İran Cumhurbaşkanı protestoların bastırılmasını savunurken DMO, Kürdistan eyaletinde operasyonlarını sürdürüyor

HRANA, protestolarda 437 kişinin öldüğünü açıklarken reformist gazete İtimad haberinde, ‘belirli bir coğrafyayla sınırlı olmayan’ bir harekete işaret etti.

İran'ın Kirmanşah eyaletinin Cevanrud şehrinde DMO’ya ait bir kontrol noktası (Twitter)
İran'ın Kirmanşah eyaletinin Cevanrud şehrinde DMO’ya ait bir kontrol noktası (Twitter)
TT

İran Cumhurbaşkanı protestoların bastırılmasını savunurken DMO, Kürdistan eyaletinde operasyonlarını sürdürüyor

İran'ın Kirmanşah eyaletinin Cevanrud şehrinde DMO’ya ait bir kontrol noktası (Twitter)
İran'ın Kirmanşah eyaletinin Cevanrud şehrinde DMO’ya ait bir kontrol noktası (Twitter)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, yetkililerin, 10 hafta önce Kürt genç kadın Mahsa Amini’nin ölümünün ardından başlayan protestolara yönelik müdahalelerini savundu. İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) yakınlığıyla bilinen bir milletvekili, DMO'dan Kürt nüfusun yoğun yaşadığı şehirlere takviye güçler gönderdiğini açıkladı. Öte yandan İran polisi, Kürt şehri Bane'de protestocular tarafından atılan taşla yaralanan bir yarbayın öldüğünü duyurdu.
Sosyal medya platformlarında paylaşılan bir video kaydı, DMO güçlerinin Senendec şehrine bağlı Vahdat beldesinde ‘bir grup okul çocuğunun’ üzerine ateş açtığını gösterdi. Hengaw İnsan Hakları Örgütü, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, olayda biri ağır en az 4 kişinin yaralandığını bildirdi.
Senendec’te protesto gösterileri devam ederken, askeri helikopterler sıkı güvenlik önlemleri altında şehrin bazı bölgeleri üzerinde uçuşlar gerçekleştirdi. Senendec’teki Kürdistan Üniversitesi’nden çok sayıda öğretim görevlisi ve öğrenci, gözaltına alınan öğrencilerin serbest bırakılması için sloganlar atarak nöbet tuttu. Öğrenciler, ‘şehitler ölmez’ sloganları attılar.
Öte yandan son günlerde şiddetli bir baskı kampanyasına tanık olan Cevanrud şehrinde bir güvenlik görevlisinin video çeken bir kişiyi vurduğunu gösteren bir video kaydı yayınlandı. İran'ın yarı resmi haber ajansı Fars, olayda DMO güçlerinin açtığı ateş sonucu en az 5 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.
Hengaw, ‘Senendec şehrine saldırı emrini DMO’nun Kürdistan eyaleti komutanı General Behman Reyhani’nin bizzat verdiğini’ belirtti. Elde edilen bilgilere göre DMO’nun 48 saat içinde soykırım yaptığını öne süren Hengaw, Cevanrud şehrindeki protestoların bastırılması emri verdiği için DMO komutanı hakkında uluslararası soruşturma başlatılmasını talep etti.
Diğer yandan iki muhalif sol görüşlü parti İran Kürdistan Demokrat Partisi'nin (HDK-İ) ve İran Kürdistan Komala Partisi’nin aynı çatı altında bir araya geldikleri İran Kürdistan Partileri Koordinasyon Merkezi, siyasi örgütleri, sivil aktivistleri ve İranlıları bu sabah için greve gitmeye çağıran bir bildiri yayınladı. Bildiride ayrıca, Kürtler ve İranlılar arasındaki birliğin desteklenmesi amacıyla Perşembe akşamı protesto yürüyüşleri düzenlenmesi çağrısında bulunuldu.
Bildiride şu ifadeler yer aldı:
“Rejim, birkaç gün önce Kürdistan’ı tüm gücüyle kan gölüne çevirdi ve bir katliam gerçekleştirdi. İran halkının tüm kesimleri arasında iş birliği ve birlik olmadan bu ulusal ayaklanma zafere ulaşamayacaktır.”
İran'ın eski Devrim Muhafızları komutanlarından muhafazakar milletvekili Muhammed İsmail Kevseri, ‘özellikle Irak'ın Kürdistan bölgesinde faaliyet gösteren Komala, Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK) ve HDK-İ başta olmak üzere ayrılıkçı partilerin, Kürdistan eyaletinin bir bölümünü kontrol etmeye çalıştıklarını ve bu yüzden ülkenin batısına söz konusu tarafların bozguna uğratılması ve sınırlarda güvenliğin sağlanması için kara kuvvetleri gönderildiğini’ açıkladı.
DMO’ya yakın Fars Haber Ajansı’nın pazartesi günü bildirdiğine göre bu gelişme, İran basının, protestoculara karşı gerçek mühimmat kullanıldığını ve güvenlik güçlerinin ‘ayrılıkçı’ olarak niteledikleri kişilerin üzerine ateş açmaya zorlandıklarını ilk kez doğrulamasının ardından yaşandı.
DMO Kara Kuvvetleri Komutanı Muhammed Pakpur, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) topraklarında İranlı Kürt muhalefet partilerine ait noktalara atıfla IKBY halkına ‘teröristlerin’ karargâhlarını ve konuşlu oldukları merkezleri boşaltmaları çağrısında bulundu.
Pakpur, DMO’nun ‘tüm tehditler ortadan kalkana ve teröristler silahsızlandırılana kadar Kürdistan bölgesindeki bölücü terör gruplarına yönelik operasyonlarını sürdüreceğini’ vurguladı. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan da Tahran’da düzenlediği basın toplantısında, “Komşu ülkeden bize yönelik bir tehdit olduğu sürece, uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler (BM) Sözleşmesi çerçevesinde silahlı kuvvetlerimiz, ülkenin ulusal güvenliğini azami düzeyde sağlamak için faaliyetlerine devam edecek” dedi.
Abdullahiyan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Irak Silahlı Kuvvetleri’nin, İran ile Irak Kürdistan bölgesi arasındaki ortak sınırlara konuşlanıp bu sınırların güvenliğini sağlamaya çalıştığı zaman, topraklarımızın birliğini tehdit edenlerle karşı karşıya gelmemize gerek kalmayacağı kesin.”
İran, Irak'taki Kürt muhalif gruplara karşı son olarak salı günü olmak üzere sınır boyunca art arda füze saldırıları gerçekleştirdi.
Norveç'in başkenti Oslo merkezli İran İnsan Hakları (IHR) İran'da genç kadın Mahsa Amini'nin Eylül ayı ortalarındaki ölümü üzerine düzenlenen protestolara yönelik baskılar sırasında, geçtiğimiz hafta Kürt nüfusun yoğun olduğu bölgelerde 56 kişinin öldüğünü bildirdi.
Ahvaz (Huzistan) ilinin Endimeşk (Salihiye) şehrinde protestocularla güvenlik güçleri arasında çatışmalar yaşandı. ‘1500tasvir’ adlı gözlemevi tarafından yayınlanan videolarda, şehir merkezinden dumanların yükseldiği ve göz yaşartıcı gaz kullanıldığı görüldü.
HRANA, salı akşamı yayınladığı günlük istatistiklerinde,  protestolar gösterileri düzenlenen 155 şehir ve 142 üniversitede, olaylar sırasında 61'i çocuk 437 protestocunun hayatını kaybettiğini bildirdi.  Elde ettiği bilgilere dayanarak 18 bin 55 kişinin tutuklandığını aktaran HRANA, olaylarda emniyet güçlerinden 55 unsurun öldüğünü belirtti.
İran basını dün Yarbay Turec Erdalan’ın Bane şehrinde emniyet güçleri ile protestocular arasında yaşanan çatışmada protestocuların attığı bir taşla başından ağır yaralanması sonucu kaldırıldığı başkent Tahran'daki hastanede öldüğünü bildirdi.
İran resmi haber ajansları, dün  İsfahan eyaletinde İran uyruklu bir İngiliz vatandaşının yurtdışındaki haber istasyonlarıyla bilgi paylaştığı suçlamasıyla tutuklandığını bildirdi.
Reuters’ın İran resmi basınından aktardığına göre DMO istihbarat servisi, BBC ve Iran International TV ile ilişkili olduğu ileri sürülen İran asıllı bir İngiltere vatandaşını tutukladı. Aktarılan bilgilerde bahsi geçen kişinin İngiltere doğumlu olduğu belirtildi.
Tahran, Farsça yayın yapan BBC Farsça ve Iran International TV’yi İran’daki protestoları desteklemekle suçluyor.
Diğer taraftan reformist gazete İtimad, protestolarla ilgili olarak videolara ve sosyal medya paylaşımlarına dayanan bir değerlendirme yayınladı. Gazete, protesto hareketinin ‘belirli bir coğrafyayla sınırlı olmadığını’ vurgularken, rejim karşıtı gösterilerin ‘orta sınıf hareketlerine bağlı olduğu’ değerlendirmesinde bulundu.
Gazete, 17 Eylül’de Mahsa Amini’nin ölümünün, son yılların en geniş kapsamlı halk protestolarından birinin fitilini ateşlediğini ve ülke genelinde, çeşitli eyaletlerde ve şehirlerde sokak protestolarına tanık olunduğunu belirtti.
Gazete, protestoların ilk iki ayı yoğun olarak Tahran ve Kürt nüfusun yoğun yaşadığı bölgelerde gerçekleştiğini, özellikle başkent Tahran'da 14 ilçenin ve 4 üniversitenin en yoğun protestolara sahne olduğunu kaydetti. Gazete, protestoların Kürt şehirlerinden 9’unda daha yoğun yaşandığına dikkati çekti.
Belucistan, Horasan, Fars, Elburz ve Mazenderan ise diğer bölgelere kıyasla daha sakin protesto gösterilerine sahne olurken Horasan’daki protestoların merkez üssü Meşhed şehri ve Firdevsi Üniversitesi idi. Ülkenin güneyindeki Fars eyaletindeki protestoların merkez üssü ise Şiraz şehri oldu. Belucistan’da protestolar sırasında en çok can kaybı protestoların daha yoğun  olduğu Zahidan, Haş ve Çabahar şehirlerinde kaydedilirken İsfahan, Doğu Azerbaycan, Gilan ve Ahvaz eyaletleri daha ılımlı protestolara sahne oldu.
Bir başka gelişmede, eski Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani’nin oğlu Muhsin Haşimi, Wall Street Journal’ın (WSJ), İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani’nin geçtiğimiz ay Rafsancani ailesinden ve eski Devrim Rehberi Ayetullah Humeyni'nin ailesinden halkı sakinleştirmek için müdahale etmelerini istediğine ilişkin haberini yalanladı. WSJ, Şemhani’nin protestocuların talep ettiği bazı özgürlüklerin verilmesi için bir teklifte bulunduğunu, teklifin Rafsancani ve Humeyni aileleri tarafından reddedildiğini bildirdi.
İran Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesinde, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin İran haftalık kabine toplantısında yaptığı açıklamada, hükümetin protestocuların ve muhalefetin taleplerini dinlediği, ancak ‘protesto gösterileri düzenlemenin, isyan ve huzursuzluk çıkarmaktan farklı’ olduğunu söylediği aktarıldı. Cumhurbaşkanlığı sitesinin aktardığına göre Reisi, açıklamasında, “Huzursuzluk diyalogu ve her türlü gelişmeyi engelliyor” dedi.  Açıklamasında, yetkililerin protestolara yönelik müdahalesini savunan Reisi, “Halk bizden sıkı bir şekilde müdahalede bulunmamızı bekliyor. Ülkenin güvenliği hükümetin kırmızı çizgisidir” ifadelerini kullandı.
Öte yandan İran Şura Meclisi Sözcüsü, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Yargı Erki Başkanı arasında 'mevcut sorunların çözümünü’ görüşmek üzere önümüzdeki hafta iki toplantı yapılacağını duyurdu.



Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
TT

Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)

Gazze Şeridi’nin güneyinde yer alan Han Yunus kentinin Mevasi bölgesinde, bugün (Salı) sabah saatlerinde etkili olan yoğun yağışlar sonucu çok sayıda sığınmacı çadırı sular altında kaldı.

d
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş kişiler için kurulan geçici kampta, Filistinli çocuklar yağmurdan korunmaya çalışıyor (AFP)

Filistin Haber Ajansı WAFA bölgede çok sayıda çadırın yağmur suları nedeniyle zarar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini bildirdi. Kurtarma ekipleri su baskınından etkilenen çadır alanlarına müdahalelerini çeşitli noktalarda sürdürüyor.

csdfrg
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta, yağmur sonrası eşyalarını düzenleyen Filistinli bir aile (AFP)

Gazze Şeridi genelinde şiddetli sağanak yağış ve fırtınalarla birlikte sığınmacı kamplarında ek olumsuzluklara yol açmaktadır.

Öte yandan, 15 Kasım’da meydana gelen yağışlar sırasında da binlerce çadırın su baskını nedeniyle zarar görmüştü.

sd
Filistinliler, sular altında kalan sokaklardan, eşek arabalarıyla geçiyor (DPA)

 


Trablus, sınırların güvenliğini sağlama ve eğitim konusunda Türkiye’nin uzmanlığından yararlanmayı düşünüyor

UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
TT

Trablus, sınırların güvenliğini sağlama ve eğitim konusunda Türkiye’nin uzmanlığından yararlanmayı düşünüyor

UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile iki ülke arasındaki güvenlik iş birliğini güçlendirmenin yollarını görüştü.

Libya İçişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, başkent Trablus'ta düzenlenen ve çok sayıda güvenlik yetkilisinin katıldığı toplantıda ‘karşılıklı çıkar alanlarında ortak koordinasyonun yönlerinin’ ele alındığını belirtildi. Açıklamada ayrıca toplantı sırasında ‘hedefli eğitim ve yeterlilik programları ile Libya İçişleri Bakanlığı personelinin yeteneklerinin geliştirilmesinin’ yanı sıra ‘düzensiz göçle mücadele, sınırların güvenliği ve Türkiye'nin uzmanlığından yararlanma ile ilgili konulara’ değinildiği belirtildi.

fvg
Dün başkent Trablus'ta Libya ve Türkiye heyetleri arasında yapılan toplantı (İçişleri Bakanlığı)

İçişleri Bakanı Yerlikaya’nın Trablus ziyareti, General Halife Hafter'in oğlu ve Libya Ulusal Ordusu (LUO) Genel Komutan Yardımcısı Orgeneral Saddam Hafter’in geçtiğimiz hafta sonu Türkiye'nin başkenti Ankara'da siyasi ve askeri düzeyde gerçekleştirdiği toplantıların ardından geldi.

Libya İçişleri Bakanı Trablusi, bakanlığının ‘ülkenin son yıllarda karşılaştığı zorluklara ve bunların güvenlik durumuna etkisine rağmen büyük çaba sarf ettiğini’ söyledi.

Gidişatı iyileştirmek için çalışmaların sürdüğünü ve bir dizi olumlu sonucun elde edildiğini vurgulayan Trablusi, bakanlığın, Avrupa Birliği (AB) ve Afrika ülkeleriyle doğrudan iletişim kanalları aracılığıyla yasadışı göç konusuna ‘özel önem’ verdiğini kaydetti.

Trablusi, Libya İçişleri Bakanlığı’nın güvenlik planının, sınırların güvenliğini sağlamaktan başlayarak, ardından çöl ve şehirlerin, son olarak da kıyıların güvenliğini sağlamayı içeren aşamalı bir yaklaşım benimsediğini, ayrıca göçmenler için gönüllü geri dönüş programını uyguladığını ve insan kaçakçılığına karışan organize suç çetelerini takip ettiğini de sözlerine ekledi.

Libya İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Bakan Yerlikaya’nın Libya İçişleri Bakanlığı’nın çabalarını övdüğünü ve Türkiye’nin düzensiz göçle mücadeledeki deneyimini ve son yıllarda elde ettiği olumlu sonuçları paylaştığını aktardı. İçişleri Bakanlığı, bu toplantının, istikrarı artırmak ve güvenlik alanındaki kurumsal çalışmaların konsolidasyonunu desteklemek amacıyla dost ülkelerle etkili iş birliği olanakları oluşturma yönündeki devam eden çabaları çerçevesinde gerçekleştirildiğini belirtti.

Saddam Hafter, birkaç gün önce Ankara'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Savunma Bakanı Yaşar Güler ile bir araya geldi.

LUO Genel Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, Ankara’daki görüşmelerde uluslararası sahnedeki son gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunulduğu belirtilirken, “Savunma Bakanı Güler ile iki ülke arasındaki askeri iş birliğini güçlendirerek bölgedeki güvenlik sorunlarının çözümüne katkıda bulunacak ve güvenlik ve istikrar çabalarını destekleyecek yollar tartışıldı” denildi.

Öte yandan UBH Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe ile İngiltere'nin Libya’daki yeni Büyükelçisi Martin Reynolds arasında yapılan toplantıda düzensiz göç konusu başlıca gündem maddesi oldu.

İngiltere’nin Libya (Trablus) Büyükelçiliği tarafından sosyal medya platformu X üzerinden görüşmeye ilişkin yapılan kısa açıklamada, Büyükelçi Reynolds'un Libya'daki diplomatik görevinde ilk kez görüşmesini Dibeybe ile gerçekleştirdiği ve ‘yapıcı bir toplantı’ olduğu belirtildi. Açıklamada ayrıca toplantıda düzensiz göç, güvenlik ve ekonomik büyüme alanlarında ortak önceliklerin ele alındığı belirtildi.


HDK, Sudan'da tek taraflı olarak üç aylık insani ateşkes ilan etti

Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)
Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)
TT

HDK, Sudan'da tek taraflı olarak üç aylık insani ateşkes ilan etti

Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)
Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, Sudan Ordusu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın uluslararası taraflarca sunulan ateşkes önerisini reddettiğini açıklamasının ardından, üç ay sürecek tek taraflı bir insani ateşkes ilan etti.

HDK Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu, ses kaydı olarak yayınlanan konuşmasında şunları söyledi:

“Ulusal sorumluluğumuz ve başta ABD Başkanı Donald Trump'ın girişimi ve Uluslararası Dörtlü ülkelerinin (Mısır, Suudi Arabistan, BAE ve ABD) çabaları olmak üzere uluslararası çabalar doğrultusunda üç aylık bir süre için saldırıların durdurulmasını ve uluslararası bir izleme mekanizmasının oluşturulmasını içeren insani bir ateşkes ilan ediyoruz.”

Dagalu konuşmasına şöyle devam etti:

“Radikal İslamcı terörist hareket Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) ve Ulusal Kongre Partisi dışında herkesin katıldığı bir siyasi sürece bağlıyız. Zira bu gruplar halkımızın son otuz yılda çektiği tüm acılardan sorumlu.”

Sudan iç savaşının her iki tarafı da son iki yıl içinde, tüm ateşkes anlaşmalarını ihlal ederek müzakere çabalarının başarısızlıkla sonuçlanmasına neden oldu. Orgeneral Burhan daha önce geçiş dönemi veya Sudan'ın geleceği ile ilgili herhangi bir anlaşma yoluyla HDK'yı muhafaza edecek veya iktidar ortaklığına geri getirecek herhangi bir çözümü reddettiğini vurgulamıştı. Orgeneral Burhan, ABD'nin Afrika Kıdemli Danışmanı Massad Boulos'u HDK lehine önyargılı olduğu gerekçesiyle sert bir şekilde eleştirdi. Ayrıca, savaşı durdurmak için kendilerine sunulan ‘en kötü kart’ olarak gördüğü Uluslararası Dörtlü’nün girişimine olan güvensizliğini dile getiren Orgeneral Burhan, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Uluslararası Dörtlü’ye katılımını eleştirerek HDK'yı desteklemekle suçlarken, Suudi Arabistan'ın rolünü ve ABD Başkanı Donald Trump'ın girişimini övdü.

Orgeneral Burhan'ın açıklamaları, 12 Eylül'de açıklanan ve ABD, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır'ın yer aldığı Uluslararası Dörtlü ülkelerinin girişimi etrafındaki tartışmaları yatıştırdı. En önemli özelliği üç aylık bir insani ateşkes olan girişim, Sudan'daki krizi çözmek için bir yol haritası içeriyor. Bunu, kalıcı bir ateşkes ve sivil bir hükümete giden kısa bir geçiş dönemi izliyor. Girişimde, askeri bir çözümün olmadığına ve savaş sonrası dönemde İslamcıların siyasi sahneden uzaklaştırılacağı vurgulanıyor.

Şiddet devam ediyor

HDK, 7 Kasım'da insani ateşkes önerisini kabul ettiğini açıkladı, ancak ertesi gün ordunun kontrolü altındaki Hartum ve Atbara'yı bombaladı. Bunu HDK üyelerinin ‘büyük kalabalıklar’ halinde Batı Kordofan'daki Babnusa şehrine ulaşarak oradaki ordu karargahını ele geçirmeye çalıştığı, ancak Güney Kordofan'daki Kadugli ve Dilling şehirlerini kuşatmaya devam ettiği yönünde bir açıklama izledi.

HDK kasım ayı ortalarında Sudan'ın kuzeyindeki Merowe Barajı'nı birkaç kez insansız hava araçları (İHA) ile hedef aldı ve şehirdeki ordu karargahını bombaladı.

Sudan ordusu 26 Ekim'de Sudan'ın batısını tamamen kontrol altına alan HDK’nın uzun süren kuşatmasının ardından Faşir’i kaybetti.

Çatışmalar Darfur bölgesinden, başkent Hartum’u batı Sudan'a bağlayan petrol zengini komşu eyalet Kordofan’a sıçradı.

Faşir'in HDK’nın kontrolüne geçmesinden bu yana, toplu katliamlar, etnik şiddet, kaçırma ve cinsel saldırıların yaşandığına dair haberler gelirken, insan hakları örgütleri HDK'nın kontrolündeki bölgelerde etnik katliamlar yaşandığını bildirdi.

Uluslararası Göç Örgütü'ne (IOM) göre geçtiğimiz ayın sonundan bu yana, Kuzey Kordofan'dan yaklaşık 40 bin yerinden edilmiş kişinin yanı sıra 100 binden fazla sivil Faşir'den komşu şehirlere kaçtı. ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz hafta, Washington'da Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile yaptığı görüşmede, Veliaht Prensin talebi üzerine Sudan'daki ‘zulmü’ sona erdirme niyetini açıkladı.

HDK ve BAE, Trump’ın açıklamasını memnuniyetle karşıladı ve Burhan, savaşı sona erdirmek için Washington ve Riyad ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu teyit etti.

İki yıldan fazla süredir devam eden Sudan savaşında on binlerce kişi hayatını kaybetti ve yaklaşık 12 milyon kişi yerinden edildi, bu durum milyonlarca sivili tehdit eden ciddi bir açlık krizine yol açtı.