Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde kara harekatı düzenlemekte kararlı

Suriye muhalefetindeki Süleyman Şah grubu dün Afrin’de düzenlenen askeri geçit töreninde (AFP)
Suriye muhalefetindeki Süleyman Şah grubu dün Afrin’de düzenlenen askeri geçit töreninde (AFP)
TT

Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde kara harekatı düzenlemekte kararlı

Suriye muhalefetindeki Süleyman Şah grubu dün Afrin’de düzenlenen askeri geçit töreninde (AFP)
Suriye muhalefetindeki Süleyman Şah grubu dün Afrin’de düzenlenen askeri geçit töreninde (AFP)

Türkiye, güney sınırlarında bir ‘terör devleti’ kurulmasına izin vermeyeceğine dair güvencesini yineledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Artvin Yusufeli Barajı ve HES, Yeni Bağlantı Yolları ve Tünelleri, Yeni Yerleşim Bölgesi Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada Pençe-Kılıç Harekatı’na değinerek, kara harekatının işaretini verdi.
Erdoğan konuşmasında, “Birkaç gündür uçağımızla, topumuzla, SİHA’mızla teröristlerin tepesindeyiz. İnşallah en kısa sürede hepsinin kökünü kazıyacağız. Ülkemiz sınırlarına ve vatandaşlarına yönelik saldırıların kaynakları bellidir. Bu bölgedeki teröristlerin her birinin kimliğini, yerini, sicilini biliyoruz. Aynı şekilde bu teröristleri kimlerin himaye ettiğini, silahlandırdığını, cesaretlendirdiğini de çok iyi biliyoruz” dedi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise, ABD’ye ‘teröre desteği’ kesmesi çağrısını yineledi.
Akar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki sunumunda konuya ilişkin şunları söyledi;
“19 Kasım’da başlatılan ve Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde icra edilen Pençe-Kılıç Harekatı, terör örgütüne yönelik son dönemde gerçekleştirilen en büyük, en kapsamlı ve en etkili hava harekatı olmuştur.”
Operasyonların Birleşmiş Milletler Şartı’nın 51. maddesinde belirtilen meşru müdafaa hakkı kapsamında, uluslararası hukuka uygun, komşu ülkelerin toprak bütünlüğüne ve egemenlik haklarına saygılı, sadece terör unsurları hedef alınarak icra edildiğini dile getiren Akar şu ifadelerle devam etti;
“24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar yurt içinde, Irak ve Suriye’nin kuzeyinde toplam 36 bin 854, bu yılın başından itibaren ise 3 bin 585 terörist etkisiz hale getirilmiştir.”
Akar, Pazar günü Kara Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezi’nde yaptığı konuşmada ise, “Pençe-Kılıç Harekatı’nın başlangıcından bugüne kadar kara ateş destek vasıtaları ve uçaklar tarafından 184 terörist etkisiz hale getirildi” dedi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Gülan ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na giden Akar şunları söyledi;
“Mehmetçiğin karşısına çıkamayan teröristler alçakça girişimlerde bulundular. Panik ve korku içindeler. Terör örgütünün çöküşünü daimi hale getirmek için gerekeni yapmaya devam edeceğiz.” 
Bu arada Türk Silahlı Kuvvetleri, Gaziantep’in Karkamış ilçesine havan topu ile düzenlenen saldırıyla sivillerin hedef alınmasına yanıt olarak, Suriye’nin kuzeyindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) mevzilerini hedef almaya devam ediyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Karkamış ilçesine gerçekleştirilen havan saldırısına ilişkin, “Maalesef ilk aldığımız bilgiler çerçevesinde 3 vatandaşımız hayatını kaybetti” şeklinde bir açıklama yaptı.
Kilis’teki Öncüpınar Sınır Kapısı bölgesine yapılan bir diğer roketli saldırıda ise 1’i asker 7’si polis 8 kişi yaralandı.
Salı günü üst üste dördüncü gün, Türk topçusu, Halep’in kuzey kırsalında SDG mevzilerine yönelik topçu ve füze bombardımanını yoğunlaştırdı.
Öte yandan Suriye rejim güçleri, Halep’in batı kırsalına bağlı Kafr Nuran köyü ve Asus köyü çevresini ağır toplarla hedef aldı.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Türkiye’ye ait SİHA’ların dün Uluslararası Koalisyon ve SDG özel kuvvetleri olan terörle mücadele birimlerinin Haseke’nin kuzeyindeki ortak askeri üssünü hedef aldığını öne sürdü.
SOHR, saldırı sonucunda 2 unsurun öldüğünü, 3 kişinin de ağır yaralandığını bildirdi.
Reuters’ın Türk ve Suriyeli muhalif kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Türk savaş uçakları, Suriye’deki YPG mevzilerine saldırmak için ilk kez Rusya ve ABD’nin kontrolündeki hava sahasına girdi.
Reuters’e göre, Türkiye’nin Rusya ve ABD tarafından kontrol edilen hava sahasını kullanması, Ankara’nın Moskova ve Washington üzerindeki artan etkisinin bir göstergesi olabilir.
Haberde Milli Savunma Bakanlığı’ndan (MSB) adının açıklanmasını istemeyen bir kaynak, Türk savaş uçaklarının operasyon boyunca Suriye, Rusya veya ABD’nin kontrolündeki hava sahasını kullanmadığını, saldırıların Türkiye hava sahası içinden düzenlendiğini bildirdi.
Ancak bir Türk güvenlik yetkilisi şunları dedi: 
“Suriye’de hem Rusya, hem de ABD’nin kontrolündeki hava sahası alanları var. İstanbul’daki saldırı sonrası ve ardından sınırda yapılan roket saldırılarını takiben TSK jetleri ABD ve Rusya’nın kontrolündeki hava sahasını kullandı. Bu iki ülkeyle bir şekilde koordinasyon kuruldu.”
Bir Türk güvenlik yetkilisi ve Suriye muhalefetinden iki kaynak da savaş uçaklarının YPG’nin kontrolündeki Suriye topraklarının üzerinde uçtuğunu ve Ankara’nın bu konuda özellikle Rusya’yla temas halinde olduğunu bildirdi.
Haberde, muhalif kuvvetlerden bir kaynak ve iki Türk kaynak, Türkiye’nin, Suriye Milli Ordusu’ndan olası bir kara operasyonuna hazırlık yapmasını istediğini söyledi.
Rusya Savunma Bakanlığı ve ABD Dışişleri Bakanlığı yorum taleplerine yanıt vermedi.



Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
TT

Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)

Avrupa Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib bugün yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’nde uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planlarının, hayat kurtaran yardımların bölgeye ulaşmasını engelleyeceğini belirtti.

Lahbib, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, Avrupa Birliği’nin (AB) tutumunun net olduğunu vurgulayarak, “Sivil toplum kuruluşlarının mevcut haliyle kayıt altına alınması yasasının uygulanması mümkün değil” dedi.

Lahbib, insani yardımların önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini vurguladı ve “Uluslararası insancıl hukuk, herhangi bir belirsizliğe yer bırakmıyor; yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalı” ifadesini kullandı.

İsrail medyası, hükümetin dün yaptığı açıklamaya dayanarak, Sınır Tanımayan Doktorlar, ActionAid ve Oxfam gibi onlarca insani yardım örgütünün lisanslarının iptal edileceğini ve bunların ‘terörle bağlantılı’ olduğu gerekçesiyle kapatılabileceğini duyurmuştu.

Bazı uluslararası yardım kuruluşları, kayıtlarının iptal edilmesi riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Eğer 31 Aralık’a kadar İsrail makamlarının belirlediği yeni kriterlere uyum sağlamazlarsa, 60 gün içinde faaliyetlerini durdurmak veya Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki çalışmalarına kısıtlama getirmek zorunda kalabilirler.


Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
TT

Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)

Şarku’l Avsat Suriye devlet televizyonu El-İhbariyye'den aktardığı habere göre bugün (Çarşamba) Süveyda kentinde meydana gelen el bombası patlamasında bir kişi hayatını kaybetti, iki kişi yaralandı.


Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
TT

Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Hamas hareketi, iki yıl süren İsrail savaşı sırasında liderlerinin suikastlara kurban gitmesinin ardından bir dizi liderlik değişikliği yaşıyor. Bu durum, hareketin eski lideri olan ve Ekim 2024'te Refah'ta İsrail güçleriyle çıkan çatışmalarda beklenmedik bir şekilde öldürülen Yahya Sinvar'a yakın kişilerin daha fazla öne çıkmasına neden oldu.

Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas kaynaklarına göre, serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, siyasi büro üyesi ve savaş öncesinde hareketin medya departmanından sorumlu olan serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, kendisi ve Sinvar'a yakın bir dizi kişinin Gazze Şeridi'ndeki hareketi yönetmekle görevlendirilmesinin ardından, Gazze Şeridi'ndeki siyasi bürosunun başına geçti. Bu kişilerin çoğu, Şeridin güneyindeki Han Yunus'ta yaşıyor.

Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)

2011 Gilad Şalit esir takasıyla serbest bırakılan eski bir mahkum olan el-Amudi, Gazze Şeridi yönetiminin merkez figürü haline geldi. İsrail hapishanelerinde kaldıkları süre boyunca ve serbest bırakıldıktan sonra Sinvar'a çok yakındı ve sık sık toplantılarına ve diğer etkinliklerine eşlik etti.

Bazı kaynaklar, Gazze Şeridi'nde siyasi büro için gerçek bir seçim yapılmadığını, bunun yerine sürecin atama, onaylama ve istişare yoluyla yürütüldüğünü söylüyor.

Bazı kaynaklar operasyonun “iç yönetmelikleri ihlal ederek” gerçekleştirildiğini söylerken, diğerleri amacın “iç eksiklikleri gidermek” olduğunu ve “seçilenlerin hepsinin Tevfik Ebu Naim, Salah Ebu Şarik ve diğerleri gibi Sinvar'a yakın kişiler olduğunu” açıkladı.

Kaynaklar, el-Amudi'nin şu anda Gazze'deki Hamas içinde “devrim” olarak nitelendirilebilecek bir harekete öncülük ettiğini söylüyor. Özellikle İsrail saldırılarında yaralanan ilçe idari organlarının başındaki bazı yerel liderleri görevden aldı ve yerlerine atamalar yaptı. Savaş sırasında sorumluluklarının bir kısmından vazgeçen diğer kişiler için de aynı şeyi yaptı. Suikasta uğrayan, başka nedenlerle görevden alınan veya farklı görevlere atanan eski liderlerin yerine geçecek kişileri aramaya devam ediyor.

Bazı kaynaklara göre, bu adımlar Gazze Şeridi içindeki yerel Hamas liderlerinin yanı sıra yurtdışındaki liderler arasında da öfkeye yol açtı. Şeridin dışındaki siyasi büro üyelerinden bazıları yerel liderlere, "Olanlar kabul edilemez ve iç hukuka aykırıdır; önümüzdeki günlerde hareketin liderinin seçilmesini beklemeliyiz ki, bir yıl sonra yapılacak genel seçimlere kadar bazı bölgelerin liderliğindeki boşlukların geçici olarak doldurulması konusunda bir anlaşmaya varılabilsin" şeklinde bilgi verdi.

İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)

Kaynaklar, Gazze Şeridi'ndeki Hamas içinde siyasi düzeyde hüküm süren "kaosun" aksine, askeri kanadında istikrarlı bir durumun söz konusu olduğunu ve yeniden yapılanmanın sorunsuz ve sistematik bir şekilde devam ettiğini belirtiyor. İzzeddin Kassam Tugayları'nın yeni Genelkurmay Başkanı İzzeddin Haddad'ın savaş sırasında suikasta kurban giden veya öldürülenlerin yerine yeni atamalar yapmak üzere bir dizi toplantı düzenlediğini ve çeşitli kararlar aldığını ifade ediyorlar. Ayrıca, tüm taraflarla sürekli iletişim kurarak siyasi düzeydeki farklılıkların veya anlaşmazlıkların üstesinden gelmeye ve böylece her düzeyde istikrarı sağlamaya çalışıyor.

Kaynaklara göre Haddad, bazı bölgelerdeki tugay komutanları da dahil olmak üzere çeşitli liderlik pozisyonlarındaki boşlukları doldurmak için çalışırken, asıl komutanlarının suikast sonucu öldürülmesinin ardından bu tugayları yönetmek üzere atanmış diğer kişileri de görevde tutuyor.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu, İzzeddin Haddad'ın komuta ettiği Gazze Şehri Tugayı hariç, suikast sonucu öldürdü. Yerine Muhanned Receb atandı.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu suikastla öldürdü. Bunun istisnası, Muhannad Receb'ın yerine geçen İzzeddin el-Haddad'ın komutasındaki “Gazze Şehri Tugayı”ydı.

Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)

Çeşitli kanatları ve kademeleriyle Hamas, İsrail'in çeşitli kaynaklarını hedef alması sonucu mali krizden muzdarip olmuş durumda. Bununla birlikte, savaş sırasında veya sonrasında, farklı oranlarda ve zamanlarda da olsa, maaş ve ödenekleri tamamen kesmedi.

Gerçekte Hamas, 7 Ekim 2023 saldırısının ardından, 1987'deki kuruluşundan bu yana eşi benzeri görülmemiş son derece karmaşık bir dönemle karşı karşıya. Hareketin gözlemcilerine göre, Gazze Şeridi'ne sınır komşusu İsrail tesislerine ve kasabalarına yönelik saldırılarla başlayan bu saldırı, İsrail'i uzun süreli bir savaşa sürükledi.

Yazar ve siyasi analist Mustafa İbrahim, hareketin “askeri yenilginin, örgütsel tükenmişliğin, siyasi karmaşanın ve geleceği ile rolü hakkındaki varoluşsal kaygının iç içe geçtiği bir aşamaya girdiği” değerlendirmesinde bulunuyor.

İbrahim, İsrail savaşının, Hamas'ın siyasi büro üyelerinin ve Gazze Şeridi'ni yıllarca yöneten idari komitelerin başkanlarının çoğunu kaybetmesinin ardından, liderlik ve karar alma yapısını vurduğunu açıkladı. Bu durum, doldurulması kolay olmayan derin bir liderlik boşluğu yarattı ve hareket içinde geleceği ve bir sonraki aşama hakkında anlaşmazlıkları ortaya çıkardı: Bu bir yönetim aşaması mı, örgütsel hayatta kalma aşaması mı yoksa sadece uzun süreli bir krizi yönetme aşaması mı olacak?

Hamas'tan birkaç kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: "İşlerin iyi ve sorunsuz gittiğini söylemek mümkün değil. Birçok zorluk var ve yaşananlar, hiçbir şey bırakmayan ve hareketin liderlerinin çoğunun suikastına neden olan yıkıcı bir savaşın ışığında normal. Geniş bir liderliğe ve Filistin içinde ve dışında geniş bir halk tabanına sahip bir hareket için liderlik boşluğu normaldir ve bir yıl sonra kapsamlı seçimler yapılana kadar mevcut farklılıklar da normaldir."