İsrail'de yarışma iptal edildi, eski güzellik kraliçeleri görüş ayrılığına düştü

İsrail'i 2019'daki Miss Universe yarışmasında temsil eden Sella Sharlin, geçen yıl ülkesindeki güzellik yarışmasının jüri üyesiydi (Youtube/Sella Sharlin)
İsrail'i 2019'daki Miss Universe yarışmasında temsil eden Sella Sharlin, geçen yıl ülkesindeki güzellik yarışmasının jüri üyesiydi (Youtube/Sella Sharlin)
TT

İsrail'de yarışma iptal edildi, eski güzellik kraliçeleri görüş ayrılığına düştü

İsrail'i 2019'daki Miss Universe yarışmasında temsil eden Sella Sharlin, geçen yıl ülkesindeki güzellik yarışmasının jüri üyesiydi (Youtube/Sella Sharlin)
İsrail'i 2019'daki Miss Universe yarışmasında temsil eden Sella Sharlin, geçen yıl ülkesindeki güzellik yarışmasının jüri üyesiydi (Youtube/Sella Sharlin)

İsrail'deki "Miss Israel" güzellik yarışmasının gerekçe gösterilmeden iptal edilmesi, eski "kraliçeler" arasında da görüş ayrılığına yol açtı. Kimisi kadınların sesini duyuracağı bir sahneden yoksun kaldığını söylerken, kimisi yarışmanın artık tarihe karışması gerektiğini dile getirdi.
"Miss Israel 2019" unvanını taşıyan Sella Sharlin, 11 Kasım'da 103FM'e radyo kanalına konuşurken, yarışmanın kazanana birçok fırsat yarattığını ve bu sayede gençlere finansal okuryazarlık kazandırma faaliyeti yürüttüğünü söyledi:
“Sonuçta, bu yarışma kadınlara liderlik etmek ve inisiyatif göstermek için platform ve yer sunuyor, yani sadece güzellikten bahsetmek için değil.”
Son yarışmada jüri üyeliği yapan Sharlin, fiziki güzellik ve mayolu defile bölümü kaldırılarak "kadın gücüne" daha çok vurgu yapılabileceğini söyledi.
Buna karşılık, Channel 12 sunucusu ve 2003 birincisi Sivan Klein, "modası geçmiş" dediği yarışmanın iptal kararını destekleyenlerden biri oldu: 
“Kraliçe Elizabeth öldü, şimdi de güzellik kraliçesi yarışması toprağa verildi. Sahiden de kraliçelik değil, artık biraz da kadın olma zamanı... Eskiden, güzelliklerinden bağımsız olarak, gerçek kraliçeler vardı ve organize edenler sahiden de kadınlara güç vermenin önemine inanıyordu ama hadi artık; 2020'lere gelmişiz, artık bu yarışmanın miadı dolmuş diyebiliriz.”
Ortodoks Yahudi avukat, oyuncu ve 1998'deki yarışmanın birincisi Linor Abargil de sosyal medya hasabında kararı kutladı:
“Bir kadın vücuttan veya yüzden ibaret değildir ve dünyada kimse bizi eleştirme veya piyasaya uyuyor mu diye kilomuzu değerlendirme hakkına sahip olamaz.”
Yarışmanın birincisi İsrail'i, ABD'nin New Orleans kentinde 14 Ocak 2023'te yapılacak Kainat Güzeli Yarışması'nda (Miss Universe) temsil edecekti. 1952'den beri düzenlenen etkinlikte ilk defa temsil edilmeyecek olan İsrail, geçen yılki uluslararası yarışmaya Eilat kentinde ev sahipliği yapmıştı.
 
Independent Türkçe, Times of Israel, The National
 



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe