G20 boşuna mı toplanıp dağılıyor?

Rus ve ABD'li uzmanlar sönük geçen G20 zirvelerini değerlendirdi

G20 liderlerinin Bali'de 16 Kasım'daki mangrov dikimi etkinliğine Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov katılmadı (AP)
G20 liderlerinin Bali'de 16 Kasım'daki mangrov dikimi etkinliğine Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov katılmadı (AP)
TT

G20 boşuna mı toplanıp dağılıyor?

G20 liderlerinin Bali'de 16 Kasım'daki mangrov dikimi etkinliğine Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov katılmadı (AP)
G20 liderlerinin Bali'de 16 Kasım'daki mangrov dikimi etkinliğine Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov katılmadı (AP)

Hem ABD'li uzmanlar hem de Rus meslektaşları, maliye bakanları ve merkez bankası başkanları seviyesinde 23 yıl önce başlayan G20 zirvelerinin en sönüğünün bu yılki olduğunu belirtiyor. 
Endonezya'nın Bali kentinde yapılmakta olan zirveye Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı damga vururken, ev sahibi Cakarta hükümeti, bazı Batı ülkelerinin baskılarına rağmen Rus lider Vladimir Putin'e davetiye göndermişti. Ancak Putin, "yoğun takvimini" gerekçe göstererek zirveye katılmamış ve yerine Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'u yollamıştı. Gruba üye olmayan Ukrayna'nın lideri Vladimir Zelenskiy, video bağlantısıyla zirvedeki liderlere seslenmişti.
Zirvenin resmi gündeminde koronavirüs pandemisi sonrasında küresel ekonominin toparlanması, dijital ekonomi ve sürdürülebilir enerji çözümleri olmasına rağmen kulaklar, ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in göreve gelmelerinin ardından ilk defa yüz yüze yapacağı toplantıdaydı. Biden "Yeni bir Soğuk Savaş yok" diyerek ortamı yumuşatmayı tercih ederken, zirveden somut sonuçlar ve kararlar çıkmayacağına kesin gözüyle bakılıyordu.
Bazı Rus uzmanlarının yorumları, Putin'in zirveye gitmemesinin sebebinin sadece Moskova'ya duyulan tepki olmayabileceğine işaret ediyor. Moskova'daki Valday Uluslararası Tartışma Kulübü'nün yöneticisi Oleg Barabanov, RT'ye şöyle konuştu:
"Hem G20 hem de G7 genelgeçer doğruları sıralayıp duruyor. Her geçen yıl doğru şeylere çağrı yapan çok güzel bildiriler yayımlıyorlar. Ancak bunların siyasi hayatta sahiden ne kadar uygulandığını söylemek güç. Üstelik, her yıl başkanlığı üstlenen ülke o yılın görevlerini belirlerken öncekinin neler eklediğine bakmıyor bile."
Bağımsız Devletler Topluluğu Ülkeleri Enstitüsü Direktör Yardımcısı Vladimir Zarihin de, zirveden önemli bir sonuç beklemiyor:
"Sonuçta, dünyayı yakından ilgilendiren sorunları tartışacaklardı ki bunlardan biri Rusya'yla Batı arasındaki büyük anlaşmazlık. Bunu Putin'in katılımı olmadan tartışmak çok daha zor... Nesnel açıdan, bütün uluslararası kuruluşlar, özellikle Birleşmiş Milletler, etkinliğini kaybediyor. Fakat oralara katılmak, özellikle uzlaşmaya hazır Batılı olmayan ülkelerle iletişim kurmak için anlamlı."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Putin'in katılmış olmasının diyalog kurmak için daha iyi olacağını söylemişti. 
Putin'e yakınlığıyla bilinen uluslararası ilişkiler uzmanlarından Timofey Bordaçev, toplantılarda birlikte fotoğraf verseler de devletlerin kendi politikasını uyguladığına dikkat çekti:
"Format yerinde duruyor; kimse sözünü duyurabileceği kürsüden vazgeçmek istemiyor ama herkes kendi çıkarına göre hareket ediyor. Çin, Batı'nın kendi amaçları ve bakış açısıyla yarattığı bu kurum ve örgütleri aşama aşama yeniden inşa etmeye çalışıyor. Batılı ülkeler için şimdi dünyaya birlikte olduklarını göstermek önemli. Ancak tabi ki genel bildiride hatalardan ve çözülemeyen sorunlardan söz edilmeyecektir."
Siyaset bilimci Andrey Suzdaltsev de, Rusya'nın askeri, ekonomik veya siyasi açıdan eli güçlü olmadığı durumda G20'de Putin tarafından temsil edilmesinin anlamı olmadığını dile getirdi:
"Yine de, uluslararası desteğe sahip olmak şarttır ve Rusya'nın en azından Çin ve Hindistan'la temasları var."
ABD'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi (CSIS) Başkan Yardımcısı Matthew Goodman, Washington Post'a verdiği demeçte Rus meslektaşlarıyla benzer yorumda bulundu:
"G20 artık 2008 veya 2009'daki halinde değil. Ortak amaç duygusunu yitirmekteyiz."
Washington'daki yatırım danışmanlığı şirketi International Capital Strategies kurucusu Douglas Rediker, G20 gibi ortamların ülke liderlerinin etkileşime geçmesi için önemli olduğunu belirtse de umutsuz konuştu:
"G20'nin gerçek sonucu tatmin edicilikten çok uzak olacak gibi, o da bir uzlaşmaya varılabilirse. Uzun süredir tepetaklak gidiyor (G20)."
Asya finans krizinin ardından küresel ekonomiye yön vermek isteyen G7 ülkelerinin (ABD, Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Kanada) çağrısıyla 1999'da kurulan G20'ye şu ülkeler davet edilmişti: Arjantin, Avustralya, Brezilya, Çin, Endonezya, Güney Kore, Güney Afrika, Hindistan, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Türkiye ve Avrupa Birliği.
Küresel mali kriziyle birlikte (2008-2009) toplantılar devlet ve hükümet başkanları seviyesinde yapılmaya başlandı.
Independent Türkçe, RT, Washington Post



Berlin, Afgan mültecilerin geri dönüşünü kolaylaştırmak için Taliban ile görüşmeye hazır

Taliban askerleri Kabil'in düşüşünün ikinci yıldönümünü Afganistan'daki ABD büyükelçiliğine yakın bir caddede kutluyor 15 Ağustos 2023 (Reuters)
Taliban askerleri Kabil'in düşüşünün ikinci yıldönümünü Afganistan'daki ABD büyükelçiliğine yakın bir caddede kutluyor 15 Ağustos 2023 (Reuters)
TT

Berlin, Afgan mültecilerin geri dönüşünü kolaylaştırmak için Taliban ile görüşmeye hazır

Taliban askerleri Kabil'in düşüşünün ikinci yıldönümünü Afganistan'daki ABD büyükelçiliğine yakın bir caddede kutluyor 15 Ağustos 2023 (Reuters)
Taliban askerleri Kabil'in düşüşünün ikinci yıldönümünü Afganistan'daki ABD büyükelçiliğine yakın bir caddede kutluyor 15 Ağustos 2023 (Reuters)

İçişleri Bakanı dün verdiği bir röportajda, Almanya'nın, suç işlemekten hüküm giymiş Afgan mültecilerin sınır dışı edilmesini kolaylaştırmak için Afganistan'da iktidardaki Taliban yetkilileriyle doğrudan müzakere etmeyi düşündüğünü söyledi.

Berlin'de bir barınaktaki Afgan göçmen (Arşiv- Getty)

Berlin'de bir barınaktaki Afgan göçmen (Arşiv- Getty)

Alexander Dobrindt Alman “Focus” dergisine verdiği mülakatta şunları söyledi: “Mültecilerin geri dönüşünü kolaylaştırmak için Afganistan ile doğrudan anlaşmalar yapmaya çalışıyoruz.”

Muhafazakar bakan, Taliban ile iletişimin şu anda sadece aracı ülkeler üzerinden sağlandığını belirterek, “bu durumun kalıcı bir çözüm olamayacağını” vurguladı.

Sosyal Demokrat Olaf Scholz başkanlığındaki bir önceki hükümet, göç konusundaki sertliğini göstermek amacıyla, 30 Ağustos 2024 tarihinde, Taliban'ın Ağustos 2021'de iktidara dönmesinden bu yana benzeri görülmemiş bir şekilde, suç işlemekten hüküm giymiş 28 Afgan'dan oluşan bir grubu sınır dışı etti.

Berlin Taliban hükümetini tanımadığı için o dönemde Alman makamları Katar üzerinden dolaylı müzakereler yürütmüştü.

Ancak, farklı siyasi partilerden Alman yetkililerin, hükümetin Almanya'da suç işlemekten hüküm giymiş Afgan sığınmacıların sınır dışı edilmesini yoğunlaştırma niyetinde olduğunu teyit etmelerine rağmen bu süreç tekrarlanmadı.

Daha önce Suriye'yi sınır dışı edilebilecek güvenli olmayan ülkeler kategorisine alan ve eski Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimiyle diplomatik ilişkilerini kesen Almanya, Suriyeli mültecilere yönelik politikasını gözden geçirmeye çalışıyor.

Almanya Başbakanı Friedrich Merz bu hafta yaptığı açıklamada, “Suriye'ye sınır dışı edilmenin artık mümkün olduğunu” söyledi.

Avusturya hükümeti dün, son yıllarda Avrupa Birliği içinde ilk olarak, bir suçtan hüküm giymiş bir Suriye vatandaşının ülkesine sınır dışı edildiğini duyurdu.

Bu arada Alman haber dergisi Focus, İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt'in dün Almanya'nın hüküm giymiş Afgan suçluların ülkelerine geri gönderilmesini kolaylaştırmak için Taliban ile doğrudan görüşmeler yapmak istediğini söylediğini aktardı. Dobrindt ayrıca, Suriye'ye sınır dışı edilmeleri de kolaylaştırmaya çalıştıklarını söyledi. Avusturya İçişleri Bakanlığı, 15 yıl sonra ilk kez Suriyeli bir göçmeni dün İstanbul üzerinden Şam'a giden ticari bir uçakla ülkesine sınır dışı ettiğini açıkladı.

Avusturya İçişleri Bakanı Gerhard Karner, nisan ayında o zamanki Alman mevkidaşı Nancy Wieser ile birlikte Şam'ı ziyaret ettiğini söyledi. Ziyaretin odak noktası tehlikeli suçluların ve İslamcı tehdit oluşturan kişilerin sınır dışı edilmesiydi.

Şarku’l Avsat’ın Focus dergisinden aktardığına göre Dobrindt, “Suriyeli suçluların ülkelerine geri gönderilmesine ilişkin bir anlaşma için Suriye ile temaslar var ama henüz bir sonuç alınamadı” ifadelerini kullandı.

Berlin, Taliban ile iletişimin şu anda aracı ülkeler aracılığıyla gerçekleştiğini doğruladı (AFP) Berlin, Taliban ile iletişimin şu anda aracı ülkeler aracılığıyla gerçekleştiğini doğruladı (AFP)

Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri, Beşşar Esed rejiminin aralık ayında devrilmesinin ardından yaşanan kaos sırasında, Suriye'den gelen sığınmacılarla ilgili kararları askıya almıştı. Suriyeli sığınmacıların başvuruları mayıs ayında yeniden değerlendirmeye alındı.