Türkiye’ye gelen İsrailli turist sayısı bu yıl 5 kat arttı

Türkiye’yi ziyaret eden İsraillilerin sayısı 2022’de rekor kırarak bir önceki yıla göre beş buçuk kat arttı.

İsrail'de koronavirüs kısıtlamaları hafifletildiği için Tel Aviv'de sahilde otururken yüz maskesi takan bir kadın 21 Mayıs 2020 (REUTERS)
İsrail'de koronavirüs kısıtlamaları hafifletildiği için Tel Aviv'de sahilde otururken yüz maskesi takan bir kadın 21 Mayıs 2020 (REUTERS)
TT

Türkiye’ye gelen İsrailli turist sayısı bu yıl 5 kat arttı

İsrail'de koronavirüs kısıtlamaları hafifletildiği için Tel Aviv'de sahilde otururken yüz maskesi takan bir kadın 21 Mayıs 2020 (REUTERS)
İsrail'de koronavirüs kısıtlamaları hafifletildiği için Tel Aviv'de sahilde otururken yüz maskesi takan bir kadın 21 Mayıs 2020 (REUTERS)

Turizm Bakanlığı’nın verilerine göre, 2021 Ocak-Eylül döneminde Türkiye’ye 115 bin 256 İsrailli gelirken, bu sayı 2022’nin aynı döneminde yüzde 448 artarak 631 bin 669’a çıktı.
2007-2021 yılları arasında Türkiye’ye en fazla İsrailli turist 2019’da geldi. 2019’da 569 bin 368 İsrailli Türkiye’yi ziyaret etti.
Batı Kudüs’ün en işlek noktalarından Mahane Yahude Pazarı’nda Yahudilerce kutsal “Şabat” günü öncesi alışverişine çıkan İsrailliler, Türkiye’ye duydukları ilgiyi, İstanbul ve Antalya başta olmak üzere Türk şehirlerindeki gözlemlerine dair hislerini AA muhabirine anlattı.

İsrailliler Türkiye’ye nasıl bakıyor?
Yakın zamanda İstanbul’u ziyaret ettiğini söyleyen İsrailli genç kadın Sara (24), “Harika bir ziyaretti. Ülkeyi, insanlarını, dillerini çok sevdim. İnsanlar çok iyi, kibar ve misafirperver. Benim Türkiye’de Yahudi arkadaşlarım var ve bana orada gezilecek çok yer olduğunu söylemişlerdi. Gelecekte yine ziyaret edebilirim.” dedi.
Türk dizilerinden gördüğü kadarıyla Türkiye’yi çok sevdiğini ve gitmek istediğini kaydeden İsrailli kadın Sivan (35) da, “Türkiye ile ilişkilerimizi geliştirmemiz gerekiyor çünkü birbirimize çok yakınız, kültürel olarak da yakınlığımız var. Mutfağımız, müziğimiz benziyor. Çünkü birbirimize yakın mesafedeyiz.” diye konuştu.
Alışverişten dönen 18 yaşlarındaki iki arkadaş Tila ve Rifka da İstanbul Havaalanından aktarmalı uçuş yaptıklarını, ancak şehri görme fırsatı bulamadıklarını söyledi.
Tila, “Bir dahaki sefere ülkeyi iyi bir şekilde görmeyi çok istiyorum. Çok hoş bir yer. Yemekleri çok güzel. Türkiye’yi seviyoruz. İstanbul Havaalanı da çok temiz.” ifadelerini kullandı.
İsrael Samuel adlı 21 yaşındaki İsrailli de, İstanbul ve Kapadokya turuna dair gözlemlerini şöyle aktardı:
“İstanbul çok güzel bir yer. Kapadokya'nın sıcak hava balonlarına bindim ve muhteşemdi. Gördüğüm en güzel manzaralardan biriydi. Havadayken tüm o balonları görüyorsunuz. Türkiye’nin kültürü güzel, kadınları güzel. Gerçekten olağanüstü bir yer. Gelecekte gerçekten yeniden gitmek istiyorum.”
Türkiye ve İsrail ilişkilerinin iyileştiğini görmekten memnuniyet duyduğunu dile getiren Samuel, “Bence bu harika bir şey. Biz oraya gitmeliyiz, onlar da buraya gelmeli. Birbirimizin kültürlerini keşfetmeliyiz.” diye konuştu.

İsrailli kadınların estetik operasyonlar için tercih ettikleri adres Türkiye
Yaz tatili ve turistik gezilerin yanı sıra estetik operasyonlar için Türkiye’yi tercih ettiklerini söyleyen çok sayıda İsrailli kadının bulunması da dikkati çekiyor.
23 yaşındaki İsrailli genç kadın Rif, “Plastik cerrahi yaptırmak için Türkiye’ye gitmek istiyorum.” dedi.
21 yaşındaki bir diğer İsrailli kadın da, “botoks yaptırmak için gelecek ay Türkiye’ye uçacağını” söyledi.
Türkiye’ye sık sık gittiğini dile getiren Omri (43) de, “Harika bir ülke, çok sayıda arkadaşım var orada. Bence kültürel olarak, düşünsel olarak birbirimize çok yakınız, insanlar arasındaki ilişki biçimi benzeşiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Talia adlı bir genç kadın da, bir İsrailli olarak kendisini Türkiye’de güvende hissettiğini dile getirerek, “İstanbul’da insanlar, yemekler, Türk hamamlarını seviyorum. İstanbul çok eğlenceli. Orayı seviyorum ve korku duymuyorum.” diye konuştu.

THY seferleri yaz-kış yoğun seyrediyor
Kovid-19 salgınına yönelik kısıtlamaların kaldırılmasından bu yana Türk Hava Yolları’nın (THY) İsrail-Türkiye seferlerinde de yoğunluk yaşanıyor.
2023 Mart ayı sonuna kadar sürecek kış sezonu boyunca İstanbul Havalimanı’na haftalık 58, Sabiha Gökçen Havalimanı’na haftalık 17 sefer yapılıyor.
Mart sonu itibariyle başlayacak 2023 yaz sezonunda da İstanbul ve Antalya’ya yönelik bu seferlerde frekans artışı planlanıyor.

Türkiye ve İsrail ilişkilerinde normalleşme
İsraillilerin Türkiye’ye artan ziyaretlerinin, bu yıl iki ülke arasında atılan normalleşme adımlarıyla paralel seyrettiği görülüyor.
Türkiye ve İsrail arasında ilişkiler, 31 Mayıs 2010'da gerçekleşen Mavi Marmara katliamı ve İsrail'in Filistin'e yönelik eylemleri nedeniyle en alt düzeye inmişti.
İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi ve Mavi Marmara olayında yakınlarını kaybeden ailelere tazminat ödemesinin ardından iki ülke arasında diyalog gelişse bile, İsrail’in Gazze’ye yönelik devam eden saldırıları nedeniyle normalleşme sağlanamadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 7 Temmuz 2021'de göreve gelen yeni İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog arasında gelişen diyalog, Türkiye ile İsrail arasında yeniden normalleşme adımlarının atılmasını sağladı.
Bu yıl önce İsrail Cumhurbaşkanı Herzog, ardından o dönem ülkesinin dışişleri bakanlığı görevini yürüten İsrail Başbakanı Yair Lapid Türkiye'yi ziyaret etti.
İsrail'den Türkiye'ye 16 yılın ardından ilk kez dışişleri bakanı seviyesinde gerçekleşen bu ziyarette Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Lapid, diplomatik temsil düzeyinin karşılıklı olarak büyükelçi seviyesine çıkarılması kararını aldıklarını duyurdu.



Türkiye, İsrail ve Suriye'de uzlaşı arayışı

Türkiye-İsrail çatışmaları gerginliğin ötesinde, askeri çatışmanın gerisinde (AFP)
Türkiye-İsrail çatışmaları gerginliğin ötesinde, askeri çatışmanın gerisinde (AFP)
TT

Türkiye, İsrail ve Suriye'de uzlaşı arayışı

Türkiye-İsrail çatışmaları gerginliğin ötesinde, askeri çatışmanın gerisinde (AFP)
Türkiye-İsrail çatışmaları gerginliğin ötesinde, askeri çatışmanın gerisinde (AFP)

İsmail Derviş

ABD Başkanı Donald Trump'ın Ankara ile Tel Aviv arasında Suriye ile ilgili yaşanan gerilime ilişkin açıklamaları, başta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu olmak üzere herkesi şaşırttı. Netanyahu’ya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yakın bir ilişkisi olduğunu söyleyen Trump, Netanyahu’nun makul olması gerektiğini belirterek, “Türkiye ile bir problemin varsa bunu çözebilirim” dedi.

Trump'ın bu ifadeleri, ABD için İsrail'in aşılamayacak bir kırmızı çizgi olması ve tüm dünyanın ABD tarafından İsrail’e Gazze Şeridi ve Lübnan'a karşı savaşında verilen sarsılmaz desteğe tanıklık etmesinden dolayı şaşırtıcıydı. Ancak mesele Türkiye ile olası bir çatışmaya ilişkin endişelere geldiğinde, Türkiye Washington'ın bölgedeki en önemli müttefiklerinden biri olduğundan olay başka bir boyut kazandı.

Türkiye ve İsrail arasındaki anlaşmazlıklara rağmen, Ankara ve Tel Aviv arasında diplomasi dilinin hâkim olduğu stratejik ve tarihi ilişki, gerginliğin azaltılmasına ve muhtemelen bir anlaşmaya varılmasına katkıda bulunabilir.

Çatışmaları önleyecek bir anlaşmaya varılması

Suriyeli bir kaynak Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada: “Şu an bir anlaşmadan söz ediliyor, ancak bu anlaşma bir ayrılma anlaşması değil, bir çatışmasızlık anlaşması. Çünkü aslında Türkiye ile İsrail arasında Suriye'de bir çatışma yok, başka bir deyişle anlaşma, Suriye hava sahasında bir İsrail uçağı varsa, gideceği yerin bildirilmesi için sınırların çizilmesini öngörüyor” ifadelerini kullandı.

sdfrgt
Ankara ve Tel Aviv arasında, iki taraf arasında olası çatışmaların önlenmesini ve Suriye'nin orta kesimlerinde Türkiye’nin askeri üsler kurmasını garanti altına alan bir anlaşma imzalanabilir (AFP)

Suriyeli kaynak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Genel olarak Suriye arenasında bir tür dengeye ihtiyaç var. Türkiye mevcut politikalarını sürdürerek İsrail'in Suriye topraklarını işgal etme girişimini engelleyebilir. Bunun için Şam ve Ankara hükümetleri arasında resmi bir anlaşma var. Bu da bunun her iki ülkenin de ortak çıkarına olduğu anlamına geliyor. İsrail ile Suriye'nin kuzeydoğusunda Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit eden silahlı gruplar arasında doğrudan bir temas olması halinde, Türkler de onların ulusal güvenliklerini etkileyecektir.”

Suriyelilerin Türkiye'ye güveni

Şarku'l Avsat'ın  Indepenedent Arabia'dan aktardığına göre Birleşmiş Milletler (BM) Koordinatörü Ammar Ebu Halava yaptığı özel açıklamada, “Bugün Suriyeliler olarak Türkiye'nin siyasi diplomasisine güvenmemize bir engel yok. Çünkü Türkiye Suriye halkının isteklerini boşa çıkarmadı. Türkiye ister yardım elini uzatarak ya da sınırlarının istikrarını koruyarak olsun Suriye halkına karşı herhangi bir olumsuz davranışta bulunmadı. Türkiye de istikrarlı bir ülkedir ve Suriye'nin egemenliğinden ödün vermediği sürece Suriyeliler olarak bizim için uygun olan her türlü anlaşmaya açığız” ifadelerini kullandı.

Gelecekte bir çatışma yok

Öte yandan Türkiye ile İsrail arasında Suriye'de gelecekte bir çatışma yaşanmayacağını vurgulayan gazeteci yazar ve siyaset uzmanı Firas Rıdvanoğlu şunları söyledi:

“Suriye'de Türkiye ile İsrail arasında gelecekte bir çatışma olmayacak. ABD’nin, bizzat Başkan Trump’ın İsrail'den Türkiye ile bir çözüm bulmasını istediğinde ortaya koyduğu tutumuna tanık olduk. Trump’ın bu açıklamaları, İsrail'in Suriye dosyasında Türkiye'ye karşı duruşunun ABD tarafından reddedildiğinin bir göstergesidir. Çünkü Suriye dosyasında yapılacak herhangi bir hata büyük bir savaşa yol açabilir. Suriye'deki durum, Lübnan'ın güneyinde duruma benzemez. Zira Hizbullah bölgesel olarak desteklenmiyor olabilir, ancak Şam bölgede önemli bir düğüm noktası olduğundan Suriye'deki durum farklı. Bu yüzden ABD, İsrail'in iddialarını reddetti.”

İstikrar arayışı

Rıdvanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’nin Suriye’de kurmak istediği askeri üslere gelince, Türkiye bu üsleri nereye kuracağını İsrail'in isteklerine göre değil, kendine nasıl uygun geliyorsa ona göre seçecektir. Türkiye’nin bu üsleri Suriye'nin kuzeyi, güneyi, batısı ve doğusundaki tüm sınırlarını gözetlemek amacıyla Suriye'nin merkezinde kuracağı tahmin ediliyor. Öte yandan Suriye hükümeti İsrail ile bir çatışma istemiyor. Türkiye ile İsrail arasında da Suriye’de bir çatışma yaşanmasını istemiyor. Suriye açıkça istikrar istediği ve İsrail’in de bu istikrara hizmet etmek için ne yapması gerekiyorsa onu yapması gerektiği mesajını veriyor.

Güvenlik koordinasyonu

Türkiye ile İsrail arasında güvenlik alanında kesinlikle bir koordinasyon olduğuna ve bu koordinasyonun herkes için en iyisi olduğuna inanan Rıdvanoğlu, “İsrail'in Türk hükümeti aracılığıyla Suriye'ye mesajlar göndermesi mümkün olduğu gibi Suriye'nin de Türkler aracılığıyla İsrail'e mesajlar göndermesi mümkün. Ancak Türkiye’nin Suriye'deki askeri varlığına ilişkin karar, Ankara ve Şam arasında alınması gereken ortak bir karardır ve akıllıca alınmalıdır. Genel olarak uluslararası toplum, ABD ve Avrupa, Suriye'de istikrarın sağlanması yönünde bir eğilim gösteriyor” şeklinde konuştu.

Karşı karşıya gelme korkusu

Suriyeli akademisyen ve araştırmacı Abdurrahman en-Nayif, Independent Arabia’ya yaptığı özel açıklamada, Türkiye ve İsrail arasında Suriye'de yaşanan gerilimin her geçen gün arttığını ve Suriye'nin bir kez daha askeri çatışmaya sürüklenme korkusuyla uluslararası bir rekabet alanı haline geldiğini söyledi. Bu durumun İsrail'in güneydeki kara harekâtından Suriye'nin derinliklerindeki hava saldırılarına kadar uzanan ve Türkiye'nin Suriyelilerin acı çekmeye devam etmelerine neden olacağını ve ülkede istikrarın sağlanmasını engelleyeceğini düşündüğü provokatif hamlelerinden kaynaklandığını ifade eden Nayif, “Türkiye için Suriye'nin istikrara kavuşması kendi çıkarına, zira bu kendi sorunlarının bir kısmını çözecek. Ancak Ankara ile Tel Aviv arasında askeri bir çatışma yaşanmayacak. Çünkü Türkiye bölgesel bir güç ve NATO üyesi. İsrail ise provokasyon tutkusuyla mümkün olduğunca çok şey kazanmayı amaçlıyor” yorumunda bulundu.

dfrgt
Gözlemciler Türkiye'nin Suriye dosyasındaki en önemli aktörlerden biri olduğunda hemfikir (AFP)

İsrail'in düzenlediği saldırıların Türkiye'ye açık bir mesaj vermeyi amaçladığını düşünen Nayif’e göre bu saldırılar bölgesel barışı tehdit ediyor ve terörizmi körüklüyor. Ankara ise Suriye'nin istikrara kavuşmasını istiyor. Çünkü Suriye, özellikle Kürt meselesinde Türkiye'nin istikrarı için kilit bir faktör. Dolayısıyla Suriyeliler anlayış göstermeli, çünkü Suriye tükenmiş durumda.

Siyasette ticaret

Harmoon Araştırmalar Merkezi'nde araştırmacı olan Muhammed es-Sukkari, Beşşar Esed rejiminin düşmesi ve Şam’da yeni bir yönetimin kurulmasının Suriye dosyasındaki bölgesel aktörlerin değişmesine ve dönüşmesine katkıda bulunduğunu söyledi. Belki de en önemli değişikliklerden birinin Birinci Dünya Savaşı'ndan bu yana türünün ilk örneği olan İsrail ile Türkiye’nin coğrafi olarak yakınlaşması olduğunu vurgulayan Sukkari, “İsrail'in sadece çıkarları değil, Washington'daki siyasi itibarı da dahil olmak üzere çeşitli endişeleri var. Dosyayla ilgili güç dengelerini yeniden çizen bu itibar, siyaseti ticarete benzer bir durum olarak gören Trump'ın yaklaşımını etkileyebilir ve Suriye dosyasında İsrail ve Türkiye de dahil olmak üzere ittifaklarını geleneksel politikalardan uzaklaşarak bölgesel değişkenleri maksimize eden etkileşimli politikalara doğru yeniden formüle etmesine neden olabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Trump'ın son açıklamalarının İsrail'in artık Suriye'deki tek güç olmadığının ve Türkiye'nin Suriye içindeki ağırlığını arttırarak yeni angajman kuralları çizebileceğine dair işaretler taşıdığına dikkati çeken Sukkari, “Ancak bu kez durum sadece İsrail'in değil, Türkiye'nin de işine geliyor. Bu da iki tarafı çatışmak yerine koordinasyon kurmaya itiyor. Washington'ın Suriye'de İsrail ve Türkiye arasındaki angajman kuralları meselesini çözmek istediğine ve Trump'ın yeni politikasına (bölgede barış) hizmet etmediği için yeni bir savaşa sürüklenmek istemediğine inanıyorum. Tüm bu gerçekler, ABD'nin arabuluculuğuyla Suriye meselesinde ve İsrail ile Türkiye’nin yeni varlığının niteliği konusunda siyasi bir anlaşmaya varma olasılığının arttığını gösteriyor. Mümkün olan en yüksek kazanımları elde edebilecek gerilimin sürekli tırmandırılması bağlamı dışında arabuluculuk dosyası çözüme kavuşturulmadan kuralların belirlenmesi zor olabilir. Türkiye'nin şüphesiz Suriye'nin orta kesimlerinde askeri üsler kurmaktan ziyade Şam ile Türkiye'nin nüfuzunu arttıracak bir ortak savunma anlaşması imzalamayı istiyor” ifadelerini kullandı.

Diğer oyuncular

Öte yandan siyasi uzman Nureddin el-Baba, Suriye'de Türkiye ile İsrail arasında tansiyonun düşeceğini ve öngörülebilir bir gelecekte bir çatışmaya dönüşmeyeceğini düşünüyor. Türkiye’nin Suriye'de askeri üsler kurmasının Türkiye ile İsrail arasında değil, Suriye ile Türkiye arasında bir anlaşmanın yapılmasını gerektirdiğini ifade eden Baba, “Temelde iki taraf arasında bir anlaşma imzalanana kadar iki taraf arasında bir çatışma yok ve her iki taraf da gelecekte çatışma niyetinde değil” değerlendirmesinde bulundu.

Suriye ve İsrail arasında Türkiye'den daha fazla arabuluculuk yapabilecek taraflar olduğunu söyleyen Baba, bu tarafların kimler olduğunu söylemekten kaçındı.

Türk akademisyen ve siyasi uzman Tuşkan Tarık, Ankara ile Tel Aviv arasında olası çatışmaların önlenmesini ve Türkiye tarafından Suriye'nin orta kesimlerinde askeri üsler kurulmasını garanti altına alan bir anlaşma imzalanmasının mümkün olduğunu söyledi. Türkiye ve İsrail arasında Suriye konusunda koordinasyon olduğuna dikkat çeken Tarık, Türkiye'nin Suriye ve İsrail arasında arabulucu rolü oynayabileceğini belirtti.

Türkiye'nin Suriye dosyasındaki en önemli aktörlerden biri olduğu, Şam'ın Türkiye'nin ülkedeki rolünden memnuniyet duyduğu, Türkiye ile stratejik bir ittifak kurmak istediği konusunda hemfikir olan gözlemciler, Ankara ve Tel Aviv arasında doğrudan askeri bir çatışma olmayacağını ve silahların başaramadığını diplomatik yollarla başarabileceklerini vurguladılar.