İsrail, Cenin yakınlarında ölen bir gencin cesedini iade ettikleri için Abbas'a ve yetkililere teşekkür etti

Cenin kampına girişlerden biri (EPA)
Cenin kampına girişlerden biri (EPA)
TT

İsrail, Cenin yakınlarında ölen bir gencin cesedini iade ettikleri için Abbas'a ve yetkililere teşekkür etti

Cenin kampına girişlerden biri (EPA)
Cenin kampına girişlerden biri (EPA)

İsrail ordusuna göre Arap asıllı İsrailli bir gencin cesedi, Cenin kampında Filistinli gruplar tarafından kaçırılmasının ardından yoğun müzakerelerin ardından bu sabah ailesine teslim edildi. İsrail Başbakanı Yair Lapid dün, cesedi verilmemesi halinde ‘kaçıranların ağır bedel ödeyeceği’ konusunda uyarıda bulunmuştu.
17 yaşındaki Dürzi Tiran Ferro’nun ailesi, oğullarının geçirdiği trafik kazasının ardından kaldırıldığı Cenin’deki bir hastanede Filistinli silahlı kişilerce kaçırıldığını bildirdi.
İsrail ordusu günün erken saatlerinde yaptığı açıklamada, Cenin'de trafik kazasında yaşamını yitiren bir İsraillinin cenazesinin güvenlik güçlerinin çabaları ve Filistin makamlarıyla koordineli olarak İsrail'deki ailesine teslim edildiğini bildirdi.
Henüz hiçbir taraf sorumluluğu üstlenmedi ancak Filistinli savaşçılar cesedi Hamas, İslami Cihad ve El Fetih üyelerinin konuşlandığı Cenin kampında ele geçirdi. Askeri bir yetkili düzenlediği basın toplantısında yabancı basına, “Bizim bakış açımıza göre, cesedi kurtarmanın iki yolu vardı; Ya Filistin Yönetimi aracılığıyla ya da şehirde, kampta, çok ama çok şiddetli olması muhtemel silahlı bir operasyonla” şeklinde konuştu. Yetkili, Mahmud Abbas başkanlığındaki Filistin Yönetimi’nin, şiddetli çatışmalardan ve Batı Şeria'nın ekonomisine yönelik sonuçlardan kaçınmak için savaşçıları cesedi geri vermeye ikna etmek için yoğun müzakereler yürüttüğünü söyledi.
İsrail askeri yetkilisi, “İsrailli gencin cesedinin iadesi karşılığında hiçbir şey teklif etmedik. Başlangıçta Filistinli savaşçılar onun bir asker ya da gizli ajan ya da tatile giden bir asker olduğunu düşündüler ve bir noktada bunun doğru olmadığını anladılar. Belki de durumu değiştiren buydu” dedi.
Ferro'nun cenazesi iade edildikten sonra Lapid, eğer yaşasaydı bugün 18. doğum gününü kutlayacak olan Tiran'ın trajik ölümü nedeniyle ailesine ve Dürzi topluluğuna başsağlığı diledi. İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ise Filistinli yetkililere ‘sefil ve insanlık dışı bir adımın ardından gelen bu insani jest’ için teşekkür etti.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.