Küresel piyasalarda gözler yoğun veri gündemine çevrildi

Küresel pay piyasaları, resesyon ve enflasyon endişeleriyle karışık bir seyir izlerken, gelecek hafta gözler dünya genelinde başta imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri olmak üzere yoğun veri gündemine çevrildi.

AA
AA
TT

Küresel piyasalarda gözler yoğun veri gündemine çevrildi

AA
AA

Dünya genelinde resesyon ve enflasyon endişeleri varlık fiyatları üzerinde etkili olmaya devam ederken, gelecek hafta takip edilecek yoğun makroekonomik veri takviminin belirsizlikleri azaltması bekleniyor.
Hafta boyunca ABD Merkez Bankası (Fed) yetkililerinin açıklamaları piyasaların yönü üzerinde etkili olurken, büyük çoğunluğun aralık toplantısında 50 baz puan faiz artırımına olumlu bakmakla beraber temkinli duruşunu da sürdürdüğü görüldü.
Fed Yönetim Kurulu Üyesi Christopher Waller yaptığı açıklamada Fed'in faiz artırımlarında hala çok uzun bir yolu olduğuna dikkati çekerek, "Faiz oranları, enflasyonda bir dizi iyileşme verisi görene kadar yükselmeye devam edecek. Gelecek bir iki toplantıda faiz artırımlarının sonlanması gibi bir durum yok." ifadelerini kullandı.
Fed Başkan Yardımcısı Lael Brainard da Fed'in enflasyonla mücadelede hala önemli bir yolu olduğunu kaydederken, bankanın yakında faiz artış hızını yavaşlatabileceğini söyledi. Buna karşın, Brainard, faiz artışındaki yavaşlamanın ne zaman yapılacağına ilişkin bir ipucu vermedi.
St. Louis Fed Başkanı James Bullard ise Fed'in yaptığı sıkılaştırmanın henüz enflasyon üzerindeki etkisinin sınırlı olduğunu belirterek, şahin politikalara devam etmenin önemini vurguladı.
Minneapolis Fed Başkanı Neel Kashkari de faiz artırımlarının sona ermesi için en azından enflasyondaki yükselişin durduğuna ikna olması gerektiğini söyledi.
Ülkede açıklanan makroekonomik verilerle hafta içinde resesyon endişesi artarken, gelecek dönem resesyon sinyali olarak kabul edilen ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi ile 3 aylık hazine bonosu getirisi arasındaki fark bir ara eksi 50 baz puan ile Ağustos 2019'dan bu yana en geniş pozisyona ulaştı.
Buna karşın iş gücü piyasasındaki ve perakende satışlardaki güçlü seyir de soru işaretlerini artırdı. Para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed'in gelecek ay faizleri 50 baz puan artıracağı beklentileri yüzde 76'ya geriledi.
Resesyon riski emtia fiyatlarında baskıya sebep olurken, Brent petrolün varil fiyatı haftalık yüzde 7,9 düşüşle 87,6 dolara, bakırın libresi yüzde 2,7 azalışla 33,69 dolara indi.
Hafta içinde Polonya'ya düşen bir füzenin Rusya'ya ait olduğu ve savaşın genişleyebileceği endişesi piyasalarda dalgalanmalar meydana getirse de füzenin Ukrayna hava savunma sistemlerine ait olduğunun anlaşılması risk algısını yatıştırdı.

New York borsası kararsız bir hafta geçirdi
ABD'de pay piyasaları bu hafta sınırlı satış ağırlıklı bir seyir izlerken, gelecek hafta gözler başta Fed'in çarşamba günkü toplantı tutanakları olmak üzere yoğun veri gündemine çevrildi.
Analistler, Fed'in toplantı tutanaklarında gelecek dönem para politikasına ilişkin olası ipuçlarının piyasaların yönü üzerinde etkili olabileceğini bildirdi.
ABD'de açıklanan makroekonomik verilere göre, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), ekimde aylık yüzde 0,2 ve yıllık yüzde 8 artarak beklentilerin altında kaldı.
Ülkede geçen hafta açıklanan makroekonomik verilerin belirsizliği artırmasıyla, gelecek haftaki verilerin önemi daha da arttı.
ABD'de konut başlangıçları aylık yüzde 4,2 azalışla beklentilerin altında kalırken, inşaat izinleri de yüzde 2,4 azaldı. Perakende satışlar ise aylık yüzde 1,3 artışla beklentileri geride bıraktı.
Ülkede yaklaşan yılbaşı dönemi öncesinde artan harcamaların Fed'i bir süre daha şahin kalmaya zorlayabileceği belirtiliyor.
ABD'de 8 Kasım'da düzenlenen ara seçimlerde Demokratlar Senato'da çoğunluğu garantilerken, Temsilciler Meclisi'nde ise Cumhuriyetçiler avantajlı konumda bulunuyor.
New York borsasında S&P 500 endeksi haftalık yüzde 0,69, Nasdaq endeksi yüzde 1,57 ve Dow Jones endeksi yüzde 0,01 değer kaybetti.
21 Kasım ile başlayan haftanın veri takviminde, pazartesi Chicago ulusal aktivite endeksi, salı Richmond Fed sanayi endeksi, çarşamba dayanıklı mal siparişleri, imalat sanayi ve hizmet sektörü PMI, Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi ve yeni konut satışları takip edilecek. ABD'de piyasalar perşembe ve cuma günü tatil nedeniyle kapalı olacak.

Avrupa'da enflasyon güçlü kalmaya devam ediyor
Avrupa borsalarında geçen hafta alış ağırlıklı bir seyir izlenirken, gelecek hafta gözler çarşamba günü bölge genelinde açıklanacak imalat sanayi ve hizmet sektörü PMI verileri ile cuma günü Almanya'daki büyüme verisi başta olmak üzere yoğun veri gündemine çevrildi.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) üyeleri hafta boyunca yaptıkları sözle yönlendirmelerde ultra şahin duruşlarını korudu.
ECB Başkanı Christine Lagarde, ECB’nin yüksek enflasyonla mücadele kapsamında faiz oranlarını artırmaya devam edeceğini ve hatta ekonomik büyümenin kısıtlanması gerekebileceğini söyledi.
ECB Başkan Yardımcısı Luis de Guindos de bankanın talebi azaltma üzerine yoğunlaşması gerektiğini belirtirken, para politikası adımlarının likidite sıkıntıları doğurabileceğini ve bankaların bu konuda teyakkuzda olması gerektiğini bildirdi.
Fransa Merkez Bankası Başkanı Francois Villeroy de Galhau ise ABD'de enflasyonun tepe yapıyor olmasının olumlu olduğunu belirterek, Avro Bölgesi'nde çekirdek enflasyonun yavaşlama sinyali vermesiyle faiz artışlarına ara verilebileceğini söyledi.
Enflasyon Raporu'nu açıklayan İngiltere Merkez Bankası (BoE) Başkanı Andrew Bailey, faiz artış hızını daha da artırmaları gerekebileceğini söylerken, çekirdek enflasyonda ise tepe noktasına yaklaştıkları inancında olduğunu dile getirdi.
İş gücü piyasalarının sıkı kalmaya devam ettiği ancak talebin yavaşladığını aktaran Bailey, kış mevsiminin ardından enflasyonda yumuşama görebileceklerini kaydetti.
Bölgede açıklanan makroekonomik verilere göre, Avro Bölgesi ekonomisi, 3. çeyrekte rekor enflasyon ve Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle ivme kaybederek, bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,2, 2021'nin aynı dönemine göre ise yüzde 2,1 büyüdü.
Avro Bölgesi'nde açıklanan nihai verilere göre, enflasyon enerji ve gıda fiyatlarındaki artışların etkisiyle ekimde yüzde 10,6'ya ulaşarak kayıtlardaki en yüksek seviyeye işaret etti.
İngiltere'de enflasyon, özellikle enerji ve gıda fiyatları öncülüğünde yükselişini sürdürerek ekimde yıllık yüzde 11,1 ile 41 yılın zirvesine çıktı.
Bu hafta İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,92, Almanya'da DAX endeksi yüzde 1,46, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 1,04 ve İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 0,90 yükseldi.
Gelecek hafta pazartesi Almanya'da Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), salı Avro Bölgesi'nde tüketici güven endeksi, perşembe Ifo iş ortamı güven endeksi takip edilecek.

Asya'da piyasalar yön bulmakta zorlandı
Asya borsalarında bu hafta karışık bir seyir izlenirken, gelecek hafta gözler Çin'den gelecek yeni tip koronavirüs (Kovid-19) kaynaklı haberlere çevrildi.
Çin'de artan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakalarına karşın, salgınla mücadelede alınan kararların yumuşatılabileceğine yönelik haber akışı pay piyasaları üzerindeki baskıyı törpüledi.
Japonya'da açıklanan verilere göre, yıllık enflasyon yüzde 3,7 artışla beklentileri geride bırakırken, Mayıs 2014'ten bu yana en yüksek seviyede gerçekleşti.
Japonya ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 1,2 daralırken, eylülde sanayi üretimi yüzde 1,7 geriledi.
Bölgede teknoloji hisseleri diğer sektörlerden pozitif ayrışırken, bu durumda Alibaba'nın hisse geri alım programı açıklaması ve Tencent Holding'in Çin'in oyunlardaki regülasyonundan sonra aldığı ilk lisans etkili oldu.
Çin'de sanayi üretimi ekimde yüzde 5 artsa da beklentilerin altında kalırken, perakende satışlar artış tahminlerinin aksine yüzde 0,5 azaldı.
Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,29 ve Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 1,57 değer kaybederken, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,32 ve Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 3,85 yükseldi.
14 Kasım ile başlayan haftanın veri takviminde cuma Japonya'da TÜFE takip edilecek. Japonya'da piyasalar çarşamba günü tatil nedeniyle kapalı olacak.

Yurt içinde gözler TCMB'ye çevrildi
Yurt içinde bu hafta Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi yüzde 1,60 artışla 4.526,73 puana yükselerek haftalık kapanış rekoru kırarken, gördüğü en yüksek seviyeyi de 4.784,01 puana taşıdı.
Gelecek hafta gözler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) para politikası kararlarına çevrilirken, bir önceki Para Politikası Kurulu (PPK) karar metninde faiz indirimlerine kasım ayında da devam edilebileceği sinyali verilmişti.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye'nin kredi notunu "B" ve not görünümünü "negatif" olarak korudu.
Dolar/TL haftayı bir önceki haftalık kapanışın 0,4 üzerinde 18,6198'den tamamladı.
Analistler, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 4.500 ve 4.450 seviyelerinin destek konumuna gelebileceğini, 4.550 ve 4.580 puanın ise direnç olarak öne çıkabileceğini söyledi.
Gelecek hafta yurt içinde salı tüketici güven endeksi, perşembe reel kesim güven endeksi ve kapasite kullanımı, cuma TCMB'nin Finansal İstikrar Raporu takip edilecek. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in de cuma günü kredi notu değerlendirme raporunu açıklaması bekleniyor.



Fas ve Cezayir, Nijerya'nın Avrupa'ya uzanan doğalgaz boru hattı için birbiriyle yarışıyor

Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)
Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)
TT

Fas ve Cezayir, Nijerya'nın Avrupa'ya uzanan doğalgaz boru hattı için birbiriyle yarışıyor

Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)
Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)

İntisar Antar

Doğalgaz, Nijerya'nın bütçe gelirlerinin yaklaşık yüzde 75'ini ve ülkenin ihracat gelirlerinin yüzde 95'ini oluşturan en önemli kaynak. Bu durum rekabete yol açarken, Nijerya’dan Avrupa'ya doğalgaz ihraç etme yöntemleri kritik jeostratejik konular haline geldi.

Cezayir ve Fas birkaç yıldır bu konudaki mega projeler için birbiriyle rekabet ediyor. Nijerya hükümetinin üst düzey yetkilileri, yıllık 30 milyar metreküp kapasiteye sahip olması beklenen ünlü doğalgaz boru hattına ilişkin çelişkili açıklamalar yapıyor.

Nijerya hem Cezayir hem de Fas ile mutabakatlar imzalayarak güçlü iş birlikleri kurma isteğinin sinyallerini verdi.

Nijerya'dan başlayıp Avrupa'ya uzanan iki proje söz konusu. Bunlardan ilki, Batı Afrika kıyısı boyunca uzanan Fas-Nijerya Doğal Gaz Boru Hattı (NMGP). İkincisi ise Nijerya, Nijer ve Cezayir'i birbirine bağlayan ve ‘Trans-Sahra’ olarak da bilinen NIGAL Doğal Gaz boru hattı. Fas ile olan gaz boru hattının su altından, Cezayir ile olan gaz boru hattının ise toprak altından geçmesi planlanıyor.

Bu iki rakip proje, özellikle doğalgaz piyasasında ve Rabat ile Cezayir arasındaki rekabet çerçevesinde enerji piyasasının yeniden düzenlenmesi bağlamında stratejik ekonomik öneme sahip. Bu projeler, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle ortaya çıkan enerji krizinden faydalanmayı başardı. Fas, Cezayir ve Nijerya, Avrupa kıtasının ana tedarikçisi Rusya'dan kopması nedeniyle Avrupa'ya doğalgaz tedariki için en iyi alternatifler olarak öne çıkmakta gecikmediler.

Tedarik kaynaklarının çeşitlendirilmesi

İddialı bir şekilde doğan her iki proje de ilgili ülkelerin ekonomik umutlarını ve isteklerini taşıyor. Büyük doğal gaz rezervlerine sahip her iki ülke de Avrupa'ya ve diğer küresel pazarlara gaz tedariki için altyapıyı geliştirerek konumlarını güçlendirmeye çalışıyor.

Her ikisi de bölgesel ekonomik hakimiyetlerinin yanı sıra jeopolitik nüfuzlarını güçlendirmeye ve stratejik ittifaklarını pekiştirmeye çabalıyor. Bunun yanında gaz boru hatlarının geliştirilmesi, artan enerji talebinin karşılanması ve arz kaynaklarının çeşitlendirilmesi gerekiyor. Bunlar arasında Avrupa ve Afrika enerji pazarlarına erişim için rekabetin yanı sıra her iki ülkenin ekonomik ve jeostratejik konumlarını güçlendirme arzuları da yer alıyor.

Jeo-ekonomik düzeyde, gaz boru hatları, projenin kesiştiği ülkelerin ekonomisini canlandırabilecek ve yeni iş fırsatları yaratabilecek büyük yatırımlar anlamına geliyor.

Ancak bu projeler aynı zamanda egemenlik, güvenlik ve çevresel sürdürülebilirlik konularını da gündeme getirirken, dikkatli ve şeffaf bir yönetim gerektiriyor.

Bu projeler Fas ve Cezayir'in yanı sıra, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu’na (ECOWAS), Nijerya’ya ve Avrupalı iş ortaklarına da fayda sağlıyor. Gaz boru hattı projelerinde yer alan ulusal şirketlerin yanı sıra Sahel bölgesi, gaz boru hatlarının geçtiği ülkelerdeki diğer oyuncuları, uluslararası yatırımcıları ve çevre örgütlerini de unutmamak gerekiyor.

Cezayir'den geçen gaz boru hattının bin 37 kilometresi Nijerya topraklarında, 841 kilometresi Nijer topraklarında ve 2 bin 310 kilometresi Cezayir topraklarında olmak üzere 4 bin 128 kilometre uzunluğunda olması bekleniyor.

Merkezi Paris'te bulunan Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IFRI) tarafından yapılan bir araştırmaya göre 3 Temmuz 2009 tarihinde imzalanan mutabakat zaptı sırasında maliyetin 10 ila 11 milyar dolar arasında olacağı tahmin edilirken, 2024 yılında bu rakamın 19 ila 20 milyar dolar arasında olacağı tahmin ediliyor.

Nijerya'nın Warri şehrinden başlayıp, Nijer üzerinden Cezayir'in Hassi R'Mel şehrinde sona erecek olan mevcut en büyük gaz boru hattı Trans-Akdeniz Boru Hattı’na (TransMed) bağlanabilecek gaz boru hattının Cezayir üzerinden geçmesinin maliyeti yaklaşık 10 milyar dolar.

Gaz kapasitesinde yıllık 7 milyar metreküplük bir artışa olanak tanıyan bu proje, yıllık 26,5 milyar metreküplük kapasiteye eklendiğinde bu rakamın yıllık 33,5 milyar metreküpe ulaşılmasını sağlayacak. TransMed'in 550 kilometrelik bir bölümü, Cezayir toprakları üzerinden ve 370 kilometrelik bölümü ise Tunus toprakları üzerinden geçerek İtalya'ya uzanıyor.

Proje, 2023 yılında Avrupa'ya toplam tedarikin yüzde 19'unu sağlayan ve bunu yüzde 20 ila 25'e çıkarmayı hedefleyen Cezayir için stratejik bir önem taşıyor.

Enerji Bakanlığı'nın çeşitli raporlarına göre bu gaz hattı ihracat kapasitesini artıracak. Cezayir'in konvansiyonel gaz rezervlerinin 2 bin 400 milyar metreküp olduğu tahmin ediliyor. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre genelleştirilmiş sübvansiyon politikası nedeniyle yüksek iç tüketim mevcut ihracata yakın seyrediyor. Yenilenebilir enerjilerin geliştirilmesi 2023 yılında iç tüketimin yüzde ikisinden daha azını oluştururken, 2030-2035 yıllarında bu oranın yüzde 40'a çıkarılması hedefleniyor.

Maliyetinin 25-30 milyar dolar arasında olacağı ve tamamlanmasının sekiz ila 10 yıl süreceği tahmin edilen Fas-Nijerya gaz boru hattı, yaklaşık 6 bin kilometre uzunluğunda ve büyük bir kısmı denizden geçiyor.

Afrika'nın batı kıyısı boyunca Nijerya'dan Benin, Togo, Gana, Fildişi Sahili, Liberya, Sierra Leone, Gine, Gine-Bissau, Gambiya, Senegal, Moritanya, Togo ve Batı Sahra üzerinden Fas'a uzanması planlanan boru hattı, Fas'ı Avrupa'ya bağlayacak. Aynı zamanda Nijer, Burkina Faso ve Mali gibi denize kıyısı olmayan ülkeleri besleyecek ve uzun vadede Fas-Avrupa gaz boru hattına ve Avrupa gaz şebekesine bağlanmalarını sağlayacak.

Mutabakat zaptı ECOWAS üyelerinin ve gaz hattının geçtiği tüm ülkelerin fizibilite ve teknik çalışmalara, kaynak seferberliğine ve uygulamaya katkıda bulunma taahhüdünde bulunduklarını vurguluyor. Söz konusu ülkeler mevcut aşamada hattın inşasıyla ilgili anlaşmaları imzalamanın yanı sıra Avrupa'ya ulaşabilecek gaz miktarını teyit etme ve 2018 yılının aralık ayında Senegal ile Moritanya'nın ortaklaşa yürüttüğü ‘Greater Tortue Ahmeyim LNG’ isimli sıvılaştırılmış doğal gaz projesinin geliştiricileriyle görüşmelere başlama niyetlerini ifade ettiler.

Bu projeyle Nijerya'nın gaz kaynaklarının çeşitli Afrika ülkelerine bağlanması hedefleniyor. Kuzey Batı Afrika bölgesinde Nijerya'yı Benin ve Togo üzerinden Gana'ya bağlayan Batı Afrika Gaz Boru Hattı (WAGP) ve ‘Pere Duran Farrell’ olarak da adlandırılan Mağrip-Avrupa Gaz Boru Hattı (MEG) olmak üzere halihazırda iki gaz boru hattı bulunuyor.

Maliyet hesapları ve bölgesel bloklar arasındaki tartışmalar

Cezayirli yetkililer pazarlama stratejilerini, başlangıçta 2027 yılında teslim edilmesi planlanan boru hattının tamamlanma tarihine odaklarken, Fas'ın teslim tarihi ise 2046 olarak planlanıyor.

Cezayir ayrıca boru hattındaki enerji kaynaklarının hibridizasyonunu planlayarak projesi için çevresel bir argüman da ortaya koyuyor. Güneş enerjisi ve doğalgazın bir arada olduğu hibrid enerji santralleri kurmayı planlayan Cezayir, bölgesindeki metrekare başına 2 bin kilowatt saate denk gelen yılda 3 bin 500 saat güneş ışığından elde edilecek olağanüstü enerji kaynağına dikkati çekiyor. Cezayir kendi projesinin 13 milyar dolar olarak tahmin ettiği maliyetinin şu an 19 milyar dolara yükselmiş olsa da Fas'ın projesinin ise 25 milyar dolar olduğunu belirtiyor. Ayrıca kendi projelerinin sadece üç ülkeden geçtiği için teknik ve diplomatik açıdan daha uygulanabilir olduğunu savunuyor.

Fas ise projenin jeo-ekonomik potansiyeline, Atlantik kıyısında yer alan ve ekonomik faydalarından yararlanacak 13 ülkeyi kapsadığı için ekonomik açıdan daha etkili olduğunu vurgulayarak, Cezayir’in argümanlarına karşılık veriyor. Rabat, ECOWAS yetkililerinin 2022 yılının aralık ayında projenin önce bölgenin ardından ECOWAS'ın enerji ve ekonomik uyumunu sağlayacağını vurgulayarak verdikleri desteğe güveniyor. Buna karşın Cezayir, projesinin boru hattı projesinde yer alan 13 ülkeden dokuzu tarafından imzalandığını da ekliyor.

Cezayir ile petrol devi Total Energies ve Fas ile dev enerji şirketi Shell Energy arasında imzalanan bazı prensip anlaşmaları, boru hattıyla ilgili rekabetin Avrupa ve Sahra altı ülkelerini de kapsayacak şekilde genişleyebileceği riski oluşturuyor.