İklim değişikliği Afrika’da kıtlığı ve terörizmi tetikliyor

İklim değişikliği Afrika'yı aç bırakıyor, terörizm insani çabaları baltalıyor

26 Mayıs'ta Somali'de kuraklığın vurduğu bir bölgede bir hayvan leşinin yanında yerinden edilmiş bir kadın (Reuters)
26 Mayıs'ta Somali'de kuraklığın vurduğu bir bölgede bir hayvan leşinin yanında yerinden edilmiş bir kadın (Reuters)
TT

İklim değişikliği Afrika’da kıtlığı ve terörizmi tetikliyor

26 Mayıs'ta Somali'de kuraklığın vurduğu bir bölgede bir hayvan leşinin yanında yerinden edilmiş bir kadın (Reuters)
26 Mayıs'ta Somali'de kuraklığın vurduğu bir bölgede bir hayvan leşinin yanında yerinden edilmiş bir kadın (Reuters)

Afrika'yı kasıp kavuran iklim değişikliğinin yıkıcılığı, terörizmin kıtanın kaderine yönelik büyüyen tehdidiyle birleşiyor. Afrika Boynuzu’nda iklim değişikliğinin neden olduğu şiddetli kuraklık, geniş çapta bir kıtlığa neden oluyor. Bu durum, bölgedeki insani yardım çalışmalarını kasıtlı olarak hedef alan Somali Eş-Şebab Hareketi liderliğindeki terörist grupların faaliyetlerini şiddetlendiriyor.
Geçen pazar günü yayınlanan Dünya Gıda Programı (WFP) raporuna göre, Afrika Boynuzu ülkelerinde (Cibuti, Etiyopya, Kenya ve Somali) art arda yağışsız geçen dört yağmur mevsiminin ardından 22 milyon insan şiddetli açlık krizi yaşıyor. Birleşmiş Milletler yetkilileri, "İster kuraklık ister sel olsun, bir sonraki felakete hazırlık" çağrısında bulundu.
Amerikan Girişimcilik Enstitüsü’nün (American Enterprise Institute) Kritik Tehditler projesi analisti Liyam Kaar, Şarku’l Avsat’a “iklim değişikliğinin, kıtanın çeşitli bölgelerinde DEAŞ ve El Kaide'nin istismar ettiği istikrarsızlaştırıcı koşulları şiddetlendirdiğini” söyledi.
Bu bağlamda, Afrika araştırmacısı ve Pharos Stratejik Araştırmalar Merkezi Genel Koordinatörü Nermin Tevfik, “İklim değişiklikleri ve bunun çölleşmeyle kuraklığın yayılmasıyla ilgili yansımalarının, kıtanın her yerinde gıda güvenliği üzerinde bir etkiye yol açtığını” belirterek “bu durumun, yiyecek ve su bulmak için kitlesel göç dalgalarına sebebiyet verdiğini” söyledi.
Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamalarda Tevfik, kitlesel göç dalgalarının “göçmen gruplar ve yerli halk arasında huzursuzluk ve çatışmaların artmasına, yoksulluk ve işsizlik oranlarının yükselmesine ve terörist grupların Afrika ülkeleri arasında hareket kolaylığına yol açtığını” belirterek, “terörist grupların güvenlik güçlerinin kırılganlığından yararlanarak daha fazla unsur çekmek için bu faktörü kullandığını” ifade etti.
Tevfik’e göre terör örgütleri iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini çoğaltıyor. Örneğin, terörist grupların vatandaşların tarlalarına talan ve yağma amaçlı terör saldırıları düzenlemeleri, zaten kaynak kıtlığı ve kuraklık çeken vatandaşların mağduriyetini artırıyor.
Son on yılın en ciddi insani felaketiyle karşı karşıya olan Somali, insani yardım uzmanlarının önümüzdeki haftalarda kıtlığı resmi olarak ilan edip etmeyeceğini görmek için bekliyor. Ülke son olarak, yarım milyon insanın ölümüne sebebiyet veren iki büyük kıtlığa 1992 ve 2011 yıllarında tanık olmuştu. Söz konusu iki kıtlık da iç savaşın şiddetlendirdiği kuraklığın sonucuydu.
Eş-Şebab terör örgütü uluslararası yardım çabalarının önündeki en büyük engel konumunda. Gözlemcilerin anlattığına göre örgüt, "toplu alanlara intihar bombacıları gönderiyor, çocukları zorla silah altına alıyor, çiftçilere saldırıyor ve yardım gruplarının zarar gören bölgelere ulaşmasını engelliyor."
Bu ayın başından bu yana Somali güvenlik güçleriyle Ulusal İstihbarat ve Güvenlik Servisi tarafından yürütülen ve çok sayıda Eş-Şebab üyesinin etkisiz hale getirilmesini sağlayan operasyonlara ABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM) da müdahil oldu. Kasım ayı başlarında bir ABD insansız hava aracı saldırısında çok sayıda örgüt militanının öldürüldüğü duyuruldu.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, geçtiğimiz Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Eş-Şebab’ın Somali'de başlattığı saldırılarda bu yıl 600'den fazla sivilin öldürüldüğünü bildirdi.
Birleşmiş Milletler bir hafta önce yayınladığı raporda, iklim değişikliğini hafifletmek ve iklim değişikliğine uyum sağlamak için acil yatırımlar yapılması hususunda uyardı. Raporda, “Afrika Sahil Kuşağı ülkelerinin, artan sıcaklıklar, azalan kaynaklar ve gıda güvensizliği nedeniyle daha da kötüleşen, belki de onlarca yıl sürecek silahlı çatışma ve yerinden edilme riskiyle karşı karşıya olduğu” belirtildi.
Bu bağlamda Kaar, "çiftçiler ve çobanlar arasındaki doğal kaynak rekabetinin kullanılarak, Batı Afrika'nın bazı bölgelerindeki terörist grupların asker topladıklarını” söyledi. Kaar, terör örgütlerinin bu stratejiyi Nijer'in Tillaberi bölgesinde, kuzey Burkina Faso'da ve orta Mali'de nüfuz ve eleman kazanmak için başarıyla kullandığını ve aynı zamanda bu durumun kuzeybatı Nijerya'da güvensizliğe ve terörist yayılmaya sebebiyet verdiğini "belirtti.
Kaar, "İklim değişikliği ve toplumsal güvensizliğin birleşiminin ülke içinde yerinden edilme ve Afrika'dan tüm dünyaya yasa dışı göç hareketlerinde artışa yol açacağını” belirterek bu durumun hem Afrika hem de Avrupa ülkelerinin kaynaklarını zorlayacağına" inandığını söyledi.
Şarku’l Avsat’ın Dünya Bankası’ndan aktardığı 27 Ekim tarihli raporda, Afrika kıtasının iklim değişikliğinden diğer kıtalara nazaran daha fazla etkileneceği ve 2050 yılına kadar 86 milyon kadar Afrikalının göç etmesinin beklendiği belirtildi. Ayrıca raporda, Batı Afrika ve Viktorya Gölü havzasındaki ülkeler için 2030 gibi erken bir tarihte daha fazla iklim kaynaklı göçün ortaya çıkabileceği işaret ediliyor. Rapor, iklim ve kalkınma ile ilgili somut adımlar atılmadığı sürece Batı Afrika’da, 2050 yılına kadar 32 milyon kadar insanın kendi topraklarından çıkmak zorunda kalacağını belirtiyor.



Witkoff, Zelenskiy ve Avrupalı ​​liderlerle görüşmek üzere Berlin'e gidiyor

ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff (Reuters)
ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff (Reuters)
TT

Witkoff, Zelenskiy ve Avrupalı ​​liderlerle görüşmek üzere Berlin'e gidiyor

ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff (Reuters)
ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff (Reuters)

Konu hakkında bilgi sahibi bir ABD yetkilisi, Büyükelçi Steve Wittkoff ve Başkan Donald Trump'ın damadı Jared Kushner'in bu hafta Berlin'de Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Avrupalı ​​liderlerle görüşeceğini söyledi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre yetkili, Wittkoff'un yarın ve pazartesi günleri Fransa, İngiltere ve Almanya'dan yetkililerle de görüşeceğini ifade etti.

Üst düzey bir ABD yetkilisi, Alman Basın Ajansı'na (DPA) Witkoff'un Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy ve Avrupalı ​​yetkililerle görüşeceğini doğruladı.

Zelenskiy'nin pazartesi günü Berlin’e gelerek Almanya Başbakanı Friedrich Merz, çeşitli Avrupa devlet ve hükümet başkanları ile Avrupa Birliği ve NATO liderleriyle görüşmesi bekleniyor.

Witkoff, Ukrayna'daki savaşı sona erdirmeye yönelik ABD önerisi konusunda Ukrayna ve Rusya ile müzakerelere öncülük etti. Witkoff'un gönderilmesi kararı, Washington'un savaşın sona erdirilmesi planının şartları konusunda Kiev ile kalan farklılıkları giderme konusundaki artan aciliyetini vurguluyor.

Wall Street Journal'ın haberine göre, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Almanya Şansölyesi Friedrich Merz'in de toplantıya katılması bekleniyor.

Beyaz Saray perşembe günü yaptığı açıklamada, Trump'ın barış görüşmelerinde ilerleme kaydedilebileceğine inanması halinde, ancak o zaman toplantıya bir yetkili göndereceğini belirtti.


Haberlere göre Herzog, Trump ile görüşmesinden önce Netanyahu'yu affetme konusunda bir karar vermeyecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump (AP)
TT

Haberlere göre Herzog, Trump ile görüşmesinden önce Netanyahu'yu affetme konusunda bir karar vermeyecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump (AP)

İsrail Yayın Kurumu, herhangi bir kaynak göstermeden, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmek üzere ABD'ye gitmesinden önce kendisine af çıkarılması konusunda bir karar vermesinin olası olmadığını bildirdi.

Times of Israel'e göre, bu durumun Trump'ın Netanyahu ile görüşmesinde af konusunun gündeme gelebileceği anlamına geldiğini de belirtti.

Netanyahu, üç yolsuzluk davasıyla karşı karşıya; bunlardan biri, Netanyahu ile Yediot Aharonot gazetesinin genel yayın yönetmeni Arnon Mozes arasında "rakip gazeteleri zayıflatmak karşılığında medyada daha fazla yer alma" konusunda yapılan gizli görüşmeleri içeriyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, yıllardır süren yolsuzluk davasında affedilmesi için geçen pazar günü Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'a başvuruda bulundu.Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Netanyahu, ceza yargılamasının İsrail'i yönetme yeteneğini engellediğini ve affın devletin kamu yararına hizmet edeceğini savundu.

İsrail'in kuruluşundan bu yana en uzun süre görev yapan başbakanı olan Netanyahu, rüşvet, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlamalarını uzun zamandır reddediyor.

Reuters'e göre avukatları cumhurbaşkanlığı ofisine yazdıkları bir mektupta Netanyahu'nun, yasal sürecin tamamen beraatiyle sonuçlanacağına hala inandığını belirtti.


Kaynaklar: Biden dönemi boyunca Amerika Birleşik Devletleri İsrail'den istihbarat bilgilerini gizledi

İsrailli bir asker, 6 Aralık 2023'te güney İsrail'den Gazze Şeridi üzerine bir İsrail insansız hava aracı fırlatıyor (AFP)
İsrailli bir asker, 6 Aralık 2023'te güney İsrail'den Gazze Şeridi üzerine bir İsrail insansız hava aracı fırlatıyor (AFP)
TT

Kaynaklar: Biden dönemi boyunca Amerika Birleşik Devletleri İsrail'den istihbarat bilgilerini gizledi

İsrailli bir asker, 6 Aralık 2023'te güney İsrail'den Gazze Şeridi üzerine bir İsrail insansız hava aracı fırlatıyor (AFP)
İsrailli bir asker, 6 Aralık 2023'te güney İsrail'den Gazze Şeridi üzerine bir İsrail insansız hava aracı fırlatıyor (AFP)

Konuyla ilgili bilgi sahibi altı kaynak, eski Başkan Joe Biden'ın yönetimi sırasında ABD istihbarat yetkililerinin, Gazze'deki savaş çabalarının yürütülme biçimine ilişkin endişeler nedeniyle İsrail ile bazı önemli bilgilerin paylaşımını geçici olarak askıya aldığını söyledi.

2024 yılının ikinci yarısında ABD, İsrail hükümetinin rehineleri ve Hamas militanlarını hedef almak için kullandığı Gazze üzerinde uçan bir ABD insansız hava aracının canlı yayınını kesti. Kaynaklardan beşi, askıya alma işleminin en az birkaç gün sürdüğünü belirtti.

İki kaynak, ABD'nin ayrıca İsrail'in Gazze'deki kritik askeri tesisleri hedef alma çabalarında belirli istihbaratı nasıl kullanabileceğine dair kısıtlamalar getirdiğini söyledi.

Her iki kaynak da kararın ne zaman alındığını belirtmekten kaçındı. Tüm kaynaklar, ABD istihbarat bilgilerini tartışmak için anonim kalmayı talep etti. Karar, ABD istihbarat camiasında Gazze'deki İsrail askeri operasyonlarında öldürülen sivillerin sayısı hakkındaki artan endişelerle birlikte geldi.

Kaynaklar, yetkililerin, İsrail'in iç güvenlik servisi Şin Bet tarafından Filistinli tutsaklara yapılan kötü muameleden endişe duyduğunu bildirdi.

Kaynaklardan üçü, yetkililerin ayrıca İsrail'in ABD istihbaratını kullanırken savaş hukukuna uyacağına dair yeterli güvence vermemesinden de endişe duyduğunu belirtti.

ABD yasalarına göre, istihbarat teşkilatları herhangi bir yabancı ülkeyle bilgi paylaşmadan önce bu güvenlik önlemlerini almak zorundadır.

İki kaynak, istihbarat camiası içinde bilgi saklama kararının sınırlı ve taktiksel olduğunu ve Biden yönetiminin istihbarat paylaşımı ve silah transferi yoluyla İsrail'e desteğini sürdürme politikasını koruduğunu belirtti.

Kaynaklar, yetkililerin, İsrail'in ABD istihbarat bilgilerini savaş hukukuna uygun olarak kullanmasını sağlamaya çalıştığını ifade etti.

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak, istihbarat yetkililerinin Beyaz Saray'dan emir almaya gerek duymadan belirli bilgi paylaşımı kararlarını derhal alma yetkisine sahip olduğunu söyledi. Başka bir bilgi sahibi kaynak ise İsrail'in ABD istihbarat bilgilerinin kullanım şeklini değiştirme taleplerinin, bu bilgilerin nasıl kullanılacağına dair yeni güvenceler gerektireceğini belirtti.

Reuters, bu kararların tarihlerini veya Başkan Joe Biden'ın bunlardan haberdar olup olmadığını belirleyemedi. Biden'ın sözcüsü ise yorum talebine yanıt vermedi.