Toplama kampında SS komutanının sekreterliğini yapan 97 yaşındaki kadının mahkumiyeti isteniyor

Dava "olağanüstü tarihi öneme" sahip

Stutthof Toplama Kampı'nın SS komutanının eski sekreteri sanık Irmgard F., Itzehoe'daki mahkemede duruşmasının devam etmesini beklerken güneş gözlüğü ve maske takıyor (AFP)
Stutthof Toplama Kampı'nın SS komutanının eski sekreteri sanık Irmgard F., Itzehoe'daki mahkemede duruşmasının devam etmesini beklerken güneş gözlüğü ve maske takıyor (AFP)
TT

Toplama kampında SS komutanının sekreterliğini yapan 97 yaşındaki kadının mahkumiyeti isteniyor

Stutthof Toplama Kampı'nın SS komutanının eski sekreteri sanık Irmgard F., Itzehoe'daki mahkemede duruşmasının devam etmesini beklerken güneş gözlüğü ve maske takıyor (AFP)
Stutthof Toplama Kampı'nın SS komutanının eski sekreteri sanık Irmgard F., Itzehoe'daki mahkemede duruşmasının devam etmesini beklerken güneş gözlüğü ve maske takıyor (AFP)

Stutthof Toplama Kampı'nda SS komutanının sekreteri olan 97 yaşındaki kadın, cinayete iştirak suçundan Alman savcıların mahkumiyet talepleriyle karşı karşıya.
Savcılar, Almanya'nın kuzeyindeki Itzehoe bölge mahkemesinde bir yıldan uzun süredir yargılanan Irmgard Furchner'a iki yıl ertelenmiş hapis cezası verilmesini istiyor.
Furchner, işlediği iddia edilen suçlar sırasında 21 yaşından küçük olduğu için çocuk mahkemesinde yargılanıyor.
Alman haber ajansı dpa'nın haberine göre, Savcı Maxi Wantzen kapanış konuşmasında "bu davanın olağanüstü tarihi öneme sahip olduğunu" söyledi.
The Independent'ta yer alan habere göre, savcılar Furchner'i, II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerin Stutthof kampının işlemesini sağlayan mekanizmanın parçası olmakla suçluyor.
Furchner'in "kamp komutanının ofisinde stenograf ve sekreter olarak görev yaptığı Haziran 1943'le Nisan 1945 arasında, kampta tutuklu bulunanların sistematik öldürülmesinde kamp sorumlularına yardım ve yataklık ettiği" iddia ediliyor.
Wantzen salı günü yaptığı açıklamada, sanığın ofisinden, yeni mahkumların geldiği alan da dahil kampın büyük bölümünü görebileceğini söyledi.
Savcı ayrıca sanığın krematoryumda yakılan cesetlerin dumanını görüp koklayabildiğini de sözlerine ekledi.
Wantzen, sanık tel örgüyle çevrili kampa kendisi girmemiş olsa bile "benim açımdan toplu cinayetlerden haberdar olmak için buna gerek yoktu" dedi.
Furchner duruşma sırasında kendisine yöneltilen suçlamalara yanıt vermedi. Alman yargı sisteminde suçu resmen red veya kabul etme yok.
10 binlerce kişi, Stutthof ve uydu kamplarında ya da savaşın sonunda ölüm yürüyüşleri diye adlandırılan yürüyüşlerde öldü.
Kapanış konuşmaları 29 Kasım'da devam edecek.



Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
TT

Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Ukrayna'daki çatışmanın Avrupa için oluşturduğu tehdit konusunda uyarıda bulunarak, kıtanın İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ilk kez "savaş öncesi döneme" girdiğini söyledi.

Tusk, Avrupa gazetelerinin en büyük ittifakını içeren “LENA” medya ağına verdiği röportajda şunları söyledi:

 “Savaş artık geçmişte kalan bir kavram değil. Bu gerçek ve iki yıldan fazla bir süre önce başladı. Şu anda en endişe verici olan şey, herhangi bir senaryonun mümkün olmasıdır. 1945'ten beri böyle bir durum görmedik."

Tusk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun özellikle genç nesil için kulağa yıkıcı geldiğini biliyorum, ancak yeni bir dönemin başladığı gerçeğine alışmamız gerekiyor: savaş öncesi dönem. Abartmıyorum, bu, her geçen gün daha da netleşiyor."

Rusya'nın iki yıldan fazla bir süre önce Ukrayna'yı işgal etmesi Avrupalı ​​liderlerin savaş sonrasındaki istikrarlı barış duygusunu sarstı ve birçok Avrupa ülkesini Kiev'e ve güçleri için ihtiyaç duyduğu silahları sağlamak için üretimlerini hızlandırmaya yöneltti.

Ülkesi komşu Ukrayna'nın en önde gelen destekçilerinden biri olan eski Avrupa Konseyi başkanı Cuma günü, Kiev'in savaşı kaybetmesi halinde Avrupa'da kimsenin kendini güvende hissetmeyeceğini belirtti.

Kıtanın endişelerinin başında, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, özellikle NATO'ya yönelik bilinen şüpheci duruşunun ardından Beyaz Saray'a dönme olasılığı da etkili oluyor.

Tusk verdiği röportajda, "Misyonumuz, Amerikan başkanının kim olduğuna bakılmaksızın transatlantik ilişkilerini güçlendirmektir" ifadelerini kullandı.