Bin 89 çalışanın emeklilik, erken emeklilik veya geçici sözleşmelerinin sona ermesi nedeniyle kendi isteğiyle ayrıldığını da ifade etti.


İsrail, Lübnan’ın güneyine en ağır saldırılarından birini gerçekleştirdi

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
TT

İsrail, Lübnan’ın güneyine en ağır saldırılarından birini gerçekleştirdi

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)

İsrail ordusu salı gecesi ve çarşamba sabahı Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na hava saldırıları düzenledi. Saldırılarda en az 13 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı.

İsrail ordusunun bu saldırısı, İsrail ile Lübnan arasında geçtiğimiz yıl kasım ayında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana gerçekleştirilen en şiddetli ve ölümcül saldırılardan biri oldu.

Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlenen hava saldırısından birkaç saat sonra, yine Lübnan’ın güneyde bulunan el-Tiri beldesinde öğrencileri taşıyan bir otobüse düzenlenen başka bir saldırıda bir kişi öldü, 13 kişi yaralandı. Bu olay, geleneksel savaş alanlarının ve Hizbullah üyelerinin peşine düşülmesinin ötesinde yeni bir gerilime işaret etti.

Son saldırılar, aylardır görülen en ağır saldırılar olurken Lübnan’ın güneyindeki iki vilayetteki dört ilçeyi etkiledi. Dün öğleden sonra dört köyde yeniden tahliye bildirimleri dağıtıldı. Bildirimler, bir göç dalgasına yol açtı.