İtalya Başbakanı Meloni göçmenlere karşı Libya ile temasta

İtalya Başbakanı, göç krizinin kontrol altına alınması için diplomatik seferberlik ilan etti

Cuma günü Roma'da Meloni hükümetine karşı düzenlenen öğrenci protestosu (EPA)
Cuma günü Roma'da Meloni hükümetine karşı düzenlenen öğrenci protestosu (EPA)
TT

İtalya Başbakanı Meloni göçmenlere karşı Libya ile temasta

Cuma günü Roma'da Meloni hükümetine karşı düzenlenen öğrenci protestosu (EPA)
Cuma günü Roma'da Meloni hükümetine karşı düzenlenen öğrenci protestosu (EPA)

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, kaçak göçmen krizinin yansımalarını kontrol altına almak için diplomatik seferberlik ilan etti. Bu ay Fransa ile ilişkileri kopma noktasına getiren bu meselenin Libya kıyılarından gelen ve İtalyan sahil güvenliğini ve güvenlik servislerini harekete geçiren yoğun göçmen akışına ilişkin son veriler ışığında daha da kötü hale gelmesi mümkün. Bu gelişmeler, Avrupa Konseyi'nin göçmenlik dosyası ve bu yöndeki ortak plana ilişkin olağanüstü oturumundan günler önce gerçekleşti.
Son veriler, bu dönemde denizde sivil toplum kuruluşlarına bağlı hiçbir kurtarma gemisinin bulunmamasına rağmen son üç hafta içinde İtalya kıyılarına gelen yasa dışı göçmen sayısının 15 bini aştığını, üçte ikisinin Libya’nın doğu kıyılarından geldiğini gösteriyor. Bu durum, yasadışı göçle mücadele planını insani yardım kuruluşlarının yardım gemilerine karşı amansız bir kampanyaya bağlayan Meloni hükümetini sıkıştırdı.
Plajların izlenmesini finanse etmek için Roma ile Trablus arasında imzalanan anlaşmaların yenilenmesi ardından yıl başından bu yana Libya kıyılarından gelen ve 50 bini aşan göçmen akını, İtalyan hükümetini zora soktu.
Avrupa İstatistik Ofisi'nin (Eurostat) verilerine göre, bu yıl başından geçtiğimiz ayın sonuna kadar İtalya'ya gelen yasa dışı göçmen sayısı geçen yılın aynı döneminde gelenlerin iki katı sayılıyor. Hükümet ise sivil toplum kuruluşlarını ve kurtarma gemilerini hedef almaktan başka bir strateji uygulamıyor. Veriler, bu gemilerin yıl başından bu yana İtalya'ya gelen 93 bin kaçak göçmenden sadece 10 binini kurtarmadığını gösteriyor.
Dolayısıyla İtalya Başbakanı, önümüzdeki Cuma günü Brüksel'de yapılacak olan olağanüstü zirveye sunacağı planı hazırlamak için ilgili bakanları ve güvenlik teşkilatlarının başkanlarını içeren kapsamlı bir birim oluşturdu. Aynı zamanda istihbarat sorumlularından bu yılın sonuna kadar beklenen akışları tahmin etmelerini istedi. Bu rakamın rekor kırarak 100 bini aşması bekleniyor. Hükümet karşıtı taraflar ise bu konudan yararlanmaya çalışıyor.
İtalyan muhalefeti, limanları kurtarma gemileri için kapatma politikasının bu krizi çözmek için tek başına yeterli olmadığını vurguluyor. Zirâ göçmenleri denizdeki kurtarma gemilerinin varlığı değil, Kuzey Afrika ülkelerindeki ekonomik ve siyasi koşullar Avrupa kıyılarına doğru sürüklüyor. Muhalefet, Afrika ülkelerine yardımcı olacak bir Avrupa ‘Marshall Planı’ fikrinin, uzun vadede göç krizini ele alacak herhangi bir ortak politikanın temeli olması gerektiğini vurguluyor. Yaklaşık 50 yıl önce şüpheli bir hava kazasında hayatını kaybeden İtalyan siyasetçi ve iş adamı Enrico Mattei’nin adını taşıyan Afrika için Mattei Plan’nın yeniden hayata geçirilmesi, İtalya'da bir süredir konuşuluyor. İtalyan hükümeti Mattei’yi İtalyan petrol şirketi Agip’i tasfiye etmesi için görevlendirmişti, ancak Mattei şirketi ENI adı altında yeniden yapılandırarak daha kapsamlı hale getirdi.
Komisyon tarafından hazırlanan taslak planla ilgili üye devletlerin tutumları ışığında, önümüzdeki Cuma günü yapılacak olan Avrupa zirvesinin çetrefilli geçeceği düşünülüyor. Doğu Avrupa ülkeleri, Balkan güzergahı üzerinden gelen yasa dışı göç akışını hesaba katmayan herhangi bir planı reddedecekleri uyarısında bulundu. Geçen yıl bu akış kapsamında 128 bin göçmenin geldiği, bu rakamın toplam akışın (275 bin) yarısı olduğu biliniyor. Avrupa'ya ulaşan düzensiz göçmenlerin çoğu daha sonra Almanya, Avusturya ve Fransa başta olmak üzere Orta Avrupa ülkelerine sığınıyor. Dolayısıyla üye devletlerin Balkan güzergahının Avrupa'ya yasa dışı göçün ana kapısı olduğu gerçeğini göz ardı eden ortak bir plan üzerinde anlaşmaları mümkün değil.
Ciddi bir enerji krizinin kaydedildiği Ukrayna'da kışın kendini hissettirmesi ve savaşın uzayabileceği ihtimali ile birlikte Avrupalılar ise Ukrayna'dan başta Polonya ve Almanya olmak üzere komşu ülkelere doğru yeni bir göç dalgasından korkuyor. Bu ülkeler şuan çok sayıda Ukraynalı mülteciye ev sahipliği yapıyor. Avrupa organları, en az 700 bin yasadışı göçmenin kaçakçılar tarafından kontrol edilen rotalarda Avrupa kıyılarına gelmek için Libya toplama merkezlerinde beklediğini tahmin ediyor.
İtalyan Sahil Güvenliği, dün sabah doğu Libya kıyılarından gelen büyük bir teknede 500 göçmenin kurtarıldığını, Cezayir ile İtalya’nın Sardinya adası arasındaki deniz yolunda en az 6 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.



İsrail alarma geçti: İran’ın vurduğu petrol tesisinde sızıntı

İran'ın Bazan rafinerisine saldırısında duman zehirlenmesi nedeniyle üç işçi hayatını kaybetmişti (Reuters)
İran'ın Bazan rafinerisine saldırısında duman zehirlenmesi nedeniyle üç işçi hayatını kaybetmişti (Reuters)
TT

İsrail alarma geçti: İran’ın vurduğu petrol tesisinde sızıntı

İran'ın Bazan rafinerisine saldırısında duman zehirlenmesi nedeniyle üç işçi hayatını kaybetmişti (Reuters)
İran'ın Bazan rafinerisine saldırısında duman zehirlenmesi nedeniyle üç işçi hayatını kaybetmişti (Reuters)

İran'ın vurduğu İsrail'deki Bazan petrol rafinerisinde sızıntı olduğu bildiriliyor.

Times of Israel'in haberinde, Hayfa Körfezi Kentleri Çevre Koruma Derneği'nin rafineride yaptığı ölçümlerde "benzen emisyonlarının normalden 100 kat daha fazla" çıktığı aktarılıyor.

Dernekten ve Çevre Koruma Bakanlığı'ndan yetkililerin rafineriyi ziyaret edip inceleme yaptığı belirtiliyor.

Haberde, benzen emisyonlarındaki artışın, İran'ın saldırısının ardından rafineride yapılan onarım çalışmaları sırasında ortaya çıktığı tespitine yer veriliyor.

Bilimsel araştırmalarda benzin ve türevlerinin yanı sıra boya, lastik ve birçok temizlik ürününde bulunan benzenin kansere yol açtığı ortaya konmuştu.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Bazan'daki sıradışı durumu büyük bir ciddiyetle ele alıyoruz" dendi.

Diğer yandan rafineri yetkilileri benzen emisyonlarının devletin belirlediği sınırların üzerine çıkmadığını öne sürüyor.

İsrail'in 13 Haziran'daki saldırısıyla başlayan çatışmalarda İran da vakit kaybetmeden misilleme yapmıştı. 15 Haziran gecesi İran'ın 80 balistik füze fırlattığı, bunlardan bazılarının Hayfa kentinin kuzeyindeki Bazan petrol rafinerisine isabet ettiği aktarılmıştı.

Firmanın açıklamasında, tesisler arasındaki boru ve iletim hatlarının saldırıda hasar gördüğü ve üç işçinin hayatını kaybettiği belirtilmişti. 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda İsrail ve İran arasında ateşkes ilan edilmişti.

Son saldırılarla tekrar gündeme gelen Bazan rafinerisinin çevreye verdiği zarar nedeniyle kapatılması için yıllardır İsrail'de aktivistler tarafından lobi faaliyetleri yürütülüyor. Ayrıca çevreciler ve bölge sakinleri, tesisin ciddi hasar alması durumunda Hayfa kentine büyük risk oluşturabileceğine dikkat çekiyor.

Hava kirliliği ihlalleri nedeniyle defalarca para cezasına çarptırılan şirket, İran'ın füze saldırılarının ardından geçici olarak kapatılmıştı. Ekime kadar tekrar tam kapasite faaliyete geçmesi öngörülüyor.

Independent Türkçe, Times of Israel, Jerusalem Post