Neuralink'in kurucu ortağından körlüğe son verecek tasarım: Siborg göz protezi

Bilim Gözü (Science Eye) adlı implant, kullanıcının optik siniri aracılığıyla beynine bilgi iletiyor

Nöroteknoloji girişimi Science, ciddi görme engeli olan hastalar için gelişmiş bir optogenetik optik protezi tanıttı (Science Eye)
Nöroteknoloji girişimi Science, ciddi görme engeli olan hastalar için gelişmiş bir optogenetik optik protezi tanıttı (Science Eye)
TT

Neuralink'in kurucu ortağından körlüğe son verecek tasarım: Siborg göz protezi

Nöroteknoloji girişimi Science, ciddi görme engeli olan hastalar için gelişmiş bir optogenetik optik protezi tanıttı (Science Eye)
Nöroteknoloji girişimi Science, ciddi görme engeli olan hastalar için gelişmiş bir optogenetik optik protezi tanıttı (Science Eye)

Elon Musk'ın beyin çipi girişimi Neuralink'in kurucu ortağı, yeni bir proje kapsamında görme engelli hastalar için bir optik protez tanıttı.
Bilim Gözü (Science Eye), şu anda tedavisi olmayan iki ciddi körlük türünü hedeflemeyi amaçlıyor. Cihaz, kullanıcının optik siniri aracılığıyla bilgi aktararak nihayetinde bir beyin-bilgisayar arayüzü görevi görüyor.
Eski Neuralink başkanı Max Hodak liderliğindeki beyin-bilgisayar arayüzü girişimi, teknolojiyi ticarileştirme hedefiyle şimdiden 160 milyon dolar topladı.
Science Corp adlı girişim, verileri kafatasındaki bir delik yerine optik sinirden geçirmek için fotonik kullanarak Neuralink'ten farklı bir yaklaşım benimsiyor.
The Independent'ta yer alan habere göre, cihaz şu anda her ikisi de ciddi görme kaybına yol açabilen retinitis pigmentosa (RP) ve yaşa bağlı kuru tip makula dejenerasyonunu (AMD) hedeflemek üzere geliştiriliyor.
Hodak'a göre göz implantının gelecekteki versiyonları gözlüklerin yerini alabilir ve hatta sanal gerçeklik gözlüğü olarak da kullanılabilir.
Şirket, cihazın takıldığı hastaların gördüğü ilk görüntülerin, engelli olmayanların görme deneyiminden "epey farklı" olacağına inanıyor.
Firma, "Biz daha fazlasını öğrendikçe, bunun da gelişeceğini düşünüyoruz. Bu sinirbilim faaliyetinin çoğunu hayvanlar üzerinde gerçekleştirmek zor. Ancak (gelecekteki) ilk hastalarımıza bile önemli ölçüde bağımsızlık kazandırmayı umuyoruz" dedi.
"Öncelikli odak noktamız, insanlı ilk klinik çalışmalara geçebilmek için hayvanlarda yeterli güvenlik verilerini sağlamak. Bu, nihai bir ticari ürüne doğru atılan ilk adım olacak.
Science, teknolojinin ticarileştirilmesinin önünde hiçbir temel araştırma sorunu olmadığını iddia ediyor. Ayrıca "çok uzak olmayan bir gelecekte" ürünü pazara sunmayı umuyor.



Down sendromlu bireylerde kalp hastalığı riski neden daha yüksek?

Down sendromu, insanların fazladan bir kromozomla doğması sonucu ortaya çıkan gelişimsel bir engel. Araştırmacılar bu rahatsızlığa sahip kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu belirtiyor (AFP)
Down sendromu, insanların fazladan bir kromozomla doğması sonucu ortaya çıkan gelişimsel bir engel. Araştırmacılar bu rahatsızlığa sahip kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu belirtiyor (AFP)
TT

Down sendromlu bireylerde kalp hastalığı riski neden daha yüksek?

Down sendromu, insanların fazladan bir kromozomla doğması sonucu ortaya çıkan gelişimsel bir engel. Araştırmacılar bu rahatsızlığa sahip kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu belirtiyor (AFP)
Down sendromu, insanların fazladan bir kromozomla doğması sonucu ortaya çıkan gelişimsel bir engel. Araştırmacılar bu rahatsızlığa sahip kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu belirtiyor (AFP)

Araştırmacılar bu hafta, Down sendromlu kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu açıkladı.

Kişinin fazladan bir kromozomla doğmasından kaynaklanan bu gelişimsel engel, beynin ve vücudun nasıl geliştiğini etkileyebiliyor. Bu, ABD'de kromozomla bağlantılı en yaygın rahatsızlık ve her yıl Down sendromu olan 6 bin bebek dünyaya geliyor. Amerika'da 400 bin ila 600 bin kişinin Down sendromuyla yaşadığı tahmin ediliyor.

Bilim insanları bu genetik rahatsızlığın risk faktörlerinin hepsini olmasa da bazılarını biliyor. Kalp hastalığı riskinin artmasının potansiyel nedeninin, daha yüksek obezite prevalansı, kandaki yağın anormal seviyelerde olması, hareketsiz yaşam tarzı ve düşük tansiyon prevalansının daha düşük olması gibi farklı kardiyovasküler risk faktörlerine bağlı olduğunu söylüyorlar. Down sendromlu birçok birey, gevşek eklemler nedeniyle kas kazanmada zorluklar yaşıyor.

Vücutları da genel nüfusa göre daha hızlı yaşlanıyor, saçları beyazlıyor ve bağışıklık fonksiyonları diğerlerine göre daha erken düşüyor.

İsveç'teki Gothenburg Üniversitesi'nden Dr. Anne Pedersen yaptığı açıklamada şöyle diyor:

Sonuçlarımız, Down sendromlu bireylerin yaşa bağlı bazı kardiyovasküler çıktılar açısından daha yüksek risk altında olduğunu ve önceki çalışmaların sonuçlarıyla uyumlu bir şeilde kardiyovasküler risk faktörü profillerinin genel popülasyondan farklı olduğunu gösteriyor.

Araştırma çarşamba günü Journal of Internal Medicine adlı hakemli dergide yayımlandı.

Yazarlar, 1946 ve 2000 arasında İsveç'te doğan 5 bin 100'den fazla Down sendromlu bireyin sağlık durumunu inceledi. Bu kişileri, Down sendromu olmayan diğer İsveçlilerle karşılaştırdılar.

Araştırmacılar, Down sendromunun 4,41 kat daha yüksek iskemik inme riski ve 5,14 kat daha yüksek hemorajik inme riskiyle ilişkili olduğunu saptadı. İskemik inme, bir şey kan akışının beyne ulaşmasını engellediğinde, hemorajik inme de zayıflayan kan damarı yırtıldığında meydana geliyor.

Ayrıca kalp krizi riski Down sendromu olan ve olmayan kişilerde yakınken, Down sendromlu gençlerde yüksek çıktı.

Bu değişikliklerin neden gözlemlendiğini belirlemek için daha fazla araştırma yapılması gerekirken yazarlar, bulguların gelecekte küresel araştırma ve tedavilere yansıyabileceğini söylüyor.

Pedersen, "Bunun Down sendromlu bireylerin izlenmesi ve tedavisi açısından gelecekte etkileri olabilir" diyor.

Independent Türkçe