Erdoğan ile Netanyahu 'yeni bir dönem' konusunda anlaştı

Netanyahu (Reuters) - Erdoğan (Reuters)
Netanyahu (Reuters) - Erdoğan (Reuters)
TT

Erdoğan ile Netanyahu 'yeni bir dönem' konusunda anlaştı

Netanyahu (Reuters) - Erdoğan (Reuters)
Netanyahu (Reuters) - Erdoğan (Reuters)

İsrail’de seçimleri kazanarak hükümeti kurmakla görevlendirilen Binyamin Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamaya göre Netanyahu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile perşembe günü yaklaşık 12 dakika süren bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. İki lider en son İsrail’in 2010 yılında Gazze'de Mavi Marmara gemisine düzenlediği saldırının ardından telefon görüşmesi yapmıştı. 2013'te Netanyahu Erdoğan’ı arayıp 9 Türk vatandaşının öldürülmesiyle sonuçlanan Mavi Marmara saldırısından dolayı özür dilemişti.
Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada, Erdoğan ve Netanyahu’nun ‘iki ülke arasında yeni bir ilişkiler dönemi kurmak için iş birliği yapmayı kabul ettikleri’ belirtildi.
 Erdoğan, Netanyahu'nun seçim zaferini bir kez daha zaferini kutladı ve birkaç gün önce Batı Şeria'nın kuzeyindeki Ariel yerleşim yeri yakınlarında bir Filistinli tarafından yapılan 3 kişinin hayatını kaybettiği saldırıda İsraillilerin hayatını kaybetmesinden dolayı "başsağlığı" diledi.
Netanyahu, birkaç gün önce İstanbul'da yaşanan bombalı saldırı nedeniyle Türkiye’ye taziyelerini iletti. Söz konusu bombalı saldırıda en az 6 kişi öldü ve 81 kişi yaralandı.
Erdoğan, 1 Kasım'da İsrail seçimlerini kazanmasından dolayı daha önce Netanyahu'yu tebrik etmiş ve “Yeni hükümetin bölgemize barış ve istikrar getirecek şekilde ülkeler arasındaki iş birliğini her alanda sürdüreceğine inanıyorum” ifadelerini kullanmıştı.
Netanyahu ve Erdoğan, iki ülke arasındaki ekonomik ve siyasi ilişkileri önemli ölçüde geliştirmek de dahil olmak üzere, Türkiye ile İsrail arasında ‘ilişkilerde yeni bir dönem kurmak için birlikte çalışma’ konusunda anlaştılar.
Türkiye-İsrail ilişkileri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Netanyahu liderliğindeki hükümetlerin Filistinlilere yönelik politikalarını eleştirmesinden sonra gerginleşti. Ankara, Mayıs 2018'de büyükelçisini geri çekti ve İsrail elçisini sınır dışı etti. İsrail, Türk konsolosunu ülkesine iade ederek buna karşılık verdi. Ancak bu yıl 17 Ağustos'ta iki taraf diplomatik ilişkilerini en üst düzeye çıkarmaya ve karşılıklı olarak büyükelçiler atamaya karar vermesi ilişkilerin gelişme sürecinde bir başka kilometre taşını temsil etti.
İsrail hükümetinin Tel Aviv'in Ankara Büyükelçisi Irit Lilian'ın atanmasını onaylamasından bir ay sonra geçtiğimiz hafta Türkiye, 2010-2014 yılları arasında Kudüs Başkonsolosu olarak görev yapan Şakir Özkan Turunlar'ı cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile İsrail büyükelçisi olarak atadı.



Türkiye Dışişleri Bakanı: Suriye'deki durum “kırılgan ve tehlikeli”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Türkiye Dışişleri Bakanı: Suriye'deki durum “kırılgan ve tehlikeli”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'deki durumu "kırılgan ve tehlikeli" olarak nitelendirerek, ülkesinin güney komşusunun birliğinden yana olduğunu ve Şam'daki yeni yönetimi uluslararası topluma açılmaya teşvik ettiğini söyledi.

Fidan, Türkiye'nin Suriye'ye yaklaşımının, Suriye'ye ilişkin temel kararların Suriyeliler tarafından alınması ilkesine dayandığını belirtti. Hem Suriye hem de Irak'ta "kaygan zemin" ve "kırılgan ve tehlikeli" bir durum olduğunu, Türkiye'nin genel olarak bu durumu ele alma ve iyileştirme kapsayıcılığına dayanan son derece yapıcı bir dış politika izlediğini vurguladı.

Suriye tarafının Türkiye'nin kendileri için neyi temsil ettiğini iyi fark ettiğini vurgulayarak, "Oradaki kardeşlerimizle (yeni Suriye yönetimi) bazı istişarelerde bulunuyoruz ve Suriye bölgesinin birliğine önem veriyoruz" ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı.
Fidan, dün gece televizyon röportajında ​​konuşuyor (TC Dışişleri Bakanlığı)

Fidan, dün gece 24TV'ye verdiği röportajda, yeni Suriye hükümetinin diğer ülkelerle çıkarlarını ilerletmek için atacağı adımların önemli olduğunu söyledi.

Türkiye'nin, Suriye hükümetinin üçüncü ülkelerle görüşmeler yapmasını, uluslararası topluma yeni Suriye'nin mahiyetini anlatma çabalarının doğal bir adımı olarak gördüğünü ve bunu önemli bulduğu için açıkça teşvik ettiğini ifade etti. Fidan, hedeflediği üçüncü ülkelerin hangileri olduğunu belirtmezken, Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara son günlerde ülkesindeki durumu yatıştırmak için İsrail ile dolaylı temaslarda bulunduğunu söyledi. Şara yönetimi, İbrani devletiyle dolaylı temasların yanı sıra Batı ve Arap ülkeleriyle de temaslarını sürdürüyor.

Eski rejim döneminde Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması gerektiğini vurgulayan Fidan, Avrupa Birliği ve ABD tarafından uygulanan yaptırımların kaldırılması için çaba sarf edilmesi gerektiğini, bölgedeki bazı ülkelerin tutumlarındaki ayrışmanın diyalog ve ikna yoluyla çözülmesi gerektiğini kaydetti.

PKK'nin Suriye'deki varlığına, örneğin Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) öncülüğündeki Kürt Halk Koruma Birlikleri (YPG) üzerinden ve Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) Türkiye'de devam eden PKK'yi tasfiye sürecine yönelik izleyeceği yola ilişkin soruya Fidan, "Bizim için önemli olan, Türkiye'yi başından beri etkileyen silahlı terörist unsurların artık bölgede olmamasıdır" dedi.

"PKK kendini feshedip silah bırakmaya karar verirse, bunun Suriye ve Irak'taki varlığını nasıl etkileyeceğini zamanla hep birlikte göreceğiz."

Fidan, "Suriye ve Irak'taki durum istikrarsız ve Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) Türkiye içindeki varlığı neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak bu iki ülkenin toprakları hala işgal altında. Onlara adım atmaları gerektiğini söylüyoruz ve topraklarının işgalinden de rahatsız olduklarını kaydediyoruz" diye devam etti.

Görsel kaldırıldı. Amerikan güçleri Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da (AFP)

Geçtiğimiz hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında Suriye'deki durum ve ABD'nin çekilme planlarını ele alan telefon görüşmesiyle ilgili olarak Fidan, "ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı mutlak gereklilik değildir" ifadelerini kullandı.

ABD'nin, terör örgütü DEAŞ'a karşı mücadelede müttefik olarak Kürt birliklerine verdiği destek, Ankara ile Washington arasındaki tartışmalı konulardan biri. Türkiye, DEAŞ'a karşı mücadelede Suriye hükümetine destek vermeyi ve binlerce DEAŞ üyesi ve ailelerinin tutulduğu cezaevlerinin güvenliğini SDG yerine sağlamayı teklif etti. Türkiye ayrıca Suriye'de örgütle mücadele etmek için Ürdün, Irak, Suriye ve Lübnan'ın da aralarında yer aldığı beşli bir mekanizma oluşturmak için çalışıyor. 

Fidan, Türk-Amerikan ilişkilerinin mükemmel olması gerektiğini belirterek, Erdoğan ve Trump'ın, eğer sorunlar varsa bunların çözülmesi gerektiği konusunda mutabakata vardıklarını söyledi. Trump yönetiminin, ABD'de yıllardır görülmemiş, klasik Cumhuriyetçi yaklaşımdan daha devrimci, radikal değişimi hedefleyen bir dış politika yaklaşımı benimsediğini kaydetti.

Trump'ın politikalarının Türkiye üzerindeki olası etkilerinin Türkiye tarafından yakından takip edildiğini ve birçok alanda yankılarının neler olabileceğinin görüşüldüğünü belirtti.