İran İnsan Hakları Kurumu: Protestolarda en az 326 kişi öldürüldü

Ölü sayısının daha fazla olabileceğine işaret edildi

İran'da protestolar sürüyor (Reuters_Arşiv)
İran'da protestolar sürüyor (Reuters_Arşiv)
TT

İran İnsan Hakları Kurumu: Protestolarda en az 326 kişi öldürüldü

İran'da protestolar sürüyor (Reuters_Arşiv)
İran'da protestolar sürüyor (Reuters_Arşiv)

Kitlesel protestoların iki aydır sürdüğü İran'da gösterici ölümleri yaşanıyor. Norveç merkezli İran İnsan Hakları Kurumu, emniyet güçlerinin müdahalesi sebebiyle hayatını kaybeden kişilerin sayısının 326'ya yükseldiğini iddia etti.
Dün yapılan açıklamada, bu kişilerin 43'ünün çocuk ve 25'ninin kadın olduğu öne sürüldü.
Sivil toplum örgütü, bu sayının daha fazla olabileceğini vurguladı. Uluslararası toplumun, Tahran'a karşı harekete geçmesi istendi.
İran İnsan Hakları Kurumu Direktörü Mahmut Emiri-Moghaddam, Birleşmiş Milletler'in uluslararası soruşturma başlatmasını istedi. Emiri-Moghaddam böylece faillerin ileride hesap vereceğini ve Tahran'ın uyguladığı baskı sebebiyle bedel ödeyeceğini savundu.
CNN International, İran'da bağımsız medya, internet ve protesto hareketinin baskı altında olduğunu ve bu yüzden ölü sayısını doğrulayamadığını yazdı.
İran İslam Cumhuriyeti rejimi karşıtı kitlesel gösteriler Tahran'da 13 Eylül'de "ahlak polisi" olarak bilinen İrşad devriyeleri tarafından gözaltına alındıktan sonra hastaneye kaldırılan 22 yaşındaki Mahsa Emini'nin 16 Eylül'de hayatını kaybetmesi üzerine başlamıştı.
Emini'nin Kürdistan Eyaleti'nin Sakkız kentindeki cenaze töreninin yaktığı protesto ateşi 31 eyaletin en az 22'sine yayıldı. Kum ve Yezd gibi Şii Müslüman muhafazakarların yoğun olduğu kentlerde de gösteriler olması dikkat çekti. Protestolara İranlı ünlüler, sanatçılar ve sporcular da katıldı.
Bununla birlikte Tahran'ın gösterilere sert müdahalesi ve baskısı sürüyor. Başkentte bin kişi sabotaj suçlamasıyla karşı karşıya. İnsan hakları savunucuları, ülke genelinde 14 bini aşkın kişinin tutuklandığını ileri sürüyor.
Independent Türkçe, AFP, CNN International



Mısır Dışişleri Bakanı Abdulati: İsrail'in güç gösterisi güvenliğini sağlamaz

Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Mısır Dışişleri Bakanı Abdulati: İsrail'in güç gösterisi güvenliğini sağlamaz

Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, dün yaptığı açıklamada, İsrail'in ‘güç gösterisinin’ ona güvenlik veya istikrar getirmeyeceğini söyledi.

Abdulati, Kahire'de Avusturya Dışişleri Bakanı Beate Meinl-Reisinger ile düzenlediği ortak basın toplantısında, İsrail'in Gazze'de yürüttüğü savaşın ‘sadece öldürmek için öldürme’ haline geldiğini söyledi. Mısırlı Bakan, İsrail politikalarının mantıksız ve gereksiz bir şekilde günlük cinayetlere devam ettiğini belirtti.

Ülkesinin Gazze'deki insani felakete son vermek ve ‘açlığın silah olarak kullanılmasını durdurmak’ konusunda kararlı olduğunu vurgulayan Abdulati, İsrail'in sistematik açlık politikasının uluslararası hukuk kurallarının açık bir ihlali olduğuna dikkati çekerek, ‘Gazze Şeridi'ne insani ve tıbbi yardımın koşulsuz ulaştırılmasının’ önemini bir kez daha teyit etti.

Abdulati, sözlerini şöyle sürdürdü:

Gazze'de ateşkes anlaşması sağlandıktan sonra, Arap Birliği (AL)-İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) planını uygulamak için Kahire'de Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşası konulu uluslararası bir konferans düzenleyeceğiz.

Mısırlı Bakan, İsrail ve bölge ülkeleri için güvenliğin ve istikrarın sağlanmasının tek yolunun bağımsız bir Filistin devletinin kurulması olduğunun altını çizdi.

Nil Nehri suları konusunda Etiyopya ile yaşanan anlaşmazlığa da değinen Abdulati, su meselesinin ülkesi için son derece önemli olduğunu belirterek “Su meselesinde taviz verilmeyecek” diye vurguladı.

Etiyopya, 2011 yılında milyarlarca dolarlık bir proje olan Büyük Etiyopya Rönesans Barajı'nın inşasına başlamıştı. Mısır bu barajı Nil Nehri sularındaki tarihi haklarına bir tehdit olarak görürken, Sudan barajın yol açacağı çevresel ve ekonomik zararlardan endişe duyuyor.