Suriye, insansız hava araçları için deney sahasına dönüştü

Bir İsrail askeri insansız hava aracı, 7 Kasım'da Suriye sınırı yakınında işgal altındaki Golan Tepeleri'nde uçuyor. (AFP)
Bir İsrail askeri insansız hava aracı, 7 Kasım'da Suriye sınırı yakınında işgal altındaki Golan Tepeleri'nde uçuyor. (AFP)
TT

Suriye, insansız hava araçları için deney sahasına dönüştü

Bir İsrail askeri insansız hava aracı, 7 Kasım'da Suriye sınırı yakınında işgal altındaki Golan Tepeleri'nde uçuyor. (AFP)
Bir İsrail askeri insansız hava aracı, 7 Kasım'da Suriye sınırı yakınında işgal altındaki Golan Tepeleri'nde uçuyor. (AFP)

Hollanda merkezli barış örgütü PAX tarafından salı günü yayınlanan rapora göre, Suriye bir çok ülke  ve silahlı grup için insansız hava aracı deney sahasına dönüştü. ABD, Rusya, İran, İsrail ve Türkiye'nin yanı sıra Suriye rejim güçleri, 2011'den bu yana devam eden çatışmalar süresince 39 farklı tipte insansız hava aracı kullandı.
Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP aktardığı raporda, Suriye, birçok ülke ve silahlı grubun yeni tip insansız hava araçlarını test etmelerine olanak sağlayan ve bunların kullanımının askeri taktik ve stratejileri nasıl geliştirebileceğini araştıran bir deney sahası oluşturduğu belirtildi. Raporda son yıllarda geliştirilen insansız hava araçları, çeşitli askeri teşkilatların nasıl bir öğrenme aşamasından geçtiklerini, tasarım ve üretim açısından bilgilerini nasıl geliştirdiklerini Suriye hava sahasında test ettiler bilgisine yer verildi.
Suriye'nin ardından, şubat ayında Rusya'nın Ukrayna’yı işgaliyle, İran, Rus ve ABD silahlı insansız hava araçları, Ukrayna'da "yaygın" olarak kullanılmaya başlandı.
Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye'nin kuzeyinde, sınır bölgelerinin kontrolünü sağlamak amacıyla 2016'dan bu yana devam ettiği askeri operasyonlarında başat rol oynayan insansız hava araçlarına büyük ölçüde güveniyor.
PAX raporunda, Türk insansız hava araçlarının bu yılın Ocak-Eylül ayları arasında Suriye'nin kuzeyinde Suriye Demokratik Güçleri kontrolündeki bölgelere 60'tan fazla baskın düzenlediği belirtilirken, Bayraktar TB2’nin en ünlü Türk silahlı insansız hava aracı olduğuna dikkat çekildi. Bayraktar TB2, Libya, Dağlık Karabağ, Etiyopya ve son olarak Ukrayna'daki çatışmalarda kilit rol oynadı.
Rus insansız hava araçlarının değişim ve gelişiminde önemli bir rol oynayan Suriye savaşı, Rus İHA’ları için en iyi deney sahası oldu. Rus İHA’larının savaşın gidişatını Suriye rejim güçleri lehine değiştirmede önemli bir rol oynadığına işaret eden rapora göre, Moskova, müttefiklerinin insansız hava araçlarını, savaş uçaklarını ve silahlarını bu bölge üzerinde test etmelerine izin verdi.
AFP’nin haberine göre İran, Suriye’nin doğusunda varlık gösteren Iraklı gruplar arasındaki müttefiklerinin yanı sıra Lübnan Hizbullahı'na da insansız hava araçları vererek Hizbullah’ın İHA’larla Suriye'deki çatışmalara katılması bu alandaki uzmanlığını artırdı. Ayrıca haberde Suriye rejim güçlerinin altı farklı tipte İran üretimi insansız hava aracı kullandığı da belirtildi.
DEAŞ ve Heyetu Tahriru'ş Şam (eski adıyla El-Nusra) dahil olmak üzere aşırılık yanlısı gruplar, ticari insansız hava araçlarını bir savaş silahına dönüştürdü.



Hafter, Yunan şirketlerini Libya'nın ‘yeniden inşasına’ katkıda bulunmaya çağırdı

Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)
Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)
TT

Hafter, Yunan şirketlerini Libya'nın ‘yeniden inşasına’ katkıda bulunmaya çağırdı

Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)
Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)

Yunanistan, Libya Temsilciler Meclisi'nin (TM) Türkiye ile Libya arasında imzalanan tartışmalı Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası'nı onaylamasının beklendiği bu günlerde Libya ile deniz sınırlarının belirlenmesi konusunda tırmanan anlaşmazlıkları yatıştırmaya çalıştı. Atina, Dışişleri Bakanı Georgios Gerapetritis'in Bingazi ve Trablus'ta yaptığı görüşmelerle Libya’daki siyasi ve ekonomik varlığını güçlendirmeyi amaçlarken Türkiye ile imzalanan mutabakat muhtırasının onaylanmasına dair yapılacak oylama öncesinde ülkenin önde gelen aktörlerinin tutumlarını etkilemeye çalışıyor.

hyjuıo
Yunanistan Dışişleri Bakanı Georgios Gerapetritis pazar akşamı Hafter ile bir araya geldi (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)

Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter, Yunanistan’ın inşaat ve altyapı alanlarında uzman şirketlerini, Libya'nın çeşitli şehirlerinde ve bölgelerinde yürütülen kalkınma projelerine katılmaya çağırdı.

Pazar akşamı ülkenin doğusundaki Bingazi şehrinde Yunan Bakan Gerapetritis ile yaptığı görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkilerin derinliğini ve bu ilişkilerin güçlendirilmesinin önemini vurgulayan Hafter, ortak çıkarları gözeterek, özellikle ekonomik, ticari ve kültürel alanlarda işbirliğini destekleme ve güçlendirme yollarını araştırdıklarını belirtti.

Öte yandan bugün Trablus'a giderek Başkanlık Konseyi ve geçici Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) yetkilileriyle görüşecek olan Yunanistan Dışişleri Bakanı, Hafter ile düzensiz göç ve deniz yetki alanları konularının yanı sıra ikili iş birliğini de görüştüğünü söyledi.

Bakanlığın resmi internet sitesinde yayınlanan açıklamada “Libya ile bizi ortak kökler ve tarih birleştiriyor, ayrıca uluslararası hukuka bağlılığımız ve Akdeniz'in halkları için barış ve refah dolu bir bölge olması konusundaki taahhüdümüz de bizi birbirimize bağlıyor” ifadeleri yer aldı.

gtyu7ı8
TM'nin önceki oturumundan bir kare (TM Başkanlığı)

Bu çerçevede Libya ile olan ‘sakin ilişkilerini’ sürdürme taahhüdünde bulunan Gerapetritis, yakın gelecekte bu ilişkilerin ilerlemesi için somut sonuçlar elde edilmesini umduğunu belirtti.

Deniz yetki alanlarının belirlenmesi

Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın Libya’ya yaptığı ziyaret, Yunanistan'ın, Libya'nın münhasır ekonomik bölgesinin bir parçası olan Girit adasının güneyindeki ihtilaflı deniz bölgelerinde petrol ve gaz arama ruhsatları vermesine yanıt olarak Akile Salih başkanlığındaki TM'nin Libya ile Türkiye arasındaki deniz sınırlarının belirlenmesi anlaşmasını onaylamak üzere planlanan resmi oturumdan önce gerçekleşti.

Hafter ve TM tarafından desteklenen Usame Hammad liderliğindeki İstikrar Hükümeti Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan makamlarının bu bölgelerde sondaj ihalesi açtığını duyurması üzerine geçtiğimiz pazar günü Bingazi'deki Yunanistan Konsolosu Agapios Kalognomis'i çağırarak sözlü protestosunu iletmişti.

Abdulhamid ed-Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) Dışişleri Bakanlığı da Yunanistan'ın bu hamlesini ‘Libya'nın egemenlik haklarının açık bir ihlali’ olarak değerlendirdi. Bakanlık, önceden yasal bir mutabakat sağlanmadan bu bölgelerdeki herhangi bir keşif ya da arama çalışmasına itiraz ettiğini belirterek ‘yapıcı diyalog ve müzakere yolunun adil ve hakkaniyetli çözümlere ulaşmak için tek seçenek’ olduğunu vurguladı.

Yunan yetkililer geçtiğimiz günlerde, ihtilaflı bölgede petrol ve doğalgaz arama ve sondaj çalışmaları yapmak üzere uluslararası şirketlerle sözleşme imzalamayı planladıklarını açıklamışlardı.

Libya ile Yunanistan arasındaki deniz yetki alanlarının belirlenmesi konusundaki anlaşmazlıklar 2004 yılına kadar uzanıyor. O yıl iki ülke arasında sınırların belirlenmesi için müzakereler başlamış, ancak Girit adasının güneyinde büyük doğalgaz rezervleri keşfedilince müzakereler başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Anlaşmazlıklar, 2019 yılı sonlarında UBH Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe’nin Türkiye ile Doğu Akdeniz'de petrol ve doğalgaz arama çalışmalarına izin veren yeni anlaşmalar imzalamasıyla daha da derinleşti. Ankara, bu anlaşmaları önemli deniz bölgelerindeki haklarını genişletme çabaları kapsamında imzaladı.

Askeri düzey

Askeri düzeyde ise LUO Savaş Enformasyon Birimi, askeri birliklerinin güney sınırında, bölgedeki güvenlik operasyonları kapsamında Çadlı muhaliflerin silahlı bir grubunu hedef alan ve ‘başarılı bir askeri operasyon’ olarak nitelendirdiği bir operasyon gerçekleştirdiğini duyurdu.

LUO Savaş Enformasyon Birimi, operasyonun söz konusu silahlı gruba büyük kayıplar verdirdiğini ve grup üyelerinden bazılarının esir aldığını belirtirken kara ve hava keşif birimlerinin ‘grubun geri kalanını takip etmeye devam ettiğini ve bölgedeki şüpheli hareketleri izlediğini’ kaydetti.

LUO Savaş Enformasyon Birimi, LUO’nun güney sınırlarını güvence altına alma görevini sürdürme ve ülkenin güvenliğini tehdit eden her türlü tehdide ve kaçakçılar, sınır ötesi suç çeteleri ve ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne zarar vermeyi amaçlayan herkese kararlılıkla karşı koyacağını vurguladı.

LUO Savaş Enformasyon Birimi ayrıca güney sınırında güvenliği sağlama, sınırları koruma, kaçakçılıkla mücadele ve şüpheli hareketleri izleme gibi saha görevlerini yürüten kara kuvvetleri birimlerinin çöl devriyelerinin yaygınlaştırılmasına ilişkin bir video yayınladı.

Bir diğer gelişmede LUO Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Halid Hafter dün Mısır Askeri Akademisi'nin askeri komuta eğitimlerini bitiren subayları kabul ederken, akademik ve askeri eğitimine devam etmenin yanı sıra ‘yeterlilik ve disipline sahip, performans ve hazırlık düzeyini etkin bir şekilde yükseltebilecek lider kadrolar oluşturmanın’ önemini vurguladı.