Irak Başbakanı Sudani, Ürdün’le üst düzey ilişkilerini sürdürmek istiyor

Irak başbakanı ve Ürdün Kralı dün Amman'da (DPA)
Irak başbakanı ve Ürdün Kralı dün Amman'da (DPA)
TT

Irak Başbakanı Sudani, Ürdün’le üst düzey ilişkilerini sürdürmek istiyor

Irak başbakanı ve Ürdün Kralı dün Amman'da (DPA)
Irak başbakanı ve Ürdün Kralı dün Amman'da (DPA)

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, hükümetinin kurulması sonrasında yurtdışına yaptığı ilk ziyarette Ürdün Kralı 2. Abdullah ve Ürdün'deki üst düzey yetkililerle bir araya geldi. Sudani’nin medya ofisi tarafından yapılan açıklamada, söz konusu ziyaretin Kral 2. Abdullah’ın daveti üzerine gerçekleştiğini, Başbakan’ın yakın zamanda Kuveyt ve Fransa'ya ziyarette bulunacağı belirtildi.
Ürdün Kralı 2. Abdullah, Irak'ın güvenliğinin bölgenin güvenlik ve istikrarının temel direği olduğunu vurguladı. Ülkenin resmi haber ajansı PETRA'da yer alan habere göre, söz konusu görüşmede Kral Abdullah iki ülke arasındaki yakın ilişkilerin seviyesinden memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Irak’ın bölgesel olarak rolünün önemini vurgu yapan Kral 2. Abdullah, bölgedeki entegrasyon için bir model olarak iki ülke arasındaki işbirliğinin ve Mısır ile üçlü işbirliğinin sürdürülmesinin öneminin de altını çizdi.
Irak’ın Ürdün ile seçkin ilişkileri sürdürme konusundaki istekliliğini ifade eden Sudani ise iki kardeş halkın çıkarına ve bölgenin güvenlik, istikrar ve refahına yansıyacak şekilde çeşitli alanlarda iş birliğinin devam edeceğini vurguladı. Haberde aynı zamanda görüşmelerde iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi, ekonomik işbirliğini artırma ve aralarındaki ortak projeleri tamamlama mekanizmalarının ele alındığı belirtildi.
Irak, Ürdün ve Mısır arasındaki ortak koordinasyon, Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi döneminde başlamış, temelleri ise Başbakan Mustafa el-Kazımi zamanında atılmıştı. Kazımi dönemi sonlarında hükümeti geçici bir hükümete dönüştüğü sırasında Irak ile Ürdün arasındaki elektrik bağlantısı süreci, Irak siyasi çevrelerinde çok fazla eleştiriye yol açmıştı. Bu yöndeki planların tamamlanıp tamamlanmayacağı veya iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirme yönünde başka mekanizmalar üzerinde anlaşılıp anlaşılmayacağı, ziyaret sırasında netleşecek.
Irak, eski rejim döneminden bu yana Ürdün'e petrol tedarik ediyor. 2003'ten sonra hiçbir Irak başbakanı bu anlaşmayı değiştirmek veya iptal etmek için bir adım atmadı. Ancak bu husus Irak siyasi partileri tarafından eleştiri konusu olmaya devam etti. Ziyaretinde Sudani’ye Irak Dışişleri Bakanı ve Anbar Valisi eşlik etti. Siyasi gözlemciler, Anbar Valisi’nin de ziyarette yer almasının Sudani’nin ekonomi ve yatırım sektörünün gelişmesine olan ilgisini ifade ediyor. Irak'ı dış dünyaya bağlayan en önemli sınır kapılarından birinin Irak-Ürdün sınırındaki Trebil Sınır Kapısı olduğu biliniyor.
Şarku'l Avsat'a konuşan hükümet yetkilisi, “İç meseleler için bir platforma sahip olan hükümet, aynı zamanda önemli bir ilkeye dayanan entegre bir dış ilişkiler vizyonuna sahip. Bu, dış ilişkilerin Iraklıların çıkarlarına somut ve pratik bir şekilde yansıması niteliğinde. Sudani, Ürdün'ün Irak'a verdiği önem ve iki ülke arasındaki ilişkilerin derinliği göz önüne alındığında yurtdışı ziyaretlerine Ürdün'den başlamayı seçti. Yakında diğer Arap ülkelerini ve dost bir ülkeyi de ziyaret edecek. Sudan hükümeti, kardeş ve dost ülkelerle ilişkilerin denge esasına dayalı olmasını istiyor. Irak hükümeti, bölgede güvenliği, istikrarı ve refahı artırmak için herkesle iletişime kapı açarak ve çeşitli taraflarla köprüler kurarak Irak'ın bölgedeki öncü rolüne geri dönmesi için hareket ediyor” açıklamalarında bulundu.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.