Yemen’den Husi terörizminin durdurulması için uluslararası toplu eylem çağrısı

Dabbe Petrol Limanı’na İHA’larla düzenlenen saldırılar tekrarlandı.

Husilere ait bir İHA birkaç gün önce, Hudeyde’nin güneyindeki Al-Khawkhah bölgesinde düşürüldü. (Yemeni Askeri Medyası)
Husilere ait bir İHA birkaç gün önce, Hudeyde’nin güneyindeki Al-Khawkhah bölgesinde düşürüldü. (Yemeni Askeri Medyası)
TT

Yemen’den Husi terörizminin durdurulması için uluslararası toplu eylem çağrısı

Husilere ait bir İHA birkaç gün önce, Hudeyde’nin güneyindeki Al-Khawkhah bölgesinde düşürüldü. (Yemeni Askeri Medyası)
Husilere ait bir İHA birkaç gün önce, Hudeyde’nin güneyindeki Al-Khawkhah bölgesinde düşürüldü. (Yemeni Askeri Medyası)

Yemen hükümeti, ülkenin doğusundaki Hadramut ilindeki Dabbe Petrol Limanı’na insansız hava araçları (İHA) ile düzenlenen yeni saldırının ardından uluslararası topluma çağrıda bulundu. Husi terörizminin durdurulması ve kınama ile yetinilmemesi için toplu eylemde bulunulmasını istedi.
Yemen ordusu pazartesi günü, petrol sevkiyatını gerçekleştirecek bir geminin limana demir attığı sırada İHA’ların Dabbe Petrol Limanı’nı hedef aldığını bildirdi. Düşürülen İHA’lardan birinin limandaki kargo platformuna isabet ettiğini ve maddi hasara yol açtığını kaydetti.
Bu, Husilerin İHA’larla düzenlediği, petrol ihraç limanlarına yönelik üçüncü saldırı oldu. İkincisi yaklaşık bir ay önce, Dabbe Petrol Limanı’nı hedef alınması ile gerçekleşmişti. Söz konusu saldırı, milislerin Hadramut ve Şebve’deki kurtarılmış bölgelerden çıkarılan ham petrolün satışlarından elde edilen geliri paylaşmak için meşru hükümete şantaj yapma çabaları kapsamında gerçekleşmişti.
Yemen hükümeti yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Terörist Husi milisleri tarafından sivil nesnelerin ve ulusal ekonomi tesislerinin sürekli olarak hedef alınması, insani durumu daha da kötüleştirecek ve enerji kaynakları, serbest dolaşım ve uluslararası ticaret açısından tehdit oluşturacak tehlikeli bir gerilimi yansıtıyor.”
Yemen’den yapılan açıklamada, sivil tesislere ve nesnelere yönelik ‘bir suç’ olarak nitelendirilen, tekrarlanan Husi saldırılarının tüm uluslararası yasa ve normların açık bir ihlali olduğu ve milislerin bunun yol açtığı feci insani, çevresel ve ekonomik sonuçlara aldırmadıkları vurgulandı.
Açıklamada, milislerin ticari bir petrol gemisinin demirlediği sırada, İran insansız hava araçlarıyla Hadramut’taki Dabbe Petrol Limanı’nı hedef aldığı ve korkakça işledikleri bu saldırının tehlikelerine ve etkilerine kayıtsız kaldıkları belirtildi.
Yemen hükümeti, ‘terörist Husilerin fitilini ateşlediği savaşın yol açtığı yetersiz imkanlar ve zorlu ekonomik koşulların yanı sıra milislerin milyonlarca Yemenlinin hayatını kurtaran noktaları hedef alarak şiddeti sürdürdüğünü kaydetti. Buna rağmen halkın acılarını hafifletmek ve asgari düzeyde hizmet sağlamak için Yemen meşru hükümetinin yürüttüğü çabalara dikkat çekildi.
Yemen hükümeti uluslararası topluma, Husilerin Yemen’in ve bölgenin istikrarını tehdit eden terör eylemlerini kınamakla yetinmekten vazgeçmesi çağrısı yaptığı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Milisleri terör örgütü olarak sınıflandırmak, uluslararası barış ve güvenliğe yönelik tehditlerine karşı mücadele etmek ve İran rejiminin istikrarsızlaştırıcı eylemlerini, bölge ve dünya ülkelerinin güvenlik ve istikrarına yönelik müdahalelerine son vermek için uygulanan baskı ikiye katlanmalı. Milisleri terörist eylemlerinden caydırma ve bunlarla mücadele etmek için toplu çalışma yürütülmeli.”
Saldırıdan sonra, Yemen ordusu hava savunmasının ‘Husi milislerin Hadramut’daki Dabbe Petrol Limanı’na yönelik yeni terör eylemlerine karşı koyduğu, bu kapsamda çok sayıda düşman uçağı düşürülürken bunlardan birinin limandaki petrol ihracat platformuna çarparak maddi hasara neden olduğu’ açıklandı.
Yemen ordusundan resmi bir kaynak, kuvvetlerin ‘çeşitli oluşum ve mevkileri aracılığıyla, tüm uluslararası yasa ve normların açık bir ihlalini temsil eden bu tür tehditlere, sivil tesislere ve yerleşimlere yönelik bariz suç niteliğindeki saldırılara karşı koymaya ve milislerle mücadeleye hazır olduğunu’ bildirdi.
Yemen ordusundan yapılan açıklamada, Husi terör saldırılarının ‘sadece ulusal ekonomik kurumları hedef almadığı, bunun yanı sıra bölgenin güvenlik, istikrar, enerji arzı, deniz seyrüsefer özgürlüğü ve küresel ticareti de hedef aldığı’ vurgulandı.
Yemen İçişleri Bakanlığı da salı günü, yurt dışında ikamet eden tüm Yemen vatandaşlarını terörist Husi milisleri arasında yer alan veya bu milislerin fikir ve eylemlerini herhangi bir şekilde destekleyen kişilerle ve kuruluşlarla temas kurmamaları konusunda uyardı.
Resmi bir güvenlik kaynağı şu açıklamada bulundu:
“Darbeci Husi milislerini terör örgütü olarak sınıflandıran 2022 tarihli, 1 sayılı Ulusal Savunma Konseyi Kararı uyarınca, bu terör grubuna herhangi bir şekilde destek, yardım ve kolaylık sağlayan veya milislerle temas kuran tüm kurumlar ve kişiler, Yemen yasalarına göre yasal sorumluluğa tabi olacak. Bu terör örgütüne destek verdiği tespit edilen herkese karşı katı önlemler alınacak.”
Kaynak, yurt dışında ikamet eden tüm vatandaşlara milislerle iş birliği yapan veya onları destekleyen herkesi ihbar etme çağrısında bulundu Açıklamada “Hükümet ve ilgili makamlar, bu terör örgütüne destek verdiği kanıtlanan herkes hakkında sert önlemler ve cezalar uygulayacaktır” ifadelerine yer verildi.
Husi milislerinin tekrarlanan saldırıları, kurtarılan bölgelerden petrol ihracat operasyonlarını engellerken Petrol Bakanlığı, ‘görevlerini yerine getirmeye devam edeceğini, terör saldırısının Yemen hükümetinin devlet kurumlarını reforme etme ve karşılaşılan zorluklarla ve tehlikelerle yüzleşme görevlerini yerine getirmekten caydırmayacağını’ vurguladı.
Husi milislerinin önceki saldırıları uluslararası arenada da tepkiye neden oldu. Husi milislerine ateşkesi yenileme ve kapsamını genişletme konusunda anlaşmaya varmaları ve Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg liderliğindeki uluslararası çabaları desteklemeleri için yapılan çağrılar tekrarlandı.
ABD’nin Yemen Büyükelçisi Stephen Fagin, ‘Husilerin, 6 aylık bir süre içerisinde Yemen halkına yardım ve destek sağlanmasına katkıda bulunan ateşkesin yenilenmesine yönelik isteksizliğinden duyduğu üzüntüyü’ dile getirdi.
Fagin, ‘yardım ve destek sağlama çabalarını sekteye uğratacak yeni bir gerilim olasılığına’ yönelik endişesini vurguladı. Büyükelçi Aden’e yaptığı ziyaretin ardından yaptığı resmi açıklamada, “Husilerin Yemen limanlarına yönelik saldırıları, yakıt kıtlığını daha da kötüleştirerek Yemen halkına sadece daha fazla zarar getirecektir” ifadelerini kullandı.
ABD Büyükelçisi, Husi milislerine uluslararası deniz ticaretine yönelik tehdide son verme, müzakere masasına dönerek bu yıkıcı savaşı sonlandırma ve Yemenliler tarafından müzakere edilen kapsamlı siyasi çözüme ulaşılmasında yapıcı bir rol oynama çağrısında bulundu.
Büyükelçi Fagin ayrıca Husi milislerinden ‘Sana’da gözaltına alınan 12 ABD Büyükelçiliği çalışanını zarar görmeden serbest bırakması ve çatışmada rehine olarak kullanmaya son vermesini’ istedi. Fagin “Önceliğim insanlarımızı ailelerine, ait oldukları yere geri götürmek” dedi.



İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP


Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
TT

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria'daki İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövüp eşyalarını çaldı.

Guardian'ın aktardığına göre pazar sabahı yaşanan olayda radikal sağcı yerleşimciler, Eriha bölgesindeki Ayn el-Duyuk köyüne baskın düzenledi. 

Yerleşimcilerin, Filistinlileri korumak için köyde bulunan İtalyan ve Kanadalı gönüllülere de saldırdığı belirtildi.

Filistin Ulusal Yönetimi'nin resmi haber ajansı WAFA, üç İtalyan ve bir Kanadalı gönüllünün hastaneye kaldırıldığını aktardı. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Kanadalı kadın, sabaha karşı düzenlenen saldırıda yaşadıklarını şöyle anlattı: 

10 maskeli yerleşimci gece nöbetinden sonra uyuduğumuz eve baskın yaptı. İkisinin üzerinde ordu tarafından verilen tüfeklerden vardı. Bizi yaklaşık 15 dakika boyunca dövdüler. Kafama, kaburgalarıma, kalçama ve uyluk bölgeme defalarca tekme attılar. Bize Arapça hakaretler yağdırdılar ve orada bulunmaya hakkımız olmadığını söylediler.

Gönüllü, Yahudi yerleşimcilerin bölgede artan saldırılarına dikkat çekerek, "Mesele bizimle ilgili değil. Biz 15 dakika dayak yedik ama buradaki Filistinliler bu şiddeti her gün, her saat, binlerce kez yaşıyor" dedi.

Kanada Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "aşırılıkçı yerleşimcilerin işlediği şiddet eylemlerinin kınandığı" bildirildi. Kanada yönetiminin "Filistin topraklarının ilhakına yönelik her türlü eyleme ve söyleme karşı olduğu" hatırlatıldı. 

Diğer yandan İtalyan gönüllülerden birinin ağır yaralandığı ve Ramallah'ta tedavisinin sürdüğü belirtiliyor. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, olaya ilişkin açıklamasında "Bu saldırganlıktan bıktık. Yerleşimcilerin haklarını bu şekilde savunmaları doğru değil" ifadelerini kullandı. 

Guardian, Batı Şeria'daki İsrailli yetkililerin yorum taleplerine yanıt vermediğini yazıyor. Gazetenin irtibata geçtiği köylüler ve aktivistler, polisin yerleşimcilerin saldırılarını durdurmak veya karargahlarını dağıtmak için harekete geçmediğini söylüyor.

Batı Şeria'daki Filistin köylerini korumak için yabancı gönüllüler toplayan Faz3a örgütünden aktivist Manal Tamimi, radikal sağcı yerleşimcilerin iki ay önce köyün yakınlarına karakol inşa ettiğini ve adam devşirdiğini söylüyor. Gönüllülerin saldırılara karşı Filistinlilerin yanında durmasının çok değerli olduğunu belirtiyor.

Kanadalı gönüllü de köydeki varlıklarının halkı güçlendirdiğini söylüyor: 

Biz oradayken köylüler daha dirençli oluyordu. Çocuklar özgürce oynuyordu. İnsanlar gece boyunca uyuyabiliyorlardı. Sırf bu bile bizim orada olmamızı değerli kılıyordu.

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre İsrailli yerleşimciler ve güvenlik güçleri son iki yılda Batı Şeria'da 233'ü çocuk olmak üzere binden fazla Filistinliyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Times of Israel, Guardian