Gıda israfı: Rakamlar ürkütücü ve israfın çevre üzerinde olumsuz etkileri var

Suudi Arabistan bu sorunla yüzleşiyor ve 2030'a kadar israfı yüzde 16'ya indirecek bir sisteme doğru ilerliyor.

Bölgede gıda israfının en fazla olduğu ülke Suudi Arabistan (Çevre Bakanlığı)
Bölgede gıda israfının en fazla olduğu ülke Suudi Arabistan (Çevre Bakanlığı)
TT

Gıda israfı: Rakamlar ürkütücü ve israfın çevre üzerinde olumsuz etkileri var

Bölgede gıda israfının en fazla olduğu ülke Suudi Arabistan (Çevre Bakanlığı)
Bölgede gıda israfının en fazla olduğu ülke Suudi Arabistan (Çevre Bakanlığı)

Suudi Arabistan Şura Meclisi, gıda israfıyla mücadele yasa taslağını tartışırken meclis üyesi olan Hüda el-Halisi, ülkedeki gıda israfının yıllık 40 milyar riyale ulaştığı için "çok korkutucu" olduğunu belirtti. Bu miktar bölgedeki en yüksek seviyeyi gösteriyor. Söz konusu üye açıklamasında, bu sorunla ciddi bir şekilde yüzleşmenin ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerini sınırlamanın önemini vurguladı.
Hüda el-Halisi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda şu ifadelere yer verdi: “Suudi Arabistan, israf miktarı yılda 40 milyar riyale ulaştığı için, bölgedeki gıda israfının en fazla olduğu ülke. Parti ve etkinliklerde artan yemek artıklarından, restoran ve kafelerde kullanılmayan ve fazla gelen yiyeceklere kadar gıda israfını azaltmak için bu sisteme çok acil ihtiyaç var” dedi.
El-Halisi mecliste, Fransa, İtalya, Birleşik Krallık, İspanya, Mısır ve Lübnan’da da benzer deneyimlerin yaşandığının söylendiğini belirtti. El-Halisi, 2016 yılında uygulanmasının ardından Fransa deneyiminin, gıda israfını azaltma sistemini hayata geçirdikten sonra artan gıdadan yararlanmanın yanı sıra büyük miktarlarda para tasarrufu sağlamayı başardığına dikkat çekti. Ayrıca, sistemi ihlal eden ve bu konuda ihmalkâr davranan kuruluşlara ve mağazalara karşı ceza uygulanmasında sert olunması gerektiğini vurguladı.
El-Halisi, önerilen sistemin "Yeşil Ortadoğu Girişimi" ve "Yeşil Suudi Arabistan Girişimi" dahil olmak üzere Suudi Arabistan'ın birçok çevresel sürdürülebilirlik girişimleri ile uyumlu olduğunu da sözlerine ekledi. Meclis üyesi, “Gıda israfının çevre üzerinde yarattığı olumsuz etkilere ve elektrik gibi diğer enerji kaynaklarının israfına ek olarak, dünyadaki çoğu ülkenin yüksek oranda açlık ve yoksulluk çektiği bir döneme gelindiğine dikkat çekti. Bir kilo tahılın yetiştirilmesi bir miktar elektrik, su ve gübre gerektirirken, bu gıda israf edildiğinde verilen emekler boşa gidecek.
Gıda israfını azaltmakla ilgilenen Zeyd eş-Şebanat, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Suudi Arabistan Tahıl Organizasyonu tarafından yakın zamanda yürütülen bir araştırmadan bahsetti. Araştırma, Suudi Arabistan'daki gıda kayıp ve israf endeksinin yıllık 40 milyar riyal olduğunu ve bunun da yüzde 33,1'ini gıda miktarının oluşturduğunu gösterdi. Zeyd eş-Şebanat, 2030 yılına kadar bu miktarı yarıya indirerek yıllık 20 milyar riyali aşmayacak şekilde gıda oranını da yüzde 16 seviyesine getirmeyi hedeflendiğini kaydetti.
Şebanat, gıda israfıyla mücadele projesinin tüm dünya ülkeleri için çok önemli olduğunu vurgulayarak, restoranlar, oteller, parti organizatörleri, hastaneler ve diğer tüm tüketici tedarik zincirlerinin buna tabi olması gerektiğini vurguladı. Projenin tamamlanması ve uygulama aşamasına geçmesi ile birlikte önümüzdeki yıllarda bu rakamların azalacağını umduğunu ifade etti.
Şura Meclisi’nde önerilen sistem ilgili Şebanat, yasama boşluğunu dolduracak bir sistem bulma ihtiyacı olduğunu vurguladı. Söz konusu projenin; gıda yönetimi ve israfını, küresel atık risklerini ve bunun yoksullukla ilişkisini azaltmak için entegre bir çerçeve içerdiğini kaydetti. Dünyada üretilen gıdanın yaklaşık üçte birinin (yaklaşık 1,3 milyar ton) israf edildiğine işaret edilen açıklamada, sanayileşmiş ülkelerde yaklaşık 680 milyar dolar, gelişmekte olan ülkelerde ise 310 milyar dolarlık kayıp olduğu belirtildi. Fransa Çevre ve Enerji Yönetimi Ajansı'nın bir raporuna göre, yılda 10 milyon ton gıda israf ediliyor, bu da 16 milyar euroya mal oluyor ve yalnızca Birleşik Krallık'ta bu miktar yılda 1,9 milyon tona ulaşıyor.
Sistem, herhangi bir gerçek veya tüzel kişinin yiyecekleri israf etmesini veya kasıtlı olarak buna sebep olmasını yasaklıyor. Ayrıca sistem, gıda üreticilerini, özel dernekler ve kurumlarla; tasarruf etmek, artan gıdayı dağıtmak, hayvanları beslemek veya tarımda kullanmakla ilgili sözleşmeler yapmaya teşvik ediyor. Üreticinin atık azaltım işlemlerinin düzenlenmesine ilişkin talimatlara uymaması halinde 200 bin riyale kadar para cezası ile cezalandırılması öngörülüyor. Üreticiye verilecek ceza, yiyeceği imha etmemeyi ve son kullanma tarihi geçmeden önce normal yoldan elden çıkarmak için özen göstermeyi de içeriyor. Sisteme göre, gerçek veya tüzel kişi, yiyeceği israf etmesi veya kasten israf etmeye sebep olması halinde on bin riyale kadar adli para cezası ile cezalandırılır ve suçun tekerrürü halinde cezanın üst sınırı iki katına çıkarılabiliyor.



Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
TT

Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)

Kripto para piyasası haftaya kayda değer bir yükselişle başladı. Bitcoinin fiyatı yüzde 2,1 oranında artarak 110 bin dolar seviyesini yeniden gördü. Bu seviye, yatırımcılar açısından psikolojik ve teknik açıdan önemli bir eşik olarak görülüyor. Söz konusu yükseliş, tahvil piyasalarında yaşanan artan dalgalanmalar ve hem ABD hem de Japonya’da kamu borçlarının sürdürülebilirliğine dair artan endişeler eşliğinde gerçekleşti.

ABD’de bütçe açığının artması ve devlet tahvili ihraçlarının hız kazanması, tahvil piyasası üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu. Diğer yandan uzun vadeli borçlanma araçlarının getirileri yükselmeye devam ediyor. Bu durum yatırımcıların enflasyon kaygılarını ve yabancı talepteki düşüşü yansıtıyor. Japonya’da ise tahvil getirileri, tarihsel olarak düşük seyreden bantlarını aşmaya başladı. Bu gelişme, onlarca yıldır sürdürülen genişleyici para politikasının sona erdirilebileceğine dair spekülasyonları beraberinde getirdi.

Kripto para analizi alanında önde gelen isimlerden Michael van de Poppe’nin sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşıma göre, Bitcoinin 110 bin dolar seviyesine geri dönmesi, güçlü bir yükseliş ivmesine işaret ediyor. Aynı zamanda alternatif kripto paralar da bu olumlu eğilime katılıyor.

Söz konusu hareket, birçok piyasa izleme platformunun bildirdiğine göre, 95 bin ila 100 bin dolar arasında dalgalanan birkaç haftalık yatay seyrin ardından geldi. Binance platformunun verilerine göre, BTC/USD paritesi 110 bin 125 dolar seviyesinde kaydedilirken, günlük işlem hacmi yaklaşık 38 milyar dolara ulaştı.

Bu bağlamda Bitcoin, hem yüksek performanslı bir dijital varlık hem de alternatif bir değer saklama aracı olarak yeniden gündeme geliyor. Analistler, küresel piyasalarda yaşanan dönüşümlerin dijital para birimlerinin cazibesini artırdığını belirtiyor. Özellikle Bitcoine bağlı borsa yatırım fonlarına kurumsal sermaye akışının devam etmesi dikkat çekiyor. Bu fonların yönettiği varlıkların toplam değeri kısa süre önce 104 milyar doları aştı.

Dikkat çekici olan, bu yükselişin kısa vadeli bir spekülasyon dalgasının sonucu gibi görünmemesi. Aksine bu yükseliş, yatırımcılar tarafından ‘güvenli liman’ kavramının yeniden kapsamlı biçimde değerlendirilmesi çerçevesinde gerçekleşiyor. Zira artık geleneksel devlet borçlanma araçları -başta Amerikan hazine tahvilleri olmak üzere- aynı güven düzeyine sahip değil. Özellikle yüksek enflasyon ve kronik bütçe açıklarıyla karakterize edilen bir ortamda bu güven daha da zayıflamış durumda.

Hafta sonunda ise Bitcoinin fiyatı, 111 bin doların üzerindeki seviyelerden 108 bin 600 dolara kadar geriledi. Bu düşüş, ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa mallarına ve Amerika dışında üretilen iPhone cihazlarına ağır gümrük vergileri uygulama tehdidine doğrudan bir tepki olarak gerçekleşti.

Bu ani riskten kaçınma eğilimine yönelik genel ruh halindeki dönüşüm, kripto para piyasasında 500 milyon dolardan fazla alım pozisyonunun silinmesine yol açtı. Bitcoin, Ether, Cardano, Solana ve Dogecoin’e bağlı vadeli işlem sözleşmeleri ciddi kayıplar yaşadı.

Ancak bu sabah atmosfer değişti. BTSE platformunun operasyonlardan sorumlu yöneticisi Jeff Mei, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bir yandan, hafta sonu yaşanan düşüşler bize kripto para piyasasının jeopolitik ve ekonomik şoklara ne kadar hızlı tepki verdiğini gösterdi. Diğer yandan, gümrük muafiyet sürelerinin uzatılması yönünde atılan adımlar, en kötü dönemin geride kaldığına dair inancı güçlendiriyor. Bu da yatırımcıların temkinli bir şekilde yeniden birikim yapmaya başlamasına yol açtı.”