BAE'de gerçekleşen Rusya-Ukrayna müzakereleri çıkmazı aşıyor

Kremlin yorum yapmaktan kaçınırken, Moskova'daki kaynaklar Abu Dabi'nin güvenilir bir ortak olduğunu yineledi.

Ukrayna kuvvetleri, Herson yakınlarındaki Rus mevzilerini bombaladı (AP)
Ukrayna kuvvetleri, Herson yakınlarındaki Rus mevzilerini bombaladı (AP)
TT

BAE'de gerçekleşen Rusya-Ukrayna müzakereleri çıkmazı aşıyor

Ukrayna kuvvetleri, Herson yakınlarındaki Rus mevzilerini bombaladı (AP)
Ukrayna kuvvetleri, Herson yakınlarındaki Rus mevzilerini bombaladı (AP)

Kremlin perşembe günü yaptığı açıklamada, Batı medyası tarafından BAE'de Rusya ve Ukrayna temsilcileri arasında yakın zamanda yapılan görüşmeler hakkında dolaşan verilerin geçerliliğini inkâr etmekten veya doğrulamaktan kaçındı. Rusya cumhurbaşkanlığı sözcüsü Dimitri Peskov, geçen hafta Rus ve Ukraynalı yetkililerin esir takası ve amonyak ihracatının yeniden başlamasını görüşmek üzere Birleşik Arap Emirlikleri'nde bir araya geldiği toplantıyla ilgili gazetecilerin yorum yapması talebine yanıt olarak, "Yorum yapmak mümkün değil, gübre ihracatının da yeniden başlaması hakkında yorum yapmak mümkün değil, bunu ilk kez duyuyorum” dedi. Şarku'l Avsat'a konuşan bir Rus diplomatik kaynak ise Moskova'nın, Abu Dabi'nin söz konusu meselelerde arabuluculuk yapmak için oynadığı her türlü rolü memnuniyetle karşıladığını doğruladı ve "BAE'nin bugün olduğu gibi daha önce de güvenilir bir ortak olduğunu" belirtti. Basında çıkan haberlerde, 17 Kasım'da BAE'de yapıldığı söylenen görüşmelerde, Rus ve Ukraynalı savaş esirlerinin iadesi karşılığında Rus gübre ihracatına devam etme olasılığının görüşüldüğü belirtildi. Reuters, müzakerelerin ilerleyişinden haberdar olduklarını söyleyen kaynakların, müzakerelerin özellikle 17 Kasım'da uzatılan tahıl anlaşmasının uygulanmasının önündeki bazı engelleri aşmayı amaçladığını aktardı.

Putin, Moskova'da dün gerçekleşen Uluslararası Yapay Zekâ Konferansı'nda konuşuyor (Reuters)
Aynı kaynaklara göre, görüşmelerde küresel gıda kıtlığını hafifletmek için Rusya ve Ukrayna'nın arzının kesilmesi koşulları da ele alındı. Reuters, Birleşmiş Milletler'in Karadeniz'deki üç Ukrayna limanından tarım ürünleri ihracatı konulu müzakerelerdeki merkezi rolüne rağmen, bu toplantıda temsil edilmediğini bildirdi.
Kaynaklar, Ukrayna'nın Türkiye Büyükelçisi Vasily Bodnar'ın "Ukraynalı savaş esirlerinin serbest bırakılması hususu, Rusya'nın amonyak ihracatına başlama müzakerelerinin bir parçası" sözlerini aktardı. Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanlığı tarafından perşembe günü yapılan açıklamada, Rusya-Ukrayna krizini sona erdirmenin tek yolunun diplomasi olduğu yinelendi.
BAE Dışişleri ve Uluslararası Siyasi İşler İşbirliği Bakan Yardımcısı Lana Nusseibeh yaptığı açıklamada, "Krizin başlangıcından bu yana BAE, gerilimi azaltma ve diyalog çağrısında bulundu ve bu konudaki tüm diplomatik girişimleri destekledi. BAE, diplomasinin krizi sona erdirmenin tek geçerli yolu olmaya devam ettiğine inanıyor ve uluslararası toplumun mevcut durumun Ukrayna içindeki ve dışındaki siviller ile bölgesel ve uluslararası barış, güvenlik ve istikrar üzerindeki yansımaları hakkındaki derin endişelerini paylaşıyor. Çatışma zamanlarında, ortak sorumluluğumuz, krizlerin barışçıl ve hızlı bir şekilde çözülmesini sağlayacak yolları belirlemek ve izlemek için hiçbir çabadan kaçınmamaktır. Bu nedenle BAE, iletişim kanallarını açık tutmaya, diyaloğu teşvik etmeye, diplomasiyi desteklemeye, acıları hafifletmeye ve uluslararası barış ve güvenliği artıran ve siviller üzerindeki insani etkiyi sona erdiren barışçıl ve sürdürülebilir bir çözüm bulmak için elimizdeki tüm araçları kullanmaya kararlıdır." ifadelerini kullandı.
BM Genel Sekreteri’nin Siyasi İşlerden Sorumlu Yardımcısı Rose Marie DiCarlo, çarşamba günü BM Güvenlik Konseyi'ne yaptığı açıklamada, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırılarına ilişkin haberler arasında Rus ve Ukraynalı tutuklu değişiminin olumlu bir gelişme olduğunu söyledi. Ukrayna'nın talebiyle gerçekleşen konsey toplantısında konuşan DiCarlo, iki tarafı mahkumları serbest bırakmaya ve savaş esirleriyle ilgili olarak uluslararası insancıl hukuka uymaya davet etti.
Kremlin konuyla ilgili yaptığı açıklamalarda temkinli bir duruş sergilerken, Şarku'l Avsat'a konuşan bir Rus diplomatik kaynak, Moskova'nın "müzakerelerdeki çıkmazı kırmak ve arabuluculuk yapmak amacıyla alan sağlamak için çaba gösteren her tarafla olumlu bir şekilde ilgilendiğini" doğruladı. Kaynak, Moskova'nın arabulucu tarafların, “Rusya'nın asıl amacı Donbas'taki halka yardım etmek olan askeri operasyonları neden gerçekleştirdiğinin farkında olunması gerektiği” gerçeğinden hareket ettiğine ve Moskova'nın askeri operasyonlara başlamadan önce Minsk anlaşmalarının uygulanması yoluyla 8 yıl boyunca kabul edilebilir formülasyonlara ulaşmaya çalıştığına işaret etti. Herhangi bir arabulucu tarafın, Rusya'nın ulusal güvenlik açısından endişelerini anlaması gerektiğini ekleyen kaynağa göre, "BAE güvenilir bir ortak ve bu endişeleri anlıyor." Kaynak, Abu Dabi'nin "daha önce de orta yol bulunması için bir diyalog mekanizmasının başlatılmasını önerdiğini ve Moskova'nın, BAE’nin önerisini inceleme sözü verdiğini" belirtti.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov perşembe günü Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) ile Rusya'nın kontrol ettiği Ukrayna'daki Zaporijya Nükleer Santrali’nin güvenliğine ilişkin temasların yapıcı ve umut verici olduğunu söyledi. Rusya'nın 24 Şubat'ta Ukrayna'yı işgalinden kısa bir süre sonra ele geçirdiği Zaporijya Nükleer Santrali hafta sonu tekrar vuruldu ve Ukrayna tarafı, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na nükleer bir felaketi önlemek için santral çevresinde bir koruma bölgesi oluşturma çağrılarını yineledi. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Rafael Grossi, Zaporijya Nükleer Santrali’nin güvenliğini görüşmek üzere çarşamba günü İstanbul'da Rus heyeti ile bir araya geldi.



Rus denizaltı, Britanya sularında gezinmiş

Bir denizaltısavar Merlin Mk2 helikopterinin gemiyi takip ettiği görüldü (Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı)
Bir denizaltısavar Merlin Mk2 helikopterinin gemiyi takip ettiği görüldü (Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı)
TT

Rus denizaltı, Britanya sularında gezinmiş

Bir denizaltısavar Merlin Mk2 helikopterinin gemiyi takip ettiği görüldü (Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı)
Bir denizaltısavar Merlin Mk2 helikopterinin gemiyi takip ettiği görüldü (Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı)

Britanya çevresindeki kritik sualtı altyapısını haritalayan casus geminin yanında bir Rus denizaltının görevlendirildiği ortaya çıktı.

Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı (MoD), olayın fotoğrafını kamuoyuyla paylaştı. Fotoğrafta, resmi olarak Rus araştırma gemisi diye tanımlanan ve Britanya'yla İrlanda arasındaki doğalgaz boru hattını incelediği bildirilen Yantar'ı bir denizaltının takip ettiği görülüyor. Eşlik eden denizaltının Rusya tarafından özellikle sabotaj için inşa edilmiş denizaltılardan biri olup olmadığı net değil.

Geçen yıl kasımda İrlanda Denizi'nde Yantar'ı takip eden bir denizaltısavar Merlin Mk2 helikopteri ve yakınlarda yüzeye çıkmış bir Britanya denizaltısı da fotoğrafta görülebiliyor.

Sunday Times'a göre, bunun Rus denizaltılarının Yantar'a Britanya Adaları'na yakın sularda eşlik ettiği birkaç operasyondan biri olduğuna inanılıyor.

Kraliyet Donanması Komutanı General Sör Gwyn Jenkins bu ay, son iki yılda "Britanya sularındaki Rus ihlallerinde yüzde 30'luk artış" olduğunu söylemişti.

Bu faaliyetin en belirgin şekilde Birleşik Krallık (BK) sularının yakınında faaliyet gösteren Yantar gibi casus gemilerinin varlığında görüldüğünü belirten yetkili, "Beni en çok endişelendiren şey, dalgaların altında olup bitenler" uyarısında bulundu.

Geçen hafta Sör Gwyn, Rusya'nın GUGI diye bilinen seçkin derin denizaltı birimine yaptığı yatırımı yenilediği konusunda uyarıda bulunmuştu. BK, Rusya'nın sualtı istihbarat toplama operasyonlarının geliştirilmesine öncülük eden Rus askeri teşkilatına bu yıl haziranda yaptırım uygulamıştı.

Savunma Bakanlığı Sözcüsü şunları söyledi:

Savunma Bakanı'nın da söylediği gibi, Başkan Putin'e mesajımız açık: Sizi görüyoruz, ne yaptığınızı biliyoruz ve bu ülkeyi korumak için güçlü bir şekilde harekete geçmekten çekinmeyeceğiz. Rusya'nın hem BK'ye hem de müttefiklerimize ait denizaltı kablolarını, ağlarını ve boru hatlarını haritalama girişimlerini de içeren tehdidinin son derece farkındayız ve bu tehditlerle doğrudan mücadele ediyoruz. Bu nedenle başbakan, Soğuk Savaş'tan bu yana en büyük sürekli savunma harcaması artışını açıkladı; bu artış, Nisan 2027'den itibaren GSYİH'nin yüzde 2,5'ine kadar harcama taahhüdünü ve ekonomik ve mali koşullar elverdiği takdirde bir sonraki parlamentoda GSYİH'nin yüzde 3'üne kadar harcama yapma hedefini içeriyor. Ayrıca, Rusya rejimi altındaki bireylere, kuruluşlara ve gemilere karşı 900 yeni yaptırım uyguladık ve ileri seviye denizaltısavar teknolojisinin geliştirilmesini ve konuşlandırılmasını hızlandırdık.

BK hükümeti, otonom gemileri, yapay zeka destekli sensörleri, savaş gemilerini ve uçakları entegre ederek kritik denizaltı altyapısını gelişen zorluklara karşı korumayı amaçlayan Atlantik Kalesi programının, BK ve NATO için Kuzey Atlantik'i güvence altına alarak Rusya'nın gelişen denizaltı gücünün tehdidine karşı koymaya katkı sunacağına inanıyor.

Independent Türkçe


Trump'la görüşmeye Gazze için alternatif planla giden Netanyahu'nun hedefinde İran var

ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı  (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı  (AFP)
TT

Trump'la görüşmeye Gazze için alternatif planla giden Netanyahu'nun hedefinde İran var

ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı  (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı  (AFP)

Miami’deki Mar-a-Lago’da pazartesi günü yapılması planlanan Donald Trump– Binyamin Netanyahu görüşmesi öncesi İsrail’de kulisler hareketlenirken, siyasi kaynaklar bu zirveyi Netanyahu’nun siyasi kaderini şekillendirecek bir dönüm noktası olarak tanımlıyor. Ancak görüşmenin, Netanyahu’nun Beyaz Saray’ın Gazze planını hayata geçirme konusundaki ivmesini frenleme çabalarını da gündeme taşıması bekleniyor.

Taraflar arasında öncelikler konusunda ciddi bir görüş ayrılığı olduğu belirtiliyor. İsrailli siyasi kaynaklar, “Walla” sitesine yaptıkları değerlendirmede, “ABD yönetimi Netanyahu’dan rahatsız ve onu Trump’ın planını engellemekle suçluyor. Buna karşın Trump, Netanyahu’ya olan güvenini koruyor, onu kolluyor ve azarlamak yerine uzlaşma arayışında olacak. Trump, görüşmenin merkezine Gazze’yi koyarken, Netanyahu öncelikleri değiştirerek gündemi İran’la başlatmak istiyor” ifadelerini kullandı.

İsrailli yetkililer, Netanyahu’nun “İran’a yönelik, özellikle İsrail-ABD ortak bir saldırısının, gelecekteki nükleer anlaşma açısından daha iyi sonuçlar doğuracağı ve hatta Tahran’daki rejimi sarsabileceği” görüşünü savunduğunu aktarıyor.

Şarku’l Avsat’ın Yediot Ahronot gazetesinden aktardığı habere göre İran, Trump’ın girişimlerini boşa çıkarmak amacıyla Hizbullah ve Hamas’a büyük yatırımlar yapıyor. Gazete, bu örgütlerin silahsızlanmayı reddetmesinin Devrim Muhafızları’nın teşvikiyle gerçekleştiğini ileri sürüyor.

Gazze planında değişiklik arayışı

Aynı kaynaklara göre Netanyahu, Gazze dosyasını soğutmayı hedefleyen bir yol haritası önermeye hazırlanıyor. Bu planın, Trump’ın Gazze planını hayata geçirme konusundaki “görünen aceleciliğini” durdurmayı, süreci yavaşlatmayı ve hatta Beyaz Saray’da çizilen yol haritasının yerine İsrail önceliklerini esas alan yeni bir plan koymayı amaçladığı belirtiliyor.

“Maariv” gazetesine göre Trump’a sunulması planlanan İsrail önerisi, Hamas’ın fiilen silahsızlanmasına kadar Gazze Şeridi’nin yüzde 75’ine varan bir alan üzerinde İsrail kontrolü öngörüyor. İsrail’in mevcut anlaşmalar kapsamında şu anda Gazze’nin yüzde 53’ünü kontrol ettiği, son bir ayda bu oranı yüzde 58’e çıkardığı ifade ediliyor.

h
ABD Başkanı Donald Trump'ın planına göre Gazze Şeridi'nden çekilme aşamalarının haritası (Beyaz Saray)

Trump ise Gazze konusunda farklı bir yaklaşım benimsiyor. ABD Başkanı, Gazze’de ilerleme sağlanmasının İran’ı izole edeceğini ve diplomatik sürece yönelteceğini düşünüyor. İsrail değerlendirmelerine göre Trump, silahsızlanma sürecini zamana yayılan bir aşama olarak görüyor ve derhal ikinci aşamaya geçilmesini, yeniden imar sürecine odaklanılmasını istiyor. Bu çerçevede İsrail’den engel çıkarmamasını ve Gazze’de yeni bir çekilmeye hazırlanmasını talep ediyor.

Bu nedenle, Yediot Ahronot Netanyahu’nun, Trump’ın taleplerinin savaşta elde edilen kazanımları aşındıracağı endişesini taşıyan İsrail ordusunu da sürece dâhil ettiğini yazıyor. Netanyahu’nun, “ileri ve önleyici savunmayı da içeren yeni bir güvenlik doktrininin” merkezde yer almasını isteyeceği ve bu yaklaşım için ABD’den siyasi ve askeri destek talep edeceği belirtiliyor. Gazeteye göre Netanyahu ayrıca, Trump çevresinde etkili olan Türkiye ve Katar’ın nüfuzunu dengelemeye çalışacak.

Çatışma endişesi ve temkinli yaklaşım

Netanyahu, bu önerilerin Trump ve ekibiyle ciddi tartışmalara, hatta bir krize yol açabileceğinin farkında. Gazetenin stratejik işler muhabiri Ron Ben-Yişay, İsrail liderliğinin Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy arasında Beyaz Saray’da yaşanan “küçük düşürücü” karşılaşmayı hatırladığını ve Trump’ın Netanyahu’ya karşı da ani bir tutum değişikliğine giderek İsrail’i “nankörlükle” suçlayabileceğinden endişe duyduğunu yazıyor.

csdfvgh
Trump ve Netanyahu, 29 Eylül 2025’te Beyaz Saray’daki basın toplantısının sonunda tokalaşırken (AFP)

Haberde, İsrail tarafının son derece temkinli davranmak zorunda olduğunun farkında olduğu vurgulanırken, Netanyahu’nun ikili ilişkiler kapsamında birçok talebi bulunduğu belirtiliyor. Bunlar arasında, önümüzdeki yılları kapsayan çok yıllı güvenlik yardımı planı çerçevesinde İsrail’in niteliksel askeri üstünlüğünün korunması ve bölge ülkelerine gelişmiş silah satışlarına kısıtlamalar getirilmesi de yer alıyor.

Bölgesel başlıklarda ise Türk meselesinin de Mar-a-Lago’daki görüşmede gündeme gelmesi bekleniyor. Netanyahu’nun, Gazze’de ve Suriye’nin orta ve güney kesimlerinde Türkiye’nin askeri varlığına İsrail’de geniş bir karşıtlık bulunduğunu savunacağı, bu varlığın İsrail’in güvenlik tehditlerini bertaraf etme kabiliyetini sınırladığını ileri süreceği belirtiliyor. Ancak Trump’ın bu konuda farklı bir tutum sergileyebileceği ve Netanyahu’nun muhalefetini yumuşatmak zorunda kalabileceği değerlendiriliyor.

İsrailli yorumculara göre Trump, Mar-a-Lago zirvesinde Netanyahu’dan, seçim yılı olması nedeniyle İsrail’deki sağ tabanı rahatsız edebilecek tavizler isteyebilir. Bu nedenle Netanyahu’nun her başlıkta sert bir pazarlık yürütmesi bekleniyor. İsrail basınına göre bu görüşme, Netanyahu için Florida sahillerinde “rahat bir gezinti” olmayacak.


Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud: Ortadoğu’daki çatışmanın topraklarımıza sıçramasına izin vermeyeceğiz

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (SONNA)
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (SONNA)
TT

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud: Ortadoğu’daki çatışmanın topraklarımıza sıçramasına izin vermeyeceğiz

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (SONNA)
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (SONNA)

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, bugün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Somaliland’ı bağımsız bir devlet olarak tanıma kararının ‘kabul edilemez bir adım, uluslararası normların ihlali ve ülkenin bağımsızlığına açık bir saldırı’ olduğunu söyledi.

İsrail, cuma günü tek taraflı olarak ilan edilen Somaliland’ı ‘bağımsız egemen devlet’ olarak resmen tanıyan ilk ülke oldu.

Bu karar, bölgesel dinamikleri yeniden şekillendirecek, Somali'nin uzun süredir devam eden ayrılıkçılığa karşı muhalefetini sınayacak ve Tel Aviv'e Afrika kıtasının en uzun deniz sınırına sahip ülkede, hassas Afrika Boynuzu bölgesinde bir dayanak noktası oluşturacak.

Somali Cumhurbaşkanı Şeyh Mahmud, parlamentoda yaptığı konuşmada, ‘Ortadoğu’daki çatışmanın ülkemize taşınmasını’ reddettiğini belirterek “Birliği sağlamak için Somaliland ile diyalog konusunda kararlıyız” dedi. Şeyh Mahmud, ülkesinin, saldırıların başlatılabileceği askeri üslerin kurulmasını kabul etmeyeceğini vurguladı.

Arap Birliği'nin olağanüstü toplantısı

Öte yandan Somali'nin Kahire Büyükelçisi ve Arap Birliği (AL) Daimi Temsilcisi Ali Abdi Avari bugün, Tel Aviv’in Somaliland’ı tanımasına atıfla, İsrail'in Filistin halkını topraklarından zorla çıkarmak amacıyla Somali'deki ayrılıkçı bir oluşumu desteklediğini söyledi.

j6y
Hargeisa Savaş Anıtı önünde Somaliland bayrağı taşıyan bir genç (AFP)

Avari, Arap Birliği’nin acil toplantısında “Somali, Filistinlileri topraklarından çıkarmaya yönelik hiçbir girişime taraf olmayacak” dedi.

Bu planları engellemek ve İsrail'in aleni emellerine karşı durmak için çalışacaklarını belirten Avari, İsrail'in Somaliland'ı tanıma kararının ‘tüm Arap ulusal güvenliğini ve Kızıldeniz'deki seyrüseferi etkileyen doğrudan bir saldırı’ olduğunu vurguladı.

Birleşmiş Millerler Güvenlik Konseyi (BMGK), İsrail'in Somaliland'ı bağımsız bir devlet olarak tanımasıyla ilgili olarak pazartesi günü acil bir toplantı düzenleyecek.

Avari, toplantı öncesinde, çoğu Müslüman olan 21 ülke dün geç saatlerde ortak bir bildiri yayınlayarak İsrail'in kararının ‘Afrika Boynuzu'ndaki barış ve güvenlik’ ile daha geniş kapsamda Kızıldeniz bölgesi üzerinde ‘ciddi yansımaları’ olacağı konusunda uyarıda bulundu.

Somali'nin kuzeyinde bulunan ve çoğunluğu Müslümanlardan oluşan nüfusu birkaç milyonu bulan Somaliland, otuz yılı aşkın bir süredir fiilen bağımsız bir bölge.