İngiltere göçmen akışını durdurmak için Fransa’ya 74 milyon dolar ödeyecek

İngiltere İçişleri Bakanı Suella Braverman ve Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin (AP)
İngiltere İçişleri Bakanı Suella Braverman ve Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin (AP)
TT

İngiltere göçmen akışını durdurmak için Fransa’ya 74 milyon dolar ödeyecek

İngiltere İçişleri Bakanı Suella Braverman ve Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin (AP)
İngiltere İçişleri Bakanı Suella Braverman ve Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin (AP)

Fransa ve İngiltere, iki komşu ülke arasında büyük gerginliğe neden olan, göçmenlerin küçük teknelerle İngiltere’ye geçmesini durdurmak için birlikte çalışmayı öngören yeni bir anlaşma imzaladı.
İngiltere İçişleri Bakanı Suella Braverman ve Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin tarafından Paris’te imzalanan anlaşmaya göre, İngiltere 2022-2023’te Fransa’ya 72,2 milyon euro (74,5 milyon dolar) ödeyecek.
Böylece, Fransız yetkililer devriye gezen güvenlik güçlerinin sayısını yüzde 40 oranında artırabilecek.
İngiliz hükümeti, bu yıl 40 binden fazla göçmenin İngiliz Kanalı’nı geçtiğini duyurdu ve bu yeni bir rekor olarak kabul ediliyor.
İngiltere Savunma Bakanlığı, geçen yıl 28 bin 561 olan mülteci sayısının, bu yıl çoğu Arnavut, İranlılar ve Afganlardan oluşan 40 bin 885 mülteciye ulaştığını ve bunun önemli bir artışa işaret ettiğini bildirdi.
Bakanlık, cumartesi günü 22 teknedeki yaklaşık 972 kişinin tehlikeli bir yolculukla İngiltere’ye geçerken izlendiğini de ekledi.
İngiltere’nin istatistiklerine göre, 2018’de geçen mülteci sayısı 299 iken, bu sayı 2019’da 1 bin 843’e ve 2020’de 8 bin 466’ya ulaştı.
Rakamlar, İngiliz yargısı tarafından engellenen bir adımla, göçmenleri Ruanda’ya gönderme planı da dahil olmak üzere birçok İngiliz girişimine rağmen yükselmeye devam etti.
İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ilk doğrudan görüşmesinin ardından Fransa ile yeni bir planın hazırlandığını söyledi.
Göçmen sayısının artması, İngiltere hükümetinin günlük 6,8 milyon sterlin (7,8 milyon dolar) olarak tahmin ettiği, hizmet sağlayıcıların çabalarını tüketen ve İngilizleri kızdıran sığınma taleplerini ve konaklama maliyetlerini artırdı.
Göç Bakanı Robert Jenrick, Sunday Telegraph’a verdiği demeçte, artan sayıda sığınmacı için ‘uygun olmayan’ otellerin kullanımının durdurulması gerektiğini vurgulayarak, sığınmacıların vergi mükelleflerine milyarlarca sterlinlik bir maliyetle barındırıldığı ‘Britanya Oteli’nin sona erdirileceğine söz verdi.
Sunday Telegraph’a göre İngiliz hükümeti, sığınmacıları terk edilmiş öğrenci konaklama yerleri veya ekonomik yolcu gemilerine taşımak da dahil olmak üzere alternatifler arıyor.
Ancak mülteci grupları, İngiltere’nin güneydoğusundaki Manston’daki aşırı kalabalık bir sığınma merkezinde bir hastalık patlak verdikten sonra hükümeti sert bir yaklaşım benimsemekle suçluyor.
Yetkililer ise, bulaşıcı hastalığın yüksek oranda görülmesi nedeniyle tesisteki göçmenlerin difteriye karşı aşılandığını söyledi.
Jenrick, Fransa ile daha yakın ilişkilerin önemine dikkat çekerek, yeni ortaklığın İngiltere’nin insan kaçakçılığı çetelerine karşı ortak eylem ve operasyonları güçlendirmek için Paris’e yaklaşık 80 milyon sterlin sağlayacağını sözlerine ekledi.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.


Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
TT

Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)

Downing Street sözcüsü dün akşam yaptığı açıklamada, İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüştüğünü söyledi.

Açıklamada, “Gazze'deki durumu değerlendiren iki lider, son gelişmelerden duydukları derin endişeyi dile getirdiler ve barış sürecinin yeniden başlatılması gerektiği konusunda mutabık kaldılar” ifadeleri yer aldı.

İki lider, Ukrayna'daki durumla ilgili olarak anlamlı barış görüşmelerinin sağlanması için Rusya'nın 30 günlük ateşkese uyması gerektiğini vurguladı.

df
Ukrayna'nın Sumi bölgesinde Rusya sınırında askeri bir aracın yanında duran Ukraynalı askerler,  16 Ağustos 2024 (Reuters)

 


Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
TT

Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Ukrayna'daki çatışmanın Avrupa için oluşturduğu tehdit konusunda uyarıda bulunarak, kıtanın İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ilk kez "savaş öncesi döneme" girdiğini söyledi.

Tusk, Avrupa gazetelerinin en büyük ittifakını içeren “LENA” medya ağına verdiği röportajda şunları söyledi:

 “Savaş artık geçmişte kalan bir kavram değil. Bu gerçek ve iki yıldan fazla bir süre önce başladı. Şu anda en endişe verici olan şey, herhangi bir senaryonun mümkün olmasıdır. 1945'ten beri böyle bir durum görmedik."

Tusk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun özellikle genç nesil için kulağa yıkıcı geldiğini biliyorum, ancak yeni bir dönemin başladığı gerçeğine alışmamız gerekiyor: savaş öncesi dönem. Abartmıyorum, bu, her geçen gün daha da netleşiyor."

Rusya'nın iki yıldan fazla bir süre önce Ukrayna'yı işgal etmesi Avrupalı ​​liderlerin savaş sonrasındaki istikrarlı barış duygusunu sarstı ve birçok Avrupa ülkesini Kiev'e ve güçleri için ihtiyaç duyduğu silahları sağlamak için üretimlerini hızlandırmaya yöneltti.

Ülkesi komşu Ukrayna'nın en önde gelen destekçilerinden biri olan eski Avrupa Konseyi başkanı Cuma günü, Kiev'in savaşı kaybetmesi halinde Avrupa'da kimsenin kendini güvende hissetmeyeceğini belirtti.

Kıtanın endişelerinin başında, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, özellikle NATO'ya yönelik bilinen şüpheci duruşunun ardından Beyaz Saray'a dönme olasılığı da etkili oluyor.

Tusk verdiği röportajda, "Misyonumuz, Amerikan başkanının kim olduğuna bakılmaksızın transatlantik ilişkilerini güçlendirmektir" ifadelerini kullandı.