Filistinli bakan, Azerbaycan'ın İsrail'de büyükelçilik açma kararını kınadı: "Erdoğan'a danışmadan bu kararı alamazdı"

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve eski İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 2016'da imzaladığı anlaşmalar ilişkilerde dönüm noktası oldu (Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı)
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve eski İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 2016'da imzaladığı anlaşmalar ilişkilerde dönüm noktası oldu (Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Filistinli bakan, Azerbaycan'ın İsrail'de büyükelçilik açma kararını kınadı: "Erdoğan'a danışmadan bu kararı alamazdı"

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve eski İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 2016'da imzaladığı anlaşmalar ilişkilerde dönüm noktası oldu (Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı)
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve eski İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 2016'da imzaladığı anlaşmalar ilişkilerde dönüm noktası oldu (Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı)

Azerbaycan'ın İsrail'de büyükelçilik, Filistin'de temsilcilik açma kararı Ramallah'ta ve Bakü'de farklı tepkilere sebep oldu.
Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisi 18 Kasım'da, geçen yıl İsrail'in Tel Aviv kentide geçen yıl açılan ticaret ve turizm temsilciliklerinin büyükelçiliğe dönüştürülmesini kararlaştırdı. Bununla birlikte, Filistin Ulusal İdaresi'nin bulunduğu Ramallah'ta da siyasi temsilcilik açılacak.
Haber ajansı WAFA'nın 21 Kasım'daki haberine göre, Filistin Dışişleri Bakanlığı kararı "Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Filistin ve halkıyla dayanışmasının" ifadesi diye değerlendirdi. Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki de kararı "başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin kurulması ve iki dost ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi yolunda Filistin diplomasisinin zaferi" diyerek selamladı.

'Türkiye, Azerbaycan'a hamilik yapıyor'
Diğer yandan, Filistin Sosyal Kalkınma Bakanı Ahmed Mecdelani, Arab News'a verdiği demeçte, Türkiye'nin Azerbaycan'a "hamilik" yaptığını belirterek, Bakü hükümetinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a danışmadan bu adımı atamayacağını iddia etti:
"Ne yazık ki Azerbaycan'ın kararı, İsrail'de sağ kanadın iktidarı devralmasına denk geldi ve İsrailli radikal sağın Filistinlilere ve İslam'ın kutsal yerlerine saldırılarına ödül gibi oldu. Filistinlilere zarar veren bu hesapsız siyasi adımı şaşkınlıkla karşılıyor ve kınıyoruz."
Görevini yeni sağcı koalisyon kurmaya çabalayan Binyamin Netanyahu'ya bırakmaya hazırlanan İsrail Başbakanı Yair Lapid, karar nedeniyle Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e teşekkür etmişti.
Eski Filistin Dışişleri Bakanı Nasır el-Kidve, Arab News'a yaptığı değerlendirmede, Bakü'nün bu adımının İsrail'in silah satışına teşekkür anlamına geldiğini savundu.
Filistinli siyasi yorumcu Gassan el-Katib, iki ülke arasındaki askeri ilişkilerinin gelişmesinin uluslararası yükümlülükleri değiştirmeyeceğini söyledi:
"Büyükelçilik açmak siyasi gerçeği değiştirmeycek. İsrail hâlâ işgalci devlet ve Kudüs hâlâ işgal altında bir şehir."
İsrail'in Arap asıllı Bakü Büyükelçisi Corc Dik, 19 Kasım'da Azerbaycan haber ajansı Trend'e, iki ülke arasındaki işbirliğinin gelişeceği alanlar olarak turizm, teknoloji, tarım, sağlık, akıllı şehirler ve yenilenebilir enerjiyi saydı.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından İsrail, Türkiye'den bir buçuk ay sonra, 25 Aralık 1991'de Azerbaycan'ın bağımsızlığını tanıyan ikinci ülke olmuş ve 7 Nisan 1992'de diplomatik ilişkiler tesis edilmişti. İsrail'in Bakü'de elçi bulundurmasına rağmen, Azerbaycan, komşusu İran'ın ve Arap devletlerinin tepkisini çekmemek için İsrail'e elçi atamamıştı.
Son dönemde, İran ve Ermenistan arasındaki ilişkiler derinleşirken, Azerbaycan ve İsrail'in işbirliği artıyor.
 
Independent Türkçe, Arab News, WAFA, Trend



Libya'nın Zaviye kentinde UBH tarafından düzenlenen askeri operasyonun arkasında ne var?

Zaviye şehrine giden askeri araçlar (Libya Savunma Bakanlığı'na bağlı Batı Sahili Askeri Bölgesi Komutanlığı)
Zaviye şehrine giden askeri araçlar (Libya Savunma Bakanlığı'na bağlı Batı Sahili Askeri Bölgesi Komutanlığı)
TT

Libya'nın Zaviye kentinde UBH tarafından düzenlenen askeri operasyonun arkasında ne var?

Zaviye şehrine giden askeri araçlar (Libya Savunma Bakanlığı'na bağlı Batı Sahili Askeri Bölgesi Komutanlığı)
Zaviye şehrine giden askeri araçlar (Libya Savunma Bakanlığı'na bağlı Batı Sahili Askeri Bölgesi Komutanlığı)

Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) tarafından Libya'nın batısındaki Zaviye kentinde başlatılan ve insansız hava araçlarıyla (İHA) desteklenen askeri operasyonun üçüncü günü, başlatılma nedenleri ve gerçekten ‘akaryakıt ve insan kaçakçılarının inlerini’ hedef alıp almadığı konusunda soru işaretlerine yol açtı.

Askeri analistlerin bu operasyonun hedeflerine ilişkin değerlendirmeleri, vatandaşların endişeleri arasında farklılık gösterirken, bazıları başkent Trablus'un batı kıyısı haritasına hâkim olan ‘akaryakıt kaçakçılığı ve uyuşturucu ticareti yapan silahlı oluşumlar ve çetelerle mücadele etmeyi’ amaçladığı yönündeki resmi versiyonu destekledi. Buna karşılık başka bir grup ise operasyonu, bu bölgedeki askeri grupların Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu'na (LUO) sadık olduğuna inanıldığı gerçeği ışığında ‘nüfuz haritasını yeniden çizmek’ için siyasi bir kılıf olarak gördü.

Dibeybe hükümetinin ‘yılan avı’ olarak adlandırdığı operasyona yönelik yaygın medya ilgisinin ortasında, Libya Savunma Bakanlığı'na bağlı Batı Sahili Askeri Bölgesi Komutanlığı Komutanı Korgeneral Salah en-Nemruş'un, Mayıs 2023'te başlayıp aşiretlerin arabuluculuğunda bir uzlaşmayla sona eren önceki operasyonu anımsatan bir sahnede, ‘suç yuvaları’ olarak tanımladığı yerleri vurmak için Zaviye'den operasyon başlatma emri vermesi gözlemciler için dikkat çekiciydi.

Askeri kaynaklara göre Zaviye'deki operasyonda çok sayıda sığınak ortadan kaldırılırken ölen ya da yaralanan olmadı. Libya eski Savunma Bakanı Muhammed el-Bergusi, ‘Dibeybe hükümetinin akaryakıt kaçakçılığı ve insan ticaretini engellemek ve çete liderlerini tutuklamak için yeni bir girişimde bulunduğunu’ düşünüyor.

El-Bergusi Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘Libya'nın en büyük petrol rafinerisinin kentte bulunduğunu ve silahlı milislerin kentte geniş bir alana yayıldığını, ayrıca kentin insan kaçakçılığı ve deniz yoluyla yapılan kaçakçılıkla ünlü Zuvare kentine yakın olduğunu’ söyledi.

Daha önce yayınlanan bir Birleşmiş Milletler (BM) raporunda Zaviye, ‘Zuvare, Sabratha ve Verşafane dahil olmak üzere başkent Trablus'un batısındaki kıyı bölgesine hâkim olan bir dizi organize suç şebekesi için önemli bir merkez’ olarak tanımlamıştı.

BM'nin 2023 raporunda kentteki çeşitli silahlı oluşumlar tanımlanırken, Petrol Tesisleri Muhafızları şefi Muhammed el-Emin Keşlaf ve Dibeybe ile yakın ilişkisi olan ve el-Far olarak bilinen Muhammed Bahrun, ‘Batı Libya'daki akaryakıt kaçakçılığı ağının kilit isimleri’ olarak geçiyor.

dfvgb
Zaviye'de uyuşturucu kaçakçılığı yapıldığı düşünülen bir dükkana giren askeri araç (Libya Savunma Bakanlığı'na bağlı Batı Sahili Askeri Bölgesi Komutanlığı)

Diğer yandan, Temsilciler Meclisi (TM) üyesi Ali Ebu Zureybe ve Zaviye'deki İstikrar Destek Gücü’ne liderlik eden ve sahil yolunun kontrolünde el-Far ile rekabet eden kardeşi Hasan’a açıkça atıfta bulunan BM raporuna göre Ebu Zureybe grubu ve müttefiklerinin etkisi öne çıkıyor. Raporda, el-Far'ın, silahlı bir oluşumun lideri olan ve ‘el-Bidca’ olarak bilinen Abdurrahman Milad'ı öldürmekle suçlandıktan sonra Libya'dan kaçtığı bildirildi.

El-Bergusi, ‘Zaviye'nin bir çelişkiler kaynağı olduğu’ paradoksuna dikkat çekti. Silahlı oluşumların çoğalmasının yanı sıra, Zaviye aynı zamanda ordudaki eski askerlerin bölgesi, subayları için önemli bir kale ve 2011'de Kaddafi rejimiyle safları ayıran ilk şehirlerden biriydi.

Birleşik Krallık merkezli Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü'nde Libya meseleleri uzmanı olan Celal Harşavi, Zaviye operasyonunun ‘tam zamanlamasının silahlı gruplara önceden bildirilmesinden sonra başlatıldığını’ belirtti. Harşavi bu durumun ‘güvenilirliklerini önemli ölçüde zedelediğini’ söyledi. Ona göre bu, ‘milislerin etki alanlarının yeniden konumlandırılması’ anlamına geliyor.

Ancak analistler, özellikle Dibeybe'nin Hafter'in batıdaki müttefiklerini hedef alacağı spekülasyonları arasında, bu operasyonun sakinleşme çabaları ve ülke liderleri arasında genel seçimlere yol açacak bir çözüm ve siyasi uzlaşı bulma girişimleri üzerindeki etkilerinden duydukları korkuyu gizlemiyor.

En-Nemruş, korkuları yatıştırmak amacıyla, ileri gelenler, uzmanlar, sivil toplum aktivistleri ve Batı Bölgesi milletvekilleriyle (TM ve Devlet Yüksek Konseyi (DYK) üyeleri) yaptığı toplantıda ‘bu askeri operasyonun arkasında hiçbir siyasi amaç olmadığına’ dair güvence verdi.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Libyalı askeri analist Muhammed et-Tarhuni, uyuşturucu satıcılarının hedef alınmasını ‘siyasi bir sürecin güvenlik kılıfı’ olarak nitelendirdi. Olan biteni ‘UBH’ye bağlılık borcu olmayanlara boyun eğdirme operasyonu’ olarak tanımlayan et-Tarhuni, özellikle ülkenin doğusundaki LUO’ya sadık olduğuna inanılan ‘Ali ve Hasan Ebu Zureybe kardeşlere’ işaret etti. Bu iki isim, Libya'nın doğusundaki hükümetin içişleri bakanı İsam Ebu Zureybe'nin kardeşleridir.

Et-Tarhuni, operasyonun amacının ‘batı kıyısında bir yeşil bölge kurmak için UBH’nin muhaliflerini tasfiye etmek ya da belki de tırnaklarını kesmek’ olduğunu göz ardı etmedi ve geçen eylül ayında başkent Trablus'un batısında ‘el-Bidca'nın bilinmeyen silahlı kişiler tarafından tasfiye edilmesi’ emsaline işaret etti.

İki bakış açısı arasında Zaviye operasyonuna ilişkin açıklamalar, bazılarının bakış açısına göre, özellikle Hafter güçlerinin Ubari kentinde UBH Savunma Bakanlığı'na ait karargahları kontrol altına almasından kısa bir süre sonra gerçekleştiği ve Dibeybe hükümetinin ‘2020'de imzalanan ateşkes anlaşmasının ihlali’ olarak görüldüğü için, Dibeybe ve Hafter grupları arasında ‘entrikadan yoksun olmayan bir güç gösterisi’ olarak kalıyor.

Ayrıca Dibeybe'nin hamleleri, Hafter güçlerinin Sebha askeri bölgesinin savunma sektörlerini güvence altına alma ve güneydeki tüm sektörleri tek bir askeri odaya bağlama hamleleriyle eş zamanlı olarak gerçekleşti.

Libya'da iki hükümet iktidar için mücadele ediyor: Birincisi başkent Trablus'ta bulunan Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki UBH. İkincisi ise TM tarafından görevlendirilen ve Usame Hammad tarafından yönetilen, Mareşal Halife Hafter liderliğindeki LUO tarafından desteklenen Libya İstikrar Hükümeti (LİH).