Türkiye, Devlet Yüksek Konseyi ile Trablus hükümeti arasında arabulucu

Dibeybe, yeniden seçim manevrası yapıyor. Mişri ise egemen pozisyonlar için adaylık kapısını açtı

Mişri’nin Trablus’ta Türkiye büyükelçisi ile görüşmesinden bir görüntü (Libya Devlet Yüksek Konseyi)
Mişri’nin Trablus’ta Türkiye büyükelçisi ile görüşmesinden bir görüntü (Libya Devlet Yüksek Konseyi)
TT

Türkiye, Devlet Yüksek Konseyi ile Trablus hükümeti arasında arabulucu

Mişri’nin Trablus’ta Türkiye büyükelçisi ile görüşmesinden bir görüntü (Libya Devlet Yüksek Konseyi)
Mişri’nin Trablus’ta Türkiye büyükelçisi ile görüşmesinden bir görüntü (Libya Devlet Yüksek Konseyi)

Türkiye, Libya’daki büyükelçisi aracılığıyla Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri ile ülkesindeki ertelenen seçimlerle manevrasını yineleyen Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe arasındaki krize müdahil oldu.
Devlet Yüksek Konseyi’nin üst düzey devlet kurumları için adaylık kapısını açtığını ilan etmesinden birkaç saat sonra Mişri, geçen salı günü başkent Türkiye’nin Trablus Büyükelçisi Kenan Yılmaz ile bir araya geldi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Türkiye, konseyin toplantı düzenlemeyi engelleme çabalarını redderken Büyükelçi Kenan Yılmaz, siyasi taraflar arasındaki diyaloğun, anlaşmazlıkları çözmenin doğru yolu olduğunu dile getirdi.
Mişri, Libya’daki siyasi sahneye dair gelişmeleri ve mevcut krizi çözmenin yollarını ele aldıklarını, ayrıca seçimleri düzenlemeye hazırlık olarak anayasal mutabakatın gerekliliği üzerinde durduklarını söyledi. Mişri ayrıca, Libya Siyasi Diyalog Forumu (LSDF) üyeleriyle de ‘diyaloğu destekleme, tüm tarafların görüşlerini anayasal bir kural ve birleşik bir yürütme yetkisi üzerinde anlaşmaya yaklaştırma’ yollarını görüştü.
Dibeybe ise Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi ve BM Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Başkanı Abdullah Batili’nin ülkede herhangi bir karışıklığın yaşanmaması için geçiş aşamalarının seçimler yoluyla sona erdirilmesinin önemine olan duyarlılığını takdir etti. Dibeybe’ye göre Batili, bazı kurumların seçimleri engellemek üzere sarf ettiği çabaların, ülkenin geleceğine yönelik bir tehdit olduğunu belirtti. Aynı şekilde Dibeybe, yerel gençlik konseylerinin başkanlarının yemin törenine katıldığı sırada, ülkedeki temel seçenek olarak yasama ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması için tüm çabaların seferber edilmesinde gençlerin rolüne dikkati çekti.
UBH Dışişleri Bakanı Necla el-Mankuş, 16 Kasım’da Trablus’u ziyaret eden üst düzey bir Tunus heyetiyle ‘ikili iş birliği ilişkilerini ve iki halkın çıkarlarına hizmet edecek şekilde iki ülkeyi bir araya getiren stratejik ortaklığın güçlendirilmesi meselesini’ ele aldı.
Aynı şekilde Dibeybe, yaptığı açıklamada bakanlara, müsteşarlara ve kurum başkanlarına, kamu kurumlarına ve sivil kurumlara refakat ve koruma amaçlı motorize araçları ‘bakanlar ve benzerleri için en fazla 2 araçla’ sınırlama, zorunlu olmadıkça koruyucu silahları teşhir etmeme talimatı verdiğini söyledi. Ayrıca Savunma ve İçişleri Bakanlarına da bu kararın uygulanmasını koordine etme çağrısı yaptı.
Öte yandan Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Afrika Birliği (AfB) heyetiyle yaptığı görüşmede Kongo-Brazzaville Başkanı ve AfB misyonunun konseyin Libya’da barış ve istikrarı sağlamaya yönelik çabalarına verdikleri desteğe övgüde bulundu.
Fransa’nın Trablus Büyükelçisi ile ülkedeki siyasi ve ekonomik gelişmeleri ele alan Fethi Başağa başkanlığındaki paralel İstikrar Hükümeti ise ülkenin doğusunda kanser olan 9 çocuğun ölümünden sorumlu olanların hesap vermesi çağrısı yaptı. Hükümet, Merkez Bankası’nın iki ay önce yurt dışında tedavi görmeleri kararı almasına rağmen hastane için akreditif açılmasına onay vermeme politikası da dahil olmak üzere, bankacılık işlemlerindeki gecikmenin ölüme neden olduğuna dikkati çekti. Sağlık Bakanlığı, bankanın bir an önce akreditif açılma zorunluluğu getirilmesi için yasama ve denetleyici makamlara müdahale çağrısında bulundu.
Diğer taraftan Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu (LUO), güçlerinin ülkenin güneyindeki maden sahası yakınında 7 DEAŞ teröristini öldürdüğünü açıkladı. Ordunun askeri medya biriminden yapılan açıklamada, Tümgeneral Tarık bin Ziyad el-Muazzaz’ın özel görev gücünün, DEAŞ’a yönelik askeri operasyon düzenlediği ve kimliği belirtilmeyen 2 Arap uyruklu teröristin yakalandığı aktarıldı.



İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
TT

İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)

İsrail yetkilileri bugün, kuzey İsrail'de bir Filistinli tarafından gerçekleştirilen bıçaklı ve araçla saldırıda iki kişinin öldüğünü açıkladı.

 İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)

İsrail acil servisleri, yaklaşık 68 yaşında bir adamın araç çarpması sonucu hayatını kaybettiğini bildirdi.

İsrail kamu yayın kuruluşu Kan ise yaklaşık 20 yaşında bir kadının bıçaklanarak öldürüldüğünü duyurdu.

 Ayrıca, iki kişinin de hafif yaralandığı belirtildi.

İsrail polisi, şüpheli saldırganın işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan bir Filistinli olduğunu açıkladı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, orduya saldırganın memleketi olan Batı Şeria'daki Kabatiye kasabasında operasyon başlatma emri verdi.

Ofisinden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Savunma Bakanı Yisrael Katz, cani teröristin geldiği Kabatiye’ye karşı İsrail ordusuna güçlü ve derhal harekete geçme talimatı verdi. Amaç, tüm teröristleri tespit edip etkisiz hale getirmek ve kasabadaki terörist altyapıyı çökertmektir."


Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)

Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili bugün yaptığı açıklamada, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yapılan görüşmelerin henüz somut sonuç vermediğini belirterek, ülkenin kuzeydoğusundaki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesi konusundaki söylemlerin, icraat adımları atılmadan teorik ifadelerden ibaret kaldığını kaydetti.

Suriye Haber Ajansı'na (SANA) konuşan kaynak, Suriye'nin birliğine yapılan tekrarlanan vurgunun, ülkenin kuzeydoğusundaki gerçeklikle çeliştiğini, burada devlet çerçevesinin dışında ayrı ayrı yönetilen idari, güvenlik ve askeri kurumların bulunduğunu ve bunun da sorunu çözmek yerine "bölünmeyi sürdürdüğünü" söyledi.

 SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)

Sözlerine şöyle devam etti: "SDG liderliğinin Suriye devletiyle diyaloğun devam edeceğine dair sürekli işaretlerine rağmen, bu görüşmeler somut sonuçlar vermedi. Bu söylemin, gerçek bir durgunluk ve uygulamaya geçme konusunda gerçek bir irade eksikliği ışığında, medya amaçlı ve siyasi baskıları absorbe etmek için kullanıldığı görülüyor."

Sözlerine şöyle sürdürdü: “Kuzeydoğu Suriye'deki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesiyle ilgili konuşmalar, somut adımlar veya net zaman çizelgelerinden yoksun, teorik ifadeler alanında kalmıştır. Bu durum, SDG ile imzalanan 10 Mart anlaşmasına olan bağlılığın ciddiyeti konusunda şüpheler uyandırıyor.”

Petrol dosyasına gelince, Dışişleri Bakanlığı'ndaki resmi kaynak, SDG liderliğinin petrolün tüm Suriyelilere ait olduğu yönündeki tekrarlanan iddialarının, “devlet kurumları içinde yönetilmediği ve gelirleri genel bütçeye dahil edilmediği sürece” güvenilirliğini kaybettiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre kaynak, görüşlerin yakınlaşmasından bahsetmenin, “zaman sınırlı uygulama mekanizmalarına sahip net, resmi anlaşmalara dönüştürülmedikçe anlamsız kaldığını” vurguladı.

Ayrıca, askeri dosyadaki anlaşmalardan bahsetmenin, "Suriye ordusu çerçevesinin dışında, bağımsız liderliğe ve yabancı bağlara sahip silahlı grupların varlığının devam etmesiyle bağdaşmadığını, bunun egemenliği zayıflattığını ve istikrarı engellediğini" ifade etti.

Suriye Dışişleri Bakanlığı kaynağı, aynı durumun "sınır geçişlerinin tek taraflı kontrolü ve bunların pazarlık kozu olarak kullanılması için de geçerli olduğunu, bunun da ulusal egemenlik ilkelerine aykırı olduğunu" belirtti.


Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)
TT

Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)

Reuters'ın haberine göre, yerel bir yetkili, Suriye'nin Humus vilayetindeki Alevi mahallesinde bulunan bir camide bugün meydana gelen patlamada altı kişinin öldüğünü ve 20 kişinin yaralandığını açıkladı.

Devlet medyası, güvenlik güçlerinin bölgeyi kordon altına aldığını ve soruşturma başlattığını bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre yerel yetkililer, patlamanın intihar saldırısı veya bölgeye yerleştirilen patlayıcılar nedeniyle meydana gelmiş olabileceğini söyledi.