Avrupa’daki ‘göçmen krizi’ derinleşiyor

Roma, Paris’in tehditlerine karşı gerilimi artıracak adımlar attı

Dün Fransa sınırına yakın Ventimiglia’da bir köprünün altında geçici bir kampta toplanan göçmenler (AP)
Dün Fransa sınırına yakın Ventimiglia’da bir köprünün altında geçici bir kampta toplanan göçmenler (AP)
TT

Avrupa’daki ‘göçmen krizi’ derinleşiyor

Dün Fransa sınırına yakın Ventimiglia’da bir köprünün altında geçici bir kampta toplanan göçmenler (AP)
Dün Fransa sınırına yakın Ventimiglia’da bir köprünün altında geçici bir kampta toplanan göçmenler (AP)

Fransa ile İtalya arasında geçen hafta başında patlak veren ‘göçmen krizi’, Roma’nın Paris’in tehditlerine karşı attığı, iki ülke arasındaki ilişkilere gerilim olarak yansıyan adımlar ve son saatlerde yaşanan gelişmeler ile durum daha da kötüye gidiyor.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’ndan bir yetkili, bu adımların AB kuruluşlarının krizi kontrol altına almak ve üye devletler arasında daha geniş ölçekte gerilim yaşanmasını önlemek için ortak bir çözüme ulaşma çabalarını boşa çıkarabileceğine yönelik uyarıda bulundu.
İtalya, Başbakan Giorgia Meloni’nin ‘düşmanca ve yersiz’ olarak nitelendirdiği Fransız tutumuna, Yunanistan, Malta ve (Güney) Kıbrıs hükümetleriyle birlikte hızlı bir şekilde ortak bir bildiri yayınlayarak yanıt verdi. Bildiride, Akdeniz’de yardım gemileri çalıştıran sivil toplum örgütlerinin, kurtarma operasyonlarında uluslararası hukuk hükümlerini ihlal etmekle suçlandı aynı zamanda kurtarılan yasadışı göçmenlerin AB üyesi ülkelere dağıtılmasına yönelik imzalanan dayanışma anlaşmalarının bazı Avrupa ülkeleri tarafından ihlal edilmesi de kınandı.
Bununla aynı zamanlarda, Almanya hükümeti göçmenlerin dağıtımına yönelik dayanışma anlaşmasına uymaya devam edeceğini ve bunun için belirlenen 3 bin 500 göçmeni ülkeye alacağını açıkladı. Hükümet, Fransızların anlaşmayı askıya alma çağrısına cevap vermeyi reddetti. Berlin dün, büyük yeni gemiyi karşılamasının arifesinde Alman sivil toplum kuruluşu ‘Kurtarma için Birlik’e 2026 yılına kadar yılda iki milyon euro tahsis edeceğini duyurdu. Yetkililer, Alman Evanjelist Kilisesi’nin kurduğu örgütün Akdeniz’deki kurtarma operasyonlarına yardım sağlaması hakkında “Bu karar, zor koşullar altında güçlü bir siyasi mesaj teşkile diyor” ifadelerini kullandı.
Bu dosyadan sorumlu olan ve Paris ile Roma arasındaki anlaşmazlığı ele alan Avrupalı ​​yetkililer, Almanya’nın hamlesinin sakinlik çabalarına engel olacağına ve krizin büyümesini önleyeceğine inanıyor. Fransa’nın İtalya’yı izole etme veya üzerindeki baskıyı artırma isteğine yanıt vermeyen Berlin, İtalya’nın sivil toplum kuruluşları konusundaki tutumunu da desteklemiyor. Almanya aynı zamanda, Roma’nın dört gemiyi karşılaması ve göçmenlerin limanlarına yanaşmasına izin vermesini talep eden ilk Avrupa ülkesi olmuştu.
Alman Federal Meclisi Bundestag’da Yeşiller Partisi Milletvekili Jamila Schäfer, Bütçe Komisyonu’nun sivil toplum kuruluşlarına bağlı kurtarma çalışmalarında yer alan gemilere ‘önemli miktarda yardım’ tahsis etme kararı aldığını belirtmişti. Akdeniz’deki yardım çabalarına destek sağlama taahhüdünün, Yeşiller Partisi’nin 2019 seçimleri sonrasında mevcut Alman hükümetinin kurulduğu koalisyonun sözleşmesine dahil etmekte ısrar ettiği maddelerden biri olduğunu da belirtmek gerekiyor.
Almanya Başbakanı’nın mensubu olduğu Sosyal Demokrat Parti’de göçmenlik politikalarından sorumlu kişi olan Lars Castellucci yaptığı açıklamalarda, bu kararın zamanlamasının İtalya’daki mevcut durumla ilgisi olmadığını söyledi. Almanya’nın ulaşmaya çalıştığı hedefin, sivil toplum kuruluşları tarafından işletilen kurtarma gemilerine olan ihtiyacın ortadan kaldırılması ve bu görevi Avrupa Birliği’nin üstlenmesi olduğunu söyledi. Almanya’nın bunu, üye devletlerin yardım için gerekli araçları sağlaması ve yasadışı göçmen kaçakçılığı yapan örgütlerle mücadele etmesine dayalı ortak bir misyon aracılığıyla yapmak istediğini belirtti. Alman hükümeti sözcüsü, bu kararın zamanlamasının atmosferi sakinleştirmeye yardımcı olmadığını itiraf etti. Bununla birlikte “Bu konuda ortak bir Avrupa çözümüne ulaşılana kadar, Akdeniz'in büyük bir toplu mezara dönüşmemesi için insani yardım kuruluşlarının çalışmalarını desteklemeye devam edeceğiz” ifadelerini de sözlerin ekledi.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre sivil toplum kuruluşları, Afrika kıyılarından yola çıkan küçük teknelerin olduğunu Akdeniz’de kurtarma faaliyetlerine yeniden başlayacaklarını açıkladı. Uluslararası Göç Örgütü, bu yılın başından bu yana denizde boğulan ortalama göçmen sayısının 151’i çocuk olmak üzere bin 340 kişi olduğunu bildirdi.
Alman hükümeti tarafından sağlanacak finansmanın açıklanmasının ardından, Open Arms kuruluşunun kurucusu Oscar Camps, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’e den Almanya’nın tutumunun izinden gidilmesi ve Open Arms’a yardım faaliyetlerinde ve Akdeniz’deki yasadışı göçmenlerin kurtarılmasında yardım etmesi çağrısında bulundu.
İtalya ve Fransa arasındaki krizi tetikleyen Ocean Viking adlı geminin sorumlu yetkililerden birinin belirttiğine göre, İtalyan hükümetiyle yaşanan anlaşmazlıkların sona ermesinin ardından, dört kurtarma gemisi şu anda bakım, ikmal ve mürettebat değişikliklerini bekliyor. Gemiler önümüzdeki günlerde faaliyetlerine yeniden başlamaya hazırlanıyor.
Sınır Tanımayan Doktorlar, Akdeniz’deki gemilerinde kurtarma ve yardım faaliyetlerine devam edeceğini ayrıca Katanya limanına Ceo gemisinde bulunan 572 göçmeni birkaç gün önce karaya çıkardığını duyurdu. Geminin şu anda Augusta limanında bulunduğunu, tekrar denize açılmak için mürettebatını değiştirdiğini belirtti.
Şarku’l Avsat Uluslararası Göç Örgütü tarafından yayınlanan en son verileri ve raporları inceledi. İtalyan hükümetinin göçmenlik dosyasındaki tutumunu desteklemek için önde sürdüğü rakamların sadece limanlarına inen yasadışı göçmen sayısı açısından doğru olduğu ortaya çıktı. Söz konusu raporlara göre, bu yılın başından bu yana İtalya limanlarına ulaşan göçmen sayısı 90 bini aşarken, İspanya’ya 26 bin, Yunanistan’a 8 bin ve Kıbrıs’a 13 bin göçmen ulaştı. Ancak bu raporlar, İtalya’da karaya çıkan göçmenlerin çoğunluğunun diğer Avrupa ülkelerine doğru yola devam ettiğini ve çoğunun Almanya’ya yerleştiği ortaya çıkardı. Avrupa Komisyonu’na bağlı Avrupa İstatistik Ofisi’ne göre, geçen yıl iltica başvurusunda bulunanların sayısı Fransa’da 90 bin ve İspanya’da 60 bine kıyasla İtalya’da 148 bine ulaşırken, bu sayı bu yıl İtalya’da 40 bini geçmedi. Avrupa verileri İtalya’da sığınmacıların nüfusa oranını bin 300 vatandaşta 1, Almanya’da 560’ta 1 olduğunu gösteriyor. İstatistiklere göre, İtalya göçmen dağılımda Avrupa Birliği ülkeleri arasında 15’inci sırada yer alırken, Kıbrıs ilk sırada yer alıyor.   



Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
TT

Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)

Galler İşçi Partisi Lideri Vaughan Gething, Galler Bölgesel Başbakanı olarak seçilmesinin ardından dört kurucu ülkeden (İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda) oluşan Birleşik Krallık'ın (Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığ) üç ülkesi göçmen kökenli isimler tarafından yönetilmeye başlandı. Gething, Galler'in başkenti Cardiff’te hükümetin dümenine geçerken, Rishi Sunak İngiltere Başbakanı olarak Londra'da, Hamza Yusuf ise İskoçya Başbakanı olarak Edinburgh'da iktidarı ellerinde bulunduruyor.

Babası Güney Galler'den bir veteriner olan 52 yaşındaki Vaughan Gething’in annesi ise Zambiya'da bir kümes hayvanı çiftliğinde çalışıyordu. Eski Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela'nın hikayesi, Gething’i henüz 17 yaşındayken İşçi Partisi'ne katılmasında etkili oldu. Gething, 2011 yılında Cardiff'te meclis üyesi seçilerek siyasi kariyerine başladı.

Cardiff hükümetinde 2013 yılından bu yana çeşitli görevler üstlenen Gething, 2014 yılında Kalkınma Bakan Yardımcılığı, ardından Sağlık Bakan Yardımcılığı, ardından 2016-2021 yılları arasında Sağlık Bakanı olarak görev yaptı. Birkaç gün önce rakibi Jeremy Miles'ı kıl payı mağlup ederek Galler İşçi Partisi'nin lideri olan Gething, 2021 mayısında Mark Drakeford hükümetinin ekonomi bakanlığı görevini üstlenmişti.

Gething, özelde Galler’in genelde ise Avrupa’nın ilk siyahi lideri oldu. Birleşik Krallık tarihindeki bu yeni durum, ‘artık göçmenlerin çocukları ve torunları sahada ve yerel meclislerden hükümete kadar çeşitli siyasi makamlar için ülkenin yerli halkıyla rekabet ediyor’ yorumlarına neden oldu.

Galler’de bir göçmenin başbakan olarak seçilmesinden önce Hint asıllı Budist Rishi Sunak, 2022 yılında İngiltere’nin başbakanlık koltuğuna oturmuştu. Pakistan asıllı bir Müslüman olan Hamza Yusuf ise 2023 yılında İskoçya hükümetinin başına geçti. Böylece Birleşik Krallık'ı oluşturan ülkelerden üçü artık her zaman beyazların seçildiği makamlara partileri tarafından seçilen göçmenlerin getirildiğine tanık oldu.

Birleşik Krallık'ta farklı milletlerden üç ismin iktidara gelmesinin ve göçmenlerin çocuklarının ve torunlarının siyasetin tüm kademelerinde yer almasının yolu açıldı. Yerel halkla belediye ve meclis sandalyeleri için yarışan göçmenlerin çocukları ve torunları, hükümetlerde çeşitli görevler alırken bakanlık görevlerinde bulundular ve iç siyasi sahnede etkili oldular.

Birleşik Krallık'taki dördüncü ülke olan Kuzey İrlanda da liderlik konusunda bir istisnaya tanık oluyor. Kuzey İrlanda tarihinde ilk kez ‘Birleşik İrlanda’ fikrini destekleyen Katolik bir kadın siyasetçi olan Sinn Fein, 2023 yılında Belfast parlamento seçimlerinde rakibi Demokratik Birlik Partisi'nin (DUP) 1998 yılında imzalanan barış anlaşmasının temelini oluşturan güç paylaşımı hükümetine yönelik boykotunu sona erdirmeyi başararak iktidara geldi.