Kaddafi’nin istihbarat hayaleti: Ebu Acile

Libyalı bir yetkiliye göre Ebu Acile, ABD’ye sınır dışı edilebilir.

Ebu Acile. (Twitter)
Ebu Acile. (Twitter)
TT

Kaddafi’nin istihbarat hayaleti: Ebu Acile

Ebu Acile. (Twitter)
Ebu Acile. (Twitter)

ABD uçağının İskoçya üzerinde teröristlerce bombalanmasından 33 yıl sonra, Amerikalı ve İskoç müfettişler, Libya’nın devrik lideri Muammer Kaddafi döneminin İstihbarat Teşkilatı’n subaylarından Ebu Acile Mesud’da istediklerini buldular.
Medyada ‘Lockerbie’ olarak bilinen dava, Libya’nın kurbanların ailelerine 2,7 milyar dolar tazminat ödeyip iki zanlıyı teslim etmesiyle sonuçlandı. Zanlılardan biri hapis cezasına çarptırılırken, diğeri serbest bırakıldı. Amerikan, İngiliz ve İskoç soruşturma kurumları, söz konusu davaya ilişkin soruşturmayı tamamlamaya çalışıyor.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Geçici Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe ve Dışişleri Bakanı Necla el-Menkuş, davayı yeniden açmaya yönelik isteklerini dile getirdiler. Diğer taraftan Ebu Acile’nin akıbeti ise bilinmiyor. Ailesi, kimliği belirsiz kişilerce kaçırıldığını söylüyor.
Libyalı kaynaklara göre Ebu Acile’nin evinden kaçırılması, ABD Özel Kuvvetleri’nin geçmişte benzer operasyonlardaki deneyimleri göz önüne alındığında, Dibeybe’ye bağlı güvenlik güçleri ile Amerikalı olma ihtimali yüksek olan taraflar arasındaki bir anlaşmayla gerçekleşti.
Libyalı ve ABD’li yetkililer, Ebu Acile’nin akıbeti konusunda sessiz kalırken çok sayıda gözlemci ise korkunç kazadan 30 yılı aşkın bir süre sonra açık kalan dava çerçevesinde Ebu Acile’nin çoktan ABD tarafına teslim edilmiş olabileceğine veya ABD’ye gitmekte olduğuna inanıyor. Pan Am 103’ün enkazı, kabaca İskoçya’nın genişliğinde, 840 mil karelik bir alana dağılmıştı.
ABD’nin soruşturmayı Ebu Acile ile tamamlama konusundaki tekrarlanan arzusu göz önüne alındığında Libyalı bir yetkili, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şu değerlendirmede bulundu: “Sıkı güvenlik altında ABD’ye çoktan gitmiş olması göz ardı edilemez” 
Diğer yandan Dibeybe hükümetindeki yetkililer, yorum yapmaktan kaçınıyor. Ancak kaçırılma olayı ile Dibeybe’nin davayı yeniden açma arzusu arasındaki bağlantı, Ebu Acile’nin ortadan kaybolmasıyla ilgili olarak şimdiden gerçek endişelere yol açtı bile.
ABD’li yetkililer yalnızca iki yıl önce, 1988 yılında Pan Am 103’ün İskoçya’nın Lockerbie kasabası üzerinde infilak etmesiyle bağlantılı yeni bir zanlı olan Ebu Acile’ye karşı suç duyurusunda bulundu. Söz konusu faciada, çoğu ABD’li 270 kişi yaşamını yitirmişti.
2020 yılında, görevden ayrılmadan bir hafta önce eski ABD Başsavcısı William Barr, Ebu Acile’nin yargılanacağını açıkladı. Bir basın toplantısında konuşan Barr, “Amerikalıları ve diğerlerini öldürmekten sorumlu olan bu adam, işlediği suçlardan dolayı adalet karşısına çıkacak” dedi. Ayrıca ABD’nin, üçüncü komplocu Ebu Acile Mesud’a Pan Am 103 faciasındaki rolü nedeniyle suç duyurusunda bulunduğunu belirtti.
Amerikan medyasına göre ABD’li müfettişler, Ebu Acile’nin Kaddafi’nin devrilip öldürülmesinden sadece bir yıl sonra, 12 Eylül 2012’de gerçekleşen bir görüşmede Libyalı bir yetkiliye yaptığı itirafları hakkında bilgi aldı.
ABD’li yetkililer, Ebu Acile’yi suçlayan Libyalı yetkilinin adını vermezken onu bir kolluk görevlisi olarak nitelendirdi. Yetkililer, Libya hükümeti kabul ederse bir duruşmada ifade vermeye istekli olduğunu ifade ettiğini de belirtti.
Bu subay ve Ebu Acile arasındaki Arapçadan İngilizceye tercüme edilen bir görüşmeye göre Ebu Acile, Pan Am 103’ü düşüren bombayı yaptığını ve saldırıyı gerçekleştirmek için Abdelbaset el-Megrahi ve Emin Halifa Fehima ile birlikte çalıştığını itiraf etti. Ayrıca ABD ve diğer Batı ülkeleri vatandaşlarına karşı başka komplolara karıştığını da kabul etti.
Ebu Acile Muhammed Mesud Hayr el-Merimi, bazen Dış Güvenlik Servisi (Libya İstihbaratı) olarak anılan Cemahiriyye Güvenlik Hizmeti’nde çalıştı. Diğer ülkelere karşı terör eylemleri gerçekleştirmek ve yurt dışındaki Libyalı muhaliflerin faaliyetlerini bastırmakla suçlanıyor. 1973 yılından itibaren patlayıcı madde yapımında ‘teknik uzman’ olmak üzere çeşitli görevlerde bulunan Ebu Acile, görev süresi içinde albay rütbesine terfi etti.



Abdulati, Gazze Şeridi'nin altyapısının yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
TT

Abdulati, Gazze Şeridi'nin altyapısının yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin altyapısının yeniden inşa edilmesinin ve insani yardımların bölgeye güvenli, hızlı ve engelsiz şekilde ulaşmasının önemini vurguladı.

Açıklama, Abdulati’nin Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib ile gerçekleştirdiği görüşme sonrasında Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Temim Hallaf tarafından duyuruldu.

Hallaf’ın açıklamasına göre Abdulati, mart ayında yayımlanan ortak bildiriyle Mısır-AB ilişkilerinin kapsamlı ve stratejik bir ortaklığa yükseltilmesinden bu yana yaşanan olumlu gelişmeleri memnuniyetle karşıladı. Bakan, ortaklığın altı ana ekseninin uygulanması çerçevesinde karşılıklı çıkar alanlarında iş birliğini güçlendirmeye kararlı olduklarını belirtti. Ayrıca uluslararası toplumun bölgedeki jeopolitik krizler ile mülteci ve göçmen sorunlarının yükünü paylaşma sorumluluğunu hatırlatarak, komşu ülkelerdeki krizler nedeniyle milyonlarca yabancıya ev sahipliği yapan Mısır’ın ağır bir yük taşıdığını ifade etti.

Abdulati, Lahbib’i Gazze Şeridi’ndeki son duruma ve ateşkesin Şarm eş-Şeyh Barış Anlaşması doğrultusunda kalıcı hâle getirilmesine yönelik yürütülen çabalara dair bilgilendirdi. Ayrıca Mısır’ın, erken toparlanma, yeniden inşa ve Gazze’nin kalkınmasını ele alacak uluslararası konferansa yönelik hazırlıklarını sürdürdüğünü aktardı.

Mısır Dışişleri Bakanı, 20 Kasım’da Brüksel’de yapılan Filistin Bağışçılar Grubu’nun ilk toplantısını da memnuniyetle karşıladı. AB ve üye ülkelerden yeniden imar sürecinin finansmanına etkin katılım beklediklerini belirten Abdulati, Filistin halkına ve Filistin Yönetimi’ne destek sağlayan Avrupa mekanizmalarının etkinleştirilmesi ve bütçelerinin güçlendirilmesinin önemini vurguladı.

Suriye dosyasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Abdulati, Mısır’ın Suriye’nin birliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini savunan kararlı tutumunu yineledi. Abdulati, ülkenin istikrarını zayıflatabilecek her türlü girişim ve müdahaleye karşı olduklarını belirterek, Suriye halkının beklentilerini karşılayacak kapsamlı bir siyasi sürecin hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.

Açıklamaya göre Lahbib, Mısır’ın bölge barışı ve istikrarı için yürüttüğü çabaları ve Gazze Şeridi’nde ateşkesin sağlanması ile insani yardımların ulaştırılmasındaki kritik rolünü takdir etti. AB’nin Mısır’ın bu yöndeki çalışmalarını desteklediğini ve stratejik ortaklığı güçlendirmeye önem verdiğini ifade etti.

Hallaf, görüşmede Sudan’daki gelişmelerin de ele alındığını aktardı. Abdulati’nin, özellikle el-Faşir bölgesinde işlenen ağır ihlalleri kınadığı ve Sudan’daki çatışmaların durdurulması ile devletin birliği ve bütünlüğünün korunması için Mısır’ın dörtlü mekanizma kapsamında yürüttüğü çabaları anlattığı belirtildi.

Abdulati, insani yardımların Sudan’a ulaştırılmasının önemine dikkat çekerek, ülkenin egemenliğine saygı duyulması ve uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde yardım akışının kolaylaştırılması yönündeki kararlılıklarını vurguladı.

Görüşmede ayrıca Lübnan’daki gelişmeler ele alındı. Abdulati, Mısır’ın Lübnan’ın birliği, egemenliği, güvenliği ve istikrarına verdiği desteğin değişmez olduğunu ifade etti.


Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
TT

Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)

İsveç Göç Bakanı Johan Forssell, bugün yaptığı açıklamada, Stockholm ve Şam'ın, İsveç'te işlenen suçlardan hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacağını duyurdu. Bu, Stockholm'ün Suriye'ye yaptığı yardımların bir kısmını dağıtmaya devam edebilmesi için koyduğu bir koşuldu.

Forssell, İsveç kamu yayın kuruluşu SR'de yaptığı açıklamada, söz konusu kişilerin "İsveç'te bulunan ve orada suç işlemiş Suriye vatandaşı kişiler olduğunu ve sınır dışı edilmeleri gerektiğini, ancak bunun çeşitli nedenlerle bazen çok zor olduğunu" belirtti.

Forssell ve Uluslararası Kalkınma Bakanı Benjamin Dossa, bu hafta Suriye'yi ziyaret ederek Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile görüştü. Bu, İsveçli bakanların 2011'den bu yana Şam'a yaptığı ilk ziyaretti.

2015 yılında savaştan kaçan birçok Suriyeliye İsveç'te sığınma hakkı tanıyan büyük göçmen akınının ardından, ardışık sol ve sağ hükümetler sığınma kurallarını sıkılaştırdı.

Forssell, "İsveç'in en önemli önceliklerinden biri konusunda iş birliği yapmayı kabul ettik," diyerek, "İsveç'e gelenlerin büyük çoğunluğu dürüst ve yasalara saygılı, ancak suç işleyenler de var" ifadeleriini kullandı.

Forssell, "Bu insanları sınır dışı edebilmeliyiz; İsveç'te onlara yer yok" dedi.

İsveç kalkınma yardımlarını düzenleyen ve artık göçü azaltmayı ve sınır dışı işlemlerini hızlandırmayı da içeren yeni ilkeye işaret etti; bu iki hükümet önceliği var.

"İsveç çıkarlarımız tehlikede... Kalkınma yardımı sağladığımızda, bu ülkelerin bizimle iş birliği yapmalarını ve vatandaşlarını, özellikle de İsveç'te suç işleyenleri geri almalarını bekliyoruz. Benzer adımlar atılmazsa, kalkınma yardımı sağlamayacağız" dedi.

İki bakan, Suriyelilerin geri dönüşü konusunu eş-Şara ile genel olarak görüştü. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ülkelerine dönmek isteyen Suriyelilere, seyahat masrafları ve diğer lojistik giderlerini karşılamak üzere mali yardım alma hakkı tanınıyor.


Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
TT

Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) toplantısında Rus silahlarının etkinliği hakkında konuştu.

Rus haber ajansı Interfax'ın aktardığına göre Putin, bugün Kırgızistan'da düzenlenen askeri ittifak toplantısında, "Gerçek muharebe operasyonlarında etkili olduğu kanıtlanmış modern Rus silahları ve teknolojisiyle birleşik silahlı kuvvetleri donatmak için geniş çaplı bir program başlatmayı öneriyoruz" dedi.

Rusya, Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta düzenli olarak yeni silah sistemleri test ediyor.

Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te konuşan Putin, hava ve savunma kabiliyetlerine odaklanan ortak askeri tatbikatların planlandığını söyledi.

 KGAÖ, Rusya'nın hakim olduğu bir askeri ittifaktır.

Şu anda eski Sovyet cumhuriyetleri olan Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Belarus'u kapsamaktadır.

Ermenistan, Dağlık Karabağ bölgesindeki anlaşmazlıkta Azerbaycan'a yenilmesinin ardından Rusya ile gerginliğin artması üzerine Şubat 2024'te ittifak üyeliğini dondurdu.