Biden yönetiminde Kiev ve Moskova arasındaki müzakereler konusunda anlaşmazlık yaşanıyor

Yeni 400 milyon dolarlık yardım, uzun menzilli silahları kapsamıyor.

ABD Başkanı Biden, Savunma Bakanı Lloyd Austin ve General Mark Milley ile görüştü. (Reuters)
ABD Başkanı Biden, Savunma Bakanı Lloyd Austin ve General Mark Milley ile görüştü. (Reuters)
TT

Biden yönetiminde Kiev ve Moskova arasındaki müzakereler konusunda anlaşmazlık yaşanıyor

ABD Başkanı Biden, Savunma Bakanı Lloyd Austin ve General Mark Milley ile görüştü. (Reuters)
ABD Başkanı Biden, Savunma Bakanı Lloyd Austin ve General Mark Milley ile görüştü. (Reuters)

Pentagon, 400 milyon dolarlık güvenlik yardım paketi çerçevesinde Ukrayna’ya HAWK hava savunma sistemi füzeleri, dört Avenger hava savunma sistemi ve Stinger füzesi gönderdiğini duyurdu. Yeni paketin ilanıyla eş zamanlı olarak Biden yönetimindeki askeri ve sivil liderler arasında, Ukrayna-Rusya hattındaki müzakerelere dair farklı görüşler mevcut.
ABD medyasına göre ABD Genelkurmay Başkanı General Mark A. Milley, Ukraynalıların kazançlarını pazarlık masasında sağlamlaştırmayı denemeleri gerektiğini belirtirken açıklama Biden yönetiminin en üst düzeylerinde ortaya çıkan anlaşmazlıkları da gözler önüne serdi. Öyle ki ordu, ‘Ukrayna’ya Rusya ile savaşına diplomatik bir son vermesi için baskı yapma’ çağrısında bulunurken, sivil danışmanlar bunun çok erken olduğunu bildirdi.
General Milley, ordunun iç toplantılarında Ukraynalıların kıştan önce savaş meydanında makul olarak kazanması beklenen tüm başarıları kazandığını, dolayısıyla da kazançlarını pazarlık masasında sağlamlaştırmayı denemeleri gerektiğini dile getirdi.
General Milley, geçen perşembe akşamı CNBC’ye şu açıklamada bulundu:
“Ukrayna güçlerinin Rus ordusuna karşı verdiği mücadelenin durma noktasına geldiğini gördük. Şu an geleceğin ne getireceği kesin olarak bilinmiyor. Ancak bazı diplomatik çözümler için bazı olasılıklar olduğunu düşünüyoruz.”
Ancak Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, ABD’nin Ukrayna’ya baskı yapmadığını belirttiği açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Onunla ilgili durumlarda baskı yapmıyoruz. Yaptığımız şey, ortaklar olarak istişare etmek ve desteğimizi göstermektir. Bunu da sadece kamuoyuna açıklama veya manevi destek yoluyla değil, daha önce bahsettiğim türden askeri yardım için maddi destek yoluyla yapıyoruz.”
Açıklamaları, Biden yönetiminin veya sivil siyasi yetkililerin Kiev ve Moskova arasındaki müzakereler hakkında konuşmayı kabul etmemesinin açık bir göstergesi olarak kabul edildi. Üst düzey siyasi yetkililerin şu an müzakerelere karşı oldukları kaydedildi. Yetkililer, iki tarafın da müzakereye hazır olmadığını vurguluyor. Savaşta herhangi bir duraklamanın, yalnızca Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yeniden saflarını bir araya getirme şansı vereceğini ya da savaş uzadıkça müzakere şansının arttığını anlamasını sağlayacağını belirtiyor.
Biden’ın danışmanlarından birçoğu, savaşın sonunda müzakere yoluyla çözüleceğini söylese de içerisinde bulunulan zamanın uygun olmadığını ve koşulların henüz olgunlaşmadığını belirtiyorlar. Danışmanlara göre ABD, Ukraynalılara ‘şu an bir ivme varken’ geri adım atmaları için baskı yapmamalı.
Wall Street Journal’a göre Biden yönetiminin yeni yardımları ilan etmesine rağmen yardım paketi, Ukrayna’ya daha gelişmiş ve uzun menzilli MQ-1C Gray Eagle insansız hava araçlarının (drone) teslimatını içermedi. Söz konusu drone, Kiev’in talep ettiği uzun menzilli füze sistemlerinden biri. Başkan Biden, çarşamba günü yaptığı konuşmada bu konuya değinmek isterken, ‘boş çek’ sunmayacağını dile getirdi. Biden, kararlarının arkasında birkaç kural olduğunu söylerken, üstelik bu silahların Rus derinliğini hedef almak için kullanılması korkusu yaşadıklarını belirtti. Ancak Biden’ın müzakere konusunda verdiği belirsiz yanıt, Washington’ın müttefiklerinin kafasını karıştırıyor.
Joe Biden konuya dair “Ukrayna’nın Rusya ile anlaşmaya hazır olup olmadığı konusunda bir karar çıkar mı göreceğiz” dedi. Ukrayna’ya topraklardan vazgeçmesi konusunda herhangi bir baskı yapmayı reddeden ABD Başkanı, “Bu Ukrayna’ya kalmış. Ukrayna olmadan Ukrayna hakkında hiçbir şey olmaz. Onlara ne yapacaklarını söylemeyeceğiz” ifadelerini kullandı. Ancak New York Times’a göre Sullivan’ın geçen hafta Kiev’e yaptığı gezi, Zelenskiy’i müzakere etmeye istekli göstermeye sevk etti.
Askeri yardımla ilgili olarak Pentagon Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, Ukrayna altyapısına yönelik devam eden Rus hava saldırıları nedeniyle ek hava savunma yeteneklerinin güçlendirilmesinin kritik bir konu olduğunu söyledi. Singh, güvenlik yardım fonları kullanılarak yenilenecek olan HAWK füzelerinin, İspanya’nın Ukrayna’ya yardım etmek için HAWK bombardıman uçakları sağlama konusundaki son taahhüdünü tamamlayacağını vurguladı. Aynı şekilde kısa menzilli hava savunma sistemleri Avenger’in de Ukrayna güçlerini ve kritik altyapısını drone ve helikopter saldırılarından koruyacağı belirtildi. Yardım, HIMARS füze sistemi için mühimmat, 21 bin 155 mm topçu, 500 hassas güdümlü 155 mm topçu, 10 bin 120 mm havan topu, 100 Humvee araç, 400 bombaatar, 20 milyondan fazla küçük silahlar, optikler ve engelleri kaldırmak için yıkım ekipmanı ve soğuk hava koruma ekipmanı içeriyor.
Singh, gelecek hafta Savunma Bakanı Lloyd James Austin’in 50 ülkeden oluşan Ukrayna Savunma Temas Grubu’nun yedinci toplantısına Pentagon’da sanal olarak ev sahipliği yapacağını söyledi. Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, bu yeni yardımın Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ve ekibiyle geçen hafta Kiev’de, ‘Ukrayna’nın savaş alanında mümkün olan en güçlü pozisyonda olması gerekenler’ hakkında yaptığı istişarenin ardından geldiğini duyurdu.
Sullivan, Beyaz Saray’da perşembe günü düzenlediği basın toplantısında bu hava savunma araçlarının Ukrayna için kritik olduğunu dile getirdi. Rusya, kritik sivil altyapıya saldırmak için İran yapımı seyir füzelerini ve insansız hava araçlarını kullanmaya devam ediyor. Bu ekipmanın, Bakan Austin başkanlığındaki Ukrayna Savunma Temas Grubu çerçevesinde müttefik ve ortaklar tarafından açıklanan diğer hava savunma katkılarını tamamlayacağı vurgulandı.



İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
TT

İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)

İsrail Güvenlik Kabinesi dün  (Perşembe) geç saatlerde, Maliye Bakanı ve Savunma Bakanlığı'nda Yerleşimden Sorumlu Bakan Bezalel Smotriç tarafından sunulan, İşgal altındaki Batı Şeria’da 19 yeni yerleşim biriminin inşası ve mevcut bazı kaçak yerleşimlerin yasallaştırılmasına yönelik planı onayladı.

Aşırı sağ çizgideki Kanal 14, yeni planın onaylandığını ilk duyuran medya kuruluşu oldu. Haberde, yeni yerleşim birimlerinin kurulmasının ve daha önce kaçak statüsünde olan bazı noktaların yasallaştırılmasının yanı sıra, İsrail’in 2005’te Gazze ve Kuzey Batı Şeria’dan çekilme planı kapsamında boşalttığı yerleşimlere geri dönüşün de öngörüldüğü aktarıldı.

Söz konusu yerleşimlerin bir bölümü Batı Şeria’nın merkezinde, bir kısmı ise kuzey ve güney bölgelerinde, Kudüs çevresine kadar uzanıyor.

sddf
İsrail'in aşırı sağcı maliye bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (Arşiv - AFP)

İsrail Güvenlik Kabinesi onayıyla, daha önce boşaltılan Ganim ve Kadim yerleşimlerinin Cenin yakınlarında yeniden inşa edilmesinin yolu açıldı. Aynı bölgede aylardır devam eden süreçle birlikte Homeş ve Sanur’un da yeniden kurulması kararlaştırılmıştı. Kanal 14, bu gelişmeleri tam anlamıyla kuzeydeki eski yerleşimlere dönüşün tamamlanması şeklinde değerlendirdi ve Smotriç’in hamlesini yerleşim dünyasında gerçek bir devrim olarak nitelendirdi.

Birkaç ay önce de Güvenlik Kabinesi, Batı Şeria’da 22 yeni yerleşimin yasallaştırılması ve inşasına yönelik benzer bir planı kabul etmişti.

Yeni kararla birlikte, her bir yerleşim için hızlandırılmış teknik ve imar hazırlık sürecinin başlatılacağı bildirildi. Kanal 14’ün haberinde, adımın “2005’teki çekilme planıyla ağır darbe alan yerleşim projesinin tarihi bir şekilde düzeltilmesi” olarak görüldüğü ifade edildi.

ds
İsrailli yerleşimciler, işgal altındaki Batı Şeria'da yakınlardaki bir yerleşim karakolunun yakınlarında eşeklere binerek keçi ve koyun sürülerini otlatıyorlar (Arşiv - AFP)

Filistin tarafı karara sert tepki gösterdi.  Filistin'e bağlı Duvar ve Yerleşimlere Karşı Direniş Kurumu Başkanı Müeyyed Şaban, İsrail’in bu adımını “Filistin coğrafyasını ortadan kaldırmaya yönelik kolonyal bir proje kapsamında yürütülen yarış” olarak tanımladı. Şaban, bunun ilhak, ayrımcılık ve toprakların tamamen Yahudileştirilmesi hedeflerini açıkça ortaya koyan tehlikeli bir tırmanış olduğunu söyledi.

ssdc
Kudüs'ün doğusundaki İsrail yerleşimi Ma'ale Adumim'i gösteren bir fotoğraf  (AFP)

İsrail basını da Smotriç’in planlarının kapsamını gündeme taşıdı. Yediot Aharonot birkaç gün önce yayımladığı haberinde, bakanın Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetlerini genişletmeyi amaçladığını, 2026 bütçesine bu doğrultuda milyarlarca şekelin ayrıldığını yazdı. Gazeteye göre bütçe, yeni yerleşimler kurulmasını, mevcutların statülerinin düzenlenmesini, altyapı projelerini, yol açmayı ve sağlık, eğitim ile kültür kurumlarının inşasını da kapsıyor.

Aynı haberde, Smotriç’in özellikle Kuzey Batı Şeria’ya yeniden yerleşimi merkez alan bir plan yürüttüğü, çekilme planı kapsamında “yeşil hattın içine” taşınan bazı askeri üslerin yeniden bölgeye taşınmasının değerlendirildiği aktarıldı. Yerleşimci liderlerin hedefinin, 2005’te boşaltılan kuzeydeki yerleşimlere tekrar nüfus yerleştirmek ve uzun vadede Batı Şeria’ya bir milyon yerleşimci taşımak olduğu ifade edildi.


Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
TT

Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün Türkmenistan’da düzenlenen uluslararası bir forum kapsamında İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile yaptığı görüşmede, Moskova ile Tahran arasındaki ilişkilerin ‘son derece olumlu bir şekilde geliştiğini’ söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Rus haber ajansı Sputnik’ten aktardığına göre Putin, görüşmede, Rusya’nın Birleşmiş Milletler’de (BM) İran’ın nükleer programı konusunda Tahran ile yakın koordinasyon içinde çalıştığını ifade etti.

dfrgt
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Putin, iki ülkenin Buşehr Nükleer Santrali başta olmak üzere çeşitli alanlarda iş birliği yürüttüğünü, ayrıca Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru gibi altyapı projelerinde birlikte çalıştıklarını belirtti. Rus lider, gaz ve elektrik sektörlerinde ortaklık imkanlarının da değerlendirildiğini dile getirdi.

Pezeşkiyan ise görüşmede, Tahran’ın Moskova ile imzalanan kapsamlı stratejik ortaklık anlaşmasının tüm maddelerine bağlı olduğunu vurguladı.


Fildişi Sahili, El Kaide ile bağlantılı militanlara karşı koymak için ABD casus uçaklarını görevlendirmeyi planlıyor

Casus uçak
Casus uçak
TT

Fildişi Sahili, El Kaide ile bağlantılı militanlara karşı koymak için ABD casus uçaklarını görevlendirmeyi planlıyor

Casus uçak
Casus uçak

Fildişi Sahili’nden iki güvenlik yetkilisi, ülkenin ABD Başkanı Donald Trump yönetiminden, El Kaide bağlantılı militanlara karşı sınır ötesi operasyonlarda kullanılmak üzere ülkenin kuzeyine Amerikan keşif uçakları konuşlandırmasını talep ettiğini söyledi. Yetkililer, Washington’dan gelecek kararın gelecek yıl netleşmesini beklediklerini belirtti.

Terörle mücadelede görevli üst düzey bir yetkili, Abidjan ile Washington’ın bölgesel güvenlik ihtiyaçları konusunda mutabakata vardığını, ancak zamanlamanın hâlâ kesinleşmediğini ifade etti.

Beyaz Saray yorum talebine yanıt vermezken, Pentagon şu anda Fildişi Sahili’nde operasyon planı olmadığını açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı ise değerlendirme yapmaktan kaçındı, ancak “Amerikan çıkarlarıyla bağlantılı olduğunda terörle mücadele hedeflerimizi sürdürmeye devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

Fildişi Sahili Savunma Bakanlığı da yorum talebine yanıt vermedi.

Washington, geçen yıl Batı Afrika’daki ana üssünü kaybetmişti. Nijer’in güvenlik desteği için Rusya’ya yönelmesi üzerine ABD, 100 milyon dolar değerindeki insansız hava aracı (İHA) üssünden çıkarılmıştı.

Bu üs, Sahel bölgesinde El Kaide ve DEAŞ bağlantılı gruplara ilişkin kritik istihbarat sağlıyordu. Küresel Terörizm Endeksi’ne göre, geçen yıl bölgede bu gruplarla bağlantılı faaliyetler nedeniyle 3 bin 885 kişi hayatını kaybetti. Bu sayı, dünya genelindeki terör kaynaklı ölümlerin yarısına denk geliyor.