Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Alimi: Husilerin gerilimi artırması barış çabalarını sabote edecek

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi dün Riyad'da bir grup büyükelçiyle bir araya geldi (SABA)
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi dün Riyad'da bir grup büyükelçiyle bir araya geldi (SABA)
TT

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Alimi: Husilerin gerilimi artırması barış çabalarını sabote edecek

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi dün Riyad'da bir grup büyükelçiyle bir araya geldi (SABA)
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi dün Riyad'da bir grup büyükelçiyle bir araya geldi (SABA)

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi dün, Başkanlık Konseyi üyesi Ferec el-Behsani ve Güvenlik Konseyi ve Avrupa Birliği daimi üyesi ülkelerin Yemen büyükelçileri ile Riyad'da bir araya geldi.
Alimi toplantıda, terörist Husilerin ülkesindeki petrol ihracat limanlarına ve hayati ekonomik yapılara yönelik saldırılarına dikkat çekti. Husilerin gerilimi artırmasının barış çabalarını sabote edeceği konusunda uyardı. Alimi ayrıca meşru hükümetin bu saldırılara yanıt verme hakkını saklı tuttuğunu vurguladı.
Resmi kaynakların aktardığına göre Alimi toplantıya katılan yetkililer ile Yemen arenasındaki gelişmeleri ve Husi terörünün artmasının insani durum ve uluslararası barış ve güvenlik üzerindeki yansımalarını görüştü.
İran destekli Husi milisler, petrol ihracatını engelleme eylemleri doğrultusunda Hadramevt ve Şebve illerindeki petrol ihracat limanlarına bubi tuzaklı insansız hava araçlarıyla saldırılar düzenlemiş ve Yemen hükümetine petrol satış gelirlerini paylaşması için şantaj yapmıştı.
Milisler, Birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg'in ateşkesi altı hafta boyunca uzatma ve genişletme önerisini reddetti. Yapılan açıklamalar Husilerin topçu atışı, top mermisi ve keskin nişancılarla yaptığı bazı saldırılar dışında, temas hatları göreceli bir sakinliğe tanık olunduğu yönünde.
Yemen resmi haber ajansı SABA, Alimi'nin Yemen meselesindeki birleşik uluslararası pozisyonunu övdüğünü bildirdi. Ajansın aktardığına göre Alimi, Başkanlık Konseyi'nin ve hükümetin, ulusal, bölgesel ve uluslararası kabul gören referanslara uygun kapsamlı bir çözüme bağlılığını vurguladı.
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı, büyükelçilere terörist milislerin yüz çevirdiği barış çabaları sürecini hatırlattı. Alimi, milislerin barış için ciddi bir ortak olmadıklarını dünyaya kanıtladığını ifade etti.
Ateşkesin başarısı için tüm kolaylıkları sağlayan Suudi Arabistan liderliğindeki meşruiyeti destekleme koalisyonunun pozisyonuna işaret eden Alimi, özellikle Krallığın Yemen'e barış, güvenlik ve istikrar getirme girişimine dikkat çekti.
Resmi kaynakların aktardığına göre Alimi, Husi teröristlerin ekonomik altyapıya yönelik saldırılarının barış çabalarını baltalayacağı konusunda uyardı. Husi saldırılarının hükümetin, çalışanların maaşlarını ödeyememesi ve vatandaşlara karşı temel yükümlülüklerini yerine getirememesi gibi ‘feci’ insani yansımaları olduğuna dikkat çeken Alimi, İran rejimi tarafından desteklenen bu ihlallere yanıt verme hakkını saklı tutacaklarını kaydetti. “Husi milislerinin gerilimi artırması, İran rejimine olan bağımlılığının boyutunu gösteriyor” ifadesini kullandı.
Saba haber ajansına göre Alimi, Ulusal Savunma Konseyi'nin milisleri ‘terör örgütü’ olarak sınıflandırma kararına uygun olarak, Husi teröristlerini uluslararası hukuk ihlallerinden vazgeçirmek için hükümet önlemlerinin önüne yabancı büyükelçileri yerleştirdi.
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı, büyükelçilere yaptığı konuşmada geçmiş dönemde konsey ve hükümet tarafından her düzeyde yürütülen reformların sonuçlarını ve bu reformların gidişatını güçlendirmek için gereken uluslararası desteği anlattı.
Alimi konuşmasında ‘Yemen’deki kurum ve hizmet inşası, yolsuzlukla mücadele çabaları, yargı, parlamenter ve gözetim organlarının rolünün etkinleştirilmesi ve hak ve özgürlüklerin korunması alanlarındaki başarılara’ dikkat çekti.
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin desteğiyle çeşitli sektörlerdeki hizmet reformlarının yanı sıra ortak güvenlik ve askeri komite raporunun sonuçlarına göre, ordunun ve güvenlik kurumlarının yeniden inşası için devam eden çabalara atıfta bulundu.
Resmi Yemen medyasının aktardığına göre toplantıya katılan büyükelçiler, hükümetin insani acıyı hafifletme girişimlerine ve ateşkes çabalarına ciddi katılımına övgüde bulundular. Başkanlık Konseyi ve hükümet tarafından kurtarılan valiliklerde yürütülen ekonomik ve hizmet reformlarına tam desteklerini teyit ettiler.
Yemen siyasetinde, Husilerin askeri gerilimi artırma ve terörist saldırılar yolunu seçmeye devam etmesine yönelik öfke artıyor. Yemen Savunma Bakanı Muhsin ed-Dairi, BM ateşkesini yenileme çabalarının çökmesi durumunda askeri seçeneğe dönüş sinyali verdi.
Dairi dün Al-Arabiya kanalına verdiği demeçte, ülkesindeki silahlı kuvvetlerin ve onlara destek veren koalisyon güçlerinin öncekilerden farklı olarak alışılmadık bir savaşa ve çatışmalara girmek konusunda birçok alternatifi ve koordineli planı olduğunu söyledi.
Dairi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kuvvetleri birleştirmek için oluşturulan askeri komite büyük adımlar attı ve teorik konuların çoğunu halletti. Çoğu noktada anlaşmaya varıldı. Üzerinde mutabık kalınan her şeyi uygulamak için önümüzdeki dönemde saha komitelerinin bir şubesi sahaya inecek.”

Mayın temizleme çalışmaları sürüyor
Bir diğer gelişmede, Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSRelief) tarafından yürütülen Yemen'deki Mayın Temizleme Projesi (MASAM), 2022'nin kasım ayının ikinci haftasında Husi milisleri tarafından çeşitli illere yerleştirilmiş 716 mayını temizlemeyi başardığını duyurdu.
MASAM, üç anti-personel mayın, 104 anti-tank mayını, 606 patlamamış mühimmat ve üç patlayıcı cihaz da dahil olmak üzere kasım ayında toplam bin 835 mayının temizlendiğini bildirdi.
MASAM projesinin başlangıcından bu yana temizlenen mayınların sayısı 371 bin 952’ye ulaştı.
Yapılan açıklamada Yemen genelinde Husi milisler tarafından rastgele yerleştirilmiş mayınları temizleme çalışmalarının sürdüğü kaydedildi.



‘Hayalet kamp’... Batı Şeria'da on binlerce kişi İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildi

Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
TT

‘Hayalet kamp’... Batı Şeria'da on binlerce kişi İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildi

Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)

İsrail güçleri, işgal altındaki Batı Şeria'da büyüdüğü Tulkerim Mülteci Kampı’ndaki evleri yıkmaya başladığında Malik Lütfi, sahip olduğu birkaç dakika içinde ailesinin eşyalarından ne alacağını düşünürken kafası karışmıştı.

Altı çocuk babası 51 yaşındaki Lütfi, yakınlardaki Tulkerim kentinde küçük bir oda kiraladı. Ancak kuşatma altındaki kampta elektronik ev aletleri tamirhanesine erişimi olmadığı için kirayı ödeyecek geliri yok ve ailesinin geleceği konusunda endişeli.

asdfrgt
Tulkerim Mülteci Kampı’nda bir Filistinlinin üzerini arayan İsrail askeri (DPA)

Lütfi şunları söyledi: “Bizi 27 Ocak 2024'te yerlerimizden ettiler. Bizi evlerimizden çıkardılar ve geri gelmememizi söylediler. Bu yüzden altı aydır Tulkerim Mülteci Kampı’na dönmedik. Kendi başımıza oradan ayrıldık, çoğu insan yanına hiçbir şey almadı.”

Lütfi, durumu kendisinden daha kötü olan, aşırı kalabalık okullarda ya da tarım arazilerinde yaşamak zorunda kalan çok sayıda aile tanıdığını söyledi.

Lütfi, “Hükümetten ve insanların masraflarının karşılanması için yardım sözü veren hayırseverlerden yardım bekliyoruz” dedi.

cdfrgt
İsrail askerlerinin kestiği yolun kenarında bekleyen Tulkerim Mülteci Kampı sakinleri (DPA)

İşgal Edilmiş Topraklarda İnsan Hakları için İsrail Bilgi Merkezi (B'Tselem), İsrail operasyonlarının Batı Şeria'da Lütfi gibi on binlerce Filistinliyi evlerinden etmeye zorladığını bildirdi.

Bağımsız bir merkez olan B'Tselem, Tulkerim, Nur Şems ve Cenin mülteci kamplarında yaşayan yaklaşık 40 bin kişinin bu yıl askeri operasyonlar nedeniyle yerlerinden edildiğini belirtti.

İsrail, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tulkerim ve Cenin kentleri de dahil olmak üzere Filistinli militanların faaliyetlerine karşı harekete geçtiğini söylüyor.

Bir İsrail ordu sözcüsü dün yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu, kuvvetlerin bölgede serbestçe hareket etmesine ve engellenmeden hareket etmesine izin vermek için binaların yıkılmasını gerektiriyor.”

dfvghy
Tulkerim Mülteci Kampı’ndaki İsrail askerleri (DPA)

Açıklamada, “Bu yapıları yıkma kararı operasyonel gerekliliğe dayanmaktadır ve alternatif seçenekler değerlendirildikten sonra alınmıştır” denildi.

İsrail'in yıkımları yaygın uluslararası eleştirilere neden oldu ve Filistinliler arasında İsrail'in 1967 savaşında ele geçirdiği Batı Şeria'yı resmen ilhak etmek için organize bir çaba içinde olduğuna dair korkuların arttığı bir döneme denk geldi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre görgü tanıkları, bu hafta buldozerlerin bina enkazları arasında ilerlediğini ve yeni yolların moloz ve beton bloklarla dolduğunu ifade etti. Bölge sakinleri kamyonların üzerine sandalye, battaniye ve mutfak aletleri gibi eşyalarını yığdı.

swdert
Tulkerim Mülteci Kampı’nda bir Filistinlinin kimliğini kontrol eden İsrail askeri (DPA)

Tulkerim Valisi Abdullah Kemyil, yıkımların son haftalarda arttığını, yakındaki Tulkerim ve Nur Şems mülteci kamplarında 106 ev ve 104 diğer yapının yıkıldığını açıkladı.

Kemyil, “Tulkerim Mülteci Kampı'nda yaşananlar İsrail'in siyasi kararıyla işlenen bir suçtur ve bunun güvenlikle hiçbir ilgisi yoktur” dedi.

Kemyil sözlerine şöyle devam etti: “Operasyon devam ediyor, altyapının yıkımı sürüyor. Kampta hiçbir şey bırakmadılar. Tulkerim Mülteci Kampı, çeşitli yerlerinde sadece keskin nişancıların bulunduğu bir ‘hayalet kamp’ haline geldi.”

İsrail'in Batı Şeria'nın kuzeyinde ocak ayında başlattığı operasyon, 20 yıl önceki İkinci İntifada’dan bu yana gerçekleştirilen en büyük operasyonlardan biri.

Operasyonda insansız hava araçları (İHA) ve helikopterler tarafından desteklenen birkaç ordu tümeninin yanı sıra on yıllardır ilk kez ağır savaş tankları da kullanılıyor.

ABD ve Katar'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlama çabaları yoğunlaşırken, bazı uluslararası yetkililer ve insan hakları örgütleri de Batı Şeria'daki çalkantılı durumdan duydukları endişeyi dile getirdiler.

B'Tselem İletişim Direktörü Shai Barnes, “İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik mevcut saldırısında geliştirdiği taktik ve savaş doktrinlerini Batı Şeria'nın kuzeyinde de uygulamaya başladı. Bu, evlerin ve sivil altyapının kasıtlı ve yaygın bir şekilde tahrip edilmesini ve sivillerin ordunun savaş bölgesi olarak belirlediği alanlardan zorla göç ettirilmesini içeriyor” ifadelerini kullandı.

Hükümet içindeki ve dışındaki İsrailli aşırılık yanlıları, Filistinlilerin başkenti Doğu Kudüs olan ve Gazze Şeridi'ni de içine alacak bağımsız bir devlet kurmak istedikleri Batı Şeria'nın ilhak edilmesi için defalarca çağrıda bulundu.

İsrailli bakanlar Batı Şeria operasyonunun militan gruplarla mücadele dışında bir amacı olduğunu reddediyor. İsrail ordusu yaptığı açıklamada, uluslararası hukuka uyduğunu ve militanları hedef aldığını ifade etti.

Vali Abdullah Kemyil, yerinden edilmenin zaten ekonomik olarak zor durumda olan bir toplum üzerinde baskı yarattığını söyledi. Binlerce kişi camilere, okullara ve aileleriyle birlikte tıkış tıkış yaşadıkları evlere sığındı.

Altı ay sonra ilk kez geri dönen Lütfi, evlerdeki yıkımın boyutunun kendisini şok ettiğini söyledi.

Lütfi, “Çoğu insan gitti ve geri dönüp evlerine baktığınızda yıkılmış olduklarını görüyorsunuz. Yıkım çok büyük; geniş caddeler, altyapı, elektrik, internet… Eğer yeniden inşa etmek istiyorsanız, bu uzun zaman alacak” şeklinde konuştu.