İran gösterilerinde "yeşil gaz" korkusu

"Sinir gazı diye tanımlanır ama savaşlarda kullanılan sinir gazları kadar tehlikeli değildir"

İran'da Kürt ve Azeri nüfusun yoğun olduğu batı eyaletlerinde 21-22 Kasım'da kolluk güçleri göstericilere karşı gerçek mermi ve gaz bombası kullandı (Twitter/@iranintl_en)
İran'da Kürt ve Azeri nüfusun yoğun olduğu batı eyaletlerinde 21-22 Kasım'da kolluk güçleri göstericilere karşı gerçek mermi ve gaz bombası kullandı (Twitter/@iranintl_en)
TT

İran gösterilerinde "yeşil gaz" korkusu

İran'da Kürt ve Azeri nüfusun yoğun olduğu batı eyaletlerinde 21-22 Kasım'da kolluk güçleri göstericilere karşı gerçek mermi ve gaz bombası kullandı (Twitter/@iranintl_en)
İran'da Kürt ve Azeri nüfusun yoğun olduğu batı eyaletlerinde 21-22 Kasım'da kolluk güçleri göstericilere karşı gerçek mermi ve gaz bombası kullandı (Twitter/@iranintl_en)

İran polisinin ve İslam Devrimi Muhafızları'nın Batı Azerbaycan Eyaleti'ndeki Piranşehr ve Kirmanşah Eyaleti'ndeki Cevanrud kentlerinde 20-21 Kasım'daki rejim karşıtı gösterileri dağıtmak için yeşil kimyasal madde içeren gaz bombaları kullandığı öne sürülüyor. 
Sosyal medyada yayılan video kayıtlarında, taş atan göstericilerin yeşil gazdan uzaklaşmaya çalıştığı görülüyor. Twitter'da fotoğrafları paylaşılan kapsüllerinin üzerinde İngilizce "tahriş edici" yazıyor.
İran-Irak Savaşı'nda (1980-1988) Batı Azerbaycan Eyaleti'nin sınır ilçesi Serdeşt ve civarında Irak ordusunun hardal gazı gibi kimyasal silahlarla yaklaşık 130 kişiyi öldürüp binlerce kişiyi yaralaması nedeniyle bölge halkı paniğe kapıldı.
Uzmanlara göre, kitlesel ölüm meydana gelmediğinden, İranlı kolluk güçlerinin kullandığı maddeler hekzakloroetan veya adamsit olabilir. İlkini genellikle ordular sis bombası olarak kullanırken, kusmaya ve göz-burun akıntısına sebep olan ikincisi toplumsal olayların bastırılmasında kullanılabiliyor.
İran'daki rejim karşıtı gösterilerden haberler veren Londra merkezli haber kuruluşu Iran International'a konuşan Dr. Muhammed Kazım Ettari, sarin gibi sinir gazlarının aksine, hekzakloroetan maddesinin kalıcı hasar bırakmayacağını söyledi:
Korku saçan rengi nedeniyle genelde sokak olaylarında kullanılır. Sinir gazı diye tanımlanır ama savaşlarda kullanılan sinir gazları kadar tehlikeli değildir.

ABD'de yaşayan tıp uzmanı, bu gazlara yoğun miktarda maruz kalmanın kanserojen etki oluşturabileceğini de söyledi.
Birleşmiş Milletler Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'ne göre savaşlarda kullanılması yasak olan bu tür gaz bombaları dünyanın birçok ülkesinde kolluk güçleri tarafında toplumsal olaylarda kullanılıyor.

"Devrimci aşama" gelebilir
Tahran'da 13 Eylül'de örtünme kurallarına uymadığı gerekçesiyle gözaltına alınan Mahsa Emini 16 Eylül'de yaşamını yitirmiş, 22 yaşındaki kadının Kürdistan Eyaleti'nin Sakkız kentindeki cenaze törenine katılan binlerce kişi ülke genelindeki gösterilerin fitilini ateşlemişti. 
İran'ın reformcu gazetelerinden İttilaat'ın aktardığına göre, siyasi yorumcu Hamid Rıza Celaipur durumu şöyle özetledi:
"İran devrimci duruma girmedi ama eğer hoşnutsuzluk devam ederse ülke devrimci aşamaya girecektir."
Halkın yüzde 80'inin ülkenin durumundan memnun olmadığını belirten yazar, Tehran ve Reşt'in tarihi çarşılarında esnaf kepenk indirirken, öğrenci boykotlarına işçilerin grevlerinin eklendiğine dikkat çekti.
İran İslam Cumhuriyeti'nin en yetkili ismi Ali Hameney'in askeri danışmanı Yahya Rahim-Safavi, Devrim Muhafızları'nın ve Besic milislerinin gösterileri bastıracak güçte olduğunu ama "sorunlar ortada durdukça yenilerinin ortaya çıkacağını" söyleyerek topu hükümete attı.

Ölü sayısı 400'ü geçti
Norveç merkezli İran İnsan Hakları (IHR) grubu, eylül ortasından beri devam eden rejim karşıtı gösterilerde öldürülen gösterici sayısının 416'ya yükseldiğini açıkladı.
Geçen hafta 2019'daki akaryakıt zammı protestolarında ölenleri anmak için üç günlük genel eylem çağrısı yapılmasıyla yeniden yükselişe geçen eylemlerde 72 kişi hayatını kaybetti.
Ülkedeki 31 eyaletten 25'ine dair verilerin yer aldığı IHR raporuna göre, iki aydır devam eden gösterilerde, Afganistan ve Pakistan sınırındaki Sistan-Beluçistan Eyaleti'nde 126 can kaybı belirlendi. Aynı dönemde Kürdistan Eyaleti'nde 48, Batı Azerbaycan'da 45, başkent Tahran'da 40, Mazenderan'da 35, Gilan'da 24, Kirmanşah'ta 23, Elborz'da 15, İsfahan'da 11, Huzistan'da 10, Rezevi Horasan'da 5, Zencan ve Doğu Azerbaycan'da 4'er gösterici öldü. Hayatını kaybedenlerin en az 51'inin 18 yaşından küçük olduğu kaydedildi. 
 
Independent Türkçe, Iran International, AA, AFP



Mısır ve Türkiye, ikili ilişkilerde “niteliksel gelişmeyi” temel alacak

Sisi ve Fidan, Gazze Şeridi'nin yeniden işgal edilmesini reddettiklerini vurguladılar (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Sisi ve Fidan, Gazze Şeridi'nin yeniden işgal edilmesini reddettiklerini vurguladılar (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır ve Türkiye, ikili ilişkilerde “niteliksel gelişmeyi” temel alacak

Sisi ve Fidan, Gazze Şeridi'nin yeniden işgal edilmesini reddettiklerini vurguladılar (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Sisi ve Fidan, Gazze Şeridi'nin yeniden işgal edilmesini reddettiklerini vurguladılar (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır, Türkiye ile ikili ilişkilerde ‘niteliksel gelişmeyi’ sürdürmek amacıyla dün Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı ağırladı. Fidan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati ile görüşmelerde bulundu. Görüşmelerde, iki ülke arasında çeşitli bölgesel konularda tutumların yakınlaştırılması ele alındı. Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, bu adımın krizlerin çözülmesine katkıda bulunabilecek önemli bir adım olduğunu belirtti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Muhammed eş-Şenavi tarafından yapılan açıklamaya göre Akdeniz kıyısındaki el-Alameyn şehrinde bir araya gelen Sisi ve Fidan, Gazze'nin yeniden işgal edilmesini reddederek, ateşkesin derhal sağlanması, insani yardımların ulaştırılması, rehinelerin ve esirlerin serbest bırakılması gerektiğini vurgularken Filistinlilerin yerinden edilmesini reddettiklerine işaret ettiler.

Taraflar Libya, Suriye ve Sudan'daki gelişmeleri de ele aldı. Sisi, bu kardeş ülkelerde barış ve istikrarın sağlanması için Mısır'ın vizyonunu ve bu bağlamdaki çabalarını değerlendirdi. Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Şenavi’ye göre taraflar, söz konusu ülkelerin egemenliğine saygı duyulmasının, toprak bütünlüğünün ve halklarının kaynaklarının korunmasının önemini vurguladı.

Vizyonların uyumu

Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Temim Hallaf’ın açıklamasına göre iki ülkenin Dışişleri Bakanları Abdulati ve Fidan, ikili ve genişletilmiş görüşmelerde ‘ortak ilgi alanına giren en önemli bölgesel ve uluslararası dosyaları’ ele aldı.

Abdulati, Türk mevkidaşı ile düzenlediği basın toplantısında, “Mısır ve Türkiye arasında bölgesel krizlerle başa çıkma yolları konusunda görüş birliği var” dedi. Filistinlilerin yerinden edilmesinin hiçbir koşulda kabul edilemez bir kırmızı çizgi olduğunu vurgulayan Abdulati, sistematik açlık ve soykırım politikasının devam etmesinin çatışmayı körüklediği, nefret duygularını derinleştirdiği ve bölgede aşırılığı yaydığı uyarısında bulundu. Ayrıca, Filistin devleti kurulmadan İsrail'in ve bölgenin güvenliği ve istikrarının sağlanamayacağını bir kez daha ifade eden Abdulati, Mısır'ın Katar ve ABD ile ortaklaşa yürüttüğü ateşkes anlaşması ve insani, tıbbi ve acil yardımların ulaştırılmasına yönelik çabaları değerlendirdi.

dfrgt
Abdulati-Fidan görüşmesinden bir kare (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Öte yandan Dışişleri Bakanı Fidan “Filistinlileri yerlerinden etmek için yapılan her türlü girişim boşuna ve başarısız olacaktır” dedi. Filistinlileri yerlerinden etmek için yapılan girişimlere karşı Mısır'ın yanında durmaya devam edeceklerini belirten Fidan, İsrail'in Gazze'de ateşkes çabalarını engellediğini ve bölgede katliamlar yaptığını söyleyerek “Durmak yok, pes etmek yok, İsrail'in planlarına karşı koyacağız” dedi. Fidan, İslam ülkelerinin birleşmesi ve İsrail'in Gazze Şeridi’ni kontrol altına alma planına karşı uluslararası toplumu harekete geçirmesi gerektiğini vurguladı. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bu konuda acil bir toplantı çağrısı yaptı. Bölgedeki meseleler konusunda Mısır ile görüşlerin uyumlu olduğunu belirtti.

Mısır ve Türkiye arasındaki normalleşme sürecinin hızlanması

Mısır ve Türkiye arasındaki normalleşme süreci, Sisi'nin 2022 Katar Dünya Kupası açılışında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile tokalaşmasından bu yana hız kazandı. Bu yakınlaşma, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2024 yılının şubat ayında Kahire'yi ziyaret etmesiyle zirveye ulaştı ve aynı yılın Eylül ayında Sisi'nin Ankara'ya yaptığı benzer ziyaretle iki ülke arasında ‘yeni bir iş birliği dönemi’ başladı.

Mısır eski Dışişleri Bakan Yardımcısı, Mısır Dışişleri Konseyi üyesi Reha Ahmed Hasan, Fidan'ın Mısır ziyaretinin önemini vurguladı. Fidan'ın ziyaretinin, bölgede gelişmelerin yaşandığı ve uluslararası anlaşmaları ve yasaları ihlal eden İsrail'in uygulamalarının devam ettiği bir dönemde gerçekleşmesini onu daha da önemli kıldığını ifade eden Hasan, iki ülke arasında çeşitli bölgesel konularda işbirliği ve koordinasyonun, krizlerle mücadele ve hatta bunların çözümü için çözümler üretilmesine katkıda bulunacağını ve İsrail üzerinde baskı unsuru oluşturabileceğini de sözlerine ekledi.

Demokrasi Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı ve bölgesel meseleler uzmanı Kerem Said de bu görüşe katılıyor. Said, ziyaretin özellikle İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgal etme kararının ardından bölgedeki çatışmaları çözmek için tutumları koordine etmek amacıyla yapıldığına dikkati çekti.

Türkiye ile Mısır arasında yapılan geniş kapsamlı istişarelerde, Sudan'daki durum da dahil olmak üzere bölgedeki çeşitli konuların ele alındığını ifade eden Said’e göre iki taraf “ateşkesin sağlanması ve yardımların ulaştırılmasının önemi’ üzerinde durdu.

Öte yandan Mısır Dışişleri Bakanı Abdulati, Suriye'deki duruma ilişkin değerlendirmesinde ‘Mısır'ın Suriye halkının güvenliğini, huzurunu ve istikrarını tehlikeye atacak her türlü hareketi reddettiğini’ vurguladı.

Görüşmelerde ayrıca Afrika Boynuzu bölgesindeki gelişmeler ele alındı. Abdulati, ‘Somali'nin egemenliği, birliği ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi ve iç işlerine müdahale edilmesinin reddedilmesi, böylece ülkenin güvenliği ve istikrarının korunması’ gerektiğini teyit ederken ‘Kızıldeniz'de seyrüsefer özgürlüğünün sağlanması’ gerektiğini de belirtti.

frgty7u
Abdulati ve Fidan, dün el-Alameyn'de ortak basın toplantısı düzenledi (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Mısır-Türkiye görüşmeleri bölgesel meselelerle sınırlı kalmadı, ikili ilişkiler de görüşmelerin önemli bir bölümünü oluşturdu. Sisi, Fidan ile yaptığı görüşmede iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin güçlendirilmesine devam edilmesinin önemini vurguladı. Bu bağlamda, özellikle 2024 yılının şubat ayında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantılarının yeniden başlatılması ve bu toplantıların iki ülkenin cumhurbaşkanları düzeyine yükseltilmesi konusunda ortak bildirinin imzalanmasından sonra Mısır-Türkiye ilişkilerinde yaşanan niteliksel gelişmeye dikkati çekti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Şenavi, görüşmede ekonomik alandaki iş birliğinin güçlendirilmesi, 15 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşılması ve Türk şirketlerinin doların yaklaşık 48 cuneyh olduğu Mısır'daki yatırım projelerine katılımının artırılması gerektiği konusunda karşılıklı mutabakat sağlandığını söyledi.

Her iki ülkenin dışişleri bakanları, özellikle bu yılın Mısır ile Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 100. yıldönümü olması nedeniyle, çeşitli alanlarda ikili iş birliğini güçlendirmeye yönelik ortak kararlılıklarını vurguladılar.

Bölgesel meseleler uzmanı Said, iki ülke arasındaki yatırımlarda ve ekonomik ilişkilerde bir sıçrama yaşandığını ve her iki tarafın da iş birliğini artırmaya özen gösterdiğini değerlendirdi.

Müslüman Kardeşler dosyasına değinen Said, bu dosyanın halen bir zorluk teşkil etmesine rağmen, çıkarların daha büyük olduğunu ve bu nedenle iki ülkenin bu konuyu pragmatik bir şekilde ele aldığını söyledi. Mısır’ın, Türkiye'den aranan kişilerin iadesini talep etmek için yasal yollara başvuracağını belirten Said, Ankara’nın ise aranan kişileri iade ederek veya başka ülkelere sınır dışı ederek bu dosyanın yükünden kademeli olarak kurtulmaya çalışacağını söyledi.

Mısır-Türkiye ilişkileri, 30 Haziran 2013'teki gösterilerin ardından Mısır'da yasaklanan Müslüman Kardeşler örgütüne Ankara'nın verdiği destek nedeniyle bir on yıl süren kopukluk ve gerginliğin ardından normalleşme yönünde bir eğilim gösterdi. Ankara, 2021 martında Mısır ile diplomatik ilişkilerini yeniden başlatacağını duyurdu. Türk yetkililer, Mekameleen, Vatan ve eş-Şark isimli Müslüman Kardeşler'e yakın üç televizyon kanalını ‘Mısır'a karşı kışkırtıcı programlarını durdurmalarını veya Türkiye topraklarından yayın yapmayı tamamen bırakmalarını’ talep etti.