Yemen Deniz İşleri Genel Otoritesi Başkanı Muhammed Mübarek Bin Ayfan, Şarku’l Avsat’a konuştu: Safer tankerinin boşaltıldıktan sonraki akıbeti belirleniyor

Harap durumdaki Yemen petrol tankeri Safer. (AFP)
Harap durumdaki Yemen petrol tankeri Safer. (AFP)
TT

Yemen Deniz İşleri Genel Otoritesi Başkanı Muhammed Mübarek Bin Ayfan, Şarku’l Avsat’a konuştu: Safer tankerinin boşaltıldıktan sonraki akıbeti belirleniyor

Harap durumdaki Yemen petrol tankeri Safer. (AFP)
Harap durumdaki Yemen petrol tankeri Safer. (AFP)

Yemen Deniz İşleri Genel Otoritesi Başkanı Muhammed Mübarek Bin Ayfan, patlama tehdidi altındaki Safer tankerinin boşaltılması sürecini engelleyebilecek yeni bir anlaşmazlığın ortaya çıkması konusunda ortaya çıkan endişelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Şarku’l Avsat’a konuşan Ayfan, hükümetin ve Husilerin, tankerin boşaltılmasının ardından tankerin akıbetinin ne olacağı konusunu üzerinde daha sonra anlaşacağını vurguladı. Bir milyon varili aşan ham petrol miktarının nasıl satılacağı konusunda da mutabakata varacaklarını belirtti.
Yemenli yetkili, Şarku’l Avsat’a, harap durumdaki tankerin akıbeti ve taşıdığı ham petrol miktarı hakkında anlaşmaya varılması hakkındaki tartışmaların halen sürdüğünü aktardı. Yetkili, şu ana kadar mutabık kalınan tek konunun ‘gemiyi boşaltmanın önceliği’ olduğunu, bunun yetkili bir makam olarak denizcilik otoritesi, Çevre Koruma Genel Müdürlüğü ve diğer devlet kurumları gibi diğer ilgili makamları ilgilendirdiğini söyledi.
Ayfan, tankerin boşaltılması sürecinin, gelecek yılın ilk çeyreğinde gerçekleşeceğini belirtti ve operasyonu ‘bombayı etkisiz hale getirip, uzağa atma’ olarak tanımladı.
Yetkili “İşler artık sadece prosedür aşamasında, bu da uluslararası kuruluşlar ve Birleşmiş Milletler çerçevesinde yürütülüyor” diyerek bu anlaşmaya varmak için Denizcilik Kamu Kurumu, Çevre Koruma Kurumu ve diğer makamlarla birlikte çalışan kuruluşların çabalarına övgüde bulundu.
Yemen Deniz İşleri Genel Otoritesi Başkanı operasyonel adımlar konusunda, alanında uzmanlaşmış uluslararası bir şirket aracılığıyla tankerdeki yükün, başka bir tankere boşaltılması için düzenlemelerin yapıldığını bildirdi. Ülkenin bu süreci tamamlayarak, harap durumdaki tankerin güvertesinde olan ham petrol sevkiyatı ile bağlantılı endişe ve korku aşamasını geride bırakacağını vurguladı.
Yemenli yetkili, ham petrolün kiralık gemiye transferi sırasında kirlenme korkusu ile ilgili olarak meydana gelebilecek herhangi bir kirlenme veya sızıntıya karşı bazı ihtiyati tedbirlerin alınacağını açıkladı. Yetkili makamın, ‘boşaltma sırasında herhangi bir sızıntıyı kontrol altına alacak basit ekipmanların’ sağlanması konusunda uluslararası toplumun iş birliği yapmasını beklediğini açıkladı. Şu an çalışmaların hızlandırılmış bir hızla gerçekleştiğini ve konunun Ulaştırma Bakanlığı liderliğinde sorumlu makamların gösterdiği ilgi ile yürütüldüğünü bildirdi.
Yemenli yetkili sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yılın sonuna yaklaşıyoruz. Umarız bu süreç sorunsuz bir şekilde gerçekleşir ve sonrasında yetkililerin sevkiyatın değeri ve Safer tankerinin elden çıkarılması konusunda mutabakata varılması da sağlanır.”
Durumun, tankerin kalıcı olarak değiştirilmesi veya yeni bir tanker satın alınması ya da ham petrolün yeni gemiye boşaltılmasının ardından yeni bir gemiye aktarılması noktasında herhangi bir anlaşmaya varılmasına açık olduğunu kaydetti. Ayfan, “Karada, petrol alan ve daha sonra boru hatlarıyla gemilere pompalayan rezervuarlar kullanılabilir. Sevkiyatın önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde boşaltılacağından eminiz” ifadelerini kullandı.
Denizcilik Otoritesi’nin, herkesin tankeri tamir etmek için senaryolardan bahsettiği veya yenilenmesi ihtiyacını değerlendirmek üzere uzmanlar gönderdiği bir zamanda, tankerle taşınan ham petrol sevkiyatının boşaltılması talebini sunmak için çalıştığına dikkat çekti.
Ayfan tankerin ‘bitmiş’ durumda olduğunu, Otorite’nin tankerde yenileme yapmanın bir anlamı olmadığını bildiğini, zira çok eski olduğunu ve daha fazla süre yük taşımak bir yana denizlere yelken açmak için bile uygun olmadığını belirtti. “Büyük çabalar ve sabırla, uluslararası çalışmalara ve diğer çabalara ulaşmayı başardık. Herkes, ana konuya yani yükün boşaltılmasına yönelerek, sevkiyatın değeri ve tankerin hurdasının değeri üzerinde anlaşmayı sonraya bıraktı” ifadelerini kullandı.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.