Trablus'taki güvenlik kurumları silahlı oluşumların pençesinde mi?

Trabelsi'nin UBH İçişleri Bakanı olarak atanmasının ardından Trablus'taki güvenlik kurumları silahlı oluşumların eline mi geçti?

UBH İçişleri Bakanı Imad Trabelsi (UBH İçişleri Bakanlığı)
UBH İçişleri Bakanı Imad Trabelsi (UBH İçişleri Bakanlığı)
TT

Trablus'taki güvenlik kurumları silahlı oluşumların pençesinde mi?

UBH İçişleri Bakanı Imad Trabelsi (UBH İçişleri Bakanlığı)
UBH İçişleri Bakanı Imad Trabelsi (UBH İçişleri Bakanlığı)

Libya’da geçici Ulusal Birlikte Hükümeti’nin (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe’nin İçişleri Bakanlığı görevlerini yürütmek üzere (ülkenin batısındaki silahlı oluşumların liderlerinden biri olan) Imad Trabelsi'yi ataması, ülkede büyük bir tartışmaya yol açtı. Libyalı politikacılar bu kararı, Trabelsi’nin, İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa ile iktidar mücadelesinde UBH Başbakanı Dibeybe ile uyum içinde olması nedeniyle Dibeybe için bir ‘ödül’ olarak nitelendirirken atamayı güvenlik kurumlarının daha da marjinalleşmesinin bir göstergesi olarak değerlendirdiler. Bazı siyasetçiler ise, Trabelsi'nin İçişleri Bakanlığına atanmasının ‘ülkenin batısındaki silahlı oluşumların kontrolü çerçevesinde doğru bir adım’ olarak gördüler.
Libya Temsilciler Meclisi (TM) üyesi Ali et-Tekbali, konuyla ilgili Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, silahlı oluşumların liderlerinin çoğunun, ülkenin güvenlik kuruluşlarında önemli görevlere getirildiklerine işaret ederek “Dibeybe, rakibi Başağa karşısında iktidarını korumak için söz konusu oluşumların liderlerine güveniyor. Bu yüzden onlardan başka birini bakanlığa atamaz. Başağa da silahlı grupların liderleriyle bağlantılı isimlere hükümetinde yer verdi” yorumunda bulundu.
Öte yandan Devlet Yüksek Konseyi (DYK) eski danışmanı Eşref eş-Şah, Trabelsi'nin ataması kararını ‘Dibeybe hükümeti için sonun başlangıcı’ olarak nitelendirdi. Şah, Twitter hesabından paylaştığı açıklamanın nedenlerine ise değinmedi.
Eski Libya Savunma Bakanı Muhammed Mahmud el-Burusi ise Trabelsi’nin atanmasını ‘yanlış karar’ olarak değerlendirdi. Burusi, ‘silahlı oluşumların güvenlik kurumlarının üzerindeki kontrolünün daha da artmasının yansımaları ve özellikle uzun yıllara dayanan deneyime sahip olan isimlerin dışlanması’ konusunda uyardı.
Şarku’l Avsat’a konuşan Burusi, “Trabelsi, genç yaşı nedeniyle, ülkenin doğusundaki ve batısındaki askeri ve siyasi isimler arasındaki karşılıklı tutumlar ve bağlılıklar için büyük bir önem taşıyan bu makam için gerekli deneyime sahip değil” değerlendirmesinde bulundu.
Silahlı grupların üyelerinin büyük bir kısmının kâr ve çıkardan başka bir amacı olmadığını söyleyen Burusi, “Devletin yapısı ve hukukun üstünlüğü kavramları hakkında hiçbir şey bilmiyorlar. Aynı zamanda bu grupların birçoğunun adı geçtiğimiz yıllarda çeşitli suçlara karıştı” dedi. Burusi, UBH İçişleri Bakanlığı ile Libya'daki gelişmeleri yakından takip eden bazı komşu ülkelerin başkentleri arasındaki güvenlik koordinasyonu ve iş birliği düzeylerinde bir azalma beklediğini söyledi.
Burusi, daha önce Trabelsi ile İstikrarı Destekleme Birimi lideri Abdulgani el-Kikli ve Özel Caydırıcı Güç Birimi’nin lideri Abdurrauf Kara arasında yaşanan çekişmelere atıfla Trabelsi ile başkentteki en etkili silahlı grupların liderleri arasında Trabelsi’ye itaat etmeyi reddetmeleri halinde bir çatışmanın patlak verebileceğini öne sürdü.
Libyalı siyasi analist Ahmed el-Mehdevi de değerlendirmesinde silahlı oluşumların gücünün artmasının bir devlet inşa etme fikri için büyük bir tehlike oluşturacağı görüşüne katılırken bunun aynı zamanda gelecekte ordu ve güvenlik kurumlarını birleştirmeye yönelik ortak amaç için de bir tehdit oluşturduğunu vurguladı. Mehdevi, ‘bu grupların, özellikle batı bölgesindeki oluşumların, güvenlik ve askeri kurumlar üzerindeki kontrollerini gerçekten sıkılaştırmayı başardığını’ belirtti.
Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, son dönemde güvenlik kurumlarının yetkilerinin azaltıldığına dikkati çeken Mehdevi, arama, baskın ve tutuklamaların silahlı gruplar tarafından yapıldığını ve bu durumun Başağa’nın İçişleri Bakanlığı'ndan ayrılmasından sonra daha da arttığını kaydetti.
UBH’ye bağlı silahlı grupların Başağa’nın başkente girme girişimlerini (sonuncusu geçtiğimiz Ağustos ayı sonlarında gerçekleşti) engellemedeki başarısından sonra güç algılarının arttığına ve iktidara daha layık olduklarına inandıklarını belirten Mehdevi, Trabelsi’nin bakanlığa atanmasının, özellikle bu oluşumlar arasındaki güç dengesinin, Kikli ve Kara lehine Trabelsi lehine değiştiği değerlendirmesinde bulundu.
Ancak Mehdevi, ‘Kara’nın lideri olduğu güçlerin kendi bağımsız finansman kaynakları olmasından ötürü İçişleri Bakanlığı’na bağlanarak’ Trabelsi ile Kara arasında bir çatışma çıkabileceğini düşünmüyor.
Libya'daki Arap İnsan Hakları Örgütü Genel Sekreteri Abdulmunim el-Hur da silahlı oluşumların nüfuzlarının artabileceğine dair görüşlere katıldı. Hur, kamu hazinesinden ödenen maaş ve ikramiyeler sayesinde silahlı grupların nüfuzunun artmasını doğal olarak niteledi. İnsan hakları örgütlerinin Trabelsi'nin atanmasına itiraz eden ana taraflardan biri olmalarını, Trabelsi’nin 2019 yılından 2020 yılının ortalarına kadar başkent Trablus'ta meydana gelen çatışmalara katılan bir isim olmasından kaynaklandığını belirten Hur, Trabelsi’nin üç ay önce de Trablus'ta meydana gelen son çatışmalara katıldığını kaydetti.
Ancak Hur, ister uluslararası suçlar, ister insan hakları ihlalleri, isterse siyasi ve cezai suçlarla ilgili olsun Trabelsi'nin ülkedeki suç oranlarını kontrol altına alma konusunda herhangi bir ilerleme kaydedebileceğini düşünmüyor.



Güneye konuşlanmaya hazırlanan Lübnan ordusu, vatandaşlara geri dönüş konusunda sabırlı olmaları çağrısında bulundu

Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Sur kentinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binanın enkazı arasında duran bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (Reuters)
Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Sur kentinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binanın enkazı arasında duran bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (Reuters)
TT

Güneye konuşlanmaya hazırlanan Lübnan ordusu, vatandaşlara geri dönüş konusunda sabırlı olmaları çağrısında bulundu

Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Sur kentinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binanın enkazı arasında duran bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (Reuters)
Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Sur kentinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binanın enkazı arasında duran bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (Reuters)

Lübnan ordusu bugün yaptığı açıklamada, ateşkesin yürürlüğe girmesiyle birlikte ülkenin güneyindeki konuşlanmasını tamamlamaya çalıştığını duyurdu. Ordu ayrıca, vatandaşlara anlaşma uyarınca İsrail güçleri geri çekilene kadar bu güçlerin bulunduğu köy ve kasabalara dönmek için sabırlı olmaları çağrısında bulundu.

Ordudan yapılan açıklamada, “Ateşkesin yürürlüğe girmesiyle birlikte ordu, Lübnan hükümeti tarafından emredildiği üzere güneydeki konuşlanmayı tamamlamak için gerekli tedbirleri almaya ve 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) ile koordinasyon içinde görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadır” denildi.

Lübnan ordusu ayrıca diğer bölgelere dönen bölge sakinlerini, İsrail ordusunun geride bıraktığı ‘patlamamış mühimmat ve şüpheli nesnelere’ karşı dikkatli olmaya çağırdı.

Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı’ndan (NNA) aktardığına göre, Lübnan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı, Suriye ile el-Masnaa Sınır Kapısı yolunun tadilatı için hazırlıklara başladığını bildirdi.

NNA, bakanlığın ‘İsrail saldırısı sonucu hizmet dışı kalan köprülerin durumunu değerlendirmek ve gerekli hamleleri başlatmak üzere’ kuzeydeki kara sınır kapılarını denetlemeye başladığını belirtti.

İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkes anlaşması bugün yerel saatle sabah 4'te yürürlüğe girdi.

İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik savaşını eylül ayında Lübnan'a doğru genişletti ve Ekim 2023'ten bu yana İsrail'le karşılıklı bombardımanda bulunan Hizbullah'ın çok sayıda üst düzey komutanını öldürdü.